15 Haziran 2016 Çarşamba

Bile bile...



Nasıl bir şey şu nefs.
İçimizde bir varlık...!
Ne günah umursar,ne cehennemden korkar!
Hayat bulduğu-tabiri caizse-işgal ettiği vücut ülkesinde keyfince kurulurken, nasıl kaygı taşımaz.
Allah'ın rızasının dışında kalmak, hadi diyelim bunu dikkate almadı,ya cehenneme düşme kaygısı.
O bunu da umursamıyor, oysa işgal ettiği ülkenin sahibi ruh iman ehli, o, inanıyor.
İnanmasına rağmen, bedenin hazlara olan zaafı karşısında nefse yeterince direnemiyor.
Direnmesi için, çok ve gerekli kitapları okuması, kalbini takvaya eriştirmesi gerekmekte.
Bu da tek başına yalnız,neredeyse imkansız.
Çok kolay olsa, insanlar Allah dostlarının kapısını aşındırmak için onca yolları ne diye gitsinlerdi.
(Örneğin :Yunus Emre, Hüdai Hz.olabilmek için mürşid kapısında yıllarını verdiler.)
Mürşid yani yol gösteren,rehber bir öğretici de gerek.
Peki nefs bunu ister mi ?
Asla...!
Ömür geçti,bitti.
Leyleğin ömrüne benzemez inşallah.
Lak lak...!