1 Mayıs 2015 Cuma

Kelimeler

Kelimeler...

Her şey niyetimizin bu  ve diğer alemde görünür şekli olan kelimelere bağlı.

Dilimizden ne çıkıyorsa, ete kemiğe bürünerek oluşlar içinde şimdimizin ve geleceğimizin belirleyicisi, istikametimiz ve yönümüz oluyor; ister istemez!

Hayat kaynağımız Kur'an-ı Kerim'de bile ''...eğer sizin duanız olmasa, Rabbiniz size ne diye değer versinki...'' mealinde ayet var.

Kelimeler dua şemsiyesi (kutbu) altında çıkıyorsa; bu bir selam olabilir,bu birisine ferahlık verecek cümleler olabilir, isterse bazen yalan bile olsa...yeter ki içinde iyilik ve iyi niyet olsun.Bu sebeple yalan büyük günahlardan olduğu halde, mesela dargınları barıştırmak için günahı kaldırılmıştır.

Yine kelimeler beddua şemsiyesi altında, beddua kaynaklı çıkıyorsa, ille Allah belanı...diye başlaması gerekmez. Kelimelere asliyetini veren niyet ve ruhtur. Samimi inanılarak söylenen en kısa cümle, sayfaların anlatamadığını anlatır.

Kelimeler çıkan dudağa göre ya canlıdır, ya da ölü doğan bebek misalince etkisizdir.

Kelimeler aynı zamanda silahımız, kelimeler Önderimizin (sav) buyruğu ile ''sihir.''

Bir adam çıkar kelimelerin gücü ile,kitleleri ipnotize ederek birinci/ikinci dünya savaşı çıkarır.O adam yüzünden milyonlar acılar çeker ve ölür.

Yine, beklenen bir Keremli Zat (sav) gelir, çocuklarını diri diri toprağa gömenlerden, asırlara adalet ve merhamet medeniyeti kuracak altın nesli muştular.

Kelimelerimiz artık fakir, alfabemiz değiştiği günden beri, dilimizi besleyen,zenginleştiren Arapça,Farsça kökenli, köklerimizin desteğinden mahrum kurbağa dili ile ''uydurukça'' ya mahkum edilmiş olmanın en hafif zararı olarak, nezaketi unuttuk!

Diziler,haberler ve bu basit hoyrat dil, kaba şehir magandalarının, eşkıyalarının hızla çoğalarak;hayatımıza korku salmasına sebep.

Kelimeleri fakir ve düşünme hassasını kullanmayan bir milletin gidişatından,geleceğinden ne kadar ümit edilebilir ?

Kelimeleri, dua kutbunun menbaından dökülen insanlar,hem kendilerini hem de çevresini seven huzur insanlarıdır.

Allah (cc), her şeyi duyan ve bilen olarak;insana ihsan ettiği lisanın güzellik, hikmet ve iyi niyetli kullanımından razı olarak, o kelimelerimize tahmin bile edemeyeceğimiz bir değer atfetmiştir. Bu değer verişte, kelime, duadır, dua rengindedir. Buna paralel olarak, tüm yaşamımız böylelikle ibadet hükmüne geçebilir.

İbadet yalnızca bilinen namaz,oruç,zekât,hac,sadaka değildir. Sadaka bile sonsuzluğa varan çeşnisiyle, O'nun (sav) beyanıyla ''güzel söz''dür. Gördünüz mü, yine kelimelere çıktı yolumuz.

Bu durumda kelimeler, temiz ve kirli diye iki kutupta toplanıyor desek, yanılmış olmayız.

Ağzımızdan çıkan her kelime, ama her kelime...biz önemli sanmasak da, değil mi ki, varlık aleminde vücut buldular, kayda geçer ve meleklerin puanlamasından kurtulamazlar.

İçimizden konuştuğumuzda da, kelimelerimiz; niyet, zan,su-i zan, tecessüs vb. gibi şekiller alarak, hem kader yolumuzun mihenk levhaları olurlar, hem de leh ve aleyhimizde delil teşkil ederler.

Allah'ım !
Kelimelerimizi temiz kıl ve bizi kelimeleri sebebiyle cennetine giren mes'ut kulların o kutlu halkasına dahil eyle. Amin.