10 Ekim 2024 Perşembe

Doğru içimden gelmiyor ya da gitmiyor!

"Zaman zaman böyle küsmüş bloğu yalnızlığa terketmişsiniz..
Sanırım yine o bildik sancılar…

Umarım uzun sürmez, yalnız aşk’a yazılmıyor değil mi?

Blog o Aşk adına açılmadı…
Sizi gönülden seven dostlar kırılmamalı gücendirmemeli..
Hele ki yazmayı seven içinin kırıntılarını iç döküşlerini özlemle bekleyen sevenlerinize haksızlık değil mi bu..?

Hâlâ dünya dönerken nefesler varken
Kalpler atarken..
Yapmayın lütfen…

Yetmedi mi Aşk acınız ve kalbinize ettiğiniz zulm…!"

*

"Üzdü sizi ayrılık…
Maillere bile bakmak içinizden gelmiyor…
Evet kişisel problemleriniz dertleriniz  olabilir.
Hani yazmak size terapiydi...
Çünkü artık içinizden gelmiyor…"

*

Elbette aşk adına açılmadı bu blog ve hergün Murat ne yazmış diyerek defalarca gelen, siz dostlarımı  biliyorum.
Ben de size olan saygımdan dolayı bundan önceki merak edişinize cevaben uzun aralar verebilirim, merak etmeyin demiştim.

Birilerine kırgın olduğum için değil bu mola verişler...Ruhunda yazma sevdası olan biri bloğa yazmasa, ruhundaki boş yapraklara yazar...Yazar yani duramaz...

Rüveyda'ya yazmaktan vazgeçmem, geçemem, o, içimde tazelenir durur...

Bir şey yapmaya çalışıyorum sadece...Sevdiğim şeyler beni terk etmeden önce ben onlarla veda provası yapıyorum...Yazmak da bunlardan...Belki de artık yazmamak bana terapi...

Hergün mutlaka kahve içen ben, eskisi gibi içmiyorum, balık en sevdiğim gıdalar arasındayken artık aramıyorum. 
Müzik mutlaka her gün bir iki şarkı dinlemek ya da söylemek...o da yok...
Üsküdar, uzun ara asla veremez, mutlaka gider kucaklaşırdım, artık canım istemiyor...
Belki de bunlar yaşamla vedalaşmak...

Bu sebeple değer verip, hergün buraya konan siz kıymetlilerim, bu yeni duruma alışalım derim.
Zamanla zaten, gelen sayısı düşer ve unutulmak hepimizi kuşatır...