Friday, September 28, 2012
Gelen soru : Namaz...
Gelen sorulardan ilkine yer veriyorum..Herkesin baştan sona okumasını özellikle istirham ederim..Soru: ''Yüce dinimizin namazla ile ilgili hükmü nedir, ben namaz kılmayan biriyim ama, geçenlerde namaz kılmayanın cehenneme gideceğini radyoda dinledim..Siz ne dersiniz.''şeklinde..Öncelikle ben din alimi, hoca falan değilim..
Şunu söylemeliyim ki, evet namaz hadis-i şerifte ''Dinin direği'' olarak ifade buyrulmuştur ve çok çok önemli, bizim kimliğimiz; plaka numaramız gibidir..Yani dinen olmazsa olmazlardan..
Buna rağmen, ümitsizlik yok..Allah ile kul arasında olduğundan, ''Neşet Ertaş ve ölüm üzerine'' başlıklı yazımda işaret ettiğim gibi, önce doğru inanç, iman, itikat..
''İzm''lerden ve ''ist''lerden arınmış laik olmayan bir İslam inancın varsa ve dinin bütün emir ve yasaklarına şüphesiz, itirazsız inanmışsan..Yapamadığın kulluğun ile de gönlünde üzüntü varsa; namazı kılmamış olman Allah'ın taktirine kalmıştır..Dilerse affeder, dilerse etmez..Yani ümitsizlik yok..Elbette namaz kılmaya çalışmalıdır..Namaz için seccade, uçan halımızdır..Alır bizi göklere çıkarır...
Her insan doğru bildiğinin alimidir hikmetince ve aslında her Müslümanın bilmesi gereken esaslardan namaz ile ilgili iktibasa yer vererek bu sorunun cevabını vermiş olalım:
"Mücrimlere soracaklar ki, sizi cehenneme koyan şey nedir? "Namaz kılanlardan değil idik" diyecekler." (Müddesir suresi: 43)
"Onlardan sonra Öyle bir nesil geldi ki, Namazı kılmadılar ve şehvetlerine uydular.", "Onlar yakında gayya kuyusuna gireceklerdir." (Meryem suresi, 59)
Namazın önemi çok büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyruldu ki:
''Namazın dindeki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir.'' (Taberani)
''Kıyamette kulun ilk sorguya çekileceği ibadet, namazdır. Namazı düzgün ise, diğer amelleri kabul edilir. Namazı düzgün değilse, hiçbir ameli kabul edilmez.'' (Taberani)
''Namazı doğru kılanın, ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi günahları dökülür.'' (İmam Ahmed)
''Allahü Teâlâ buyuruyor ki, "Söz veriyorum ki, namazlarını vaktinde, doğru olarak kılana azap etmem, onu sorgu-suale çekmeden Cennete koyarım" (Hâkim)
''Her Peygamberin ümmetine son nefeste vasiyeti namazdır.'' (Gunye)
Namaz kılmak böyle büyük bir ibadet olduğu için terk edilmesi de çok büyük günahtır. Hanbeli’de namazı terk eden küfre düştüğü için, Şafii ve Maliki’de büyük günah işlediği için ceza olarak katli gerektiği fıkıh kitaplarında yazılıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
''Namaz dinin direğidir, terk eden dinini yıkmış olur.'' (Beyheki)
''Namaz kılan, kıyamette kurtulacak, kılmayan perişan olur.'' (Taberani)
Yukarıdaki hadis-i şerifleri, ehl-i sünnet alimleri şöyle açıklamışlardır:
Dinimizde en büyük günahı işleyen kâfir olmaz. Bunun için namaz kılmayana kâfir denmez. Fakat namaz, çok önemli bir ibadet olduğu için, namaz kılmayanın imanla ölmesi çok zayıf bir ihtimaldir. Namaz kılmayanın kalbi kararır, diğer günahları işlemekten çekinmez. Günahlar da insanı küfre sürükler.Her ne şart altında olursa olsun muhakkak namazı kılmalı!
Namaz kılmamanın ne kadar büyük günah olduğunu bilen, ayakta duramayacak kadar hasta olsa bile, mutlaka namaz kılar. Ateşin yaktığını bilen kimse, kendini nasıl ateşe atar? Cehennemden kaçan, Cenneti isteyen namaz kılmaz mı? Hadis-i şerifte, ''Cenneti isteyip de, Allah’ın yasakladıklarından kaçınmayan, isteğinde yalancıdır'' buyuruluyor. (Beyheki)
Tadil-i erkâna riayet etmek vacibdir. Namazın vaciblerinden biri bilerek terk edilirse, o namazı tekrar kılmak vacib olur. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
Hırsızların en büyüğü, namazından çalandır. Yani namazın erkânına riayet etmez, rükû ve secdelerini hakkiyle yerine getirmez. (Vesilet-ün Necat)
Wednesday, September 26, 2012
Neşet Ertaş ve ölüm üzerine..
Dün de Neşet Ertaş'ı kaybettik..O büyük ozanı ''öteye'' yolcu etme arefesinde yeniden ölüm gerçeği gündemimizde olacağına; yine ölümü öteleyerek, bir kaç gün ustayı anlatarak ölümden, ölümün insanın içini sıkan gerçekliğinden kurtulmuş olacağız (!)
Bir hay-hu içinde hızla başlıyoruz güne ve bir çırpıda akşam oluyor..Haftalar ay, aylar yıl oluyor..Derken işte yıllar da son buluyor..
Yaşlarımıza yaşlar ekleniyor..Hayaller, amaçlar peşinde koşarken; hiç beklenmedik bir şey oluyor..?
Bir anda, aniden, hep okuduğumuz, duyduğumuz, inanıp, iman ettiğimiz ''elçiler'' geliyor..Başlarına ismi Azrail olan büyük melek..
Bir anda alemimiz, boyutumuz değişiyor..
Nasıl olur, daha dün şöyle şöyle konuşmuş, şakalaşmıştık; dediğimiz kişinin öldüğü haberini alıyoruz..
Bir hay-hu (*) içinde onu da çarçabuk toprağa deviriyoruz..Yakınımızsa acısı bir kaç zaman derin, uzaktan birisiyse, ''vah vah''lar ile gündelik yaşama dönmekte zorlanmıyoruz..
Hep söylerim, ateislere: Madem -haşa- Allah yok diyorsun..Ölme o zaman..! Ölüme engel olamıyorsan, ''hayatı da ölümü de yaratan'' gerçeğin sahibine inanmaktan başka çıkışın yok..
''Tamam öyle bir güç var ama...'' diye geçiştirir ve bu en büyük ve senin sonsuzlukta nerede olacağını etkileyecek, belirleyecek biricik meseleyi ciddiyetle enine-boyuna irdeleyip, ''iman edenlerden'' olmayı başaramazsan, o tehdit edile geldiğin cehennem var önünde..Düşünsene, gence yaşlıya bakmadan, yalnızca taktir edilerek sırası geleni, o bir güç dediğin Allah'ın melekleri beden elbisesinden, kozasından uçan kelebek misali çıkarıp götürüyorlar..
O çok sevdiğin beden, cansız kalıyor karşında..Artık konuşmuyor, gülmüyor, hareket etmiyor..Dünyayı versen de bu gidişe engel olamıyorsun işte..
İman da, öyle kuru bir kelime ile olmayacak..İnanılması mecburi/zaruri olanların topyekûn hepsine, inanacak ve bu imana sonu ''izm'' ya da ''ist'' gelen insan (rasyonel) aklının ürünü hiç bir beşeri ideoloji, öğreti (!) katmayacaksın..! Eğer yaşarken son Peygamberi (sav) haşa salt bir dini öge olarak, yaşamının ritüellerinden sayma gafletine düşer de; O'nu (sav) Kur'ani ifadesiyle (uyulması gereke yegâne ve tek) ''en güzel örnek'' hayatının merkezine almazsan yine bu iman, asla sahih; yani Allah ve Peygamberinin istediği bir inanış olarak seni kurtarmaya yetmeyecektir..
Sekülerizme bulaşmış bir iman, iman değildir..''Efendim dinin yeri ayrı..'' diye ağzından dökülen her geveleme senin aldanışın olacaktır..
Zira Allah ve Peygamberinin yeri, hayatın tam da ayrılmaz merkezidir..Günahkâr olmak suç ya da hata değildir..Günahta ısrar hata olabilir..Bunu Allah, dilerse affedebilir, bunda ümit çok..Ama iman denen esaslar hata kabul etmez..!
Ömrün geçiyor ve bir kez eline bir ilmihal kitabı alıp baştan sonra ciddiyetle okumadın..Gelsin Elif Şafaklar, gitsin Can Dündar'lar..!
Öleceksin, öleceğiz, öleceğim...
İlkokul kitaplarında bizim zamanımızda ağustos böceği ile karınca hikâyesi vardı, La Fontaine okuma parçası olarak..Beni çok etkilemişti ve hayatım boyunca unutamamıştım. Ağustos böceği yazı saz çalıp şarkı söyleyerek geçirirken, karıncayı da alaya alır; dalgasını geçerdi..Ta ki, kış (ölüm) gelip çatıncaya kadar..Kar yağınca, kış için yuvasına yazdan erzak toplayıp biriktiren karıncanın kapısından eli boş dönmenin hazin dramı gibi olmamalı ölüm bize...
Hani meşhurdur, Hz.Ali (ra) efendimiz, bir ateist ile münazarasında ona özetle :'' Benim dediğim ve iman ettiğim bir Allah var ve ben, bana emredilen dürüst ve temiz bir hayatı yaşıyorum..Ne emrediliyorsa mantıken benim yararıma..Haşa yoksa -ki var- ben ölünce bir şey kaybetmem..Ya varsa -ki var- ey ateist, senin halin ne olacak bunu sen düşün..!
Neşet Ertaş vesilesi ile aklıma ne Bozkırın tezenesi, ne de eserleri geldi..İnşallah göremediğimiz dünyasında sadece ağustos böceği olarak 74 yıl kalmamıştır ''ah yalan dünya''dediği dünyada ve yalan olduğunu bilerek yaşamıştır..
Allah tüm Müslümanlara merhamet etsin, rahmet eylesin..
________________________________________
(*) Hay-hu, bilerek dedim..Halk arasında hay-huy denilse de kelimenin aslı budur..Yani Hay, ebedi diri olan Allah demektir..Hu'da O, demektir..Yani Allah kastedilir Hu, derken..O..
Hay'dan gelip Hu'ya gideriz..Allah'dan gelip, Allah'a gideriz manasında..
Subscribe to:
Posts (Atom)