yaz da geçer!

..yaz da geçer bir çırpıda,

yazgımızın üzerinden...

sonra yine yeniden,

daha çok üşürüz,

gelen hazanla...

mevsimlerin yalnızca,

ismi değişiktir yalnız'a...

eskidi güftem (2)

eskidi güftem!
naftalin kokuları geliyor,
anıları yüklemiş katar katar...
her bir gününde bin efkâr yatar.

eskidi güftem!
hüzün dokuları inliyor!
gri bulutları yüklenmiş de ağlar!
her bir gününde bir kabir yatar..!

izin ver..!

ve sen yine...

..her geceki gibi,
bu gece  de konuşacağım,
uzun uzun anlatacağım
hasretlerden keşkelerden yana...
aslında seni nasıl da sevdiğimi,
deli gibi istediğimi,
her gece ki gibi...
bu gece de tutuşacağım,
uzun uzun yanacağım...
ve sen yine duyamayacaksın..!

eskidi güftem...(1)

eskidi güftem!

yeni bir beste gerek!

naftalin kokulu nefesime,

taze ıhlamurdan bir sen gerek...

med-cezir / sesli

...belki yine giderim.
kendi maverama göç ederim.
bilinmezliklere çok öncelerden aşinayım.
şaşırmak benden uzak.
kaldırımlardaki serseri benim. 
aşka avuç açan fakir de...
dalında ha düştü, düşecek solgun yaprak da...
belki yine giderim,
bu kaçıncı med-cezir...
alış buna...
belki yine severim,
kimbilir...
bu şehir bana göre değil..!


https://www.youtube.com/watch?v=hUB3gScDoHE&feature=youtu.be

mutlaka..!

Bayram gelir yollarda,

Yaz gelir sularda,

Olmadı sıralarda,

Ölürüz de ölürüz mutlaka..!

İki konu

 “Mükemmel değilsin. Seni şüpheden kurtarayım, tanıştığın o kız da mükemmel değil. Asıl soru, birbiriniz için mükemmel olup olmadığınız. Önemli olan bu. Dünyadaki her şeyi bilebilirsin ama bunu öğrenmenin tek yolu denemektir.” 

Can Dostum – Good Will Hunting

***

''Bir kadın, bir koca buluncaya kadar geleceği konusunda endişelidir. Bir erkek ise ancak bir kadınla evlendikten sonra geleceği konusunda endişelenmeye başlar.''

George Bernard Shaw

Bazen o deneme de, insanın tüm yaşamına mâl olabilecek kadar, derin izler bırakabilir.
Neresinden bakarsanız bakın zorların zoru mesele...! 

***

03.05.1999 yılında karaladığım şiirimi hiç bir düzeltme yapmadan yeniden okudum. 

Diğer okumam  fon/telif sebebiyle YouTube tarafından kaldırılmıştı.

Epeydir istek vardı, anca zaman bulabildim.

https://www.youtube.com/watch?v=kvU9m9o3WsQ

nasıl olsun..!

zamanın donduğu yerdi...

ikimizin karışımı olsun...

yola çıkarken

baharlara denk şen, 

şefkate aç, sevgiye muhtaç
içimde baharlar açmış,

biraz da saf bir kalbim vardı benim,

yola çıkarken...

naif, kırılgan,

hemen tepki veren bir sokak çocuğu gibi,

kısa pantolonum bile vardı,

ama kimseler görmedi

yola çıkarken...

dudaklarımdaki sahte tebessüme aldanma,

görebiliyorsan,

gözlerimin derunundaki hüznü gör,

kırılmış bir kalbin aynası onlar...

nerede o çocuk gülüşlerim,

muzip bakışlarım, coşkularım..?

hepsi yerli yerindeydi,

yola çıkarken...

sevenlerin ruhu incedir,

sözleri derincedir,

bazı duruşları bilmecedir,

biliyorsun sanmıştım,

yola çıkarken...

öyle bir geçer zaman ki...

öyle bir geçer zaman ki, 

ne kadar hevesin, idealin varsa,

üzerini akşamın karanlığı ile örtüverirsin...

öyle bir geçer zaman ki,

ne sen aynısındır, ne aynalar...

artık bir cevap aramayı bırakırsın sorularına,

geçer zaman, kalıverirsin kendi kendinle...

perhiz..!

ben istedim..!

ağlarken de...

sus deme bana..!

sus deme bana,susamam..!

dilim sussa,

gözlerim;

gözlerim sussa,

göz kapaklarım,

onlar sussa,

duruşum,

susuşum,

ruhum konuşur;

anlatır durur,

seni ne çok sevdiğimi

ne çok istediğimi

sus deme bana, susamam..!

ve

dudaklarından gayrisi

susturamaz dudaklarımı...

şimdi çok istiyorsan

gel ve sustur beni..!

Sensiz de oluyor...

Sensiz de oluyor,
Güneş sen olmadan da,
tam vaktinde doğuyor.
Boş odaların her birinden,
ayrı bir şarkı yükseliyor...
Her köşesinde duvarların,
sarmaşık gibi şiirler...
Sensiz de oluyor işte,
Günler akşam, akşamlar gece...
Geceler belki biraz sislice !..
Uyumak belki geçce,
Hayıflanmak sessizce...
Sensiz de oluyor işte...
Sabahlara açılıyor g'özlerim...
Ne bir rüya, ne bir kâbus..!
Ne siyah ne beyaz.
Hayat devam ediyor öylesine,
Sensiz de oluyor işte...
Sen Siz oluyor,
Canım dediklerimiz bir anda yabancı...
Bir anda yalancı...!
Dedim ya sensiz daha iyi oluyor.
Ömrüm daha parlak s'oluyor...
Sensiz de oluyor işte... 

Günün en güzel saatleri bu anlar.

Günün en güzel saatleri bu anlar.
Nefesini duyarsın. Kalbini ve sahibini hatırlarsın.

Günün en güzel saatleri bu anlar.
Çocuk masumiyeti vardır yüzünde,acıların deniz dalgaları gibi çekilmişlerdir.

Günün en güzel saatleri bu anlar.
Pencerene vurur çiçeklerin kokteyl sunumunda,kuşların korosuyla bir yaşamak sevinci.

Günün en güzel saatleri bu anlar.
Lahuti bir çağrı iner göklerden adına ezan denilen. Rahmet gibi,yağmur olur yıkar nasipli gönülleri,dua çiçekleri açar yerden yüceliklere...

Günün en güzel saatleri bu anlar.
Ah ne olurdu uyumasan sen de yakalasan,sen de yakınlaşsan kör olası nefsim..!

Bizi affet !

Kim anlatabilmiş O'nun güzelliğini...
Dil aciz, kalem kırık,kelimeler darmadağınık...
''Adı güzel, kendi güzel Muhammed (sav)'' derken Yunus Emre; kendisi güzelleşiyordu da, hep biçareydi, yetinememekten, kanamamak ve anlatamamaktan...
''Anam babam sana feda olsun!'' diyerek, O'nun (sav) sevdası ile eriyenler,
''O (sav) nasıldı, bize anlatır mısınız? '' diyenler karşısında dilleri lâl, akılları nur, gözleri hasret kuyusu kıvranıyorlardı...
Ah Efendim;
Kusurumuza bakma !
Batı klasiklerini hatmettiğimiz zaman (!), Senin eşsiz,örnek yaşamını da okuyup anlayacak ve anlatacağız...
Bizi affet...!

Bereketli olsun günlerin efendisi cum'amız...

..deyince akan sular durdu..!

''Herkes herkesi geleceği,kendisi için sever ister.
Ben seni yaralı geçmişin için seviyorum.
Yaralarını sarmak,kendimden geçip seni tamamlamak için...'' deyince akan sular durdu.

incitmeyin yeter ! 901

Eylül meleğime..!

Hayatının ''eylül'üne varamadan, henüz tomurcukken, hoyratça kopardı bir cani el, seni bir bayram günü dalından..!

Avuçlarımın içinde dualarla yoğurduğum damlalarla seni ve senin gibi mazlumları koruyamayan insanlık adına diyorum ki; bizi affetme Eylül'üm..!