Sunday, December 21, 2025

Bu dünya o dünya değil!

Bu dünya o dünya değil! 
Benim geldiğim, benim bildiğim dünya bu değil! 
Onu nereye sakladınız? 
Onun insanları merhametliydi
Adaletliydi
Vicdanları vardı
Masumlar ezilmez
Karda kışta naylon çadır altında
Soğuktan ölmezlerdi
Üzerlerine tonlarca bomba yağmazdı
Çocuklar mutlu oynardı
Çocuklar çocuk olarak ölmezlerdi! 
Çocuklar gülerdi... 
Bu dünya o dünya değil! 
Benim geldiğim, benim bildiğim dünya bu değil! 
Onu nereye sakladınız? 
Yoksa öyle bir dünya hiç olmadı mı? 




Saturday, December 20, 2025

Yok öyle bırakıp gitmek

Zihin tanıdık olanı seviyor…
Kalp de hikâyesini yazıyor..
Kolayı herkes seviyor..
Zor olanı sevdaya katmak aslolan…
Aşkın görünmeyeninden, 
Sevdanın ölümsüzlüğüne... 
Kalple yürekle tüm varlığınla yol almak
Kolay değil öyle yanmadan kül olmak…
Avazlarca çırpınacaksın ağrılı sancılarda boğulacaksın. 
İnanacak sevdaya dahil olmuş tüm varlığın..
Yok öyle bırakıp gitmek, 
Geçtiğin yolları unutmak...
Sen unutmak istesen kalp unutmaz…
Boşluğu doldurulmaz…

Bitter




Friday, December 19, 2025

141.gün

Seni toprağa verdiğimizin üzerinden 141 gün geçti anne! 
Bu evde varlığın, birlikte geçen zamanlarımız hâlâ capcanlı... 
Bazı gece ve sabahlar bana seslenişin gibi... 
Seni her geçen gün daha çok özlüyoruz anne... 
İnşallah kardeşlerim içinde ilk ben kavuşurum sana... 





Thursday, December 18, 2025

Rüveyda çiçeği

Rüveyda isimli bir çiçek dokundu bir zamanlar, şu ıssız kalbime... 
O günden beri kokusunu merak edip hiç bir zaman bilemeyeceğim...



Wednesday, December 17, 2025

Aylarda ben


eylül gibiydim bazı kadınlara,
gördükleri yalnızca
hüzün döken yapraklarımdı...
ocak'ta daha çok üşürdü insan,
ruhunun en tenhasına kadar...
mart, kapıdan da baktırırdı,
anıları da yaktırırdı...
oysa ben nisan nisan tomurcuklanmaya,
anılar biriktirmeye ne çok hazırdım,
bir kalpte açarken...
hazin ay da hiç ayrılık koyulaşır mıydı ?
benim bütün haziranlarım aramakla,
aldanmak arasında geçti..!
insanlar sıcaklarda yanarken ben tam buz oluyordum,
hayata karşı temmuz girdabında
ve odalarımın pencerelerini daha bir kapatıyordum,
içimin sokaklarının seslerine karşı...
ağustos, böcekleri ile karınca hikayesiydi,
ve ben bir an bile ağustos böceğini taklit edemedim.
karıncalar gibi hüzün taşıdım yuvama...
ah eylül!
senin gelişin,
bir kadının ruhumu yaralayışı gibi,
işte yine bir lahza göründün, desem de
sen hiç gitmedin ki yüreğimden...


Tuesday, December 16, 2025

Bir gün birisi gelir

Bir gün birisi gelir;
Lügâtindeki aşkı alır, hasreti bırakır...
Sarılmayı alır, ayrılığı bırakır.
Hâyâli alır, kırıklığı bırakır...
Bir gün birisi gelir;
Hayatı alır, öĺümü bırakır!.. 





Monday, December 15, 2025

Perde

"Bazen sevgimizin gözümüze perde olmasına, gönüllü razı oluruz. Uyanmak istemediğimiz bir rüyanın ılıman ikliminde yüzmek gibi... 
O sevgi bazı insanlarda" diye yazmışım sonra belli ki araya telefon gibi bir şey girdi, cümlem yarım kalmış ve O sevgi bazı insanlarda... nasıl devam edecektim bilmiyorum... 
O zaman kalanını herkes kendi dünyasına göre tamamlasın. 
Nasılsa bir gün bir cümlemiz yarım kalmayacak mı? 

*

Bu paylaşımı okumaya değer kılmak adına, İmam-ı Gazali hazretletinin kardeşi Ahmed Gazali hazretlerinin muhteşem dizesi ile tarihe uğurlamış olayım. 




Sunday, December 14, 2025

Güzel kokular


zaaflarımdandır güzel kokular,
ruhun lezzeti belki de...
insana haz veren ne çok güzel koku var kainatta...
şiir gibi başlamadım biliyorum,
zaten ben hiç şiir yazamadım ki,
kendimin tekrarı olacak yine kelimeler de şarkı da.
sözlerine takılma konuyla ilgisi yok,
neyse, kokularda dolaşalım azıcık;
yeni doğmuş bebeğin cennet kokusu,
dayanamam ağlarım...
mum kokusuna ne dersin
gül,ıhlamur ya da yasemin gibi kokmasa da,
garip bir hüzün yayar varlığımda.
mum mudur eriyen, kalbim mi, bilemedim...
mesela kar kokusunu çekeceksin,
gece el ayak çekilip,
şehir uyuduğu zaman,
ta iliklerine kadar...
ve sonra ilkbahara hasret çekeceksin,
hafifçe üşüdüğünde...
o ilk damlaları hayal et nisan da,
yağmurun toprakla buluşmasını,
var mı böylesi güzel bir koku ?
işte yaşamak bu...
hissedilmesi gerekenleri hissetmek.
ıskalamamak derinleri...
evet biliyorum
bir kadının parfümden daha güzel
ten kokusunda tecelli etmiş ruh kokusundan
damla sakızı nefesinden söz etmedim,
etmeyeyim de,kalsın,
içimde yeterince keder birikti zaten...
bana aldırma da
çalan melodinin kokusunu duymaya bak...




Seni sen tanırsın

Bu dik görünüş seni aldatmasın, 
Bir rüzgâra bakıyor, 
Dağılmak!.. 

Yine ve hep yalnızsın, 
Seni sen tanırsın, 
Daha önce de yaşadın... 






Saturday, December 13, 2025

İsmi yok

Yıllar, önce çisil çisildir. 
Deli kanında buhar... 
Sonra sağanak olup akmış 
Ömründen... 
Fark edememişsin bile gafletinden.. 
Onüç, oniki... 
Geri sayım sen doğduğunda 
- Ağlamandan belliydi! 
Çoktan başlamıştır... 
Bir aşka biçilen ecel gibi;
- Anlamandan belliydi! 
Dokuz, sekiz... 
Son virajda, son güfte için
Son bir beste daha hikâyene... 
Nice yıllara, 
Yaşanamamış nice yılların şerefine... 



Friday, December 12, 2025

Yeter ki

Acılar bir kanyona benzer, 
onu aşınca, 
melteme benzer hüzün rüzgarları başlar yüzünü okşamaya... 

Artık yaşadıkların, seni şaşırtmak, olur olmaza üzmek konusunda eskisi gibi mahir değildir. 

Ve aslında her şeyin görünmeyen yüzünde var olan şefkat elinin sıcaklığını hissedersin. 

Evrende yalnız olmadığını, seni sürekli görüp gözetenin, dinleyen sonsuz kudret sahibi Allah'a teslim olup güvenmenin verdiği iç huzuruyla nefes alıp vermenin ayrıcalığını yaşarsın. 

Yeterki sakin ol, sabrı ve tevekkülü bırakma. 


Thursday, December 11, 2025

Bir soru ve şarkılarım konusu

İçinin zembereği titremeli. 
Kalbin pır pır etmeli çocuklar gibi... 
Kolların kanata dönüşmeli adeta uçacakmışsın gibi... 
Nefesinin kontrolü senden gitmeli, 
Her bir zerrene bahar goncaları sökün etmeli... 
Hayatın tozu gidip, pembesi dörtbir yanını sarmalı, 
Saçmalıklar, sakarlıklar, şapşallıklar senden sorulmalı... 
Tarifsizlik, mucize gibi damarlarında deveran etmeli. . 
Onu düşünmeden nefes almamalı, 
Olur olmaz zamanlarda onun için ağlamalısın. 
Onun hayaline sarılmadan uyuyamamalısın... 
Onu sayıklamalı, 
Ona uyanmalısın... 

(Sanki yakında yazamayacakmış gibi bir hisse kapıldım gece vakti!) 


Murat Mesut şarkıları da artık hız kesse iyi olacak. Çok fazla övgü mektuplarını malum buraya almıyorum. Çok teşekkür ediyorum. 
Bana bir meşgale oldu, hem sesli şiirlerim altta kaldılar ki zaten şiirler kaç yıldır size kapalılar... 

*

Benim için iyi oyalanma oldu diye düşünüyordum ama fark ettim ki son zamanlarda en çok kendi şarkılarımı dinler oldum. Kendi şarkılarım beni daha çok üzüyor. 
Ciddi yıpratıyor bunu gece rahatsızlanınca daha iyi idrak ettim.
Malum, müzik benim için eğlence aracı değil, hüznüme teşne bir ortak... 


Melankolik hassasiyet diye bir şey var. Nazenin insanların bir özelliği. Dünyadan usulca geçenlerin hallerinden bir hal.

Bu hal kişinin dünyayı daha derin, daha incelikli ve çoğu zaman hüzünlü bir duygusal tonla algılamasıdır. 

Geçiciliği, kaybı ve güzelliği aynı anda hissedebilme yetisi. Küçük ayrıntılarda bile hüzün ve sevincin harmanlanması. 
En sevinçli anlarda hüznün yedekte beklemesi.

Nostaljiye, özleme ve duygusal derinliğe doğal bir yatkınlık. Başkalarının acılarına karşı yüksek empati.

Bu  hassasiyete sahip insanlar, duyguları “fazla” yaşadıkları için değil, daha katmanlı yaşadıkları için melankolik olarak tanımlanır. 

Bu bir zayıflık değil, hayır.  İnsanı  derinleştiren, hayata ve başkalarına daha güçlü bağlarla bağlayan bir özellik. 

'İnsandan insana şükür ki fark var...'

Kemal Sayar

Gönderen okuruma teşekkür ediyorum. 




Wednesday, December 10, 2025

Umudum kadar

Sulara düğüm atacak maharetler bilmem, 
Alnımda maskem de olmaz benim, 
Geçmişi düzeltemem, geleceğe şekil veremem, 
Umudum kadar görür, iradem kadar yürürüm. 


Tuesday, December 9, 2025

İçimde birikir durursun

İçimde birikir durursun, 
Sessizce... 
Özledim diyemem, 
Geleyim diyemem... 
İçimde bir korsun, 
Yakar durursun
Üfle diyemem, 
Acıyor diyemem... 
İçimde sürersin saltanatını, 
Zinhar sesleyemem, 
Karşılık bekleyemem... 
İçimde olmandan, 
Birikip çoğalmandan ötesi rüyadır. 




Pansuman!

Bütün ülkeler teyakkuz halindeydi! 
Kafasız liderler, birbirine horozlanıyordu! 
Rusya yok yere Ukrayna'ya dalmıştı! 4 senedir birbirlerini didikliyorlar olan evlerini düzenlerini kaybeden insanlara oluyordu 

İTra*ilin soykırımını zaten sağır sultan bile sonunda duydu ve bildi ve tiksindi! 

Çin ile Japon savaş naraları atıyorlardı. 
Yunanı da İtra*il bize karşı gaza getirmekteydi. 

Gezegen, sanki zombilerin, wampirlerin görünmez istilasında, insan cinsi bozulmuş, her yerde şiddet çeşidi ve olmaz sebepten cana kıymalar yaşanıyordu!.. 

Merhametli, vicdanlı, iyi niyetli insanlar da evlerine çekiliyorlar, el açıp dua ediyorlardı... 

Kısacası her geçen günü arar olmuştuk.

- Sen gel, bu hengâmede hasretten yana şiir yaz, şarkı söyle... 
- Acının pansumanı... 




Monday, December 8, 2025

Ürkek bakışları var!

Ara sıra gündüz de sokakta rastlıyorum ona ürkek bakışları var sanki daha önce birilerinden zarar görmüş gibi ama neyse ki vücudunda yara bere yok... 

Simsiyah... 
Akşamları, (satılan tadilattaki) şimdilik boş olan  komşunun evinin merdiven girişine kıvrılıp yatıyor. 
Çok üşüyor mu acaba diye geceleri pencereden baktıkça onun için üzülüyorum. 

Beni o onu ben yaratabilirdi diye İç geçiriyorum. 

Köpeklerden korkan bir adamım onu sahiplenmeyi isterdim bahçemiz de müsait... 
Bizim sokak kedi dostu bir sokak olduğu için mutlaka o da bunun farkında, gelip güvenle oraya kıvrılıp sabaha kadar uyuyor. 

Üşüyor mu acaba? Gerçi Allah onları sokaklara göre yaratmış mesela kazlar ördekler buz gibi suda hiç üşümüyorlar vücutlarında özel salgıları var. Böyle düşünüp biraz kendimi rahatlatıyorum. 

Yine de oraya gelip garip garip kıvrılması yok mu... 

Bugün

Monna Rosa, 
Bugün bende bir hal var.

Sezai Karakoç

*


Rüveyda, 
Bugün bende yine, yeni bir sen var...

Murat Mesut



Sunday, December 7, 2025

Nasıl gidiyor?

"Zamanlar …
Ne garip değil mi hayat…!
Bir nasılsına ihtiyaç duyduğumuz varlığından bi haber insanların  güven duygusunu bir gün çok uzaklarda bir yerlerde yaşamak…

Sanki hep varmış gibi ama hiç yaşanmamış gibi de
Her şey hâyâl gibi…

Üzücü olan da ne biliyor musun?
Olması gereken yerde olmaması…
Yani yaşıyorken hiç yaşanmaması..

Nasıl gidiyor diye soramıyoruz ..
Çünkü biliyoruz ki kopuşlar  orada başlıyor…"

*

Mektubunuzun sonu hazin noktalanmış... 
Bazen kendime sorarım hep olmak istediğim yerde olsaydım acaba mutlu olur muydum diye!? 
Genelde insana ulaşamadığı şeyler cazip ve çekici gelir ya... 
O hayal meselesini ayrıca hep düşünmüşümdür. 
Hayat andan ibaret, yaşadığımız, hissettiğimiz, tattığımız, duyumsadığımız, an...
"Sonra her şey bir hayal oluyor..."

Bu yıl annemle yaşadıklarımızı düşününce... 
En zor zamanlar bile yaşarken zor... Sonra... 

Nasıl gidiyor
Çare olmak için sorunca mesuliyetli bir sual... 
Belki de gitmiyordur, kader de itelemiyordur, durgun gibi akan dereler misali kendi minvalinde akıştadır...
Kaybedişleri kabullenen bir akış, sona doğru!. . 

- Bak işte sordunuz, cevap üzecek sizi ve okuyanları... 

Saturday, December 6, 2025

Uzaklara daldı kadın

denizler üzerinden,
şarkıların kıyısından,
hayallere kapıldı kadın...

anılarda kaldı kadın
sanki nehir gibi akan saçları
karışacaktı denizlere,
akıp gidecekti şiirlerine...


Friday, December 5, 2025

Ayna

Dün aynada yüzüme baktım dedim ki o yüze:
- Allah'ım seni ne güzel yaratmış. 
Ne garip, ne hüzünlü, ne ümitli bakıyorsun öyle! 
Elimle şefkatle dokunup ekledim;
- Seni cehenneme düşürürsem bana da yazıklar olsun!.. 

Thursday, December 4, 2025

Tünel

İyilikleri azalmış şu dünyada
Sanki uyum sağlamışcasına
Öylesine bağlandım ki yalnızlığa
Daha da iyi gelmem bir başkasına...
Zamanla yabanileştim insanlara

Tünelin sonunu görebiliyorum!.. 
Maverayı, sevdiklerimi özlüyorum. 
Sabırla, kavuşma vaktini bekliyorum.
Kaybettiğim sevinçler hükümsüzdür



Wednesday, December 3, 2025

RUGAN PAPUÇLU HÜZÜN

Mahalle…
Rutubetli evlerin omuz omuza durduğu,
her akşam bir yetim serinliği çökerdi kaldırımlara.
Isli bacalar göğe değil,
sanki içimize üflerdi dumanını;
her nefes biraz eksilirdi çocukluğumuzdan.

Cırcır böcekleri gecenin nabzını tutardı,
toprak saksıda bir petunya
tek bir çiçek değil de
yıllardır saklanan bir iç sır gibi açardı.
Bazen bir karınca geçerdi eşiğimizden,
“tevazu budur” dercesine,
yeryüzünün en küçük adımlarında bile
koca bir hikmet unuturduk.

Bayram sabahlarında,
kartal yalnızlığında bir sessizlik dolaşırdı mahallede;
kalabalık görünürdük ama
hiç kimse birbirinin yüreğine rastlamazdı.
Sen gelince öğrendim:
Bir kalbe değmek,
en büyük bayrammış aslında.

Kırmızı rugan papuçlarımı hatırlıyorum hâlâ;
annemin sandığında kaderimi saklardı o ses,
“her adımın bir duası vardır” diye fısıldardı annem.
Meğer bütün yollar,
sevdiğine giden bir cümlenin başlangıcıymış.

Hasret…
Kefareti baldırandan sert bir rüzgâr gibi
içimde gezindi yıllarca.
Düşer yokuştan iner gibi kursağa,
adı konmamış bir acının
en sessiz taşını bırakırdı boğazıma.

Ama sen
bütün susuşlarıma bir ses,
bütün karanlıklarıma bir kandil oldun.
Mahallenin rutubeti bile
senin adını duyunca kiraz ağacı olur çiçeğe dururdu.

Anladım:
Bir insanın kaderi,
annesinin sandığa koyduğu papuçlarda değil;
tutmayı göze aldığı ellerde yazılırmış.

Şimdi biliyorum,
petunya kokusu kadar masum,
isli bacalar kadar eski,
kırmızı rugan papuçlar kadar çocuk
bir aşkla yürür kalbim sana doğru.

Dünya yıkılsa bile
bir mahalleyi yeniden kuracak kadar
sakin ve sadık çarpar içimde adın...

Kanarya Banu Dağ




Tuesday, December 2, 2025

Bir serapmış

Bir serapmış bunca zaman kanmak için peşine düştüğüm. 
Yaşa başa baktırmaz dedikleri aşka düştüğüm, 
Züleyha annemi de kınamadım ki, yarin zülüflerinde düğümüm, 
Dünya gözüne uykular peçeleyip ördüğüm... 

Halime kelam edecek mecalim yoktur. 
Severek çektiğim bu imtihanın şekvası yoktur. 
Belki de suçlarıma biçilmiş cezadır, mahrumluk. 
Bikes bir adama son fasılda başkaca yol yoktur... 



Monday, December 1, 2025

Nar!

Hey Rüveyda! 
Armut ya da
Elma da dersem çıkma! 
Böyle iyiyiz! 
Kalpte bir nar... 

(*) Malumunuz nar Arapça ateş, yangın anlamına geliyor. 



Murat Mesut şarkılarına olan beğeni dolu mektuplarınıza ayrı ayrı buradan teşekkür ediyorum. 



Sunday, November 30, 2025

Neredesin?

Duygulara duygu katan, 
Güzellikten yana, 
Dünyayı renklendiren ne varsa, 
Veda etmek zorunda kaldım! 
Hani şu;
"Sonra her şey bir hâyâl oluyor!"               Metaforunu dibine kadar yaşarken, 
Şarkılarımla kalbim belaya girdi! 
Akvaryumum küçüldü! 
Neredesin? 
Nefes alamıyorum!..




Friday, November 28, 2025

İstedim ki

Tekrar dinlediğimde hüznümü demleyen şiirlerdendir Masalıma çocuk oldum. 

Bugün onun şarkısını yaptım. 
Özellikle cuma son iş günü insanların sosyal medyaya zamanlarının olmadığı saatte ve short değil. İstedim ki yalnızca okurlarıma özel olsun. 




Diziler foseptik çukuru gibi!

Halid Ziya Uşaklıgil'in Aşkı memnu adlı romanını  opera, film ve dizi olarak sürekli bilincimizde, algımızda babamızın kardeşi, yani babamız demek olan "amca karısı ile pis ilişkiyi" yani sapıklığı, sapkınlığı NORMALLEŞTİRME projesi olan diziyi bilmeyenimiz yoktur! 

Başından beri seyretmediğim bir diziye şimdi kanalları gezerken denk geldim Uzak şehir... 

Kadının kocası ölmüştür, kocasının vasiyeti üzerine kocasının kardeşi ile evlenmiştir.

Bu sezon az önce bir gördüm ki adamı diriltmişler ve evlendiklerini kardeş abisine söyler.

Bundan sonra ne olacağını size söyleyeyim mi, hepsi bir arada aynı villads yaşarlar! 

Ne kadar iğrenç bir algı! 

Senaristler/yapımcılar, kanallar bu toplumun değerlerini, bu toplumdan para kazanarak linç etme faaliyeti içindeler ve iktidar sahipleri RTÜK ve bu halk yığınları narkozlu! 

"Şerbetli" dizilere bu imkanı seyrederek de biz veriyoruz. Beni merak ediyorsanız o boktan sahneyi gördükten sonra yine kanalı değiştirdim. 

Geçenlerde yabancılardan birileri Türk dizilerinin kendi Hristiyan toplumlarına negatif etkilerinden bahsediyordu, bakar mısınız bizim milletin tek umrunda değil bu işler! 

Boykotu nasıl unuttuysak,
Gazze'yi nasıl gönlümüzde gömdüysek bu diziyi de sadıkane bir şekilde sonuna kadar seyretmeye devam ederiz! 

Toplumun değerleri kuralları erozyona uğramaya devam ederken, çürüdüğümüzü fark edenler de dirençlerini ve umutlarını yitirmiş olurlar. 


Thursday, November 27, 2025

Mermi niyetine


Bir şarkı, bir şarkı daha
Mermi niyetine 
Kalbim, ruhum delik deşik yine
Sevgili bilmese de 
Bir gecede bir gündüz araya
Şiir de girer teselli niyetine
Bir şarkı, bir şarkı daha
Mermi niyetine 
Emeklerim delik deşikse de
Kalbe söz geçmiyor bilene
Boş ver beni sen çal bir şarkı daha
Mermi niyetine
Aşka feda diye

*

Suno'da müzik yapma amacıyla karaladım 
Nasipse kanalımda yayınlanınca linkini buraya eklerim. 


Wednesday, November 26, 2025

Sessizlik [32]

Öyle bir susuş ki bu;
Ne yürütüyor, ne neşelendiriyor, ne de içinde yaşam sevincinden kırıntı kalmış... 
Ve hâlâ yazabildiğime biraz şaşırmıyor değilim... 
Tabii buna da yazmak denirse... 
Aslında susarken insan daha çok konuşuyor. Kızıyor, gülüyor, ağlıyor ve bunları hep susarken konuştukları sebebiyle yapıyor... 

İnsan susmanın tam hakkını verebilse, ilahi rüzgârların fısıldadığı sırlarla mest olarak hayranlığı artıp, bir daha diliyle çıkan seslere şekil ve anlam veremediğine hiç aldırmayacak!..


Tuesday, November 25, 2025

Eskisi gibi okur mektubu paylaşmıyordum!

"...Farklı bir kararktersiniz. 
Her yeni yıl değişen kendinizi bir şekilde farklı yerlerde bulan insanlardan kaçarken bir o kadar onlara tutunma ihtiyacı hisseden, 
yalnızlığı tercih edip kendine kaçmayı bir rutine dönüştüren 
ama kaygıyla da yalnızlıktan korkan üşengeç bir adam görünümünde heyecanları olan çok başka bir adam…
Duygularına yenilen... 
Hezimete uğramaktan bitap düşen, aklıyla kalbini yönetirken çoğu kez şaşan şirazeye yön vermekle kaybolan yıllar…
Çırpınışlarla geçen bir ömür sizinki.
Tutunma çabası…

Ama bir şey var,
İnsan iki şeyi görmüyor:
1.si olmayanı
2.si hep yanında olanı…"

Sevgili okurumun isabet ettikleri var, içyüzünü bilememekten kaynaklananlar var. 
Mesela üşengeçlik. Aslında üşengeç ve tembel insandan hazzetmem ve benim üşenmeyi tercih ettiğim şeyler bir nevi hayata verilmiş mola hükmünde. Daha ilkokulda evde dersler bittikten sonra babasının dükkanında çıraklık yaparak hayatı atılmış biriyim. 

Insan insana muhtaçtır, yeter ki yük olmasın! Bununla birlikte tek başıma yaşama konusunda son derece deneyimli ve çok da şikayetçi birisi değilim. 

Yazdıklarıma bakarak beni tanımanız kolay olamaz bazen şiir icabı farklı şeyler yazabiliyoruz her yazdığım benimle ilintili olmayabilir bunu aklınızdan çıkarmayın. Hele söz konusu şiirse şarkı sözü gibi farklı senaryolar vardır. 
Bir duygu adamının zaman zaman duygularına yenik düşmesi de gayet anlaşılabilir bir şey olmalı değil mi... 

Kimin ömrü çırpınışlarını geçmiyor ki hayat aslında mücadeledir. Kimisi bunu daha çok maddi planda yapar. Kimisi hem maddi hem manevi. Bazılarının dünya hırsı kalmamıştır. Bu da insana büyük özgürlük alanı sağlar. Hırsla peşinden koşulacak mücadele edilecek şeyler yok gibidir artık.  

Mektubunuza teşekkür ediyorum Belki sizin gibi düşünenlere de cevap oldu. 



Monday, November 24, 2025

Sessizlik [31]

Sen susturdun dilimi... 
Halim, avazların makamlarından nağmeler devşirmede... 

Gözlerim, sessizliğin parmaklıklarının ardından, mecbur kalmadıkça bakmıyor şu gürültüden ağırlığı günbegün artan
şaşkın gezegene... 

Sen susturmadan önce böyle değildim.
Sessizce yanağıma dokunacak bir gölgeni ne çok aradım bir ömür beyhude yere... 




Sunday, November 23, 2025

Yapay zeka!

Telefonumdaki yapay zekaları -şimdilik- kullanmaya ihtiyaç duymuyorym. Bir tane telefonun kendisinin var bir de  WhatsApp'tan  eklendi. 

Başta savaş sanayi olmak üzere teknolojinin her alanında yapay zekanın büyük faydalarını görüyor insanlık...Tabii bunun bir sınırının olması şart ve şimdilerde insanlık dolu dizgin sınırsız gidiyor. Gün gelecek zararı faydasını kat kat aşacak, bilmiyoruz! 

Başka bir şeye dikkat çekmek istiyorum, şu müzik yapmak için kullandığım Suno programı... 

İman eden Müslümanlar olarak biliriz ki Allah teala olmasını dilediği irade ettiği bir şey için Kün yani ol der ve olur. Dilerse kün demeden de dilediği anda olur... 
Ve bu, Allah için kolaydan da kolay Ona güçlük yok. 
Teknoloji ilerledikçe bunu anlamak biraz daha mümkün hale geliyor nasıl mı? 

Normalde güftesi olan bir eseri bestelemek için üzerinde (bestesi yapıldığı halde, ki bu ayrı bir emek ve zaman) aranje için günlerce uğraşmak gerekiyor ve bunun için birçok insan çalışıyor. Nihayet dinlediğimiz müzik eseri ortaya çıkıyor. 

Yapay zekaya güfteyi verip belli birkaç seçeneğe/tercihlerimize dokunup, yazdıktan sonra, siz tıklar tıklamaz 2 dakika içinde iki farklı versiyonla  2 tane eser hop önünüzde!.. 
İnanılmaz muhteşem bir teknoloji. Beğenmediğinizde yeniden üzerine tıklayıp değişiklikler yapabiliyorsunuz, yine iki dakika... 

Yani yapay zeka birçok insanın günlerce üzerinde çalıştığı bir eseri size 2 dakikada olduruyor
Onca insana o kadar zor olan işi yapay zeka 2 dakikada olduruyor ve bunu aynı anda uygulamayı kullanan, onbinler, milyonlar için oldururken, bu uygulamaya zor da gelmiyor.
Yarattığı her insanın içinden geçenleri, dualarına kadar Allah'ın duyma kudretini bir nebze anlat mıyor mu işbu yapay zeka ve üstelik kul yapısı! 

Yukarıda sözünü ettiğim Kün meselesine zannedersem kısaca işaret edebildim. Çamaşır makinem bile yapay zeka ile çalışıyor, içine attığım çamaşır ağırlığı, deterjan miktarı yıkama süresine kadar hepsini o belirliyor. 

Ve son bir şey bilgisayarlarımızda sildiğimiz çöpten de yok ettiğimiz şeyleri bugünkü teknoloji yeniden geriye getirebiliyor. Bizim öldürdüklerimiz tabiri caizse yeniden dirilmiş oluyor.
Buradan da ne demek istediğimi anladınız... Kaldı ki ölmek yok olmak değil beden elbisesini dünyada bırakıp Berzah da farklı bir boyutta ruh olarak yaşama devam etmeye ölüm diyoruz. 

Kudreti sonsuz olan Allah'a iman nimeti için sonsuz zerreler adedince şükürler olsun. 

Not: Suno ile farkettiğiniz üzere seri üretimlerim Murat Mesut şarkılarını kanalımda yayınlamaya devam ediyorum. Neden bu kadar aceleciyim Çünkü Suno ilk çıktığında eserinizi video olarak da veriyormuş. Şimdi sınırlı sayıda ses indirebiliyorsunuz. Yarın onu da vermeyebilir tamamen paralı yapabilir o zamana kadar kendimi bir yudum teselli babında oyalamış oluyorum. Dedim ya uzun yaşarsam huzurevinde kendi eserlerimi dinleyeceğim:) 


Şüphesiz

Gaflet denizinde sırtüstü tık nefes yüzmekteyim. 
Gökyüzü ile deniz ikiz gibiler... 
Gökte yıldızlar, burada deniz yıldızları... 
Gök mavisi, deniz mavisini kucaklamış
Şefkatli bir sohbet, sonsuzluğa akar gibi. 
Ve ben
Gaflet denizinde sırtüstü teslimiyetle yüzmekteyim. 
Biliyorum, 
O çok lütufkâr
Ve ummaktayım 
Şüphesiz kerem eyleyecek... 

Saturday, November 22, 2025

Cantanem

Senin olmadığın sabahlara
Uyanmak istemiyorum
Sesini duymayan kulaklarımda 
Bir kucak dolusu hüzünlü melodi
Kısa günlü mevsimleri seviyorum artık. 
Seni gördüğüm rüyalara meftunum artık
Bu yıl bana zor, bize zordu cantanem
Yoldaşım, beni kime bırakıp gittin
Her yer hatıranla dolu
Gözyaşlarım kurumadı, kurumayacak
Senin olmadığın sabahlara
Uyanmak istemiyorum
Sesini duymayan kulaklarımda 
Bir kucak dolusu hüzünlü melodi
Özlemimi hiç bir kelime cümle anlatamaz
Yangınım azalmıyor, azalmasın cantanem
Kavuşacağımız o günü iple çekiyorum. 
Hadi yine rüyama gel cantanem

https://youtu.be/y71FasdSGXY?si=kwijlkCpXK1hJAXr



Friday, November 21, 2025

Murat Mesut şarkıları

Saymadım kaç video oldu. Teknik alt yapım olsa, az önce yüklediğim "Ne sana sordu ne bana" ismini verdiğim ki şiirini okumuştum, o sesli şiirden ilk başa iki-üç dize ekledikten sonra şarkı girse hoş olurdu. 

Yaşlanacak kadar yaşarsam, aklım da başımda olursa, balkonda (belki de bir huzur evinin bahçesinde) kulaklıkla Murat Mesut Şarkıları dinlermişim. Gülmeyin! Şahsım için ayrıcalık. 

Hatıralarla ölüme yürür yaşlı insanlar, annemden biliyorum... 


Thursday, November 20, 2025

Biz böyle de yaşarız

5 Ekim 2023 tarihinde Biz böyle de yaşarız, demişim. 

Bugün Suno ile o kelimelerime de müzik kattık ki zaten herkesin duyamayacağı kendilerine has melodileri vardır kelimelerin... 

Bu da fena olmadı, albümü tamamlayınca yılbaşında piyasaya çıkar dermişim.:) 

İnternet, kaset ve CD işininin de fişini çekti. Konserden falan kazanamayan kendisini dizilere attı. 
Aslında çok nankör ve vefasız bir dünyadır oralar. Hele az unutulmaya gör... Bir sanatçı için büyük üzüntü. Para onlar için ikinci planda kalır. Şöhret afyon gibidir. Bir köşede unutulup, eski film ve arşivleri ile çöküp gidenler az değil. 

Şu kelimelerimi şarkı işini umarım dozunda bırakır ya da yaparım. Bugün 2.eserimi kanala gönderdim;) 
Beğeneceğinizi umuyorum. 
Ben beğenmesem zaten sizlere sunmam;) 
Buyurunuz:



Wednesday, November 19, 2025

Bahane

İlk kez 9 Ekim 2021de şarkı sözü düşüncemi sizlerle paylaşmışım. 

Yazdıklarımın kitap olarak duygusunu yaşamak nasip oldu..(Gazete, dergicilik) Sesimle radyo stüdyosunu, derken güftelerim kendi sesimden olmasa da şarkı olarak dinleme keyfi de ayrı güzel. 

Tabii Suno'da dört başı mamur tam istediğim gibi yapamasam da...
Aranje kabiliyetim var, biraz anlarım. Neyse olana bereket. 

İşlek saatte yayınlayayım fazla izlensin derdim yok. Bize özel,  okurlarım bilse kâfi. 

Youtube'da sizlere hatıra bırakma serisinin son "eseri" dediğim tarihte yazdığım şarkı sözü ile sizleri başbaşa bırakıyorum. 



Vakitsiz


Bu sonbahara girerken, bir faniye ait hâyâllerimle de vedalaştım. 
Bazı şeyler ben istemeden beni bıraktı, bazılarını ben... 
Kimi tam vaktinde, kimisi de hep mi vakitsiz!.. 


Tuesday, November 18, 2025

Gece olunca sen



gece olunca sen,
iki kat daha güzelsin...
esir alıyor silüetin beni,
uykularımın katili... 
ömrümü işgaline verdim... 
dilediğince...
sarsın gülüşlerin... 

gece olunca sen,
iki kat daha kadınsın...
bütün dileyişler senin... 
nefesinle yık bentlerimi!
ömrümü işgaline verdim... 
dilediğince...
sarsın gülüşlerin... 

gece olunca sen,
iki kat daha benliğimdesin,
firari nefeslerimdesin, 
delice özlenmektesin...
ömrümü işgaline verdim...
dilediğince... 
sarsın gülüşlerin... 

*
Not: Eski bir şiirdi, denk gelmem iyi oldu, yeniden elden geçirdim. Eskisi kimde varsa lütfen yok ederse minnettar kalırım. 





Monday, November 17, 2025

Suno'da şarkı videoları yapıp kanalıma yüklüyorum.


Yollara düşmüş isimli şiirimi Suno'ya verdim. Suna kız hadi bunu besteleyelim dedim. Tabii ilk acemi işi fazla müdahil olmadım. 

Yapay zekâ iki dakikada besteledi. Bir de remix yaptık. Onu da yükledim. 

Tabii bu eğlence, bu yeni zaman hırsızı, video olarak indirme butonunu göremedim, yalnız sesler indi, sonra video yaptım. Ama kendim dinlemek için yalnız ses indirme çok zahmetsiz. 
Artık fotoğraflar da oynatıldığına göre ;) 
Oldu olacak bir resmimle şarkıyı söylermiş gibi... Sonra yutub reklam gelirine iban verip köşeyi dönmece:))

Yalnız bir şey daha yapmalılar; mesela ben güfteden iki dize okuyacağım, o sesimle şarkının tamamını söyletecekler, tabii bu isteğe bağlı bir seçenek olmalı. 

2025 kahır yılını, sona yaklaşırken, bendenizden size hatıra diyelim... 





Sunday, November 16, 2025

Ancak Müslüman olarak ölmek için!

Ortaya karışık yani! 
Bizde de Mamdani gibi çok var! 
Hem sosyalist, hem demokrat, hem Müslüman olunabiliyor mu? 

Daha açık ifade ile sonu "ist" li "izm" li biten bir ideoloji/felsefi düşünce ile İslâm yanyana, kolkola, barışık, birleşik, olabiliyor mu? 

Daha da açalım; bir izme bağlı olan kişinin imanı Allah katında onay alıyor mu? 
Mesela darwinizme evrime, maymundan geldiğine inanan biri aynı zamanda Müslüman kalabilir mi? Diğer izmleri, ist'leri buna kıyaslayabilirsiniz! 

Ölürken cennete geçiş vizesi, imanı sahihtir kaşesi alması için, kişi yaşarken nasıl iman etmelidir? 

La ilahe illalah diye Müslüman olurken, işbu (La) ile önce neleri reddediğini, reddetmesinin şart olduğunu biliyor mu? 

Son derece basitleştirerek kısa tuttuğum paylaşımı tek bir ayet meali ile bitiriyorum, tefsirine bakabilirsiniz: 

"....ve ancak Müslümanlar olarak ölün."(Ali imran;102) 

Maliyet

Bazen 
bilmemenin cehaleti, 
bilmenin maliyetinden 
evlâdır...

Saturday, November 15, 2025

Bizimkisi ütopya olarak kaldı...



Aşk, kavuşmakla vedalaştı
Ve
Bizimkisi ütopya olarak kaldı... 


Yine de... 


İki

İki fincan
İkisi de dolu... 
İkisi de sıcak
İki kişiye işaret!.. 
Sevgiye
Şehvete
Şevkate
Saygıya
Sarılmaya
Sadakate
İki, bir çatıya
Bir masaya
Bir yorgana
Bir hayata 
Birlikte bir yazgıya işaret... 


Friday, November 14, 2025

Batı tefekkürü ve İslam tasavvufu

Eser Üstad Necip Fazıl'ın kendi kaleminde belirttiği gibi "en başa alınması en önce okunması gereken verimlerinden biri" 

Yine kendi ifadesiyle eser "kısa ve kalın hatlarıyla Batı ince ve mahrem çizgileriyle de Doğu" yani dünyalar arası kıyas, murakabe sebep sonuç ilişkisine giden yolda tarihi şahsiyetlerden örneklerle fikrini temellendirmiş oluyor. 

Son sayfasından bir paragraf aktarmadan edemeyeceğim:

"Bugün İslamiyeti içeride müdafaa etmek dışarıda müdafaa etmekten zor hale gelmiştir. Ben bu davayı eğer Avrupa'da, Amerika'da, Afrika'da, hatta kutuplarda müdafaa etmiş olsaydım belki bir anlayış istidadı, bir 'acaba' merakı olsun bulabilirdim. Burada ise, her şeyin anlaşılmış olduğunu zannetmenin, sadece kabuktan ibaret kalmanın ve böylece her türlü nefs muhasebesinden mahrumluluğun düzelmez akameti vardır." (Sh:226) 

Yıllar sonra 3.kez okumam gerekiyor. Eserden etkilenip bir köşesine şöyle yazmışım;
''İlim, özbenliğinde tatbik ettiklerin, 
bilgi, beyin kütüphanende biriktirdiklerindir.'' 

Her düşünceden insanın mutlaka okuması ve okurken de ufkunda bilgi ve düşüncelere dalacağına inandığım nefis bir eser... 


Thursday, November 13, 2025

Yollara düşmüş

Geceyi ince boynuna asmışlar, 
Ceylanlara haber salmışlar,
Mecnunu kalpten vurmuşlar... 
Leyla yollara düşmüş...

Samanla mürekkebi karıştırmışlar, 
İpe un yerine gözyaşı sermişler, 
Şairlere haber salmışlar, 
Ozan yollara düşmüş

Sevdada had bellemişsin, 
Boyun posun hesap etmişsin, 
Civanmert ve pek sevmişsin, 
Kısmetin yollara düşmüş...

Sevmek yolun kolay kısmı 
Hasrete tahammül ister yiğidim, 
Öl dese hemen ölürsün de
Ayrılık yollara düşmüş...

Wednesday, November 12, 2025

Fırtına

Vara vara, 
Sonunda, 
Öyle bir yere vardık ki, 
Artık birbirimizi severken, 
Kelimelere ihtiyaç duymuyoruz... 
Sen orada derin bir nefes alıp versen, 
Buralarda fırtına...