▼
2 Ocak 2019 Çarşamba
İncinsek de incitmeyelim!
En büyük hastalıklarımızdan, günahlarımızdan biri de zan yapmak...
Su-i zan yani...Kötü olan...
Hüsnü zan ise, iyi olanı...
Her konuda ''vardır bir sebebi, geçerli bir nedeni, o öyle biri değil...vs'' diye güzel düşünme biçimi. Çok azımızın yaptığı.
Çünkü hüsnü zan nefsi beslemez, hazzı ruhadır ve faydası belirgin değildir, zahir gözüyle görünmez. Su-i zan öyle mi?
Önce kötüye yorarsın, ardından kendin kendinle konuşmak yetmez, kendi çirkin zanlarına, kanaatlerine, düşüncelerine, ortak/lar ararsın.
Gıybet ve iftirana kurbanlar.
Oysa güzel Peygamberimiz (sav) : ''Kişiye günah olarak,duyduğunu söylemesi yeter!'' buyurmuştur.
Sonra su-i zannının üzerinden yürüyüp, kişiyi yargılamadan, mahkemesiz infaz edersin.
Ne kolay değil mi? Oysa bir ''insanı'' harcıyorsun!
İslam, tahmin edemeyeceğimiz kadar insana, cana ve Müslümana kıymet veriyor. Diliyor ve istiyor ki, insan hukukunda haksızlığın, haddi tecavüzün zerresine tevessül etmeyelim. Düşünce (zan) planında olsa bile!
Ah keşke başarabilsek!
Vaktim oldukça 1k eski dostlarımın da sayfalarını okuduğumu belirtmiştim.
@Biname ACZ rumuzlu hocam çok güzel bir iktibas paylaşmış.
Onun şahsında dostlara selam ve sevgilerimi iletirken o ileti ile yazımı noktalamak isterim :
''Bir mümini incitmeden sabahtan akşama varan bir kimse o gün akşama kadar Hz. Peygamber’le (sallallahu aleyhi ve sellem) yaşamış olur.
''Eğer mümini incitirse, Allah onun o günkü ibadetini kabul etmez.''
Tezkiretü'l Evliya, Feridüddin Attar (ks)