4 Ağustos 2013 Pazar

Dindar olmasan da güzeldir Ramazan.



Dindar olmasan da güzeldir Ramazan.

Iskalanmaması, tadına varılması gereken çok özel bir dönemdir.

Ramazan; sıcak pide kuyruğundaki sabırsız bekleyiştir.

Posta kutunda davulcuların fotoğraflı ilan savaşları; elinde tokmak, kapına dayanmış bıyıklıdır.

Eski günlerdir; anneannendir, dedendir, oradan oraya koşturan aç annendir.

Gün doğumuna yakın; uykulu gözlerle içtiğin çay,televizyondaki Türk filmi, radyodaki türküler ve oyun havalarıdır.

Gün batımına yakın; mutfaktan gelen mis gibi kokular,tertemiz masanın üzerindeki zeytin tabağı, beklediğin ezandır.

Alış veriş sonrası verilmiş imsakiye, abur cubura uzun aradır.

Minarelerdeki renkli floresanlar, akşam sokakta atılan volta,ciğerin en derinine çekilmiş dumandır.

Yetişilememiş bir iftar, uyanılamamış bir sahur,erken kopartılmış bir lokma ekmektir kimi zaman.

Bir ortaklık duygusudur Ramazan.

Yalnız, yapayalnız olmadığının duygusudur.

Hep birlikteliktir.

Acıya, sıkıntıya beraber katlanma,ödülünü de beraber paylaşmadır.

Çevrende onca gönülle aç kalmış insan varken,
“sizinleyim – ben de yemiyorum!” dur.

Arkasından gelen bayram, öpülen eller, açılmış kollar,belki bir daha asla olamayacak sımsıkı kucaklaşmalardır.

“İyi dilekler”dir Ramazan.

Yüzyıllardır süregelen bir paylaşma dönemini ıskalamayın.

Dindar olmasan da, tek dua bilmesen de, çok güzeldir Ramazan.

Tadına varın...


Yalçın Ergir