Sunday, February 27, 2022

Bal kavanozu!

Balı bildik!
Bal kavanozunu da!
Ne bal yapanlardandık!
Ne de yiyenlerden..!
Bir ömrü bal kavanozunu tavaf ile zayi ettik!
Medet Ey Allah!
Af Ya Allah!

Thursday, February 24, 2022

koku!


Aslında her şeyin bir kokusu var!
Uzakların da..!


kayıp


En başından isimlerimiz cisimlerimizin kayıplar hanesine yazılmıştı ve biz bunu biliyorduk sevgili..!
Hiç olmamıştık ve olmayacaktık bu hazin hikayede, bunu da biliyorduk...
Bilip de bilmezlere oynadığımız rollerimiz, bizi finalin eşiğinde kayıp etmişti..!


Wednesday, February 23, 2022

çaresizliğimsin!


İzahtan vareste, tefsire muhtaç bir hengamede, 
Vazgeçilmiş bir sevdasın sen!  
Acısı kabuk bağlamayan bir süveydasın sen..!
Gecelerde saltanat süren, günlerimi mat edensin sen!
Çaresizliğim, vazgeçemediğim, iz'anıma sığdıramadığımsın sen...

Monday, February 21, 2022

Şair değilim [1]



Şiirimi yorumuyla değerli kılan sevgili arkadaşıma çok teşekkür ediyorum.


Sunday, February 20, 2022

gülüşlerinden düşer cemreler

İnsanın hayatında:
"Bugün ilk cemre havaya düşmüş!
Bir ateş parçası diye rivayet ederler. Sonraki hafta suya ve sonraki hafta toprağa...
Baharın habercisi
Benim de payıma özlemek düştü...
Bu hafta, sonraki haftalar, aylar, yıllar...
Tek tesellim, o cemreyi gülüşlerinde görmüş olmaklığımdır!
Uzaktan ruhuma dokunan, kalbimin yerini hatırlatan gülüşlerin...
Beni sarhoş, meftun, Mecnun eden gülüşlerin...
Konfeti misali canıma yağan gülüşlerin.
İçinde duru bir denizi saklayan, yeri gelince coşmaya hazır gibi pusuda bekleyen gülüşlerin...
Çiçeklerin en güzellerinin kokusunu yayan, gülistan gülüşlerin...
Gülüşlerinin gönlüme düşürdüğü cemreler için sana ne kadar teşekkür etsem azdır sevdiğim..." diyebileceği biri varsa, kavuşamasa da olur..!

İlk cemre

İlk cemre bugün havaya düştü diyor takvimler...
Baharı muştuluyormuş gökyüzü...
Gönle düşmeyince cemre,
Gözlerde sevinç de olmuyor Hafız...
Hüzün yine bize, sevinmek kelebeklere kuşlara...



 



Saturday, February 19, 2022

Yazdığın şiirlerle ne kast edersin?


Yaşadığın hangi mevsim hangi coğrafyadır ey Şair?
Mürekkebin zebercetten mi, altın mı, yoksa gülsuyundan mıdır?
Hangi göklerde kanat çırpar, hangi ırmaklardan içersin..? 
Hele gördüğün rüyalardan bir yudumcuk anlat!
Sırlar aleminde Sultan sen misin?
Bir tebessümüne bendeler mi dilersin?
Yazdığın şiirlerle ne kast edersin?
Kamu alem boyun büker, görmez misin?
Kaf dağındaki Simurg sen misin?
Aşkına daha kaç can istersin, söyler misin?


Friday, February 18, 2022

Şair değilim mazur gör!


Güzelliğine sürgün için,
Ayrılık ağacından yemeliymişim!
Hepsi de aşk için, aşk yüzünden!
Evvela bunu bilmeliymişim.
Yoksa saltanatını süremezdi hüzünler!
Mürekkebi kan olmazdı kelimelerin!

Bu göz yaşından mamul
Hikâyenin mazrufu sendin..!
Kaç halden geçtim de sana geldim!
Yokluğunu varlığınla yendim!
Artık bana ayrılık, bana mahrumluk yok!
Bu firak çölünü gözlerinle geçtim.
Şair değilim mazur gör!
Bir şiirden fazlasını anlaman lazım!

Şair olsaydım bu da son şiirim olur,
Sükût lisanından elbiseler biçerdim!
Adın yadımda, hayalin kalbimde çoğu gitti azı kaldı diyerek gün sayardım!
Gayrı bana şiirden fazlası
Destandan azı;
İçimdeki tufana denk,
İnkılap gibi bir kabulleniş,
Fakrime kelimelerin ağdalısı,
Kafiyelerin zirvesi lazım...
Şair değilim mazur gör!
Bir şiirden fazlasını anlaman lazım!

Thursday, February 17, 2022

sakla beni!


Telafisi olmayan kayıp zamanlardan geliyorum..!
Çok yorgunum!
Üşüyorum!
Sar, sakla beni...


Wednesday, February 16, 2022

Ömür takvimi


Seninle ıslanmadan geçen günü, 
Ömür takvimime eklemedim!




mesela


Sen, mesela hep "yarın" gel!
"Bugün"ler pek vefasız!




Monday, February 14, 2022

Ezan


Ezan, cennetin ruhlara esintisi...
Dersiniz; dinlemeye doyamazdı kendisi...

* * *

Ezandan rahatsız olan, şeytanın elçisi!
Dersiniz; zavallı bir nasipsizdi kendisi! 

Saturday, February 12, 2022

Bazı şeyler!


Bazı şeyleri bazı durumlarda yaşamak tehlikelidir! 

Ruha dokunan sağanak makamında bir şarkı...

Beklenmedik bir anda denk gelen romantik bir filmin yetimlik duvarımıza toslaması...

Gönül mürekkebine bandırılıp yazılmış bir şiirin dizeleri arasına sıkışıp, çaresizliği yudumlamak...

Güzel bir çehrenin temaşasında doyumsuz ve belki arsız bir hayalin işkencesi... 

Eksikliğimizi, yarım kalmışlığımızı boğazımıza düğümleyen, kalbimize özel şeyler... 

Bazı şeyleri bazı durumlarda hatırlamak tehlikelidir! 

Böyle bir karalamayı okumak gibi...

Rabbim!


Rabbim!
Hüsnü hat lisanıyla,
Hüsnü hatime diliyorum!
Haşa hadsizlikten sayma!
Şu dünya sürgününe,
Kalmadı tahammülüm..!
Son nefesime varsam diyorum!

Gitmeler durağında ben!

 

Gitmeler durağında ben!
Kendi enkazının altında bocalarken,
Onlar yaşamaya,
Ben ölüme gün sayıyordum!

Hüznümün çıkış yeri mi dersin,
İfade biçimi mi dersin,
Ne dersen de, 
Kelimeler arasında, 
Oyalıyor kandırıyorum çocuk kalbimi!

Gitmeler durağında ben!
Kıstım hayatımda her şeyi...
Mevsimleri bile teke düşürdüm! 
Ruhuma giydiğim elbisem sonbahar.
Kutuplarda gibi hep gecede,
Adın saklımda mırıldanan bir hecede
Ne çare her şey zamanında ve dengi dengine!
Kimse hayatının akışını durduramaz!
Kimse sonu bilinse de sevmekten kaçamıyor işte!

Gitmeler durağında ben!
Çok kalamazsın!
Zaman dairesi gelir alır seni de!
Ardına bile bakamazsın!
Yangınlarınla baş başa kalırsın!
Şarkıları koluna takıp,  yolunda ahlarsın!





Wednesday, February 9, 2022

inkar mümkün mü?


Kalbim!
Güneşi inkar etmekle, dünya karanlıkta kalmıyor!
Ama gel, biz aşkı inkar edip, bu sayfayı kapatalım..!

Burada saklamak istedim!


Kalem erbabı bir dost, bu fakire iltifat buyurunca, müteşair olmaklığımdan dem vurunca, aşağıdaki edebiyat harikası ikinci latif iltifatları ihsan etmişler:

"Siz müteşair iseniz, kırılsın sair kalemler...

Ne şarkın şemsi şâd
Ne garbın âfâkı handân olur
Mahbub; hicran içre firkatte ise

Maşrikten mağribe bizzarure
Harb olur...
Cenk olur...
Hezimet olur..."

Monday, February 7, 2022

içimdeki sesler

 
Sürgüne düşmüş bir Adem yalnızlığı..!
Zellesinin zerresini yaşamak, anlamak için mürekkebi kurumuş bir yazgı...
İçinin yankılarında sesleri dinlemek, seslerden muştu beklemek, her nefeste her adım başı...



 

Sunday, February 6, 2022

Gidecektik biz..!


Vaktinde, tadında, deminde, firakın seherinde...
Sancılar çoğalmadan, omuzlar düşmeden, dudaklar bükülmeden, sözler içerlemeden, damlaları sele vermeden...

Ukdeler, hayaller, özlemler, arzular kar topuna dönüşmeden, o çığın altında ezilmeden, anıları daha fazla büyütmeden...

Alışkanlık, aşinalık zirve yapmadan, akşamları kızıla boyamadan, geceleri yastıkları isyan yağmurlarıyla ıslatmadan...

Ruhlara dokunmadan, kalplerimizi sıvazlamadan, saçlarını taramadan, yanağını okşayan düşlere uyumadan...

Gidecektik biz..!



Saturday, February 5, 2022

şefkatle...


Annem, saksıdaki çiçeklerini, seslenerek, yüzlerini okşayarak, şefkatle sever...
Biliyorum, 
Sen de beni öyle seviyorsun!
Uzaktan, tutsaklıktan, sessiz avazlardan...

Friday, February 4, 2022

Bir griye meftun...

Kaşların çatık!
Hüzün gözbebeklerinde yuvalanmış!
Kayıtsız bakıyorsun!
Bir şey mi arıyorsun?
Gönlünü neyle oyalıyorsun?
Renklerin içinden geçiyorsun!
Görmüyorsun!
Bir griye meftun, 
Bir yalnızlığına tutkunsun!
Baş ucuna o taş dikile,
Herkes kurtulsun..!

Thursday, February 3, 2022

yasak!


Coğrafyanın bir kıyısında unutulmuş şehirler, 
Gönül defterinde bir türlü solamamış şiirler, 
Küskünlükten, kırılmışlıktan kalemini susturmuş şairler,
Apansız radyodan seslenen anılar gibi...

Yasakladım, sevdaya dair ne varsa, şu bedbaht kalbime..!


Wednesday, February 2, 2022

Bir yılın özeti!


Yeni yıl geçer geçmez, dilimizde ilkbahar türküleri ve bir miktar yaşamak sevinci, 
derken üç aylar, Ramazan-oruç-arınma mevsimi ve bayram...

Kurban bayramı hac-kurban hazırlıkları, yaz tatili karne, mezuniyet telaşlarına karışadursun; dallarda sararıp kıvrılan yapraklarla işte bir çırpıda sonbahar ve "yine aylardan kasım" şarkısı eşliğinde yılbaşı..!

Ah, kaç sela ile kaç kez eksilen hayatlarımız..!

Bir varmışız bir yolcuyuz!


Tuesday, February 1, 2022

Duygular çöp olmasın!


Çöplerden plastik toplayanlarla karşılaşmaktan özellikle kaçınarak eve geldi. Gizli bir suçluluk duygusu! Terlemişti! 
Duşta fiskiyeden akan sıcacık suyun altında o "yetim çocuk Musa" geldi aklına...
Sonra, evlerinden yurtlarından sürülmüş bu kış soğuğunda çadırlarda üşüyen insanlar, kadınlar, yaşlılar, çocuklar...
Haline şükretse...
Utandı!
Tıkandı..!
Yalvardı!
Ağladı..!