9 Temmuz 2024 Salı

Üzdüm, üzüldüm, üzgünüm!

Şu dünya sahnesinden geçerken, kaç insanı üzdüm bilmiyorum ama üzdüğümü biliyorum...

Bu saatten sonra üzgün olmanın da özrün de pek bir değer taşıdığını sanmıyorum! 

İnsan belli bir yere kadar çok düşünmeden koşabiliyor, hızlı da koşuyor, sonra nefeslenme sırası gelince, koşarak geldiği yöne bir bakınca, bu nefeslenmenin çok daha önce olması gerektiğini çok geç de olsa anlıyor...

Koştuğu yolda sağlı sollu ağaçlar yerine kalpler var ve...
Ve senin kalbin var...
Kalbimde izdüşümün...
Söylenmemiş kelimeler...
Kalpten dile düşmeyenler...
Yarım kalmak zorunda bir hikâye...
Kendi yargısında, kendi infazını yaşamayı seçmiş bir adam...
Boynu bükük bir yalnızlık içindeki özleyişe iç cekiş...

Bu üzüntü filmlerdeki "üzgünüm"ler gibi sıradan bir üzülüş hiç değil...
Kalan ömre haciz...
Kalan ömre kesilmiş ceza...
Kalbe saplanmış derin bir pişmanlık...
Seçilmiş kocaman ıssız bir yalnızlık...