▼
20 Nisan 2013 Cumartesi
20 Nisan günü dünyamızı şereflendirdin Efendim..(sav)
PROF.JULES MASSERMAN: “Bütün zamanların en büyük lideri Muhammed idi.”
PRENS BİSMARK: “Ben iddia ediyorum ki Hz. Muhammed seçkin bir insandır. İlahi gücün böyle ikinci bir vücudu meydana getirmesine ihtimal verilemez. Sana çağdaş bir vücud olmadığım için çok üzgünüm ey Muhammed.! Öğreticisi ve yayıcısı olduğun bu kitap senin değildir. O, ilâhîdir. Bunun ilâhî olduğunu inkar etmek, mevcut bilimlerin asılsız olduğunu ileri sürmek kadar gülünçtür. Bunun için insanlık, senin gibi bir varlığı bir defa görmüş, bundan sonra da görmeyecektir. Ben heybetli huzurunda sonsuz bir saygı ile eğilirim.”
GEOTHE: “Hiç kimse Hz. Muhammed'in (sav) prensiplerinden daha ileri bir adım atamaz. Avrupa'ya nasip olan bütün başarılara rağmen bizim konulmuş olan bütün kanunlarımız, İslam kültürüne nispetle eksiktir. Biz Avrupa milletleri medeni imkanlarımıza rağmen Hz. Muhammed'in son basamağına varmış olduğu merdivenin daha ilk basamağındayız. Şüphe yok ki, hiç kimse bu yarışmada Onu geçemeyecektir.”
SHEBOL: “Hz. Muhammed'in insan olması itibariyle, bütün insanlık muhakkak iftihar eder. Çünkü O Zât, okuma yazma bilmemesiyle beraber, on üç asır evvel öyle kanunlar ve esaslar getirmiş ki, biz Avrupalılar iki bin sene sonra onun kıymetine ve hakikatına yetişsek en mesut, en saadetli nesiller oluruz.”
A. D. LAMARTİNE: “Şayet gayenin büyüklüğü, vasıtaların küçüklüğü ve neticenin azameti insan dehasının üç ölçüsü ise, modern tarihin en büyük şahsiyetlerini bile Muhammed'le kıyaslamaya kim cesaret edebilir. O şahsiyetlerin en meşhurları ancak maddi kuvvetler kurdular. Halbuki O, orduları, hukuk sistemlerini, imparatorlukları, kavimleri, hanedanları ve dünyanın üçte biri üzerindeki milyonlarca insanı harekete geçirdi.”
EMİLE DERMENGHEM: “Doğrusu aranırsa Hira mağarasında meleği gördüğü günden beri geçen 20 sene dünyayı değiştirmeye kafi gelmiş. Hicaz'ın kuru kumlarında yeni bir tohum filizlendirmişti; öyle bir filiz ki Arabistan'ı uyaracak, bir yandan Hindistan'a bir yandan da Büyük Okyanusa kadar uzanacaktı.”
BOSWORTH SMİTH: “Hz. Muhammed, hayatının sonunda da, peygamberliğinin başında iddia ettiği şeyleri iddia etmiştir. Ben, Onun neşrettiği şeyler karşısında şöyle düşünüyorum: Bir gün, doğru olan felsefî cereyanlar ve Hristiyanlık Onun peygamber olduğunu mutlaka kabul edecektir.”
J. H. LENİSON: “Hz. Muhammed toplu halde yapılan ibadetin o muazzam gücünü, tarihte ilk temsil edip gösteren insandır. Hiç şüphe yok ki, çok geniş mikyasta, İslâm'ın kudreti, günde beş vakit kılınan namazın kudretinden kaynaklanmaktadır.”
SNOUCK HURGONJE: “İnsan ırklarından ideal birliği (cemiyeti) tahakkuk ettirmeye herhangi bir ideolojiden ziyade İslâmiyet yaklaşmıştır. Zira Hz. Muhammed'in dini üzerinde kurulan cemiyet'i akvam bütün beşer ırklarının eşitliği prensibini, diğer toplulukları utandıracak derecede ciddiyetle ele alır.”
A. D. LAMARTİNE: “Hakimdi, hatipti, peygamberdi, savaşçıydı, fikirler fatihiydi, akla uygun inançların dirilticisi idi ve nihayet din kurucusu idi. 20 dünyevi devlet kurmuş ve bir tek ruhani millet yaşatmıştı. İşte Hz. Muhammed budur! İnsan büyüklüğü hangi ölçü ile ölçülürse ölçülsün, acaba O'ndan daha büyük bir insan bulunur mu?”
THOMAS CARLYLE: “Bu sebeple Hz. Muhammed Aleyhissalatü Vesselam hakkında, bir hakşinaslık eseri olarak bütün iyi şeyleri söylemek istiyorum. Kendisi vahşi bir kavmin her türlü eziyetlerine tahammül eden, bütün şartlar aleyhinde ve bütün maddi imkanlardan mahrum olduğu halde meydana çıkmış yoksul bir insandır. Kötü bir adam değil, bunu söylemem gerekir. 23 sene boyunca devamlı olarak kavgacı, her an patlamaya hazır ve yırtıcı olan zamanın vahşi insanları arasında bulunmuştur. Ve bu vahşi insanların kuvvet önünde eğilmeleri mümkün değildi. Bu insanlar ancak doğru olan söz ve davranışlar karşısında baş eğer ve itaat ederlerdi. Buna rağmen Onu peygamber bildiler. Niye? Çünkü O, onlarla daima yan yana ve yüz yüze idi. Kendilerinden bir kişi olarak her an onlarla beraberdi. Kral ve vezirler gibi azamet ve debdebe perdeleriyle gizlenmiş değildi. Kendi hırkasını kendi yamalar, kendi ayakkabısını kendi tamir ederdi. Savaşa gider, sahabeleriyle istişarede bulunur, kararlarını onlarla beraber verirdi. Ona artık siz ne isterseniz öyle deyiniz, fakat ben diyorum ki, dünyada taç ve ihtişam sahibi hiçbir imparatora, yamalı bir hırka içindeki bu insana gösterilen hürmet kadar hürmet gösterilmemiş ve itaat edilmemiştir.
İslamiyet gayet parlak bir ateş gibi doğdu. Diğer dinleri kuru ağacın dalları gibi yuttu. Hem bu onun hakkı idi. Çünkü diğer dinler İslam’ın yanında bir hiç hükmündeydi.”
PROF. DR. H. MONES: “O’nun her sözü bir vecizedir.”
JANE PELO: “O’nun davasında heyecanı asildi.”
ALEKSİ LOVAZON: “O Allah tarafından gönderilmiş bir hak peygamberdir.”
G`LA FAYTT: “Ey şanlı Arap! Aşk olsun sana Adaletin ta kendisini bulmuşsun.”
RAYMONS LERONGE: “l4 asır geçmesine rağmen Hz. Muhammed bu zamanın tek rehberi, tek hidayet resulüdür.”
SOSYOLOG V. D. ERATSEN: “Ben şahsen Hz. Muhammed’in hayranıyım.”
PROF. DR. MİCHAEL HART: “Muhammed (sav) tarihte dini ve dünyevi açılardan en üstün başarıya ulaşmış tek kişidir.”
TOLSTOY: “Muhammed, hürmet ve saygıya fazlasıyla layıktır.”
EDWARD GİBSON: “Hz.Muhammed’i sevmeyenler onu yeterince tanımayanlardır.”
DOSTYOYEVSKİ: “Büyük İslam Peygamberi yüce yaratıcının katına çıkıp onunla buluşmuştur. Ben Mirac’a bütün kalbimle inanıyorum.”
B. SMİTH: “Büyük liderlerin hayat ve karakterleri ile yapılan eleştiriler İslam Peygamberi için yapılamaz.”
BERNARD SHAW: “Ben bu hayret uyandırıcı insanın hayatını inceledim. Benim görüşüme göre onu insanlığın kurtarıcısı olarak tanımamız lazımdır.
KNEMATİRUL: “Herkesin itiraf etmekten çekindiği şeyi ben haykırıyorum. Hz. Muhammed hiç kimse ile kıyaslanamayacak kadar büyük bir devrimcidir.”
MAHATMA GANDİ: “Milyonlarca insanın kalbi üzerinde bu gün bir etkisi olan hayata sahip birisini öğrenmek istedim. İslam’ın bir yeri fethinin kılıç ile olmayıp, hayat tarzıyla olduğunu her zamankinden daha fazla anladım. Peygamber’in tam manasıyla sadeliği ve ahde sadakati, onun arkadaş ve takipçilerine kendini adaması, tevazuu, yiğitli, korkusuzluğu Tanrı’ya ve dinine olan mutlak bağlılığıydı asıl ona her engeli aştıran ve muzaffer kılan; yoksa kılıç bir hiçti.”
THOMAS CARLYLE: “İnsanlar her şeyden daha fazla Muhammed’e kulak vermelidir. Diğer bütün sözler, onun karşısında boş sözlerdir.”
Allahümme Salli Ala Seyyidina Muhammedin Ve Ala Ali Seyyidina Muhammed ♥