Ben hep inanırım zaten...
İnanmak sabi yüzü gibi,
Çok masum.
İnanmak, en büyük sermayem,
Başkası gelmez elimden...
Severim,
Nefret, kin, istesem de tutamam kimseye.
Severim, insanı ve
Gördüğüm ne varsa alemde.
Sevmek, hak etmeyenlere inat,
Hep güzel yine de...
Sevdikçe güzelleşir kalpler.
Can aziz, can kutsal,
Can üfürülmüş ruh...
Ha bir insan ha şu
Kapı eşiğinde bir şey ümit eden kedicik...
O benim kapımda,
Ben O'nun kutlu kapısında...
İnanmak,
Sevmekten de güzel bilene...
İnanmak sabi yüzü gibi
Çok masum.
Başkası gelmesin elimden...
İnandım,
Sevdim
Ve ümit ettim...
Sana, seni, senden.
Sonsuz zerrelerce,
Teşekkür ediyorum Rabbim...
[*] Aslında yalnızca inanmak üzerine, herkesi kendim gibi bildiğim temasını işleyecekken, parmaklarım başka ufuklara çekiştirdi.