24 Şubat 2012 Cuma

Allah aşkınızı versin..!




En son diyeceğimi ilk başta söyleyeyim: İki karşı cins arasında yaşanan şey aşk değil, tutku; ya da akıl tutulmasıdır..

Akıl tutulması ile  akıl sarhoşluğu başka şeyler..Biri insani, ikincisi ilahi..


Akıl sarhoşluğundan kastım ilahi cezbe ile ilahi aşk şarabından içip; basamak basamak; önce canlıları şefkatle severek; sonra Hazreti Yunus gibi, Hazreti Mevlana gibi, üstada, hocaya,şeyhe aşık olup; edebi ve aşkı öğrenmek ve daha sonra Gül Kokulu Kainatın Övüncüne, Peygamberimize (sav)  aşık olma basamağından, Allah’ta fena bulup, Allah aşkı ile yanıp, kavrulmaktır..


Aşk diyorsanız, aşktan anladığım, en azından budur..Tadını bilmesem de..

İnsani ve ilahi olarak aşkı sınıflandırdığımızda; şimdilerde her yerde duyduğumuza ben aşk değil, tutku ya da akıl tutulması diyorum ki, kavuşunca tılsımını kaybeden bir olgu.

Yeri benim A= 3S yazımdaki gibi doldurulamazsa; yıkılmaya, harap olmaya mahkum..Bu manada halkın aşk dediği ‘’tutku’’ sadece fişekleyici, coşturucu bir kıvılcımdır; sönmemesi için saygı,sevgi, sadakat ile anlaşan çiftlerde kalıcı olabilir.


İlahi kaynaklı olansa, kavuştukça; suyu içtikçe kandırmayan; tadına doyulmayan;şevki ve iştiyakı çoğaltan; dahası kavuştuğunu sandıkça, ötelerin ötesinde yeni ufukların, maverasında/verasında kavuşulamayandır..Aşk budur..Öyleyse bilmeden aşka hakaret demiyeyim ama, haksızlık edilmektedir.. Geçen  sayfamda yer verdiğim Cemal Safi’nin Benim Adım Aşk şiiri zaten durumu özetliyor..


Onun için Hz.Mevlana, ‘’Ben aşkın çocuğuyum’’ dedi..Aşk Allah’ın  yarattığı sırlarından bir sırdır..Ben aşkın kölesiyim demektir, meftunuyum demektir bu aynı zamanda..Madem her şey aşk nurundan yaratıldı, madem muhabbetten Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) hasıl oldu, Hz.Mevlana’nın bu sözünden daha tabi ne olabilir..


Ben aşk nurunun bir cüz’üyüm..Allah’ın boyası (sibga) ile boyananlar, Allah’ın aşkına dalanlardır..Onlar enel Hak diyecek kadar sekir/sarhoşluk halinde seyrederler alemi..


Onlar, ‘’kahrında hoş lütfunda, bana seni gerek seni’’ elest bezminin mecnunlarıdırlar..


Geceleri uykuyu uyutup, sevgili ile tenhada buluşup, gözyaşlarıyla sessizce hıçkıranlardır onlar..Onlar haya edenlerdir, sana layıkıyla kul olamadık diye, özür beyan eden Hak dostlarıdırlar..


Malum, Miraç’ta (gecesi deriz,  orada ne gece ne gündüz, ne zaman, ne mekan yoktu) Kainatın Övüncü ( sallallahu aleyhi ve sellem ) Efendimize, mihmandarlık eden Hz.Cebrail, bir noktaya geldiklerinde durur.Bundan sonra yalnız yolculuk edeksin ben bir adım daha atarsam külüm bile kalmaz dediğinde; ‘’Ben nasıl öteye devam edeceğim ‘’ buyuran Gül Kokulu Sevgiliye, Hz.Cebrail (as) kısacık cevap verdi..


‘’-Bende olmayan bir şeyle, Aşkla..’’


İşte insanı meleklerden de üstün kılan özelliklerden biri Allah aşkı..Allah insanı O’nun ( sallallahu aleyhi ve sellem ) şahsında sevdi de yarattı..Seni yaratmayacak olsaydım, alemleri yaratmazdım buyurdu, o şanlı Peygamberi son gönderdiği, ilklerin ilki elçisine..


Mahrum olduğumuz biricik maya, aşk...Biz onu Kanuni’den sonra, Sarı Selim ile kaybetmeye başladığımız için, aşk dediğimiz vecdimiz; sönmeye pörsümeye başladığı günden beri  izzetli halimizi de kaybettik..Cihan reisliğinden, aile reisliğine kadar.. (2011)