30 Haziran 2018 Cumartesi

geceme ayırdım seni...


geceme ayırdım seni
karanlık gece gibi ömrüme..!
kervan geçmez, iz bilmez,
ıssızlığıma ayırdım seni...
karanlık gece gibi ömrüme..!

''gel'' demiyorum!
yokluğunda buldum seni...

gecelerime ayırdım seni,
geçenlerimin üzerini ört yorgan gibi,
üşüyen neyim varsa,
sar sarmala, ısıt beni...

geceme ayırdım seni,
karanlık gece gibi ömrüme,
mum olsan yeter,
umut olamasan da...



27 Haziran 2018 Çarşamba

Herkes iyi olsun



Bedenim annemin yanında, ruhum uzakların göklerinde kanat çırpar.
Sanki tarifi olmayan bir teselli arar.
Mavi ben olurum, bulutlarda cıvıldaşan ben...
Gökler benim, şiirler benim.
Şarkılarımı ben söyler, ben dinlerim.
Hesapsız çıkarsız severim, sevilecek ne varsa yer yüzünde ve gök yüzünde...
İsterim herkes iyi olsun, herkes mutlu.


25 Haziran 2018 Pazartesi

zaman geçtikçe...


..zaman geçtikçe daha çok içime kaçıyordum.
Kimse aramasın, sormasın, hatta selam bile vermesin..!
Hasta çağın, ruhen sağlığı bozuk insanlarıydık
ve kelimelerden serseri bir kurşunun
ne zaman kalbimizi dağlayacağını kestirme imkânımız yoktu..!


23 Haziran 2018 Cumartesi

Standarta evrilmiş kaşlar !

Gözler her insanda ilk bakışta aynı gibi dursa da, ruhu yansıtan bir ayna olduğu için farklıdır.

Duygularımız; sevinç,üzüntü,asabiyet, sevgi, aşk adına ne varsa...hepsi gözlerde göz bebeklerinde.

Bu kısa girizgahtan sonra, her insanın gözü kendine has diyebiliriz.

Ya kaşlar..?

Onlar da, evine göre dam misali değil mi ?

Her insanın kaşları kendi karakteristik özelliğine göre çizilmiştir,yaratılmıştır.

Şimdilerde öyle mi ?

Değil..!

Neredeyse bütün kadınların kaşları aynı atölyeden çıkmış aynı kalıp gibi...!

Kadınların özellikleri gitti desem abartmış olmam !

Ya beyler..!?

Onlar da artık kaşlarını aldırıyorlar !

Onların da gözlerinin üstünde aynı atölyenin basma kalıp standart kaş'ı..!

Yani kadın-erkek bütün insanların gözleri farklı (çünkü henüz onları değiştiremiyorlar) ama kaşları aynı !

Bu ayniyet derin bir mahrumiyet!




22 Haziran 2018 Cuma

Fakir Süheyb ve Zengin Hifa

Aşağıya aldığım, yaşanmış olay, beni çok etkilediği için, burada sizlerle de özet paylaşmak istedim, tamamını okumak isteyen dostlar için link verdim :

Ya Hifa, demiş Süheyb. Biliyorum, sen benim için bulunmaz bir nimetsin. Ben ise senin için sadece bir yüküm. Bunun için benim şükretmem, senin de sabretmen lazım. İster misin şu geceyi ibadetle geçirelim. Ziraa Efendimiz(sav) "Cennette yüksek bir çardak vardır. Orada yalnız şükredenlerle sabredenler otururlar." buyurmuştur.
Öyle de yapmışlar, seccadelerini gözyaşları ile ıslatarak, kalplerini zikir ile aydınlatmışlar.

Efendimiz(sav):
- Ey Süheyb, demiş. Gece ki halini sen mi anlatırsın, yoksa ben mi anlatayım?

- Allah'ın resulü(sav) en iyisini bilir, cevabını vermiş.
Efendimiz(sav) ise:
- Ne mutlu size, demiş. ikiniz de cennetliksiniz.
Süheyb derhal secdeye kapanarak:
- Yarabbi diye yalvarmış... Sen ki beni affettin, o zaman günahlara bulaşmadan canımı al.

Ruhundaki iman öylesine coşmuş ki, Yüce Mevla bu dileğini kabul ederek, daha secdedeyken ruhunu teslim almış.

Mescidde bulunan sahabiler büyük bir şaşkınlık içinde gözyaşı dökmüşler.
Efendimiz(sav):
- Size daha şaşılacak bir şey söyleyeyim mi, demiş. Şu anda Hifa Hatun da ruhunu Hakka teslim etti.

Bu iki Allah aşığının mezarlarının yan yana yapmışlar. Birinin mezar taşına; "Şükredenlerden Süheyb", öbürüne de "Sabredenlerden Hifa" yazmışlar.

 https://islamdergisi.com/sohbetler/hifa-hatun-ve-hz-suheyb/





20 Haziran 2018 Çarşamba

başım sağ olsun..!




 ..gömdüm ki,
üzerini sulayalı da çok oldu..!
yaban otları bitmiş, duydum...!
boynu bükük bir gelinciğe de razıydım ya..!
neyse, gömdüm işte,
kendimden yana umutlarımı...!
başım sağ olsun..!



19 Haziran 2018 Salı

eskimek istiyorum..!


eskimek istiyorum
seninle,
nefesinde,
sesinde,
gülüşlerinde,
seslenişinde...
eskimek istiyorum,
kalan bakiyemde seninle
nefes nefese,
hiç bitmese,
diye diye...


16 Haziran 2018 Cumartesi

bayramlık...



seni umut edişim,
gelişini bekleyişim,
seni anışım,
hep bir bayram telâşı...

seninle yaşamak tüm zamanları,
bayram coşkusunda...

bir şiire ya da bir mektuba nakşedeceğim,
rengârenk, ıhlamur kokusu soluğunu...
giydir beni, giydir ki,
bayramlık libâsım olsun...
giydir ki,
şu mahzun üşümelerim artık son bulsun...


14 Haziran 2018 Perşembe

Ah Efendim !

Ebu Sa'îdi'l-Hudrî radıyallahu anh anlatıyor:

"Bir bedevi Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a gelerek, Efendimizin uhdesinde bulunan alacağını istedi ve bunu yaparken sert davrandı.

Hatta:
"Borcunu ödeyinceye kadar seni tâciz edeceğim" dedi.

Ashab-ı Kiram hazretleri bedeviyi azarlayıp:
"Yazık sana! Kiminle konuştuğunu bilmiyorsun galiba!" dediler.

 Adam:
"Ben hakkımı talep ediyorum" dedi.

 Aleyhissalâtu vesselâm, ashabına:
"Sizler niçin hak sahibinden yana değilsiniz?" buyurdu ve Havle Bintu Kays radıyallahu anhâ'ya adam göndererek:
"Sende kuru hurma varsa benim borcumu ödeyiver. Hurmamız gelince borcumuzu sana öderiz" dedi.
Havle:
"Hay hay! Babam sana kurban olsun Ey Allah'ın Resûlü!" dedi. Kadın, Resûlullah'a borç verdi, O'da bedeviye olan borcunu kapadı ve ayrıca yemek ikram etti. (Bu tavırdan memnun kalan) bedevi:
"Borcunu güzelce ödedin. Allah da sana mükafatını tam versin" diye memnuniyetini ifade etti.

Aleyhissalâtu vesselâm da:

"İşte bunlar (borcunu hakkıyla ödeyenler) insanların hayırlılarıdır. İçindeki zayıfların, incitilmeden haklarını alamadıkları bir cemiyet iflah olmaz" buyurdular."
    


12 Haziran 2018 Salı

Kitap okumak üzerine...


Okumak, çok kitap okumak, bir yarış,bir hırs, kendini aşma telaşı mı ?

Okumak her önüne gelen kitabı, en kısa sürede bitirmek midir?

İhtiyacım olan kitapları ve önceliklerimi tespit ettim mi?

Okumak ayda şu kadar kitap, yılda şu rakam mı ?

Obezite yalnızca yeme-içme de mi geçerlidir..?

İnsan okurken de obez olup, fikir şişmanlığı yaşayabilemiz mi?

Bilgi sahibi olup, fikir sahipliğine geçişin stratejisi, ilmi çerçevesi,sistemi
diyalektiği, doğru programı nedir?

Fikir obezi ile bilgili, alim, düşünür, dahi ve üşütmüşlük kavramları üzerinde
neler söylenebilir ?

Sayılı nefeslerimizle, göz nuru döktüğümüz kitaplar, bize ne ölçüde ne kadar dost..?
Sindirerek, özümseyerek, ruhu besleyerek okumak ile,abur-cubur (fes fut ) okumaları arasındaki çizginin neresindeyiz, diye kendime sormadan edemedim.

Bir dostum bana, yamuk fikirleri olan bir sosyolog yazar konusunda kendisini uyardığım zaman, ''Biliyorum dediklerini, bana gerekli olanları seçer alırım, bozuk olanları unuturum..'' gibi bir şeyler demişti...

Bendeniz  de kendisine kısaca :''Senin dediğin gibi, diyen ama zaman içinde sahih inancını kaybeden ve kaybettiğini de fark edemeyen/kabullenmeyen, körle yatıp şaşı kalkan pek çok insan tanıdım..!'' demiştim...




10 Haziran 2018 Pazar

Kadir gecesi için kısa not

Bir şeyin, bir şeylerin kadrini-kıymetini bilmek, farkındalığımızın/ruhumuzun canlılığı ile orantılı...

Sadece okumak, çok okumak yetmez! Belki bazen beyni otomatiğe bağlar, oku-geç; oku-geç...

Bilgi yığıntısı altında bir enkaza dönüşmek işten bile değil..!

Yine ömrümüzden bir mübarek mevsim geçip gitmek üzere...

Kur'anın indirildiği bu kutlu ayda, ''bin aydan daha kıymetli kadir gecesine'' erişmenin kıymeti ne ola ki ?

Yada şöyle soralım kendimize; milyarlarca ruh içinde, Müslüman olma nimeti, bahtiyarlığı üzerinde kaç dakika tefekkür edebildik..?

Ya Allah'ın en sevgili Peygamberinin (sav) bağlısı, O'nun halkasında bir fert olma şerefi...

Sanırım bunu ancak ''cennetlikler ve cehennemlikler ayrılsın'' nidası ile idrak edebileceğiz...!

- Ramazan'da bir çırpıda geçti

- Koskoca ömrümüz bir çırpıda geçti...

Hiç değilse o ''koskoca'' sandığımız ömrümüzde ''bir kerecik kadir gecesini idrak ile ihya edebilenlerden olmamız duasıyla... 



8 Haziran 2018 Cuma

Kalplerin Keşfi kitabı her evde olmalı

Adamın biri bir kadına tutulur.
Günün birinde kadın bir iş için yolculuğa çıkar.
Adam de peşine takılır. Kafilenin mola verdiği bir sırada yol arkadaşlarının uykuya dalmalarını fırsat bilerek kadınla başbaşa kalmayı başaran aşık, ona sırrını açar.

Kadın adama «bak bakalım herkes uyuyor mu» der.
Bu sözü, karşı tarafın arzusuna râm olmak üzere olduğu şeklinde yorumlayarak sevince kapılan aşık derhal yerinden fırlayarak kafilenin etrafında bir tur atar.

Herkesin mışıl mışıl uyuduğunu görür. Kadının yanına dönerek «evet, herkes uyuyor» der.

Bunun üzerine kadın adama «acaba Allah hakkında ne dersin, o da mı uyuyor» diye sorar.

Adam «Allah uyumaz. O'nu hiç bir zaman ne uyku ve ne de uyuklama hali yakalamaz» diye karşılık verir.

O zaman kadın der ki, «insanlar bizi görmüyorsa da şu anda uykuda olmayan ve hiç bir zaman uyumayan Allah bizi görüyor. Buna göre asıl O'ndan korkmalıyız»

Kadının bu sözleri üzerine adam Allah'dan korkarak tuttuğu kötü yoldan vazgeçer de kadının yanından ayrılır, evine döner.

Öİdüğü zaman bir tanıdığı onu rüyasında görür, «Allah sana nasıl mu-amele etti»diye sorar.
Adam «Allah'dan korkarak o günahı işlemediğim için O beni affetti»diye cevap verir.

[ İmam-ı Gazali (ks), Kalplerin Keşfi adlı eserinden ]




7 Haziran 2018 Perşembe

''kaygısızca sevebilirdik'' bu da seslisi



''Kaygısızca sevebilirdik biz de,
Tüm sevenler gibi..
Eksiğimiz yoktu sevgili, 
Ah şu fazlalıklarımız olmasa..!'' diye başlayan eski bir şiirciğime denk geldim...
Hiç bir düzenleme, ekleme, çıkarma yapmadan okudum :


https://www.youtube.com/watch?v=AXMNfE6kdg8&feature=youtu.be