7 Aralık 2012 Cuma

edebi serüvenimiz..



'', bir gün insan virgülü kaybetti. O zaman zor cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı. Cümleleri basitleştirince düşünceleri de basitleşti.
! Sonra ünlem işaretini kaybetti; alçak bir sesle ve ses tonunu değiştirmeden konuşmaya başladı. Artık ne bir şeye kızıyor, ne de bir şeye seviniyordu. Hiçbir şey onda en ufak bir heyecan uyandırmıyordu.
? Bir süre sonra soru işaretini kaybetti, soru soramaz oldu. Hiçbir şey onu ilgilendirmiyordu artık. Ne evren, ne dünya ne de kendi evi onun umrundaydı.
: Birkaç sene sonra iki nokta üst üsteyi kaybetti ve davranışlarının nedenlerini başkalarına açıklamaktan vazgeçti.
" " Ömrünün sonuna doğru elinde yalnız tırnak işaretleri kalmıştı. Kendisine özgü tek bir düşüncesi yoktu. Sadece başkalarının düşüncelerini tekrarlıyordu. Düşünmeyi unuttu ve noktaya erişti.''(iktibas)

Bununla birlikte ''artı 1'' ve ''beğen''i de keşfedince beğenmek ve beğenilmek bağımlısı oldu.

Artık sanal bir dünya vardı ve orada paylaşımlar sayfalar arasında dolaşıma çıkmıştı.

Kendisi üretmiyor,düşünmüyor, otomatiğe bağlanmış bir robot gibi zamanı tüketiyordu. Okumaktan çok bakma kültürü diyorum bu duruma ben..

Bakıyoruz, her şeye yalnızca bakıyoruz..

Televizyona, televizyonda savaşlara, bombalanan kentlere, açlıktan ölenlere..

Uyuşturucu zerkedilmiş mahlukların yaşadığı kurgu-bilim filmleri gibiyiz.

Düşünme ve üretim mekanizmalarımız dumura uğramışcasına bakıyor ama görmüyoruz..