15 Mayıs 2015 Cuma

Tavsiye !


Bugün toplumumuzda, özel olarak İslam dünyasında ve genel olarak gezegenimizde yaygın olan  bir hastalıktan,aymazlıktan,tutuculuktan,belki bağnazlıktan, hatta yozluktan çok kısaca bahsetmek istiyorum.

Bendeniz;kendimde gözlemlediğim bir özellik olarak (iyi ya da kimilerine göre kötü), kişilerin, lider kişiliklerin, ya da çok meşhur tanınmış hocaların (!) nedense peşinde gideni, bağlısı,savunucusu olmadım,olamadım. İstemesem de eleştirilecek şeyler gözüme ilişiverdi.

İçlerinde sevdiğim, ilmine itibar ettiğim hocalar ya da gönül bağı olarak sevgi ve saygı duyduğum Allah dostlarını istisna edersek; gözü kapalı olarak, ''benim hazret,hocam hata yapmaz,ne dediyse doğrudur,ona itiraz edilmez,ne yapıyorsa vardır bir hikmeti...'' gibi en hafif tabiri ile cahilane at gözlüklü olmaktan Allah'a sığınırım.

Amerika'dan Asya'ya kadar dünyada sahte tarikatler,şeyhler, (!) sahte peygamberler; binlerce insanı rahatlıkla kandırıp sömürebilmekte. Hatta bir defasında kıyamet kopacak diye onca insanın toplu intihar ettiğine bile şahit olmuştuk. Geçenlerde de, bir TV kanalında Hindistan'da bir tapınak,içinde 6 binden fazla fare...Onlara göre bu fareler, -reenkarnasyon batıl inancı tezahürü olarak-atalarının ruhları oluyordu ve sürekli onları beslemek için bu pislik yığınına akın ediyorlardı! İneğe tapnalar,fareyi anneannesi sananlar. Hakaret etmem ama acırım !

Sanırım yapım gereği de, sorgulayan ve pek boyunduruk altına giremeyen kişiliğim, birini, söz gelimi bir partiyi, parti liderini sorgusuz,hesapsız savunmama engel. Bir partiye oy veriyorsam bile, o partinin bakan ve liderinin hatalarını görür ve savunmam.Olmadı oy da vermem, veriyorsam, daha iyisi en azından şimdilik zuhur eylemediği içindir..!

Aynen bunun gibi, falan hoca efendi bağlılarının, o hoca efendinin vahim hata ve yanlışlarını görmeden, körü körüne bağlılıklarının altında yatan temel sebep, ilmihal,yani fıkıh bilmemektir. Fıkıh ve tabiki akaid ilminden bihaber olan her Müslümanı bekleyen en büyük tehlike de, o kişi ve kurumlarca kullanılmak,sömürülmek, dahası zaman ve emeklerinin iğdiş edilmesidir. Fıkıh bilen alim olmasa bile gerçek alimleri tanır. Körü körüne birinin peşinden sürüklenmez!

Mesela, fıkıh kitaplarında çok önemli bir bölüm olan ''el faz-ı küfür'' yani Müslümanı imandan mahrum bırakan söz ve fiiiler bahsinden, günümüz Müslümanı bihaberdir.Öyle ki, ''bu İslam'da küfürdür'' dediğinizde, adam bunu bildiğimiz halk arasında geçen sinkaflı kötü kelime sanmaktadır.

Diyelim tasavvufa gönüllüsünüz ve bir Mürşid size tavsiye edildi. O zatın terbiyesine girmeden önce, dilediğiniz kadar açık arayabilir,sebep-sonuç ilişkisi kurabilir,tabir-i caizse şeytanın avukatı olabilirsiniz. Tüm sorgulamalardan sonra, (ki bu fıkıh bilgisine sahipseniz mümkün) sonuç pozitif ise, artık sorgu biter teslim olmak başlar.Teslim olmayan talebe, zaten manevi yol alamaz.

Sözün özü, kendinizi, kişiliğinizi,emeklerinizi, zaman ve paranızı birilerine kullandırtmayınız.

Aklınızı,beyninizi ne kiraya verin, ne de satın! Sorgusuzca teslim olmak satmak demektir.

Kimsenin ne askeri olun, ne de hesapsız fedaisi. Hata mümkündür, ama itikatta hataya asla müsamaha edilemez, yok sayılamaz !

Allah'ım şu mübarek cum'a günü ve inşallah gecesinde, ihya edeceğimiz Mi'raç kandili hürmetine, bizleri ehl-i sünnetin nurlu halkasından ve itikadından/inancından zerre ayırma.
Razı olduğun, kerem eylediğin,mağfiretine erdirdiğin,cennetinden Cemalinle müşerref eylediğin bahtiyar kullarının arasına kat. Ahir zaman fitnelerinden bizleri koru. Müslümanları islah eyle. Memleketimizi ve İslam ülkelerini razı olduğun şekle sevk eyleve döndür. Amin.