10 Nisan 2015 Cuma

Gerçeği Sendin Aşk'ın Efendim...


Gerçeği Sendin Aşk'ın Efendim.
Bunca yıl sahteleriyle boğuşup kavrulduk !
Heba olmuş zamanlardan ömrümüz aktı geçti !
Tarumar oldu gökkubbemiz !
Yerle yeksan, sevgiyle yoğrulmuş emeklerimiz..!

Oysa aşk sendin...
Sadık olan da, vefa da sendin Efendim.
Gerçeği sendin Aşk'ın...
Yolumuz ummanına düşene kadar, 
Düştük aşk sandığımız mecazlara..!
Gönlümüze hüsran avuntularla !

Yakup da sendin, Yusuf da sen.
Mevlana'da Şems güneşini yakan da sen...
Mü'minlerine Rauf olarak düşkün ve merhametinle, 
Gerçeği sendin Aşk'ın Efendim...

Ey vefası çok, varlığında Rahmanın kokusu olan !
Gönüllerimiz hastaymış, fark edemedik solmaz gülistanını.
Gözlerimiz yastaymış, için için hasretine ağlarken...
Asrın buhranında, ruhumuza derman senin Aşk'ınmış,
Senden gayrı bir kul için aşka yelken açmak, yalnızca aldanışmış.

''Sevgili'' dedi de sevdi Yaratan seni,
Öyle gönderdi bu fanilikler alemine içimize...
Ömür verdik,ömrümüzü yiyenlere aşk namına!
Oysa gerçeği sendin Aşk'ın...
Aşk sendin Efendim !

Rüzgârlar latif tenine dokunmadan,
Güneş, Seni selamlamadan doğmuyor dünyamıza.
Yıldızlar cıvıldaşmak için göğümüzde,
Nazar eylemeni bekliyorlar aşkla...

Gerçeği sensin aşkın ey on sekiz bin alemin övüncü.

Aşkından bir kırıntı diler kemter kullar.
Ahir zamanın karanlıklarına düştük,
Şaşmışlığımız, günahkârlığımız bundandır.
Gül kokusu avucundan aşkı içenler gibi olamasak da,
Bir adının da AŞK olduğunu biliyoruz artık Efendim...