Tuesday, September 16, 2025

Teselli etmek isteyen gönlü güzel dosta teşekkür ederken...

Neden bu hırçınlığın
Kime bu öfken
Niye huzursuz
Nedir seni içten içe kemiren
Mutlu olmak istemiyorsun 
Hüznü ortak etmişsin onunla yol alıyorsun
Kahır seni yiyip bitiriyor
Acımadan canına kendini kapatıyorsun
Yeter artık yeter…
Bedeller ödedin …
Bitmedi mi  artık…
Sen değerlisin…
Kıymetlisin…
Özelsin…
Hiç bir şiir seni sana anlatamaz…
Hiç kimse senin kalbine esir olamaz…
Azad et kendini 
Sal bütün hüzünlerini…
Sev ama tutsağı olma…
Yasak bunlar…
Seviyorum Seni..
Sen çok Değerlimsin
Sana duyduğum bu Sevgim 
Görünmeyen savaşlarımda benim Zırhımdı..

N

Anneciğim çok korkardı ama geçen dayı kızına:" Keşke daha önce gelseymişim, burası çok güzel."demiş.
- Çok şükür ben de 3 kez çok iyi güzel gördüm anneciğimi.

Sensizliğin içinde bocalıyorum anne! 
Ben de o tarafa geçeyim artık... 
Dünyaya doydum, dünya da benden çok hoşlanmadı sanki... 
Seni çok özledim anne... 
Uzun zamandır istatistiklere bakmıyordum. Saat 21:00 itibariyle günlük 28 bin 511 okuma yeni bir rekor.
Günümüzde klasik olmuş blog ya da sitelerin takibi çok kıymetli. Teşekkür ediyorum. 



Monday, September 15, 2025

Gökyüzünde


Eskiye dalıyor gözüm dalmasın da ne yapsın

Bugün günlerden o gün

Sanki döndün ayaktasın

Eskiye dalıyor gözüm dalmasın da ne yapsın

Bugün günlerden o gün

Sanki döndün ayaktasın

Bak güneş batıyor işte bir gün daha yakınız

Bu yağmur sensin işte

Oradasın gökyüzünde

Bak güneş batıyor işte bir gün daha yakınız

Bu yağmur sensin işte

Oradasın gökyüzünde

Aklıma düşüyor yüzün gülümser gibi ayrılışın

Artık sayılı zaman değil müebbet yalnızlığım

Aklıma düşüyor yüzün gülümser gibi ayrılışın

Artık sayılı zaman değil müebbet yalnızlığım

Zakkum




Saturday, September 13, 2025

Muamma

İsteyip de gidemediğim bir şehir gibiydi, 
Gözgöze gelmek yerine, 
Sözlerin özünde tek bir ruhtuk halbuki. 
İmkânsız mıydık, 
(Besbelli!) 
Yoksa biz mi imkânsız kılmıştık? 
Muamma!.. 
Belki de bir Pamuk Prenses masalı... 
Mazgalları pas tutmuş bir şiire evrilir gibi, 
Zamanın çarkında hızlıca akıp yittik... 
Sonra... 
Sonrası diye bir şey yok! 
O gitti, 
Ben hâyâlini anılarla harmanlayıp, 
Her günüme taze bir başlangıç yaptım, 
Onsuz bir güne uyanmadım. 
Gitmedi, gidemezdi! 
(Şizofreni!) 
Bu masal böyle saçma bitemezdi... 
(Bitmişti...) 
Ya da en olması gereken yerde, 
Tahammülü mümkün olmaz bir vadede, 
(Gitmişti!) 
Olması gerektiği gibi;
Tam vaktinde, 
Her canlı ölümü tadacaktı! 
Hayatın içinde yaşarken, 
Yudum yudum, 
Islak sancıların gölgesinde
Bu ölüm yaşanacaktı... 
Bu ölüm bizi yaşatacaktı. 


Friday, September 12, 2025

Anlatmıyorum!

Belki de içten içe çürüyorum! 
Bu yıl zordan zor oldu... 
Aşamıyorum!
Anlatmıyorum!.. 


Thursday, September 11, 2025

Çılgın

İnsanlar çıldırmanın eşiğinde, insan olmaktan çıkmaya başlamışken, 
Seninle biz, çocukça bir çılgınlığı yaşamak için çok müsaitken, ümitsizce dümeni kırdık... 

Wednesday, September 10, 2025

Müzik ve ben

Epeydir kendime müzik dinlemeyi yasaklamak istiyorum... 
Malum, müzik benim için bir eğlence aracı değil; hüznümün ifadesi... 
İçimde var olan hüzne eşlik ediyor ve çoğu zaman da canlandırıyor... 
Peki müzik dinlememek çare mi? 
Hayır! 
Bu defa da sonbaharın melodisine, yaprakların ritmine, rüzgarın esintisine kapılır giderim... 
Gecenin sessizliğindeki violini dinlerim... 
Güneş doğmadan önceki saba makamında demlenirim... 
Bunlar olmasa, nefes alış verişlerimdeki dizili notalar girer devreye... 
Ya parmaklarım, onların tuttuğu tempoyu ne yapacağız... 
Ya ayaklarım, yürüyüş zamanı orkestra onların... 


Tuesday, September 9, 2025

Ceza mı

   Yalnızlıkla sırdaş, 
Kaybetmelerle arkadaş
          birine, 
            kim, 
hangi cezayı verebilir ki... 

Alışmak yok!

Alışmak yok! 
Alıştığım gün, öldüğüm gündür!.. 

Şiir değil bunlar! 
Zaten ona gücüm yetmez! 
Yazmaya mecalim yok, hayata da... 
Tek cümlemde anlamalısın beni.
Bir iç çekişimi, mesafeler ötesinden duymalısın... 

Alışmak yok! 
Alışırsam kalbim de benden gitmiş demektir... 


Sürükleniş

Gittim demekle gidilmiyor, 
Bitti demekle bitmiyor, 
Susmakla dinmiyor, 
Bazı sevdalar bir ömür sürüklüyor... 



Monday, September 8, 2025

Boşuna yorulma

Kayboldum! 
Ben de bilmiyorum, 
Neredeyim!.. 
Boşuna yorulma, 
Sen de bulamazsın artık beni!..


Hatırlamıyor, bilmiyorum!

Okullar bir çok şey öğretti de
Düştükten sonra kalkmayı, 
Yeniden başlamayı 
Hatırlamıyorum!... 


Sunday, September 7, 2025

İki şiir

NAZLICAN'A MEKTUP

saat gecenin on ikisi,
ve ben hâlâ uyumadım Nazlıcan!..
senlik bir şey yok ama,
saat gecenin on ikisi olduğu için uyumadım,
saat gecenin on üçü olsa kesin uyurdum!..
sahi,
sen beni gece on ikiden sonra hiç görmedin değil mi?..
görme ama,
görsen çıldırırsın!..
gece bekçileri,
sarhoşlar,
fahişeler gördü de ne oldu?..
karakollar niye çoğaldı sanıyorsun,
tımarhaneler niye doldu?..
babaannem hep derdi;
bu buzdolabını kim icat etmişse cennetlik valla!..
babaanne derdim,
bunu icat eden bir gâvur...
olsun derdi,
gâvur mavur!..
ben de saymadım ama,
şu sigarayı icat edene,
en az on kere dua etmişimdir bu gece!..
bu mektubu alır almaz,
cevapla Nazlıcan!..
yıllardır,
adresime faturadan başka bir şey gelmiyor!..
yeter ki,
yaz sen...
ilensen,
küfretsen bile,
bir şiir gibi okurum ben!..
sitem eder,
öperim kara gözlerinden!..

Mahmut Turan


Mektubun geldi…
zarfı açmadım önce,
çünkü bazı kelimeler
kâğıttan çok sitem kokar.

Gece on ikiyi bilirim,
saatin gözbebeğinde büyüyen o siyah halka…
sen orada kayboluyorsun.
Benimse takvimim,
her yaprağına senin adını yazıp
yırtamadığım bir defterden ibaret.

Geometriyi severim;
çünkü üçgenler dua eder,
daireler secdeye varır,
pergellerse hep bir kalbe bağlıdır.
Seninle aramızdaki mesafe,
iki nokta arasındaki en kısa yol değil;
bir suskunluğun sonsuza açılan açısıdır.

Babaannen derdi ya:
“Bu buzdolabını kim icat ettiyse, cennetliktir.”
Oysa ben seni,
içinde hiç bozulmayan bir elma gibi saklıyorum.
Ve sigara dediğin,
küllerinden yeni bir harita çizer
ama ben bilirim:
her kül, aynı zamanda yıldız tozudur.

Hendese susuyor,
çünkü senin dumanın
cetvelleri yamultuyor.
Sigaranın külleriyle yazdığın mektuplar,
borçlu çıkarıyor adamı.

Yine de yaz,
yaz ki ben sana kızmayı öğreneyim.
Kızsam da yaz,
çünkü gözlerin
karakol duvarlarına sürülmüş en güzel kaçış planı.

Ve unutma:
imkânsızlığın dudak payı…
içilmez.

Kanarya Banu Dağ


Sessizlik (30)

Bazen gölgemle yer değiştirip, bedenimi ararken, gölgeye benzer başka bir şey görüyorum; ruhum... 
Bazı hallerimi tasvip ediyor, bazılarına şaşkın, bazılarına hüzünlü.  
Ah bu sessizlik ne oyunlar oynuyor insana... 

Saturday, September 6, 2025

Hissediyorum

Bazen Kalbini Susturmak İçin,
Yutkunur Acılarını, 
Aşklarını...
Sustukça,
Sahipsiz Gölgeler Yayılır Her Yanına...
Susmaz Fısıltıları Dalgalarının...
O Hiç Yaşanamayan,
Ama Hiç Unutulmayan, 
Hep Hatırlanan Bir Masal... 
Ne Çok Kırmış Kendini,
Ne Çok Yormuş İçini ki,
Dökülüyor Ruhu Boşluklara...
İnceden Bir Hüzün Yayılıyor Yüzüne...
Sonbahara Dönüştükçe,
Satır Satır Dökülüyor Ömür Sayfaları...
Maziye Dönüp Bakarken,
Bir Ölüm Yayılıyor Yüreğine...
Sanki Tüm Mutlulukları Tüketmiş,
Bir Ölüm Hayal Ediyor Gözleri...
Öyle Bir Ah! Ediyor ki Kalbinden,
Yaşlar Dökülüyor Yüreğinin Pencerelerinden...
Bazen Anlatamıyor,
Bazen Dinletemiyor,
Öylece Kalakalıyor...
Çıkartıp Kalbimi Göstereyim Diyor,
Ah! 
Gösteremiyor...

Kimse Yoktur Gözlerinde, 
Ne de Kalbinde...
Kimseler Kalmamış Mutluluk Ülkesinde...
O Sadece Birini İstemiş Hayattan...
Kalbini Birinin Kalbine Bağlamak...
O Güldüğünde Gülüp,
Ağladığında Ağlamak...
O da Sadece Hayalden...

O Kendini Kendine Saklamış,
Kendini Herkese Yasaklamış...
O Aklı, 
Kalbi,
Ruhuyla,
Sadece Kendine Ait...

O Şimdi Sahibini Yitirmiş Bir Gölge!
Ne Zaman Biter Mutsuzluğu,
Kaç Vakit Sürgünde Kalır Uykuları,
Bilinmez...

Sevda

İçinde Zincirleri Koparan,
Alev Alev Yanan Bir Gönül...
Anlatılamayan Duygular,
Yaşanmayan Tatlar...
Sonbaharda Dökülen Yapraklar Gibisin...
Gözyaşların Nisan Yağmuru...
Her Gecenin Sabahında,
Hüzün Doluyor Gözlerin...
Aldığın Nefesi Bile,
Suç Sayıyorsun Kendine...
Konuştukça Ağırlaşan Kelimelerin,
Susmalara Hapsettiğin Gözyaşlarınla,
Kendinle Olan Kavgaların,
Çok Yoruyor Seni..
Yüreğine Düşen Her Tını;
Ya Düşsüz Bir Uyku,
Ya da Renksiz Bir Düş...
Çünkü Sen,
Hüzünlerini,
Eylül Gibi Seviyorsun...
Sen Yine de Unutma;
Eylülün İçinde Yaz da Vardır,
Bahar da...

Sevda


Friday, September 5, 2025

Son virajda

Çok koştum peşinden sevdamın, 
Yanlış şehirlerde, 
Yanlış gözlerde aradım.
Oysa nasibim dünyalık değilmiş! 
Son viraja girince anladım... 

Thursday, September 4, 2025

Duymadın

Herkes duydu, 
Bir sen duymadın, 
İtiraz etme! 
Duysaydın, seslenmezdim! 
Duysaydın, inlemezdim! 
Herkes gitti, 
Bir sen hep benimlesin... 
Sevmeler para etmiyor diyorlar! 
Evet para etse değeri sınırlanmış olurdu... 
Herkes duydu, 
Bir sen duymadın, 
İtiraz etme! 
Duysaydın, seslemezdim! 
Ellerin avuçlarımda, 
Yüzün omuzlarımda olurdu... 
Duymadın sen dilimi kurutan şarkımı, 
Duymadın sen içimi yakan aşkımı... 

Wednesday, September 3, 2025

Bir Mevlid Kandili'ne daha eriştik

Hz. Peygamber'in (SAV) amca oğlu İbn Abbas şöyle demiştir:

"Resûlullah pazartesi günü dünyaya geldi, ona pazartesi günü peygamberlik verildi, Mekke'den Medine'ye pazartesi günü hicret etti, Medine'ye girişi pazartesi günü oldu. Pazartesi günü de vefat etti."

(İbn Receb el-Hanbelî, Letâifü'l-Maârif)

Allah Resulü (SAV) bir hadis-i şerifinde pazartesi orucunun hikmetini soranlara şöyle buyurmuştu:

"O benim doğduğum ve peygamber olarak gönderildiğim gündür"

(Müslim, Sıyâm, 36)

Bu gece, Sevgili Peygamberimiz Hatemü’l-Enbiya Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.s.) dünyayı teşriflerinin 1500. yıldönümüdür. (Diyanet İşleri Başkanlığı) 

Allahümme salli ala seyyidina Muhammed... 


Hz Ömer (ra) Efendimizin, Sevgilimiz (sav) için söylediği bu sözün üzerine, bizlere de aşkın, hayranlığın, sadakatin yaşandığı o saadet asrını idrakten acziyet düşüyor. 

İyi ki Allah'ın "Habibi"ne ümmet olma ayrıcağına, bahtiyarlığına erişmek nasibimiz olmuş. Bunun şükründen mahcup olarak, bir Mevlid Kandiline daha eriştik. 

Kandilinizi tebrik ediyorum. Dualarda buluşalım. 

https://youtu.be/_S2nFR2ea4k?si=_u2DXyB2MUIJQ-9A

Ruhumuzun gölgesi


Güneşin altındaki cisimler misali manaları/anlamları uzar ve kısalır. 
Mevsimler gibi azalır ya da çoğalırlar. 
Gün gelir, yazdıkça yazarsın doymazsın. 
Gün gelir, tek cümleye koca bir anlam yükler ya da gizlersin... 
Ruhumuzdan üflediğimiz kelimelerimizin kıymetlimiz olarak hebaya gitmesine razı olmayız. Bunu fark edince de kısalır, azalmış görünürüz. 


Tuesday, September 2, 2025

Anlamıyorlar!

Ne yeni biri olsun hayatımda, ne birisi için yollara düşeyim. 
Bırakın! 
Kendi içimdeki mezarımda, kendi kendime can vereyim!..

Sana benzemediği gün

Gördüğüm kadınlar sana benzemediği gün;
Sanıyorsun ki yeniden başlayacağım yaşamaya... 
Gördüğüm kadınlar sana benzemediği gün, 
Kalbim de veda edecek bu zindana... 

Monday, September 1, 2025

Bazı türkülerin güftesi bestesiyle doğar


Tanrıdan diledim bu kadar dilek aman aman
O yârin yüzünü bir daha görek aman aman
Bana kısmet değil dizinde yatmak aman aman
Dizinde yatıp da yüzüne bakmak aman aman
Gel aman aman yanıma
Kıyma bu yazık canıma
Bir kara kaşın bir kara gözün
Değer dünya malına
Ayrılık hasreti canıma yetti aman aman
Kalmadı gözümün yaşları dindi aman aman
Bahçesinizde lale sümbül gül bitti aman aman
Eridi yüreğim tükendi bitti aman aman
Gel aman aman yanıma
Kıyma bu yazık canıma
Bir kara kaşın bir kara gözün
Değer dünya malına. 

Haydar Telhüner