14 Ağustos 2015 Cuma

3 nükte !

Ah ah dedim.

Arkadaşım sordu :

- Bu ah neyin ah'ı ?

Cevapladım :

- Hakiki manada çekilememiş ah'ın ah'ı... (30 nisan 2000)

(Kısa tefsiri ; dünya hayatında kaygılarımız,gayretlerimiz genel olarak sahte ve geçici şeyler için. Keşkelerimiz,ahlarımız da...Kim kaçırdığı-hatta vaktinde kılamadığı- bir namaz, için ah çekip kanlı gönül yası döküyorsa günler boyu,onun ah'ına feda olsun ah'larımız.Gerisi nefs-i heva...)

*
Oturuyoruz, 

-Anlat abi, dedi...

Şu cümle döküldü dudaklarımdan :

- Şimdi anlamak vaktidir..!


( Kısa tefsiri; Herkes, hepimiz hemen hemen her şeyi biliyoruz.Hangi konu önümüze gelse mutlaka-istisnalar hariç-bir fikrimiz vardır.Oysa hep dediğim gibi gerçek bilenler, anlayanlardır, anlayanlarsa, anladıklarını yaşayanlardır.Yazıp çizip, laf ebeliği ile kendilerini kandırmayanlardır. Bu an'a, bu güne,bu haftaya,bu aya,bu yıla;ömür adına hayırlı,iyi,güzel ne ektiysem,yarın karşıma gelecek odur.Ölmeden önce anlamamız şart ve kum saatinin üstünde daha ne kadar ömrümüz kaldı, bilmiyoruz.Gerisi edebiyat üstü koca bir aldanış!)

*

Cennette o var mı, şu var mı diye ince eleyip, haşa eksik arayanlara Kerim Kitabımız aslında bakın son derece fasih bir belagatle nasıl cevap ferman eylemiş :

''...Canlarının istediği ve gözlerinin hoşlandığı her şey oradadır...''

Daha ne ister insan diye sorarsa insanlardan bir ''adam'' ona da de ki : ''Allah'ın rızası...''

(Mavi Defter'imden)