Monday, October 14, 2024

Özleyeceksin!

Özleyeceksin!
Çayda demi, kahvede telveyi çoğaltacaksın,
Kesmeyecek!..
Şarkılarda, şiirlerde arayacaksın,
Yetmeyecek!..
Gecelerin yalnız koynuna kaçacaksın, 
Gözyaşlarında boğulacak,
Rüyalardan medet umacaksın,
Gelmeyecek!
Özlemekten kavrulacak,
Züleyha'yı yeni yeni anlayacaksın...
Sabahlara uyanmak istemeyecek, 
Doğan güneşe tebessüm edemeyeceksin.
Gökkuşağında bütün renklerin gri olduğunu fark edeceksin...
İnsanlardan kaçacak, 
Yalnızlığı bir sevdayı sever gibi seveceksin...
Olmaz zamanda boğazında bir düğüm, 
Burnunda bir sızı, 
Kulaklarında bir çını;
Duyacaksın!
Pişmanlıklar saracak dört bir yanını...
Kalbin, dokunmak için kanat çırpan  yaralı bir serçe...
Çarpacak!
Dalgın anların, hasretine ayna olacak.
Sürekli tekrarladığın anılar, yavaş yavaş;
Kaybolacak!
Kahrolacaksın!..
Suçlayacak, yargılayacak olsan da, yine kendinle;
Kalacaksın!
Ve
Özleyeceksin, 
Hep özleyecek, çok özleyeceksin!
İmkânsızın zirvesinde her gün;
Öleceksin!
Özleyeceksin,
Özlemek, yüreğini tarif edemediği için kendisinden utanacak!
Gözlerin bu aleme kapanmadan,
Bu yara asla kapanmayacak!...