18 Haziran 2012 Pazartesi

İstanbul'da ezan da başkadır.



Çok kısa olmalı bu yazı..

Özledim..

Üsküdar'da Mihrimah Sultan camii ile Gülnûş Valide Sultan camii arasında karşılıklı paslaşarak okunan ezanları..
Biri okurken diğeri bekliyor, diğeri okurken beriki bekliyor..
Anlatılmaz, yaşanır bir ahenk..
Zamana mühür gibi ezan..
Ahir zamanın koşturmacası içinde, yetmeyen zamanların bereketsizliğine ekilen bir muştu..

Ey İnsan..!

Dur, dinle, düşün ve seni çağıranın huzuruna gel..!
Sen bunun için yaratıldın..!
Ruha şifa..
Ve ille dinlenmeli;
Hûşû ile dinlemeyi beceremiyorsan, hürmet ile dinle..
İnan dindar biri olmasan bile, bu saygın seni cennete götürme vesilesi olabilir...
Aksi de, ne kadar inançlı olursan ol, ezana hürmetin yoksa; ilahi gazap seni yakabilir..!

Allah'ım ezanları, davetini çok seviyorum, bu sevgimi arttır...

Öyle ki, bir ezan zamanı, ezanlar göğe yükselirken,
Ruhuma kanat eyle o ulu daveti..
Bir ezan zamanı, ezan-ı Muhammediyi -saallahü aleyhi vesellem- içime çekerken, çek ruhumu bedenimden..
Haketmesem de, Keremin olur, ikramın olur..
Amin..