30 Kasım 2024 Cumartesi

Evlilik iktidarında erkekler!

İktidar savaşına beyaz bayrakla çıkan erkekler!
İktidar mücadelesini kaybedeceğini ilk baştan bilerek adımını atan erkekler!
Evlenme teklifini bile bu yüzden kadının önünde diz çökerek yapan erkekler!
İktidar savaşından yenik düşerek evliliğini sürdüren erkekler!..
Sevdiği kadını kıskanma hakkı dahi elinden alınmış, giyinik çıplak bir kadının peşi sıra sürüklenen zavallı erkekler!

Evet, evliliklerin iki bireyin hakimiyet savaşına döndüğü günümüzde, her paragrafa ayrı makaleler yazılabilir.

Artık uysal,  geçimli eş bulmak neredeyse imkânsız olduğuna göre, yukarıdaki saptamalarıma itiraz etmenin de realiteyi temsil etmeyeceği açık...

Müstakbel eşiniz, ailenize gururla tanıştıracağınız birisi olsun, ama yalnız size göre değil! Hemen herkese göre! 

Yüzünüzde tebessüm eden bir maske, ruhunuz pişmanlık ve öfkenin bastırılıp saklandığı penceresiz bir hücre olmasın! Baştan her şeyi kabullenin!

Uzatmayayım.
Mutlu olmak isteyen erkekler!
Eşinizi mutlu edin, mutlu olun...
Medeni yasalarda(!) bile erkeğin aile reisi sayılmadığından yola çıkıp, diz çökerek adayı olduğunuz evlilik şirketinde patronun kadın olduğunu sakın unutmayın.

Kendiniz olmaktan çıkın, nasılsa günün sonunda karınızın dediği olacak! 
Direnmek faydasız! Boş yere tartışıp ruhları soğutmayın.
Ki, zaten bunu uygulayan yuvalarda tartışma, tatsızlık ve tabii boşanmalar olmuyor. 

İroni yapıyor gibi gözüktüğüm cümleler olsa da gerçek bu...

Sabırdan başka seçeneği olmayan beyler; mutluluklarınızın devamını diliyorum...


29 Kasım 2024 Cuma

Umut en büyük kötülüktür çünkü işkenceyi uzatır.


Nietzshe'nin:"Umut en büyük kötülüktür çünkü işkenceyi uzatır." aforizmasını yalnız karşı taraf için düşünme, yani birisine umut vermek vebali...

İnsan bu kötülüğü kendisine de yapabilir, hem de uzunca bir zaman!
Akla, mantığa kör, kulaklarını tıkamış güçlü bir duygu bunun sebebi olabilir...

İnsan, bir umudu hâyâllerle besleyerek, olmayacağını, yolun başında söylemiş aklını duymazdan gelerek, kapılıp gidebilir. 

Ne zaman ki yol, bir şarampolde son bulur, böyle bir umudun kötülüklerden bir kötülük olduğu ve bu kötülüğü kişinin bizzat kendisinin kendine yaptığı hakikatiyle rüyadan uyanır...
İnsanın kendisine ettiğini kimse edemez, vecizesinin kısa açılımı...


"Kız bizim bahanemiz, aşka şiir yazarız"




28 Kasım 2024 Perşembe

Kurguladığım anayasadan bir kaç başlık


1. Aynı zamanda milletvekili de seçilmiş olan başkan, halk seçtiği sürece defalarca seçilebilir. Amerikan taklidi başkanlık sistemi gibi üstüste 2 yıldan fazla seçilememek ve milletvekilleri için 3 dönem kuralı da yoktur. Verimli olan, sevilen seçilir. 2 dönem aynı kişi seçilmişse ve 3.kez yine aday olacaksa, aynı partiden ikinci bir aday daha halkın iradesine alternatif kanuni zorunluluk olacaktır. 

2. Seçilme oranı 50 artı 1 değil, tek tur ve en çok oyu alan başkan seçilerek 7 yıl için göreve gelir.

3. Bu sistemde belediye başkanı yoktur. Seçilmiş iktidarın valileri vardır ve o valilere bağlı Hizmet Birimleri vardır. Belediyelerin tüm hizmetleri işbu Hizmet Birimleri eliyle görülür. 

Anlaşılacağı üzere bu sistem tamamiyle iktisadı, kamu tasarrufunu ve bütünlüğü esas alır. Bunun neticesi olarak söz gelimi büyük şehir başka partiden, ilçeler başka partilerden olduğu için, hizmette aksama, birbirine pas atma, mazeret üretme, zıtlaşma olmayacaktır.
Böylelikle belediye muhalefetten diye iktidar sorunu yaşanmayacak, hizmetler tek elden, süratle ve uyumla sürdürülecektir. 

Yine büyük şehir ve onlarca ilçe belediyeleri, binaları, makam araçları, maaşlarına kadar, korkunç israfın da önüne geçilmiş olacaktır. 

Valiler nasıl ki tüm şehrin başta güvenlik olmak üzere topyekun ihtiyaçlarına cevap veriyorlarsa, yine onlara bağlı birimler tüm şehrin hizmetlerini vali ve yardımcılarına bağlı birimler eliyle yapacaklardır.

4. Milletvekili sayısı 400'ü geçmeyecektir. Emekli olmuş bir milletvekili yeniden seçimle meclise girmişse, aktif görev yaptığı süre içinde ya emekli maaşı dondurulacak ya da vekil maaşı alamayacaktır. Çift maaş mümkün olmayacaktır.

Vekillere maaşlı danışman verilmeyecektir. 

Bakanlar için en fazla 3 nitelikli uzman danışman olabilecek ve bunların da akraba olmaması kanuni şarta bağlanacaktır.

Vekil, bakan ve cumhurbaşkanının maaşları aynı olacak, en üst kademedeki bir profesör/dekan maaşını geçemeyecektir. Devletin hiç bir kurumunda, kamuda çalışanların maaşları da bu sınırı aşamayacak, vekillerin maaşını aşamayacaktır. 

Makam araçları dikkat çekmeyecek marka ve model olacaktır.

5. Milletvekili dokunulmazlıkları yeniden düzenlenecek ve terörle iltisak, sözlü ve fiili destek ifade ve davranışları bundan muaf tutularak anında tek meclis oturumunda vekillik sonlandırılacaktır. 

6.Yüzde 10'nun altındaki partilerin başka partilerle birlikte seçime girmesi yasa ile imkansız olacaktır. 

7. Başka bir partiyi desteklemek için milletvekili transferi asla mümkün olamayacak, bunu yapan partinin o vekillerinin vekilliği düşürülecektir. 

8. Başta gıda olmak üzere, iç pazarı karşılayamadığı için enflasyona, fiyat artışına sebep olan her ürünün ihracatı derhal sınırlandırılacak ya da durdurulacaktır.

9. Serbest pazar ve şartlar bahane edilerek fiyatların şişirilmesinin önüne Tavan fiyat (TF) uygulaması getirilerek, ürünlerin fahiş fiyatla satışı engellenecektir. Bu bağlamda gıda teröristleri istihbaratın özel birimlerince sıkı takibe alınıp, adalete teslim edilip, hapis ve ağır para cezaları uygulanacaktır.
Ülke geneli için tüm ürünler (borsa, döviz tablosu gibi) TF tablosunda, cep telefonlarında görülecektir. Marketler, esnaf, pazarlar fiyatlarını buna göre ayarlamak uyarlamak zorunda olacaklardır. Uymayanlara, birincide çok ağır para ve sonrasında hapis cezaları verilecektir.

10. Halkın bozulmasına sebep olan tiktok gibi uygulamalara izin verilmeyecektir. Dizilerde müstehcen sahnelere, sigara ve içki gibi hassasiyet gösterilecek, halka açık kanallarda mümkün olmayacaktır. 

11. Eğitimin esası ahlak ve dürüstlük temeli üzerine tesis edilecektir. Bu vurgu hem TV kanallarında hem de şehirlerin meydanlarında panolarla da işlenecektir. İnsana saygı sevgi, merhamet gibi yüksek ahlaki umdeler sürekli güncel tutulacaktır.

12. Cezaların caydırıcı olması için, siyasi alan hariç tutularak, haksız yere cana kıyan kişinin bu suçu beyyine ve ikrar ile sabit olmuşsa, idam edilecektir. 

13. İyi hal yasası yalnızca çaresizlikten borcunu ödeyememiş vb gibi suçları kapsayacak, sapık ve katiller, zalimler için kesinlikle geçerli olmayacaktır.

14. Birisinin canını yakan, yaralayan, birisini döven mutlaka acı parası tazminatı, zarar verdiği şahsa ödemeye mahkum edilecektir, verdiği zarar büyükse bununla birlikte hapse de girecektir.

[Doktora tezimdi dermişim. 
Belki vakit buldukça burada üzerinde fikir jimnastiği yaparak, daha da olgunlaştırabilirim. Belli mi olur belki devlet adamlarımızın dikkatini çeker ya da konu üzerine araştırma yapanlara fikir olur.]

27 Kasım 2024 Çarşamba

Kalbime mektuplar [43]

Bir şiirin dizeleri arasında sıkışıp kalmış bir hikâye idik...
Orada buluşur, orada hasret giderirdik...
Kelebek ömrü kadarmışız, bilemedik...
Belki de kalbim, sevdiğimiz kadar sevilemedik...


26 Kasım 2024 Salı

Utançtır yaşamak!


Yerken, yıkanırken, ısınırken, uyurken, ... koca bir utançtır yaşamak!..


25 Kasım 2024 Pazartesi

Bana şiir deme!

Dudaklarımdaki çöller, 
Gözlerimdeki yağmurlardan beslenir...
Bana şiir deme, şarkı dinletme!
Kalbime yuva yapmış nice şiirlere uyanır, 
Günü nice şarkılarla kapatırım...
Gözlerimdeki hüzünler, hatalarımın bedelidir!
Bana şiir deme, şarkı dinletme!
Şiirden mahkûm, şarkıdan mecnun bir adamım ben...
Bana aşk deme, aşkı gücendirme!..
Gömdüm kalbimi kendi sessizliğime!
Bana şiir deme, şarkı dinletme!
Bana hiçbir şey deme, iyi böyle!


24 Kasım 2024 Pazar

6,7,8

7, 8' i sever
6' da 7'yi...
7; 8'e ölür biter!
6'da 7'ye...
7; 8'in radarında olmaz!
6'da 7'nin...
7 biraz 6'ya dönüp baksa, baktığını görse; asıl aradığının onda olduğunu, onda muhteşem bir değer gördüğünü, çok sevildiğini fark edecek ama çoğunlukla bunu yapmaz, yapamaz! 
8 uğruna, bir ütopyaya, Rüveyda diye diye nice 7 yıllar hebaya akar gider..

Rüveyda bir olmaza, bir hâyâle remz idi, kimi bunu bildi, kimi kendi yazdı, kendi seyretti!
Oysa yalnızlığım biricik sevgilimdi...

*

İnsanlar aşk yerine huzuru aramış olsaydılar, duygularını mantıkla harmanlama becerisini vaktinde gösterebilselerdi mutluluğa
gecikmez, huzuru ıskalamazlardı.
Unutmayalım ki tercihlerimiz, kaderimizin bir parçasıdır...


23 Kasım 2024 Cumartesi

içerleyişime

Azimsiz yaşıyorum bu hayatı
Gelişine, rast gelişine, gelmeyişine...
Müdafaasız gidişime, 
Sevildiğim gibi sevilmeyişime...
Belki de hiç yaşayamadım bu hayatı, 
Dileyişime, isteyişime, içerleyişime...



21 Kasım 2024 Perşembe

Güzeldi yine de

"Biten bir aşk için  
Söylenecek söz şu olmalı:  
- Güzeldi yine de"
Ahmet Telli'nin, sevdiklerimdendir.

Aşklar zatı itibariyle güzeldir. Başlangıçlara şimşek oldukları ve çoğunlukla ayrılık acısı yaşattıkları için...
Uzaklar gibi...Uzaklar da güzeldir. Gitsek cazibesini yitireceklerinden, hep o tılsımlı esrarlı yaban ağrısı...

Aşk, mantığı tuş ede ede, sonunda sona gelir ve mantığa merhamet ederek ve belki de yenmekten sıkılarak yenilmeyi de tatmak ister! Eşitlendikleri için de güzeldir...

Güzeldir bir yâr hâyâli ile sürgün...
Güzeldir bu dünyadan bir kâm alamadan, "şöyle garib bencileyin" göçüp gitmek...

Belki de söylenecek söz de bitmiştir, yenilgiye dair. Siz yine de ona aşk deyiniz...


20 Kasım 2024 Çarşamba

Gidişin ani olsun / Seslisi

 


Uzun aradan sonra...

Emeğinize teşekkürlerimle.

[Buradan açılmazsa, web sürümüne geçmelisiniz.]





19 Kasım 2024 Salı

Razı oldum

Sevginin azına,
Bazılarının sahtesine,
Kış güneşine,
Uzakların erişilmezliğine,
Çehrelerin ikiyüzlü olanına,
Baharların yalancısına,
Akşamüstü yangınlarına,
İflaslar içinde kıvranan vedalara,
Yalnızlığa mahkûm hayata,
Aşkların imkânsızına,
Razı oldum...

18 Kasım 2024 Pazartesi

Ben senin gül kokan ruhunu sevdim

Ben senin çocuk duruşunu sevdim,  Masumiyetini, çaresizliklere göğüs gerişlerini, 
İsyana yan bile bakmayan dik duruşlarını...
Ben senin tevekkülünü sevdim. İmtihan sahibi gücenir diye sessiz ağlamaktan bile hicap duyan hassasiyetini...
Ben senin acılarını içine gömerek geçirdiğin günlerdeki gül kokan ruhunu sevdim...
Ben senin avuçlarımda bir serçe gibi mahzun hâyâllerinle yastığına sarılışlarını sevdim...

*

                   Ben senin daha 40'ında gidişini sevemedim İsmail'im... 
2 Kasım 2024




17 Kasım 2024 Pazar

Tahrip gücü


Tahrip gücü yüksek bir ayrılıktı bu,
Bohem ruhlar anlayamadılar!..


16 Kasım 2024 Cumartesi

meğerse

Tebessümlerinin arasından sızıyormuş meğerse faslı veda...


Ütü yaparken


Çoktandır kendimi, saçlarımı kestirmek için zorluyordum.Hiç sevmediğim dış işlerinden biri ayakkabı boyatmaktır ki, hiç boyatmam.Çok kibirli bir duruş gibi gelir bana.Ayağını atarsın, boyacı boyar,cilalar,fırçalar.Sen öyle tepeden seyredersin.Tamam onun mesleği ve olması gereken (herhalde) bu, ama ben gariban görünüşlü ufak çocuk (o da yardım amacı) olmadıkça hayatta boyatmam ayak kaplarımı. 

Diğeri de berbere (kuaför) gitmek. Hele öyle berberler varki, işleri bitince masaj yapıyorlar. Yahu ben gıdıklanırım,belli etmemeye çalışarak huylu olduğumu kan ter içinde çıkarım ve o zavallı berbere bir daha gitmem..Diyemem de masaja gerek yok, kırılır diye. Burun içi kıllarımı ne diye elin adamı alsın, kulaklar keza.Evde yaparım hepsini. Hatta bugün berbere bile uzunca bir aradan sonra gittim. Makine aldım kendim hallediyorum. Hatta arkama ayna koyup kulak arkası ve ense gibi en zor kısımları bile...

Şu an hem Sertab çalıyor, müzik eşliğinde yazmak nasılmış, tecrübe ediyorum. Napiim çok sardı son albümü.Koparılan Çiçekler gibi slow olanları üstüste sıraladım ve evet ütümü böyle yaptım. 
Yaparken de kadın olmanın zorluklarını düşündüm.

Güzel dinimizde kadının evde iş yapma mecburiyeti yok.Örfen yaparsa, sevabına yani, oh ne ala.Yoksa koca zorla "neden bu iyi olmamış!" diye kafa tutamaz. 

Aslında senede bir hafta ilan edilmeli.Evci haftası gibi bir isim. Bir hafta evin ''erkeği'' kadının yaptığı bütün işleri, yemeğe kadar yapacak. Bir de işe gidecek.Yorgun gelip yemek hazırlayacak, kaldıracak, yıkayacak. Çay faslıyla, yayılmış karısına servis yapacak. Süper bir empati olur.İyi yemek ya da ütü yapmadı diye karısını öldüresiye döven molozlar anlar o zaman anyayı konyayı. Eşler birbirini ancak israf konusunda ikaz etmeli, hizmet kalitesi için değil! Tüm yorgunluğun üzerine kadın bir de gece hizmetini de kusursuz vermek zorunda. Ne diyeyim zor zenaat kadın olmak.

[2011 Blogcu]

15 Kasım 2024 Cuma

Uzakların kokusu

Çok yakınımsın, 
Çok yakınımdasın...
Öyleyse, 
Niçin senden uzakların kokusunu alıyorum...
Sen, 
Baştan sona gurbetsin!





14 Kasım 2024 Perşembe

Martılar


İnsan sanki ''cedel'' için var şu dünyada. Yani, tartışmak, kavga ve savaş; dahası kan dökmek için.
Sokaklar artık hiç tekin değil.

Fitne her yerde!
Evimizdeki ekranlarda, elimizdeki akıllı (!) aletlerde.
Onlara bakmaktan gökyüzüne/gözlerimize bakmayı, toprağa basmayı unutalı çok zaman oldu.

Her şey asliyetinden uzaklaşıyor.
Kuşlar bile...
Benim şehrimde martıların ne işi var..? 
Onlar bile karaya vurdu, dibe vuran insanlığımız gibi! Ne de olsa onlara denizde balık bırakmayan biziz!
Sefil hayatımızın çöplüklerine mecbur bıraktık onları!..
Onlar da artık insan denen bu meçhulü apartman damlarından dikizleyerek tanımaya başladılar.

Ölüm hiç bu kadar ucuz olmuş mudur insanlık tarihinde...
Eski insanların, hani şu kılıçlı dönemlerindeki ölüm sebeplerinin en azından bir anlamı vardı, sebebi...
İsterse bir sultanın iki dudağı arasından çıksın !
Ya şimdi ?
Basitliğin, bayağılığın,sefilliğin derekesine düştü insanlığımız.
Üzülmekteyim...

[2014]

13 Kasım 2024 Çarşamba

Rüyamda Peygamberimizi

"-Abim, 
Ömrüm geçti gidiyor, bir kere olsun rüyamda Peygamberimizi  göremedim....
........................" diye devam eden, bana çok masum gelen bir mektup.

*

O çok bilinen hikayeyi tekrarlamayacağım. Hani bu şekilde hocasına Peygamberimizi rüyamda nasıl görürüm diyene hocası gece yatmadan bol tuz ye demiş ya...

Rüyada Alemlerin Övüncü Cenabı Ahmedi Mahmud Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi vessellem Efendimizi görmeyi arzulamak, aşk derecesinde istemek bir nasip olduğu gibi, bu isteğe/emele ulaşmak için ona uygun yaşamaya itina edebilmek de ayrı bir büyük nimet ve nasip...

Bunun için önce güzel ahlak, dürüstlük, kısaca sünnet yolu üzere yaşam ve ötelerin hasreti, yâr yangını lazımdır. 

İnsanların bu muhteşem kaygıyı unutup, dünyaya daldıkları şu günah asrında ihlasla ONU [sav] görme çabası bile görmek gibidir. 

Görmek dua gibi iki kısımdır. Nasıl ki  kalbi dua ve fiili eylem duası varsa... Rüyada görmekle, hayatta Allah'a bağlı bir kalple, Allah'ı ve Sevgilisine rabıtalı yaşayabiliyorsanız, bu sizi büyük günahlardan da uzak tutacağı için aslında görüyorsunuz demektir.
Bazı kullara kibre düşmesinler diye, bazılarına da yola girip yolda sebat edip sapmasınlar diye rüya gösterilmez ya da gösterilir. 

Her gece yatağa Onu görmek için abdestli dualı yatmak latif bir ibadettir. 
İbadetin özü aşktır, sevgidir. 



12 Kasım 2024 Salı

Dağ olsa kolaydı


İnsanları ve yaşananları sorgulatır varlığın.
Onların değil, senin anlamazlığınadır kahrım...
Bakınca, yapayalnız akıvermiş hayatım.
Dağ olsa kolaydı, insan aşamıyor kendini...


11 Kasım 2024 Pazartesi

Yağmur

Aşk, tek başına kalıp, eylemle birleşmeyince, nasırlaşmamak, kabuk tutmamak, çöle dönüşmemek için gözlerden yardım alır...
Bilirsin; yağmur yaşatmaktır, yaşamaktır, yaşamdır...



10 Kasım 2024 Pazar

Biraz kırgınım sanki

Biraz keyifsizim sanki,
Günler ağır geliyor ruhuma...
Taşıyamıyorum...
Sabahları zor çıkıyorum akşama.
Barışamıyorum dünümle, yarınımla.
Biraz kırgınım sanki...
Onaramıyorum...


9 Kasım 2024 Cumartesi

Gelemedim sana

Kendimi susturdum!
Gönlümü küstürdüm!
Gelemedim sana...
Korkak dedim,
Tembel dedim tahrik ettim!
Dinletemedim.
Gelemedim sana,
Aylar yılları kovaladı,
Bir santim kımıldayamadım.
Gençlik veda edecek,
Bir türlü uyanamadım!
Sözün özü: geç kaldım.
Gelemedim sana...
Bekleme!
Başka kalmadı,
Çıkmam bu bahara...



8 Kasım 2024 Cuma

Mutlu şiir yoktur



Hani Nazım Hikmet : ''Sen Mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin ? '' demiş ya.

Nazım Hikmet sordu diye, genel olarak doğru kabul etmiş ve üstünde düşünmeye gerek duymadan ''yapılamaz'' sananlarımız olmuştur. Dino gibi bir ressam bu soruya tablo ile cevap vermek yerine şiirle cevap vermiştir. 

Pekala mutluluğun resmi yapılabilir ve (zaten Diana Dengel örneğinde olduğu gibi) yapılmış da. Bir çok tabloda bunu  görmüşüzdür. Baktıkça içimiz açılmış, keyf almışız ve şimdi bu tabloda olmak vardı diye iç geçirerek hayıflandıklarımız olmuştur.Günümüzde mutluluk veren fotoğraflarsa hepimizin malumu..

''Mutlu aşk yoktur sevgili'' demiş ya Louis Aragon, mutlu şiir yoktur aslında. Bunu da bendeniz demiş oluyorum. Lütfen kayıtlara geçsin (tebessüm).

Öyle ilkokul kitaplarında ''uçuşsun kelebekler, koşalım çoşalım,'' ya da ''bugün 23 nisan sevinç doluyor insan''dan öte değildir mutlu zannedilen şiirler.Çocukça ve çocuk avutmacası...

Mutlu şiir yoktur, zira şiirin mayası hüzünle yoğrulmuştur. İnsan, toprak ve ölüm ilişkisine benzer bir şey. Hüzün, keder, gam, yazdırır insana şiiri, şarkı sözlerini ve söyletir türkülerini, şarkılarını.

Bakın mesela yukarıda şarkı dedim, şarkı için aynı şeyi söyleyemem; mutlu, şen şakrak şarkılarımız türkülerimiz vardır, ama mutlu şiir olamaz, var diyenlere o ''şiir'' değil, başka bir şeydir derim.

Şiir; aşkı, hasreti, ayrılığı, aykırılığı,imkansızı...kısaca ateşi kor gibi barındırır içinde.

Şiir; ölümlü olan insanın, hakikati didiklerken döktüğü gönül yaşlarının harf harf, hece hece, dize dize, mısra mısra kağıtlara düşmesidir.

Şiir; cennetlerden, yeryüzüne sürülmüş insanın, Allah'ın gurbetinde,  topyekun acısıdır.

Bendeniz, huzurluyken ( birileri mutluyken diyor ama bilenler bilir, mutluluk an'larla kayıtlı ve geçiciyken, huzur daimidir derim) şiir yazamam.  İlle yazmak için kendimi zorlarsam, ya da yazmayı özlemişsem, fonlar, şarkılar dinlerim. Tulumbamdan su almak için, önce bu metodla su dökerim.

Yazımı bitiriyorum :


''Mutluluğun resmi vardır Nazım, 
Başarabilirsen şiirini yazmalısın...''


²⁰¹⁴


7 Kasım 2024 Perşembe

Ben giderken


Ben giderken sen geldin...
Güneş batarken...
Mum gibi erirken,
Sözler tükenirken,
Son mısranın son kelimesindeyken...

Ben biterken sen geldin...
Gözlerimin feri sönmüşken,
Bir damla kendim kalmamışken,
Yarından bir şey beklemezken,
Varla yok arasında eğleşirken...

Ben giderken sen gelmiştin...
Ben biterken sen gelmiştin...



6 Kasım 2024 Çarşamba

Göçmen kuşmuş

Yaşama sevincim bir göçmen kuşmuş, uçup gitmiş gönül ülkemden...



5 Kasım 2024 Salı

Öğrendim!


Tevekküle bandırılmış bir kabullenişle,
Uzaktan, sessiz ve çaresizce...
İsyansız ama yüreği yakan ateşle,
Özleyerek ölmeyi öğrendim ben...


4 Kasım 2024 Pazartesi

Okurlarımın derinliği


Okurlarımın derinliği, inceliği, edebiyata aşinalığı ile her zaman onur duydum, mutlu oldum. Bunu en yoğun olarak, Rüveyda'ya Mektuplar'ı ilk önce burada kaleme alırken yaşadık. Sizlerden enfes şiirler akmıştı. Öğretmen okurlarım başı çekiyordu...
Şiir yazamıyorum diyeniniz dahi şiir gibi cümleler kuruyorsunuz. 
Varlığınıza her zaman müteşekkirim.




3 Kasım 2024 Pazar

"Saçma bir soru gibi..."

"Murat hocam, 
Saçma bir soru gibi gelebilir ama neden şiirler yazdığınız sevgilinizle birleşip evlenmiyorsunuz, biraz özel bir soru oldu ama..."


- Biraz mı 😎
Kitabımı dikkatli okumuş herkes bilir ki benim sevgilim bazen bir şehir, bazen bir kadın, bazen alınan bir nefesteki He hecesi, bazen de...

Sevgili olarak kadın'a dönersek; Rüveyda bir ütopya...
Yaşanamamış ve hasreti çekilen bir kadın...
Aslı olsa belki kavuşurduk, ne de olsa aslan burcu azmi damarlarımda pusuda dermişim 🤭

Unutmayın;
Şiirimsi şeyler yazanların bir yanları melankolik hatta az şizofreniktir...
Yoksa -hele- olmayan bir hâyâle kelimeler üretmek o kadar kolay değil...

Ve bir tavsiye; okuduğunuz şiir vb. şeylerin asli sebep ve müsebbiplerine takılırsanız, edebi zevki yakalayamazsınız. 
Sonuçta Agatha Christie okumuyorsunuz 😌


Sadist!

"Oh sana ile biten o şiiriniz!
Hey dostum siz sadist misiniz? Mazoşizmin altın devrini yaşadığı bu çağda kendinize bu ne acımasızlık? Vicdanı çalışan insanlar kendilerini hesaba çekip suçlarlar, tamam da sizin ki böyle ulu orta kendi hakkınıza girmek değilse ben de bir şey bilmiyorum, etmeyin!!
Hayatınızdaki olumsuzlukların tümünü kendinize yükleyip, faturayı kendinize kesemezsiniz!"


Çoktan kestim dermişim.
Yukarıdaki mektuba benzer bir kaç mektup aldım. 
Bloğum eşittir günlüğüm yani ruh hallerim, kalp sancılarım...tabii yazabildiğim kadar...
En haklı çıktığım hadiselerde bile günün sonunda kendime bir hata yükleme kapasitesi yüksek bir zatı muhteremimdir, elimde değil...
Hele bir insanın, bir canlının üzüntü sebebi olmuşsam...

Meselâ bizim sarı kız yüzünden pencereden gizlice bakarım. Ablamın aşağıda verdiği mamalarla tok da olsa -kediler bize benzerler- ekstra ağız tadına benden alışık olduğundan, beklenti içinde olmasına sebep olmamaya gayret ederim. Ona ikram edecek bir şeyim olduğu zamanlar özgürce pencereden bakabilirim. Zaten çok zeki çok hisli, fena bir şey. ☺️

Tuhaf bir de duygu yaşatır sarı kız; o aşağıdan yukarıya bana bakar, benden umar...ben de aşağıların aşağısından yüceliklere, zamansız ve mekânsızlığa bakar, umarım...Sarı kız her defasında bu duygumu tazeler, canlı tutar. Umana vermek, verenin şanındandır ve herkes veremez, vermez. O da bahsi diğer ve ayrı bir nasip, rızık meselesi...

Teselli etmeyi, onarmayı amaçlamış iyi niyetli mektuplarınıza teşekkür azdır. Allah razı olsun. 

2 Kasım 2024 Cumartesi

Beni en son!

Bitti dediğimiz zaman bitmeyecek,
Aramıza günler, yıllar, anılar girecek!
Sonra rakamlar, isimler silikleşecek...
Derken, sıra bakışlarına gelecek...
Beni en son onlar terkedecek...
Beni en son onlar terkedecek!..




1 Kasım 2024 Cuma

Kalbime mektuplar [42]

Kalbim!
İyi dinle!
Darılıp kırılmak yok!
...
Ne gereği gibi sevmesini bildin!
Ne de sevilmeye izin verdin!
Avare bir serseri gibi gün tükettin!
Yalnızlığın dibinde böylece nihayete erdin...
Oh olsun!..