30 Haziran 2022 Perşembe

uyku!

Yıllar evvel bir makale:"Uyku yetmez mi insanın acizliğini anlamaya!"diye başlıyordu...

Uykuya yeniliyorsun..!
Açlığa yeniliyorsun!
Tokluğa yeniliyorsun!
Öfkene...
Şehvetine...
Gücüne...
Gururuna...
İhtiraslarına...
Zaaflarına...
Kısaca sürekli nefsine yeniliyorsun!

Yenile yenile ya yenilenecek, kabuk/deri değiştireceksin ya da kabuğunun içinde debeleneceksin!

Önce yenilgiyi, zayıflığını kabullen ve sonra doğrul ve yeniden başla...

"Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır!"sırrınca asla "ümitsiz olma!"

Yenilmek, kaybetmek demek değildir! Bilakis kaybettim demek yenilmektir! 

*

Aslında telefonu elime aldığımda şunu yazacaktım:

İnsan mutsuz olunca, erkenden kendisini uyutmak için yorganı bir kalkan gibi üzerine çekiyor!

İyi kal,  iyilikleri azalmış dünya...


29 Haziran 2022 Çarşamba

Malkoçoğlu da ölür!


Çocuktum! 
Zeynep Kâmil acil girişinde hareketlenmeler..!
Akşam, hava karanlık!
Işıkçılar alanı gündüz gibi aydınlattılar!
Sonradan filmi sinemada izlediğimde gerçekten akşam çekildiği hiç belli değildi!

Cüneyt Arkın steyşın bir araba ile hızlıca acile yanaşacak. 
Bir iki tekrar. 
Çekim akşam yapıldığı için insan yok, rahat çalışma imkânı.

Arkın yönetmene seslendi: "Bir telefon getirin araca bağlı telsiz telefon gibi yaparız!" 

"-Aa incecik ses tonu varmış!" 
Filmlerdeki dublajlı enfes sese alışkınız ya tuhaf geldi! 
Sanırım polisti filmde ve o eski siyah renkli, çevirmeli koca hantal telefonu verdiler, o da rolünün icabını yaptı. 
O berbat telefon şart mıydı bilmiyorum. Telsiz olsa daha mantıklı olurdu. 

Cep telefonlarının henüz aklımıza hükmetmediği, internetin aile kavramını, sadakati mahvetmediği yıllardı...

Cüneyt Arkın bildiğim kadarıyla-akıllı davranıp- siyasi rengi ile kendisini sevenlerin hatıralarını zedelemedi ve bence dünyadaki en yakışıklı ve en kabiliyetli/azimli bir jön idi.

Siyasi renk demişken...

Bağlarbaşı basketbol salonundayız. 
Birden hareketlenme!
Karşımızda Tarık Akan ve Gülşen Bubikoğlu..!
Set ekibi falan...
Bize rica ettiler bir araya koltuklarda topluca yönetmenin direktifleriyle, Akan basket attıkça
el şaklatıp tezahürat yapıyoruz. 
Bu filmi de sinemada izlemiştim. Salon hınca hınç doluymuş gibi iyi iş çıkartmışlardı doğrusu...

Bana göre akıllı sanatçı zirveyi yaşadıktan sonra, siyasi şımarıklıklar içine düşmeyecek! 

Kadir İnanır, Tarık Akan gibi ünlüler politikaya bulaşarak bu ülkenin büyük bir kesimini gücendirdiler! 
Onlarla olan hatıralarımıza saygısızlık ettiler!

Halka mâl olmuş hiç bir sanatçının siyasi eylem ve söyleme hakkı yok diye düşünenlerdenim. 

Merhum Arkın çok sevdiği atının yanına gömülmek istiyordu ama çekindiği için Zincirlikuyu'ya defn edilecek! 

Türk sinema tarihinde en birinci sırada ismi anılacak oyuncu için "dünya hayatının oyun ve eğlencesi" SON yazdı! 

Ben de içinde Allah’ın razı olduğu dostlarının bulunduğu iyi insanların kıyısına gömülmek isterdim. 

Allah imanla uğurladıklarımıza merhamet eylesin. Amin. 

Ben seni

Ben seni, görmeden,
Sesini duymadan da
Sevebilirim...

Ben seni, sohbet etmeden,
Sana sarılmadan da
Hissedebilirim...

Ben seni, sen anlatmadan da
Anlayabilir, içimdeki mahzun adama anlatabilirim...

Ben seni, her gece uyurken,
Üzerini örtebilir,
Saçlarına dokunabilir,
Usulca öpebilirim...

Ben seninle yeni doğan günü selamlayabilir,
Yüzünün hâyâl denizinde yüzebilir,
Ve her günü sen varsın diye yeni baştan sevebilirim...

Ben sana son nefesime kadar,
Şiirler yazabilir,
Şarkılarla hasretimi kanatabilir,
Çaresizliğime alışabilir,
Böyle melankolik bir esaretin gönüllüsü olarak, 
İçimin çöllerinde seranatlar yapabilirim...

Ben seni sen olmadan da sevebilirim...
Kim demiş sevmek iki kişiliktir diye..!

28 Haziran 2022 Salı

Güzel olan her şey yarım kalır

Güzel olan her şey yarım kalır.
Filmler en güzel yerde sonlanır.
Çok mutluyum dediğin yerde, Hüzün kendini hatırlatır.
Çocukluk kısadır, gençlik azdır ve bebeklik sanki hiç yaşanmamıştır.
Vefa azdır, sadakat sınırlıdır.
Verilen sözlerin ömrü kısadır.
Çok seversin, çok çabuk gider.
Güzel rüyalar en güzel yerinde biter.
Güzel olan ne varsa, 
Sevdiğin şarkı gibi hemen bitiverir, Kısacıktır...

Cahit Zarifoğlu

Maviyi unuttu gözlerimiz!

Beton binalar gibi önyargılar arasında sıkışıp kalıyoruz kimi zaman!
Maviyi unuttu gözlerimiz!
Gül nasıl kokardı, gül bile bülbülden sorar kendisini!
Avuçlarımız zaten artık gül kokmuyor!
Dümdüz yatar uyuruz.
Rüyalar misafir gideceği insana hasret umutsuz!
Ruhlar şefkate aç, mideler inadına tıka basa..!
Maviyi unuttu gözlerimiz!
Kanat çırpar kuşlar,
Rızık bekler kediler, bilmeyiz!
Vara alışığız, yokluğu görmeyiz!
Bir acaip virajda, iniltisiz ölmedeyiz!






Geçti!

Geçti vakit!
Geçti..!
Aşkı ıskaladık galiba!
Bulmadı bizi dünyada!
Uğramadı bu limana..!
Belki rüyada 
Belki ukbada!

*

Nasıl diyordu o şarkı!
"Haydi Abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam."
Şair*:"Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan."dese de "vakit tamam" beyhudedir artık hayıflanmalar, eskimiş bedene yeni hâyâller!


 *Cahit Sıtkı Tarancı 

27 Haziran 2022 Pazartesi

Ani gitmeli insan!


Ani gitmeli insan!
Vedaların o öldüren anlarını yaşatmadan!
Koluna şiirleri, 
Şarkıları ve anıları takarak...
Kelamsız, nişansız!
Kırmadan, kırılmadan!
Ne bir izin kalmalı,
Ne de sorular cevap bulmalı!

Ani gitmeli insan, aniden!
Islanmış ne varsa,
Kelimeler, bakışlar, anlar anılar, kurumalı..!
Yaşanmış ne varsa,
Hepsi bir cümlede toplanmalı:
"İyi ki tanıdım seni!"

Ve gece koşarken griye,
Sürmelerini çekerken gözlerime,
Bir mırıldanış, sarılırken boşluğa;
İyi ki geçtin hayatımdan!
İyi ki...


26 Haziran 2022 Pazar

bir yaprak daha

Aslında bir şey yazasım yok!
Akan müzikte yüzüyorum!
Ölgün günlerden geçiyorum..!
Talihime, bize, sana üzülüyorum!
Kaybettiğim neşemi artık aramıyorum!
Akşam olsa da
Takvimden bir yaprak daha!
Bir yaprak daha!
Kıvrılsam yatağıma...

ıhlamur ağacı


Geçen yıl açmamıştı. Bu yıl açtı ve kokusuyla bu adamı mest eyledi...

Ihlamur ağacından söz ettiğimi anlamışsınızdır... Tabi ki faydalarından bahsedecek değilim.

Ne zaman dışarıya çıksam rotamı yaşlı ıhlamur ağacının altından geçirdim. Derin derin çektim ruhuma, belki bu sondur duygusuyla...

Fotoğrafını çektiğim ıhlamur ağacı da kendi çapında heybetlice. Heybetli demişken minik bir bilgi paylaşayım, okuduğunuza değsin: 

"Orta Avrupa tarihinde; ıhlamur ağacının bir adı da ‘mahkeme ağacı’ olarak bilinmekteymiş. Bu ağaç genelde tek başına köy meydanlarına dikilirmiş, heybetli gölgesinde köy mahkemeleri kurularak yerel duruşmalar görülürmüş."

Allah’ın kudretine nihayet yok!
Koku diyorsun, sayısız..!
Mahlukatı envai çeşit, sayamazsın!
Belgeselleri bu yüzden çok seviyorum. Tefekkür için biçilmiş kaftan.

Aslında her şeyin kokusu, rengi ve sıfatı var! Ve tabi "her şey bir kaderle." 

Hiç koklayamadığımız şeylerin merakı bahsi diğer! 

25 Haziran 2022 Cumartesi

Yine kandırıldım!


Aşk olsun! 
Yine kandırıldım!
Hani sadece 3 kitaptı adresime gelecek olan..! (Kitapların üçünün de ismime, yazarlarına imzalattırılması, çok özel ve ayrıca kıymetliydi.)
Kahve, fincan, çikolata...
(Çikolata, bademler son hali, hiç dayanamam epey yedikten sonra çekmek aklıma geldi))
Ama cidden mahcubum!


Bu son olsun, daha da kitap için adres vermem;)) 
Çok teşekkür ediyorum. 

Not: Burası bu adamın özel bloğu!
Günlüğü gibi...
Saklamak istediklerim burada!
Gelen mektuplar, şiirler gibi...
Zira mailleri okur okumaz silerim!
Uzun zamandır mektuplarınızı yayınlamıyordum.
Yayınlayınca da şiirler yağıyor...
Belki yine değerli şiirlerinize bir süre mola vermeli...
Çünkü bu defa da "blog sizin olmaktan çıktı!"eleştirisi alıyorum.
Bu arada bilmiyorum rahatsız olan var mıydı?
Varsa okumaz olur biter!
Takdir edersiniz ki burada özgür olmazsam yayın yapmamın bir anlamı da olmaz...


biliyorduk!

Biliyorduk!
Ta başından!
Çıkmaz sokak içinde,
Kıvranışlar olduğumuzu!

Biliyorduk!
Uçurum kıyısında açtığımızı!
Kimselerin bizi görüp,
Ellerimizi kavuşturamayacağını!

Biliyorduk!
Sevmelerin yetmeyip,
İmkânsızlığa sitemle,
Geceleri mesken,
Şarkıları katre katre içeceğimizi!
 
Biliyorduk!
Kazananın aşk, 
Vuslatın ırak,
Dokunmanın serap,
Kaybetmenin kader,
Garip bir hâyâlde yüzdüğümüzü....

Biliyorduk!
Ve bile bile,
Kalplerimizi ağlatıp yorduk..!
Seviyorduk 
Ve
Kalpler söz dinlemiyordu..!



24 Haziran 2022 Cuma

bilinesi değil

Gamın derinini içimizde tav ederiz!
Yüzü güzel diye koşmayız eşiklere!
Biz güzeli kalbi için severiz!
Bu iş ruh işi, görünesi değil!

Sitemimiz önce kendi efkârımıza!
Güzel kelama av olmuşuz elest bezminden...
Biz aşkı tatmadık, yaşayanların yabancısıyız!
Hüküm nedir, akibet nice, bilinesi değil..!


22 Haziran 2022 Çarşamba

Birbirine benzeyen insanlar vardır!


Birbirine benzeyen insanlar vardır!
Gri akşamlardan,
Islak gecelerden,
İstemsiz sabahlardan 
Bilirler birbirlerini...
Aynı şefkate, 
Dostluğa, sadakate 
Ve sahiciliğe susamışlardır...

Birbirine benzeyen insanlar vardır!
Aynı şiirin, cümlenin aynı noktasında,
Aynı şarkının aynı nakaratında,
Aynı anda sel olur yağarlar..!
Güven limanı gibi, 
Yaslanacak bir sırt,
Dürüst bir göğsü yastık, 
Duru bakışlar son durakları olsun isterler...

Birbirine benzeyen insanlar vardır!
Şu kısacık hayatta,
Yüzleri gülmemiş,
Kıymetleri bilinmemiş,
Kalabalıklar içinde yapayalnız!
Vadelerine koşarcasına,
Şu sefil dünyadan usanmış!
Görev adına, kulluk yolunda,
Sabrı meşrep edinmiş,
Aynı şeylere iç çeken, 
Sırada, sıradan gözüken,
Sıradışı, saf dışı saf insanlar...





20 Haziran 2022 Pazartesi

O zaman başla!

  
Aynı anlarda düşünmeliyiz birbirimizi..!
Sen orada ne zaman beni düşünüp, düşlesen;  
bir filmi seyreder gibi yaşamalıyım seni içimde..!
Kimseler bilmeden, kimseler duymadan, yasaklara, yasalara takılmadan, kelimelere muhtaç olmadan, 
düşünce özgürlüğümüzü sonuna dek kullanmaya var mısın..?
O zaman başla..!

19 Haziran 2022 Pazar

iyi ölümler!



Burası dünya! 
Biliyoruz!
Gerçekten biliyor muyuz? 
Sanmam!
Bilmekle anlamak arasındaki farkı daha önce işlemiştik!
İki dünya var!
Burası ve öbür dünya!
Aralarında da ölüm sınırı!
Yani berzah!
Bu idrakimizi besleyip, canlı tuttuğumuz kadar kuluz! 
Cool demedim! 
Kul dedim!
Cool olma çabasında olanların ekserisi egolarına kul olmuşlar!
Hayatı derinlemesine ve sade yaşayarak, Allah’ın eşsiz ve sonsuz san'atlarını tefekkürle, şükür ve hayranlıkla müşahadeden söz ediyorum...

Bu bilince ne kadar erken erişirse insan, israf bir yaşantıdan, insani bir yaşantıya geçmiş, yükselmiş oluyor. 

İşte cool dünyasının geçici/aldatıcı karizmasından, kul olma hürriyetinin huzur verici makamında istikamet üzere yol alış!

Böyle olunca, ölüm soğuk ve sarı benizli bir kavram olmaktan çıkıveriyor! 
Yeter ki Allah’ın sonsuz merhametini, keremini unutmadan (umudu asla kaybetmeden) ve tabi Ona itaat gayretinden kopmadan, kendimizle ve ölümün sahibi Allah ile barışık olmak, sonsuzluğun kapısında bekleşen biz faniler için ürkütücü/itici olmak yerine, ürpertici merak edilen bir heyecan oluyor!

Haşmet Babaoğlu'nun bugünkü "Unutmuşlar..." isimli makalesinde yazar Ömer Faruk Dönmez'den iktibaslarla gönlümüzün dikkatine sunduğu "Bir Kitap Bir Balta" kitabı etrafında:"Geçen gün bir grup şeytan konuşurken duydum, kapitalizm mi ne, tuhaf bir şey çıkarmışlar; korkunç bir olay. Her şeyi süsleyip herkese satmak istiyorlarmış. Ölümü sürekli hatırında tutan adama her şeyi satamazsın ki.
Çünkü ölüm iki hayatın ortasında durur ve insanı dengede tutar. Ah, tabii, insanları bu çılgın düzene çekmek için, ölümü unutturmak gerekir." şeklinde kayıtladığı enfes makaleyi okumanızı salık vererek  noktamış olayım.

İyi ölümler!

* * *

Bir gürz sesiyle düz olunca dağlar
İnan Aze, inan!
Taşa serdigin mendil kuruyacak
Ve namlusu değmişken şakağına hasretin
Bir hayatçık uykuyla, tüm ölüler uyanacak...

Kanarya Banu Dağ 

Dedi ki, dedim ki..!


Dedi ki: 

'' - Kurulacak hayal de kalmadığına göre..!'' 

Hemen araya girdim: 

''- Nasıl olmaz! Bizim içimize sıkıntı veren şu dünya gurbetinde bir Cennet hayalimiz yok mu? 

Ne için bunca çaba, kısa zaman sonra terk edeceğimiz şu köhne kiralık bir konak için mi?   

Söyle bana bizim Cennetten Cemalullah hayalimiz yok mu? Bizi ve her şeyi Yaratanı merak etmiyor muyuz? Onun Vechini görmek bahtiyarlığı her şeyin üstünde ve ötesinde olduğuna göre...

Bundan daha büyük, daha ulvi, daha gerçek bir hayal olabilir mi?

Bu hayalin hasretiyle, bu hayali ideal bilmek ve bu hayal için çalışmamız gerekmez mi?

________

Not: Şubat 2021'de yazmışım! Arada şu taslaklara bakıp bitirsem fena olmaz!

   

18 Haziran 2022 Cumartesi

ıssız adam

Issız bir adam saklı yüreğinde!
Ruhu yalnızlıktan kıvranıyor! 
Aslında imdat çığlıkları atıyor! 
Ama ben şunu biliyorum ki 
Hüznün kucağında olmaktan, 
Keyif alan bir ruhu var... 
Hüzünle beslenip, 
Yalnızlık denizinde yıkanıp, 
Tüm inancıyla kaçınılmaz sonun kapısında bekliyor!  
Umut mektuplarını yakmış! Beklemekten bıkmış!
Mutluluğu kapının dışında bırakmış!  
Gecenin sessizliğinde, 
Kirpiklerinden damlayan yaşları,
Sadece yastığına bırakmış...
Dili keskin, lisanı derin,  
Adam gibi bir adam...
Belki biraz yorgun, 
Biraz da hayata kırgın...
Başı okşanası, 
Issız adam...

Arzu 

17 Haziran 2022 Cuma

bir cümle ile!

Renkleri çalınmamış zamanlardan bir zaman içinde, masum bir iklimin kucağında, asliyetini kaybetmemiş, sahici ve samimi bir hayatı, ucundan, kıyısından da olsa yakalamış, tatmış, yaşamış insanlardan biri olarak, şu nankör, bereketsiz günlerden, memnuniyetsizce ruhumun tavan arasına kaçıyorsam, vardır elbet kendimce sebeplerim, kederlenişlerim, serzenişlerim..!

Nihayet dizi final yaptı!

"Dizi sonunda final yaptı!
Ortalama olarak yılda
40 hafta *3 =120 saat yılda
4 sezon*120=480 saat
480÷24=20 gün yapar!
Tek bir diziye ömürden 20 gün gitmiş!
Ün, para onlara!
Gece 12'lere kadar boş ve faydasız dizi için hareketsiz uykusuzluk bize!
Cep telefonlarına (internete) giden zamanı var sen hesapla!
Bile bile lades!
Değişmiyoruz!
Bize dikte edilen o kadar çok şey (algoritma) yönlendirme var ki...
Ne farkındayız, ne de doğru yaşam biçim şeklini bulup, iyi, güzel ve doğru için direniyoruz!
Sadece bir tek diziye harcadığımız zaman yerine kitap okuyabilir, çeşitli kurslara gidebilir...dünya ve ahiretimize yarayacak işler yapabiliriz!"dedi bir ses az önce! 

Nefs itiraz etti!
Hic mi eğlenmiyelim? 
Hem annene eşlik ediyorsun, yarıda zaten uyuyorsunuz!
Hem buna benzer zamandan müsrif neler var!
Hem, hem...
Kem küm de lem lüm!

Oh bu nefs susmuyor! 
En iyisi uyu Murat!




16 Haziran 2022 Perşembe

Sürekli hatırda olan!


Sürekli hatırda olan,
Hatıra olmaz ki sevgili...
Hatırı kalbe nakşedilmiş olan,
Başka yerde aranmaz ki...

Biliyorsun, unutamayacağım!
Her şarkıdan bana sesleneceksin!
Her lisanıma gelişinde, şiirsin.
Gözlerimi açışımda, sağanak!
Nabzımda kapımı çalan,
Yatağımda, rüyalarıma kaçan!

Sürekli hatırda olan,
Hatıra olmaz  sevdiğim...
Hatırı kalbe nakşedilmiş olan,
Başka yerde aranmaz,
Başka yerde aranmaz sevdiğim...

iyi ki / Bu da seslisi ve teşekkür



Hadise şu şekilde cereyan ediyor Sayın Hakim:
Sevgili arkadaşım şiirimi kendi kanalında yayınlayınca bildirim geliyor ve videoyu indirip kendi kanalıma yüklüyorum. Olay bundan ibarettir efenim. 
Arz olunur.
Ve teşekkür... Dün blog tarihimin rekoru olmuş! 
Zaman ayırıp değer verdiğiniz için çok aağolun.


15 Haziran 2022 Çarşamba

sar beni!

Sar beni gece!
Kucakla, bir annenin çocuğunu sarışı gibi...
Okşa yüzümü!
Çıkarsız, beklentisiz,
Şifalı ellerin gezsin yüzümde...
Ağlarsam silersin yaşlarımı, değil mi?
Onarırsın yaslarımı!
İnandırırsın bakışlarınla,
İnandırırsın acılarımın dineceğine!
Ninni gibi seni dinlerken,
Kaparım gözlerimi
Şu vefasız dünyaya...

Sevgili Hafiye Hanım!

"Bu kadınlar sana aşık ve birbirlerini takip edip yorumlar yapıyorlar..
Şaşırdım mı?
Hayır!
Diziler halt etmiş meğer bu şiir dünyasında..
Bu kadınlar arasında ..
Görünürde herkes mazbut yaşıyor diğer kadınları hemcinslerini suçluyor ve bir erkek ki bu sen oluyorsun onun adına artık bunu anlamayan kalmaz diye düşünüyorum şiirler yazılıyor.
Ne hissediyorsun gerçekten merak ediyorum..
Böylesine sevilmek..
Senin ruhuna hitap ediyorlar mı?"

***

Gerçekten oralarda neler olup bittiğini zerre merak etmiyor ve herhangi bir haber (ekran görüntüsü vs) almak istemiyorum! 

Şuracıkta kendimi oyalayıp ruhcazıma terapi yapıyorum. 

Müjdeci rüyalara talibim!
Gündüz iyi şeyler yapıp, gece iyi şeyler görüp mutlu olmak istiyorum!

Sevilmek tabi ki güzel, ilginiz de...Maillere cevap vermeyişimin belli sebepleri var, kibir diyenlere de artık eyvallah!

Hayat kısa, nefesler sayılı, nefs azgın ve şeytan pusuda! 

Hayat pahalı, ölmek bedava!

Yunan pusuda, hainler avluda voltada!
Dünyalılar olarak çok azdık, şükrü unuttuk cezalar üstüste yağıyor! 
Bu Müslüman ülkede her gün 11 milyon ton ekmek çöpe atılıyormuş!
Her gün on ila onüç milyon ton ekmek!
Allah israf edenleri sevmiyor! Onun sevmemesinin bir yansıması, faturası olmayacak mıydı?
Güzel günlerden geçmiyoruz. Çok darda insan var! 
Bir de te böyle dünyevi şeylere takılan sempatik hafiye kadınlar! 
Ne diyeyim, sözün fazlası da israfa girer;
Allah bu günlerimizi aratmasın! 

Ebruli bir kadındı!

[1]

Ebruli bir kadındı!
Cana can gibi yakındı.
Şuh kahkahaları vardı,
Hem şiirden de anlardı...

Ebruli bir kadındı!
Yaşanmamışlıkları içinde saklardı!
Yine de hayattan zevk alırdı.
Hem şiir de yazardı...

Ebruli bir kadındı!
Aşk için yaşardı...
Çok da güzel hâyâlleri vardı.
Hem şiir gibi kadındı...

[2]

Ebruli bir kadındı!
Griye hiç aldırmadı!
Kendi yoluna inandı!
Şiirler arası yol aldı...

Ebruli bir kadındı!
Issız bir adama rastladı!
Büyük bir aşk yaşarım sandı!
Gördüğü yalnızca bir mısraydı!

Ebruli bir kadındı!
Her kadın kadar o da yandı!
Adamdan şiir çıkar, aşk çıkmazdı!
Kadın bir daha da  o şiire inanmadı!

[3]

Ebruli bir kadındı!
Asla renklerini soldurmadı!
İnanarak azimle aşkı aradı.
Umuyordu bir şiirde rastlayacaktı!
Yalnızlıktan çok korkardı!
Geceler boyu Allah'a yakardı!

[4]

Ebruli bir kadındı!
Hayatı kitaplarda yaşardı!
Aşktan da insanlardan da kaçardı!
Adam kalbinde sancı!
Sancı adamda akşamcı!
Adamdan kaçamadı!
Kimse kavuşamadı!

14 Haziran 2022 Salı

iyi ki sevdim seni

İyi ki sevdim seni,
Yetimliğimi onardın...
Kimsesizliğimin elinden tuttun.
Kimliğim, yolum-yordamım oldun.
İyi ki sevdim seni,
Bir Rüveyda oldun,
Sayfalar, satırlarca sırrım,
Geceler boyu koynumda yârim oldun.
İyi ki sevdim seni,
Sabahlarıma doğan güneşim,
Kalp atışlarım, çalan şarkılarım, 
Sancıyan kalbim, şelaleden gözlerim oldun...
İyi ki sevdim seni,
İyi ki sevmişim seni...




13 Haziran 2022 Pazartesi

israf!

Ne çok boş şeyler konuşuyor insan!
"Seni çok özledim!"
"Seni seviyorum!" demeye zaman kalmıyor!

SeniçoközledimSeniseviyorumSeniçoközledimSeniseviyorumSeniçoközledimSeniseviyorumSeniçoközledimSeniseviyorumSeniçoközledimSeniseviyorumSeniçoközledimSeniseviyorumSeniçoközledimSeniseviyorumSeniçoközledimSeniseviyorumSeniseviyorumSeniseviyorum....


12 Haziran 2022 Pazar

sessizce...

biz iyiyiz ya!


***
Yukarıdaki aforizmadan bağımsız 
NOT: Bazı insanlar, sizlerden gelen şiirler için kimlik tahminlerini ve anlam yüklemelerini kendilerine saklasalar memnun olacağım! 
Yormayın beni, Facebooku silme sebeplerimden biri de malum bu gibi kadınsı kaprisler ki hiç çekecek halim yok!
İsterseniz mail adresimi de silebilirim! 

11 Haziran 2022 Cumartesi

Bugün veda etmişim!

"Bugün veda ettin Facebook dünyasına!
Anılarını bir kalemde sildin..!
Yılların emeğini..
Çok gözü karasın vazgeçişlerin var..
Duygu adamısın lakin bir kalemde siliyorsun..
Sana dünyalık geliyor bunlar..!
Emek verdiğim hiçbir şeyi geride bırakamıyorum..
Keşke senin gibi çabuk vazgeçsem ..
Kararlarımı bir çırpıda versem..
Geriye dönüp bakmasam.."


Bazı kararlarımdan çabuk vazgeçmiş gibi görünsem de aslında içimde zorlu bir kavga yaşadıklarım, med-cezirler de olmuyor değil! 
Tabi zamanla tecrübe devreye girerek çabuklaştırıyor bazı kararları.
Evet Facebookta emeklerimden önce güzel dostlarım vardı. Onlar için üzgünüm. Emeklerimin çoğu zaten burada. Burası kapanana kadar buradayım nasibimce...

Ne kadar dikkatli dostlarım var. Demek bir ay doldu ve hesabım kalıcı olarak silinip byte mezarlığına defn edildi. Eh sırada bendeniz var, şu kalitesi kaçmış, şaşkın zaman diliminde hayırlısıyla bir öleydik! Hayat korkutuyor! Sokaklar ve dahi dünya ürkütücü, kaygı dolu! Selim akıl, bereketle elele verip terk etmiş dünyayı! 
Kıyametin küçük alametleri tamam oldu! 
Evet Facebook da bana dünyalık geliyor! Nasılsa günün birinde aniden bırakmak zorunda kalmadan yükümü hafifletme çabası diyelim! Artık bilgisayarım da yok! Esasen bir kedim bile yok.
Bu şehir de beni tanımaz! 
Aralarından sessizce geçip alış-verişimi hızlıca yapar evime kaçarım. Allahtan annem var da bir işe yarıyorum. Telefonla hızlı yazmayı da biraz ilerlettim. Yaşlanıyorum!

Vazgeçişlerin adamıyım. Belki de zamanında çok canım yanmış, bu yüzden korkak biri olup çıkmışım. 

Benden bir şey olmuyor işte! On küsur sene nasıl devam ettirmişim faceyi hayret ve tebrikler! 
.................(*)
Bir daha da söküklerim yama tutmadı! Vefa beni bulmadı!
Bir kaç kadın her devirde sevdi ya da aşık oldu! Evlilik teklifleri aldım. Ama bu beni eksenimden milim kımıldatmaya yetmedi. Kadınlara da inancımı kaybetmiştim. Ben de tuttum Rüveyda'ya aşık olayım bari vefasızlık etmez, beni anlar ve üzmeden o da sever deyip, hayali ihtilaç yaptım. Okur dolduruşuyla da yok yerden kitap sahibi olduk işte! Daha ne olsun... Gece gece kalemim düştü! 
Gündüz olsa:
"Efendim! Geliyorum annem!" der kaçardım! 

(*) Bu uzun paragrafı sildim. Gecenin etkisi fazla dökülmüşüm! 

10 Haziran 2022 Cuma

Masal


Küçükken babaannemin uzun kış geceleri bize anlattığı masallar, seninle benim, bir türlü "biz" olamayan masalından daha gerçekti!

*

Bazı masalların hiç bir zaman gerçek olmasını istemezsin! Tılsımın bozulup, rüyadan uyanmaktan korkarsın...

*

Masala benzer bir yüzü vardı, dalar giderdim, çocuksu...

Kalbime Mektuplar [25]

Seni de bir gün onlar gibi, yeterince yorduğunda bu dünya, ansızın burada nefeslenmeyi bırakıp kanatlarını açacaksın kalbim! 

Her vadesi dolmuş vakte, bir sebep mührü, ezelde kazınmıştır!

Maverada donup kalacak o yorgun gözlerin..!

Son bakış!
Ve biraz da ıslak!
Metelik vermediğin dünya hayatın artık sonlanmış olacak!

Merak ettiğin o kadar çok şey var ki, az önce perdeler kapandı, perdeler açıldı ve görmeye başladın!

Unutuluştan umuluşun kucağına...

Bundan sonra gördüklerine, göreceklerine zaten durmuş olan kalbin dayanamazdı!

Dünya herkese aynı gibi gözüken farklı yüzünü gösterir. 
Her kalbi (manevi)  rengine göre, bir şeylere talip olarak yorar sahibi...
Bazen bunlar değen şeylerdir, bazen de yazık bir say-u gayret! 

"Nasılsın?"sorusunu oldum olası sevemedim! 
Bazen "ölürken belli olacak!" demişliğim de vardır. Ölürken, ölüm anında..! Yüzüm, hüzünlü ve huzurlu bir tebessümün kıyısından uçmaya hazırlanıyorsa "iyiyim!"


9 Haziran 2022 Perşembe

Bulmak!


Bir an kayboldun gibi! yaşadım kıyameti
Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti

Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma
Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma

Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından
Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından

Bir aydınlık denizin sonsuz derinliğinde
Yüzüyorum gözünün yeşil serinliğinde

Bir an kayboldun gibi! yaşadım kıyameti
Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti

Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma
Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma

Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından
Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından

Bir aydınlık denizin sonsuz derinliğinde
Yüzüyorum gözünün yeşil serinliğinde

Bir ışık bir kelebek biraz çiçek biraz kuş
Yeni bir ülke yüzün ellerimde kaybolmuş

Soluğum bir kuş gibi uçuyor ellerine
Kapılıp gidiyorum saçının sellerine

Gözlerinden göğüme sayısız yıldız akar
Bir gülüşün içimde binlerce lamba yakar

Bir kurtuluştur o an çağrılsa senin adın
Sesin ne kadar sıcak sesin ne kadar yakın

Tabiat bir bembeyaz gelinlik giymiş gibi
Yüzüme kar yağıyor sanki elinmiş gibi

Sensiz geçen zamanı belli yaşamamışım
Sensizlik bir kuyuymuş onu aşamamışım

Bir yol buldum öteye geçerek gözlerinden
İşte yeni bir dünya peygamber sözlerinden

Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm
Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm

ERDEM BAYAZIT

8 Haziran 2022 Çarşamba

en iyisi



Bu savaşın biteceği yok!
Belli ki sulh olmayacak!
En iyisi sen bir hile yap!
Teslim al neyim varsa!



Denk gelemedik!


Denk gelemedik! 
Bundandır heba uçurumuna yuvarlanışımız!
Hüzün ağacına yuva yapışımız!
Her şiirde yanıp, 
Her şarkıda ağlayışımız!
Denk gelemedik!
Bir kadir kıymet bilene,
Denk gelemedik kalbim!
Hayattan geri çekilişimiz, 
Bu ricat, bu ziyan oluş, sebepsiz değildir!
İki muhabbetli gönlü denkleyemedik!
Biz hayatın içinde hayata denk gelemedik!
Denk gelemedik vesselam!