Wednesday, October 30, 2024

Yük!

KIRIK KANATLAR

Cennete açılan kapılarda 
tazarru ve özlem ile  
el açtığımı mı ?
Hüdâyi makamında 
bekleşen kediler ile 
Soğuk mermer taşlarını ıslattığımı  
duyup da mı geldin Üsküdar'a ?!
Öyleyse
Kuzguncuk'tan az öteye geç !
Gökyüzüne doğru bak !
Sonra gözünü bulut bulut çevirip yine bak 
Şu kubbenin altına!
Beylerbeyi Camii'nin kubbesinde sır ve aşk ile bütünleşen kumruyu fark edecek misin bilmem ?
Kanat kanat mutluluktan uçmak isterken 
Sarkan kırık kanatlarımı görecek misin bilmem!?

Yeniden yükselemeyen yalnızlığına dokunamayacaksın bile...
Göçüp gideni ile sarmaş dolaş kaybolmuşluğunu  
Müezzinin ikindi vaktindeki sesine katarak arşı tıtrettiğini duymayacaksın bile !

Hep yağmur yüklü Üsküdar 
Hep mavi parıltılı Beylerbeyi...

Gökyüzüne doğru...
Şimdi gel de dolup taşalım 
Bulutlar gibi...
Yitirilmiş umutlar gibi...
Günlerimizi gecelerimizi arayalım ,
demeyeceğim .

Yokluğunda ...
Güneşin ilk ve son ışığında ...
O doyuumsuz varlığınla
Eş adım yürüdüğüm.
Hiç olmayacak kadar
Uzak ve hürüz.

EK

*

YÜK 

Sesin ve şiirlerin dünyadan kalma bir yük 
...
İpek şalımla örttüğüm omuzlarımda gizli Âmentüm 
İçten içe ürksem de senden 
Pırıl pırıl ve upuzun , 
dengemi sağlayan
Sırat Köprüsü...
Umudumu yitirmedim , 
Beni çağırmasan da olur geçerken...

Sesinsiz edemem bilirsin 
Gölgene revân 
Gölgene kalabalık gelirim gelirsem 
Sevilmişlerimle ve sevenlerimle
Cennet ipeği tüylü kedilerimle
Sendeleyen, kanatları kırık kuşlarımla

Sarılırsan bana sesinle 
Marifetinden değildir.
O'na (C.C) şükrümden hayretimden Ve sevincimden hâşâ değildir.

Dönüp Zül Cellâli Vel İkrâm'ın 
Cemâlini seyredebiliyor olalım .
İlâ nihâye 
Kenzül Arş yakarışım !

EK

Not: Aslında sizden gelenleri mümkün mertebe yayınlamama kararım vardı lakin bu güzel şiirleri burada hatıra etmek istedim.[MM]