Kar konusunda burada daha önce bir şeyler yazmıştım, en azından kar kokusu hakkında...
Bu ara, gece, bacaların tütmekten yorgun düşüp, insanlarla birlikte uykuya daldığı issiz, dumansız, berrak saatlerde, lapa lapa kar yağmış olsa, en az onbeş santim...
(Bilirsiniz kar her yeri kaplayınca sesleri de susturur. Mesela aynı volümdeki müzik, karda ulaşım gücünü kaybeder. Aj eskisi gibi kar yağmıyor!)
O sessizliğin kar kokusu masumluğu ile dansını izlemenin doyumsuz duygulanımını yaşasam...
Birbirine benzemeyen ve birbirine dokunmadan yeryüzünü pak eyleyen o kristalleri saatlerce hayran izlesem.
Sonra giyinip, boş sokaklarda yürüsem yürüsem...
Gecenin karanlığında kaybolup sır olsam...