26 Ekim 2012 Cuma

Güzel insan modeli


Şu sıra yeni bir kitaba başladım.Prof.Dr.Nevzat Tarhan'ın 255 sayfalık ''Güzel insan modeli'' isimli eserinin henüz 53.sayfasındayım..Sevdiğim ve ilgi duyduğum konuları sıkmadan ele almış..
Kitaptan, altını çizdiğim bir kaç yeri sizlerle paylaşmak istiyorum.Tabi bire bir bakarak yazmaktan nefret ettiğim ve yanımda bana okuyacak biri olmadığı için umarım üşenmeden başarabilirim:

'' Ancak Batı'nın son yüzyıllarda benimsediği bu hümanistlik değerler, 1990'lı senelerden sonra değişim geçirmiştir.Yaklaşık son yirmi yıldır biyoloji alanında yapılan çalışmalar, insan davranışlarının sınırlandırılması gerektiğini ortaya çıkarmıştır.Duygusal zekâya vurgu yapan bu tez, hümanizmin ''Özgür ol, zincirleri kır, duvarları yık, istediğin gibi yaşa!'' sloganının sorgulanmasını sağlamış; asıl özgürlüğün insanı esir eden duygularından kurtulmasıyla gerçekleşebileceğini söylemiştir.
Arzuların ve kimi duyguların oluşturduğu baskı sebebiyle, pek çok şeye karşı bağımlılık geliştiren kişi, gerçek özgürlükten uzaklaşmaktadır. Bir başkasının esiri olmayı kabul etmeyen insanın, duygularının esiri olmaktan da uzak durması gerekmektedir. İşte hümanizmin ''İnsanları özgür bırakırsak mutlu olacaklardır'' tezi bu noktada tehlikeye girmiştir. Ve bu tezin yanlışlığı; Hitler'in ortaya çıkması, nükleer bombaların kullanılması, uyuşturucu alımının yaygınlaşması.....'' (sh: 40) diyerek yazar güncel olaylardan örneklemelerle destekliyor..

Anladığınız gibi hem sizi sıkmamak için hem de başta belirttiğim sebepten dolayı bu uzun paragrafın devamını merak edenler kitabın kendisini alacaklar..Okunmasını tavsiye ederim.
Bir de güzeller güzeli Sevgili Peygamberimizin pak isimleri anıldığında yanında hürmeten  (sav/ sallahü aleyhi vesellem/ selam O'na olsun)  yazmış olsa, bunu yazmayacaksa, Peygamberimizin Has isimlerini anmaksızın Son Peygamber ya da Peygamberimiz dese daha güzel olacaktı ya..

Bir diğer kısa altını çizdiğim ''Ne Kazandık Ne Kaybettik'' başlıklı bölümde de Tibet ruhani lideri Dalai Lama'nın meşhur şiirine yer vermiş..Haliyle bunu netten bulup burada paylaşmanın pratikliği ile sizlere sunuyorum :

''Evlerimiz büyüdü fakat ailelerimiz küçüldü.
Artık daha rahatız ama zamanımız az.
Öğrenim seviyemiz arttı fakat anlama yetimiz azaldı.
Daha fazla bilgili olmamıza rağmen, daha zor karar veriyoruz.
Daha fazla uzmanız fakat daha fazla sorunluyuz.
Daha fazla tedaviye rağmen daha az sağlıklıyız.
Aya gidip gelerek onca yolu kat ettik ama caddeyi geçip yeni komşumuzla tanışmakta geciktik.
Daha fazla üretelim diye yeni bilgisayarlar geliştirdik fakat daha az iletişim kurmaya başladık.
Fast food ve uzun sindirim zamanı.
Anlamlar büyük fakat karakterler küçük.
Kârlar yüksek ama ilişkiler yüzeysel.
Şimdi artık pencerelerimizde çok şeyin olduğu ama odamızda hiç birşeyin olmadığı zaman.'' 

Bu naklettiğim yazıya kendi fikrimi de ekleyerek açmak istemedim değil. Uzun yazıların sıkıcı olduğunu düşündüğüm için, arife tarif gerekmez diyerek yazıyı noktalamış olayım.