31 Ekim 2023 Salı

bırak imkânsız kalsın...


bırak imkânsız kalsın;
hiç görmemiş,
hiç duymamış,
hiç tanımamış,
hiç dokunmamış,
hiç özlememiş,
hiç sevmemiş, 
hiç yaşamamış gibi...

30 Ekim 2023 Pazartesi

Yansımalar 33

"Ben hiçbir kadını şairin dediği gibi kurşunlamadım, bilakis onlar sanki ben hedef tahtasıymışım gibi gelen sıktı, giden sıktı. Bakmadılar bile nerelerimden nasıl kanattılar beni!"
[Rüveyda'ya Mektuplar, sh: 38]

Geldiğim noktada artık eminim; benim sınavımın merkezinde kadın var. Bana yakınlığı ne olursa olsun kadınlar...

Bu sebeple Allah'tan sabır ve afiyet dilemişimdir. Zorların zoru bir imtihan çünkü...

Hele şu zamanda, bize neler yediriyorlarsa her yerde çok basit şeyler yüzünden şiddet. 
Tıpkı gıdalara yaptıkları gibi insaniyetimizin genlerini o bozuk gıdalarla bozdular!..
Ve tabii bir de dalga boylarıyla (İnternet vb) algı operasyonları var.
Selim akıl artık selamette, güvende değil. Sürekli saldırı altındayız!

Yine kadınlara dön diyorsunuz...
Dönmemek mümkün olsa, çok önce başarmış olurdum. 
Bir sürü bedel ödedikten sonra, nihayet kendimleyim...
Bir erkek gibi değil, sanki sadeleştirilmiş, bir çok özellikleri alınmış, daha da basit bir akvaryumda, çoğunlukla evde, annesiyle...
Kendimin seyrinde, kendimin
finalinde...

Geçen gün, alışveriş öncesi az yürüyeyim dedim, kendimi Kentpark'ın önünde buldum. Oradan içeri giremedim. 
Nasılsa Rüveyda yoktu, artık gelmezdi, gelmeyecekti...

Bir umutken Kentpark nasıl da umutsuzluğun çölüne, simgesine dönüşüverdi. 

Mevsimler yas tutsun
Kentpark ağlasın

Güller ağlasın diyor orada ama güller ağlamasın, ağlamak bülbüle yaraşır. Bülbül zikreder, ağlar; ağıtlar, hasretler yakar, insanoğlu ne güzel ötüyor, şarkılar söylüyor, şen şakrak der...Oysa gördüklerimiz çoğunlukla göründükleri gibi değildir. 

Ah bülbül...
Ah kadın!..




29 Ekim 2023 Pazar

Sustuğum her şeyi duyuyorsan

Sustuğum her şeyi duyuyorsan, niçin hâlâ orada, uzaklarda bir yerde, sessizliğin surları içindesin...

Sustuğum her şeyi duyuyorsan, niçin hasret çölüme yağmur olmuyorsun...

Sustuğum her şeyi duyuyorsan, niçin bu kahreden ayrılığa bir son vermiyorsun...


alışmak yok

Yokluğuna
alışmak yok!
Her gece,
senden miras kalanıma,
sarılıp,
her sabah, 
aynı tazelikle, 
yeniden sana uyanacağım...



28 Ekim 2023 Cumartesi

kelime tüketmece


uyumsuzum,
umutsuzum,
susuzum, 
suskunum,
vurgunum,
huysuzum,
uykusuzum,
solgunum,
mutsuzum,
yorgunum...

*

Bloğumda en önce okumayı sevdiğim sizden gelenler oluyor...İçlerinde çok da güzel şiirler var. İyi ki vaktinde yazmışsınız ve iyi ki onları etiketlemeyi akıl etmişim.


27 Ekim 2023 Cuma

Korkaklık, tedbir, cesaret denklemi

Çoğu zaman, korkaklıkla, cesaretin arasında sıkışan tedbirli olmayı birbirlerine karıştırırız. 

Bu üçünden doğru zamanda doğru yerde istifade edenler, hayatlarında başarılı olurlar. Evet evet, yeri geldiğinde korkak değil ama korkmasını da bilmeliyiz...Şu aklını yele vermiş zamanda beladan korkmalıyız mesela...Ülke olarak savaşa bulaşmaktan mesela...

Bazen çok gerekli olan "en büyük akıl tedbirdir" prensibini korkaklık sandığımız için, hem kendimiz hem ilgili olduğumuz insanlar telafisiz zararlar görür. Bize cahil cesareti değil, alim feraseti lazım.

Eskiler ne güzel söylemişler: "Akıl insana baştan tedbir almak (kullanmak) için verilmiştir, sonradan dövünmek için değil."diye...



26 Ekim 2023 Perşembe

Susmanın formülü

Yaşamak gibi bir hedefi olmayan insanlar kolay susarlar...
Uyku mu, o da susmaya dahil...

İyi kal iyilikleri azalmış dünya...




#haşmetbabaoğlu


25 Ekim 2023 Çarşamba

"Sel gider kumu kalır"

Sel gitmedi ki kumu kalsın!..
İçimde bir sen, gitmedin ki 
Unutulasın...
Ki,
Sele de razı, kuma da bu gönül...




24 Ekim 2023 Salı

Biz büyümüyoruz ki abla...

Filistin'de kadın gazeteci çocuklarla sohbet ederken, o klasik soruyu sorar:

- Büyüyünce ne olacaksınız? 
- Biz büyümüyoruz ki abla...
13 yaşında falan ölüyoruz!..
Filistin'li çocuk büyüyemez!..

Hangi veciz söz, şiir, roman, film bu dramı, acıyı, bu kadar kısa ve keskin ifade edebilir?

Televizyonda izleyince öylece kaldım.
Görselini/haberini bulamadım, belki o da sansürlenmiştir!..

Malum demokrat (!) batıda Filistin'li Müslümanlara yapılan soykırımı, insanlık dışı katliamları(*) protesto etmek, kınamak suç! Hakikatler işlerine gelmeyince, özgürlükler, demokrasi, insan hakları koca bir palavra!

Batılı liderler, Netanyahu kasabının ayağını öpmek için sıraya girse de, halkların vicdanı liderleri gibi değil. Bu yüzden para cezalarını umursamadan sokaklarda İsrail terörünü lânetlemeye devam ediyorlar...

Dünyayı çirkinleştirdiler...
Dün, Hitlerin fırınlarda yaktıkları yahudiler,  bugün bunu unutup, daha beterini -fosfor bombaları kullanarak- hem de işgal ettikleri toprakların sahiplerine yapıyorlar...

(*) "Gazze'deki hükümetin medya ofisinden yapılan açıklamada İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye 13 bin ton patlayıcıyla saldırı düzenlediği, kilometrekare başına yaklaşık 33 ton patlayıcı düştüğü kaydedildi. 
ABD'nin 1945'te 2'nci Dünya Savaşı sırasında Japonya Hiroşima'ya attığı atom bombası yaklaşık 13 bin ton TNT patlayıcıya eşdeğerdi. Bu da İsrail'in bir atom bombası kadar bombayı 18 günde 2.5 milyon insanın üzerine yağdırdığını gösteriyor.
 
Gazze'den gelen görüntüler 1945'te Hiroşima'da çekilen fotoğrafları aratmıyor."  [Basından]

Göz göre göre Cenevre sözleşmesini defalarca çiğneyip savaş suçu işleyen bu teröristleri durdurmayan bu çağa da insanlığımıza da yazıklar olsun! 

23 Ekim 2023 Pazartesi

Paradoksumuza bir mektup

"Hayat garip biz insanlar da öyle 
Bizim değer verdiğimiz insanlar başkalarına değer verir 
Bize değer verenleri de biz görmeyiz işte eyle..."

*

Evet çoğu zaman da elde etmek için çabalayıp, elde edip, kavuştuğumuzun da kıymetini, kıymetlimiz olduğunu unutuveririz...

Belki bize yangınlarda olup mutlu edecek doğru kişi, usanmadan bekleyen ve bir küçük olurumuza her şeyini adayacaktır...

Pardoks...
Gönül tuhaf bir labirent.
Kimi neyi ne vakit ister belli değil.

Mutluluk, huzur kimin ağuşunda belli değil. İnsan bilse hiç gönül kapısına kadar gelmiş fırsatı kaçırır mı diyesim var da ben hariç yine de!
Belki de yeniden deneyemeyecek, başlayamayacak kadar, usanmış bir yorgunluktur engelimiz.

Derin konu...
Orada bombalar, burada kızıl bir teras yazdan kalma bir gün batımına veda ediyor...

Not: 23. Ekim akşam üstü yazıp yayınladım, pazar günü gibi yayına almış blog. Düzelttim.



yorgunduk

Yorgunduk,
Yorgunluğundan tuttum.
Yorgunluğuma tutundun.
Yolları unuttuk,
Yolunda kaldım...
Yokuş bitti dedim,
İnişte bıraktın,
Yuvarlandım,
Öylece kalakaldım,
Afalladım...
Yapacak bir şey kalmadı,
Yalvarmadım...
Ardın sıra,

(*) Filistin topraklarındaki zulüm ve soykırım şiiri, gülmeyi unutturacak kadar derinden üzmekte. 
Bu eski bir şiirim, az çeki düzen verip "zaten haberlerden içimiz karardı, blog da öyle"diyen şiir dostlarına...
Şarkı şiirden sonra aklıma geldi, ekledim.


22 Ekim 2023 Pazar

Bir örnek mektup daha

"Ömer beyin mektubunu ve yanıtınızı okuyunca çok duygulandım. Evet herkesin gücü nispetinde yapacağı şeyler olmalı bu hayatta. Filistin'li cesur kız Ahed Tamimi gibi.

Kızım mezun olup para kazanmaya başlayınca onu daha çok hayra teşvik ediyorum. Cansuyu derneği vasıtasıyla Filistin'li iki yetimin aylık masraflarını üstlenmek istedik. (Aylık 400 lira) Bir erkek bir kız çocuğu. Bize mailden resimleri, isimlerine kadar bilgileri geldi.. Mahcup olmayalım diye  6 aylık anlaşma yaptık. Başarınca 1 yıllık yaptık. 
Sonra kızıma dedim, maaşın arttı ama hayır miktarın aynı, o artmadı. Sağolsun kızım da 'aklında ne var anne, hadi arttıralım' dedi.

Kardeşlerini çoğaltalım dedim.

Bu defa da IHH'ya sorduk. İnsani yardım vakfı... Orada 6 aylık yok ve 1 yıllık talep ediliyor. Sonuçta onu da başardık. Şimdi Filistin'li 4 yetime hamilik yapmanın tesellisi içindeyiz. 

Bunu ilk kez size söylemiş olduk ki zaten bizi tanımıyorsunuz. Çevremizde en yakınımız bile bilmez. Hani o yazınızda çok güzel ifade ettiğiniz gibi, bu iş cebe cüzdana dokunmadan, sloganlarla, paylarla, kınamalarla olmuyor.

En azından Müslümanlar kola, kahve, ve o yiyinti mekanlarından uzak dursalar. 5 kalem çok değil 5 kalem, bunu unutmadan ciddiyetle uygulasak, tek tek şubeleri kapanır ve ülkemizden defolup giderler diye düşünmekteyim. 
Allah'ım İslâma ve Müslümanlara yardım eyle. Amin."

*

Ne güzel insanlar var. Bu ibret mektup aslında sosyal medyada örnek olsun diye yayılmalı. O kadar etkilendim, duygulandım ve imrendim ki, Ahed Tamimi'lerin varlığını bizim ülkemizde de görmenin huzurundayım.
İnşallah ben inanıyorum sizin gibi güzel okurlarımın içinde de imkânı olanlar bunu uygulayacaklardır. Her insan özünde yapabileceklerinin farkındadır, yeter ki cimrilerden olmasın. 
Allah sizin gibi duyarlı insanların sayısını arttırsın ve bir tavsiyem ile noktalayayım: 
Çevrenize örnek ve teşvik olsun diye yetimlerden hiç değilse birini (kızınızın yetimini) söyleyin. Bu riya olmaz, niyetinizce daha da sevap olur. "Hayra teşvik eden, onu yapan gibidir."
Mektubunuz için ayrıca çok teşekkür ediyorum. [MM]

21 Ekim 2023 Cumartesi

uyumalı!

Uyumalı,
Nasılsa uyuyor duygular,
Sarmaş dolaş sarılmalar,
Nefes nefese bakışmalar,
Yarım kalmış, yazık hayatlar...

Uyumalı,
Nasılsa uykuda en güzel anlar,
O gelmeyen yarınlar,
Yamayla  üzeri kapanmış anılar...

Uyumalı,
Uyuyamazken acılı insanlar,
Düşerken kulak yırtan bombalar,
Korkarken çilekeş kadınlar,
Ağlarken minicik çocuklar!..
Uyumalı haşr sabahına kadar...



19 Ekim 2023 Perşembe

Rikkatli bir mektup

"Yardım kuruluşlarına bağış yapıp, bolca dua edelim.
-Murat Mesut-

'Allah'ım biz çok yorulduk. Hiç ummadığımız sevinçler bahşet ' diye acizane dualarda niyazlarda bulunuyoruz 

Bizler müslüman olarak bireysel sorumluluklara bize bildirilen ayet ve hadislere ne kadar özenle hayatta yaşantımıza geçirip uyguluyoruz. Hangi idrak ve bilinçle çocuklar yetiştirmenin gayretindeyiz önce kendimizi sorgulamalı...

Söylem eylem yapmaktan kolay...
Şahsen bireysel ve ev halkı olaraktan karınca hükmünce gücümüz yettiğince Mescid-i Aksa ve müslüman din kardeşlerimiz adına düzenli bağışta yardımda bulunma gayreti içindeyiz Sadaka kumbaraları mızı hayırda yarıştırıyoruz biiznillah...

Hicap duyuyorum Allah'ım sadece dua edip slogan atıp konuşmaktan kınamaktan..!
Çook güzel kınıyoruz ama kabul edelim Kınım kınım kınadık..!?
Katledilen çocuklara kadınlara mı yanayım yoksa müslüman olup insanca mümince bir duruş sergilemeyen duyarsız vicdanlara mı..?!

'Tarihi Allah yazar. Biz sadece nerede duracağımıza karar veririz.'  
-Aliya İzzetbegoviç- 

Gazze ve mazlumlar için yazdıklarınızı okuyunca naçizane bir şeyler karalamak ihtiyacı hissettim.

Selam ve duâ ile

Ömer

*


Sevgili Ömer,
O kadar güzel samimi ve bir o kadar da altı çizilesi bir tespitiniz var...(Hele evde kumbara doldurma yarışına bayıldım. Ne güzel insanlar var.)

Sloganlar, paylar, dualar, protestolar, kınamalar, kocaman laflar iyi güzel de...
Bunların hiçbiri cüzdanımıza dokunmuyor nasılsa...
Mazlumlar bunlardan fazlasını bekliyor...
Özgürlüğe giden yolda maddiyatın büyük önemi var.
Unutmayalım ki o çete, terör devletini, türlü entrikaların yanısıra para harcamaktan hiç kaçınmayarak kurdu.
Sultan Abdülhamid Han'a Filistin'e yerleşmek, az bir arazi için devleti aliyenin duyunu umumiye borçlarını ödemeyi bile teklif edip, huzurdan kovulmuşlardı.

Yazı uzun oldu, başka örnekler vermiyorum. 

Sonuç olarak telefonlarımıza yardım talebi için gelen SMS'leri bile boş çevirmemek önem arz ediyor ki, herkes maddi gücü elverdiğince...

Bu yazıyı yazmadan önce duşa girdim, sıcacık suyun altında tepemden su yerine bombalar yağıyordu! Onlar içmeye su bulamazken...(Su demişken, tomalarla namaz için oturanların üzerine necis lağım suyu atan zalimlere lânet olsun)
Onlar o korkunç bomba seslerinde can pazarındayken, bir soykırımı ekranlarda izliyor olmak...
Kelimelerin düğümlendiği yer...

İnsani ateşkesi bile engelleyen hegemonlar size lânet olsun!
Onlara itaat eden köle ruhlar, size de yazıklar olsun!
Kaçtığınız ölümse, vakti belli...
Makam kaybetme korkusuysa, eninde sonunda olacak...
Şerefli bir finalden kaçanların akibeti rezil olmaktır.
"Yakında bilecekdiniz!"


artık şaşırmıyorum



artık şaşırmıyorum çok fazla,
alışıyor insan zamanla,
kaybedilmiş mahrum akşamlara,
yüzüne çarpan avazlara!...




Nereden bileceksin

Nereden bileceksin,
Suskunluk içinde çaresiz avazları...
Sağanak yağmurlar altında susuzluktan çatlayanları...
Nereden bileceksin,
Şiir şiir ölen bir adamın, 
Gri bir şehirde unutulduğunu...
Unutulmanın, 
Kalbin tam ortasından vurulmak olduğunu...
Nereden bileceksin,
Her gece bir saat sesine ayarlı hıçkırıkları duyurmamak için,
Geceye karışmanın o baş edilmez çırpınışlarını...
Nereden bileceksin, 
Seni benden götüren zamanın, mengenesinde sıkışıp,
Can çekişen ruhumun elemini...
Nereden bileceksin,
Nereden bileceksin?



16 Ekim 2023 Pazartesi

neredeyse


neredeyse,
inanacaktım...
neredeyse,
kanacaktım...
belki de çoktan
inanmış ve kanmıştım,
sana...
ne sen fark ettin,
ne de ben söyledim...

neredeyse,
kapılacaktım,
bir aşka...
vazgeçilmez bir ağıta.
dilime nakarat olmuş şarkılara...
bilemezdim ki,
bir gün evrileceğini,
onulmaz bir sancıya...

neredeyse,
kanatlarımı takıp,
uçacaktım,
senin göklerinde,
efsunlu sözlerinde...
salınacaktım,
senin bakışlarında,
yeryüzüne hiç inmeden,
sonsuza dek,
kanatlarım açık,
nefeslenmeden...

şair güzel demiş :
''Biten bir aşk için 
Söylenecek söz şu olmalı: 
- Güzeldi yine de...'' 






Lila


“ Lila!
Seninle biz…
Biz seninle, namümkin bir vuslatın nâğmeleriydik…
Notaları el ele, yan yana gelmeyen iki dağ gibi
Bulutlara ektiğimiz hayallerin mahsullerini topluyoruz şimdilerde,

__ bu yağmurda
______seninle biz…

Bu yağmur sensiz nasıl da çoğalıyor…
Kim bilir belki o da seni yâd ediyor; “Yağmur” şiirini severdin sen…

Lila!
Tırtılın kefeniyle, kelebeğin kundağı aynı kaderin kumaşı!
Ölümün içinde yeşerir taze kan!
Yırtılır bir ahunun güzelliğinde hicap perdesi
Ayak üstü yudumlanır serabistan…

Seninle biz…
Biz seninle.. aynı kaderin sancısı.
Kim göze almıştı susmayı?
Nar-ı gah bu sürgünde esir olmayı kim!
Yaraya tuz ekerek büyüttük bu acıları
Islandıkça ölen gözlerimiz, bir yokluktan beslendi

Ben ağladıkça sen…
Sen ağladıkça ben…
Makberden kim seslendi?..

Lila!
Seksen kapıya, doksan değnek çalanlar bilemezler sıdk-ı sevdayı
Göremez h/er kişi, her kapıda Leyla’yı!
Kırk yılda bir gelen o dile devayı
Ateşten duvağı açmayan ne bilsin!..

Seninle biz…
Biz seninle, içinden düşle geçilmeyen deryalara daldık
Kavruk stepler çıktı karşımıza,
Umduğumuz, İrem bağlarından bir avuç üzüm şırasıydı,

____ yudumladığımız çöl!

Duvar gibi örüldük birbirimizin nefesine
Sen yıktın, ben onardım
Nefessiz kalırdık inan, onarmasaydım…

Lila!
Sevincin denk gelir sevincime
Çiçeğine kavuşmuş kiraz ağacı gibi
Nedir bu bahar, yüzündeki kış?
Sinemi korku evine hapsetme!
Kahır dediğin, kırk ayaklı muhannet!
Her ayak sesinde “ YAR” hatırlatır.
Zinhar! Dik dur, yüzünü sürüme!

Seninle biz…
Biz seninle..saadete ayraç bildik bu elleri.
Özledin mi ellerimi?
Ne önemi var, boşver beni.
Haydi yazgından öp!

Lila!
Seninle biz…
Biz seninle…
Ellerine yaktığın kına, niçin ağıt renginde?”

Kanarya Banu Dağ 


Sen;
     Çatık kaşlı, kahkahası gürz eskiten pinhani dertlerin yüzü!

Ben; 
    Balıklara su taşıyan merhamet ve arşipele sürüklenen potkalın hüznü...

Kanarya Banu Dağ 



15 Ekim 2023 Pazar

bilemedim

Bilmediğim bir dilde söylenmiş, hüzünlü bir şarkı gibiydin...
Her defasında anlarmış gibi severek dinlerdim...
Belki de anlaşılması gereken önce kendimdim, yine bilemedim...


geceleri


Senin haberin yoktu,
Kimseler bilemezdi,
Duvarlar şahidimdi,
Bir de yanan titrek mumlar
Ve o hüzzam şarkılar...
Geceleri gökyüzüne bakar,
Yıldızları gözlerine benzetir,
Işık saçan gülüşlerini seyrederdim...
Hiç bir şeyim yoktu gündüzleri, 
Geceleri gökler benimdi, 
Sen benimdin...



Mazeret

Hepimizin ileri sürdüğümüz, ardına saklandığımız, sığındığımız, dahası kendimizi haklı gördüğümüz davalarımız, mazeretlerimiz vardır.

Onlar bu dünya ölçülerinde, kıyas ve mikyaslarında kabul de görebilir, ya da karşımızdakini buna inandırabiliriz; en mühımı de tüm bu mazeretlerimize kendimiz samimiyetle inanıp savunabiliriz...

Can alıcı soru şu: 
Ya bunlar kabre vardığımızda ve mahşerde Hakimler Hakiminin Yüce Mahkemesinde geçerli bir kabul görmeyip, alternatif çözüm ve çıkış yolları ile reddedilirse...



14 Ekim 2023 Cumartesi

Yalnız bir gecenin daha kuytusundan

Zamanın, umudun boynunu büktüğü, 
Yaşama sevincimin yapraklarını birer birer döktüğü, 
Nakaratların tekrarlarla eskidiği, Yarınların merakla beklenmediği,
Hasretin dillendirilemediği, 
Suskunluğun kâğıt kesiği,
Beklemenin ipinin çekildiği,
Yalnız bir gecenin daha kuytusundan...




13 Ekim 2023 Cuma

tahammül

Konaklayıp geçeceğimiz bir yerdi, biz aşkla, şehvetle bağlandık......
Oysa dünya, tahammül edilecek bir yerdi, fakat biz doyamamaktan ağlandık!...





12 Ekim 2023 Perşembe

Cevapsız kalacak bir mektup!

"Tek ve gerçek aşkınız Rüveyda...
Başka dillere dolansın istemiyorsunuz değil mi?
Ve Tek kıskandığınız kadın…
Gelmiş geçmiş tek Aşkınız…
Kitap yazdıracak kadar büyük Aşk…
Onun yerini kimse alamayacak..
Özlediğiniz,
Ağladığınız,
Ağıtlar yaktığınız,

Mutluluklarınız nasıl kayıp gitti ellerindenizden,
Belki kendinizi suçluyorsunuz..

Nice kadınlar aldınız hayatınıza niceleri geçti hiçbiri onun yerini alamadı..
Umutsuzca boyun büküp gittiler…

Seven sizi sevdiğiyle kaldı…
Sonra pişmanlıklar…
Onlara verecek bir şeyiniz kalmamıştı…
Kalbiniz bir kişiye aitti..
Umutsuzca onu aradınız çaldığınız kapılarda..
Kalbiniz yoruldu beklemekten Özlemekten. 
İstemekten..
İnzivaya çekildiniz..
Çünkü o gelmeyecekti…

Peki koşulsuz sevilmek nasıl bir duyguydu..
Bunu kadın hiç öğrenemeyecekti..
Veee bu aşkın karşısında pes etti
Umutsuzca çekildi…

Kaçmalarınız ona duyduğunuz bu büyük sevgidendi..
Yoksa asla bent koyamazdınız başka bir kadına..
Kalbe sınır yok…"

*



11 Ekim 2023 Çarşamba

"Zulmün olduğu yerde tarafsızlık namussuzluktur!"

Tek suçları "etrafı mübarek kılınmış" topraklarda doğan Müslümanlardan olmak...

Bu yüzden yıllardır, soykırım dozunda sistematik ambargolarla yıldırılıp, sürülmek isteniyorlar. 

Evleri, tarla, bahçeleri, dükkanları zorla ellerinden alınıyor.
İlaç, sağlık, elektrik, su, doğalgaz, aş-iş, eğitim...aklınıza gelebilecek her şeyleri kısıtlı...

Onlar açıkhava hapsine ve onca zorluğa rağmen mübarek beldeyi, Mescidi Aksa'mızı terk etmeyen cesur kahramanlardır.

Onlar şehadete, bombardımana alışkın da keşke biz bu vurdumduymazlığa alışmasaydık!..





benim bir şiirim olmadı

Ben hiç şiir yazamadım,
Benim bir şiirim olmadı, D'okunamadım...
Uzaktı, uzaklardaydı...
Ayrılığa teşne, hüzne aşinaydı.
Belki de yasaktı, anlaşılmadı...
Kalpler küskün,
Tenler kavuşamadı...
Velhasılı yollar birbirine bağlanamadı.
Benim bir şiirim olmadı,
Benim yolum aşka varamadı...
Aradı yandı, aradı yandı...
Olacak diye kandı aldandı...
Melankolik bir adamdı,
Hatıralar arasında kalakaldı,
Sonra gün gibi o da battı...




10 Ekim 2023 Salı

pırıltısız


Pırıltısız, renkleri firar etmiş, 
aynı grinin monoton döngüsünde, yarından beklentisiz, 
andan habersiz, dünden takatsiz, yaşam sevincini yitirmiş, 
yorgun bir gönlün içinde hapis, uçmak vaktini gözleyen sarı bir yaprak sanki...



9 Ekim 2023 Pazartesi

Kalbime mektuplar [31]

Sevgili Kalbim!
Olur da (inşallah olmasın) uzun yaşarsak, haliyle hastalıklar çoğalacak, gücümüz azalacak...

Az önce annemi yatağına yatırırken; "ah gençliğinizin kıymetini bilin, ihtiyarlık çok zor!"deyince tebessüm ederek:"zorluğunu o kadar iyi hissettiriyorsun ki anne, adeta yaşatıyorsun!"dedim. 😍

Yani kalbim, olur da uzun yaşarsak, hastalıklarımızdan -hele hergün her fırsatta- kimseye bahsetmek yok. Hem söylesek derman mı olacaklar.  Boş yere kafa ütülemiş ve insanları üzüp bunaltmış olacağız...

Genç öl, cesedin yakışıklı olsun parolası nasip olsun diyelim. Vakitlice, kimseye yük olmadan gitmeyi her zaman dualarıma katıyor ve yaşlı insana bakanlara sabırlar diliyorum, cidden zor iş...
Fiziki hastalıklar dışında, algı problemi, unutkanlık, tekrarlar, anlamama, anlatamama, naz, arada alınganlık...vb bir çok şeyle de başetmek, yönetmek durumundasınız. 

Artık karşınızda anneniz değil bebeğiniz, çocuğunuz var. Şefkatli ve hep yumuşak olmak zorundasınız. 
Hem evlat olarak, hem kul olarak bu sınavı kazanmak sanıldığı kadar kolay değil...Tüm bunlara rağmen, "Allah bu günlerimizi aratmasın!"duasındasınız zira zorun daha da zoru var.

Üsküdar'a gitmeyeli uzun zaman oldu. Şemsi paşa'da balık tutanları izlemek, Kuzguncuk tarafına sahilde yürümeyi özledim.

Sevgili Kalbim!
Annem başlıklı sınavımızı başarmamızı diliyorum...
Dostlardan da dua...



8 Ekim 2023 Pazar

biz ne yaptık

Akademik bir başarı gibi karşıladık,
Yosun tutmuş bu ayrılığı...
Çıldırmamak için, 
Hiç şarkı dinlememeli,
Dizi izlememeli, 
Gecede nefeslenmemeliydik...
Hatta kimliğimizi dahi kaybetmeli, 
Hükümsüzdür yerini boş bırakmalıydık...
Yaşanamamış anıların kafesini açık bırakmalıydık...
Biz ne yaptık?
O günden sonra bilen yok...


7 Ekim 2023 Cumartesi

aslında iyi oldu

Aslında iyi oldu bitmesi!..
Hiç bir zaman gediğini bulmayacak telaşlar, kaygılar son buldu, diyor linkteki şarkı...




imkânsız olmasaydın


İmkânsız olmasaydın,
Seni yine bu denli çok sever miydim..?
Hiç bir yol sana varmazken,
Her şarkıdan apansız sen çıkıveriyorken,
Sözlerim kendiliğinden şiire dönüşüyorken,
Seni bunca sevişim imkânsızlığından mı sevgili..?
Geceler boyu yatağımda bir sağa, bir sola kıvranışlarım,
İçimdeki sancılarımın dermanı olamayışından mı ?
Saçların, onları bir kez avuçlasam,
Buram buram kadın kokan tenin gibi içime çekip koklasam..
Senin aşkın yâr, bana imkânsızlığı da sevdirdi ya,
Kavuşamasam da ne gam...
Sevdim işte seni imkânsız bir delilikle
Ve bu deliliğimi de sevdim, ben her sensizlikte seninle...




zor olan

Herkes herkesi öpebilir
Ellerinden
Gözlerinden
Gözbebeklerinden
Kelimelerinden...
Alnından,
Yanaklarından
Dudaklarından
Dualarından...
Sen beni,
Acılarımdan öpebilir misin?



6 Ekim 2023 Cuma

Sakın üzülme

Bir gün, bu şehre geldiğinde, hüzünden başka hiç bir şeyi kalmamış bir adamın ayak izlerini göreceksin!..
Sakın üzülme!..



Tedavüldeki ilacım

Senden sebep hastaydım,
Tedavüldeki ilacım seni bilmiştim,
Derken sen de gittin, 
Bir olmazı olmazların şahı eyledin...

Senden sebep hastaydım,
Tedavüldeki ilacım nefesin bilmiştim,
Sana kadar tüm çareleri tüketmiştim.
Derken bu sanıyla kendimi kandırmışım.

Senden sebep hastaydım,
Tedavüldeki ilacım gözlerin bilmiştim,
İçine düşüp kendimi kaybedeceğimi bilememişim...
Derken gözlerin gözlerim olmuş, 
Artık kendim gibi görememişim...

Senden sebep hastaydım,
Tedavüldeki ilacım sesin bilmiştim,
Kulaklarımdan kalbime bir düğün alayı...
Derken, davullar sustu, hayat sustu...
Bir daha da görmez, sevmez, duymaz bir dünya kuruldu...



 

O diziye bakarken aklıma gelenler

O dizideki lüküs hayat muhafazakârlarının evlerinin, (pardon köşk/yalılarının) duvarlarındaki parlak ve pahalı çerçevelerinin içindeki hat san'atıyla yazılı ayet, hadislere bakarken içimden şunu dedim: 

O maddi değeri çok pahalı koleksiyonları duvarlara asmak işin en kolayı...(*)

Tıpkı her gördüğü kişiye hikmetsiz, destursuz, uslüpsuz, adapsız, apansız bodoslama "tebliğ görevini" yaptığını sanıp, papağan gibi ezberini boca eden "ham softa/kaba yobaz" tipolojisi gibi...

Zor ve aslolan, o ayet ve hadislerin gösterdiği istikâmeti, halis bir niyetle içselleştirip, gösterişten uzak, 
iç aleminde canlı ve devamlı yaşamaktır.
Yani onları duvarlardan önce kalbe asmaktır...

(*) Bir de onların yanında bacak bacak üstüne atabilmek, yayılıp yatabilmek ayrı bir gaflet.
Çok sevdiğim halde saygı adına edinmemişimdir.


5 Ekim 2023 Perşembe

benim sana olan sevgim

Saatler geçecek,
Günler tükenecek,
Mevsimler değişecek,
İnsanlar gidecek,
Ömrüm bitecek...
Benim sana olan sevgim geçmeyecek...






Şarkı sözü yazdım [5]

Sevmek olsun kârımız, 
Biz böyle de yaşarız,
Vuslat kimin umurunda...
Herkes birilerini seviyor, 
Sevdikçe ya acısı ya sevinci artıyor.
Kim kimi seviyor, kimin umurunda...
Sevmek olsun kârımız, 
Biz böyle de yaşarız,
Vuslat kimin umurunda...




4 Ekim 2023 Çarşamba

Kalbime mektuplar [30]


Bu defa kısa mektubuma bir paragraf yazarak kendimden kendime iç dökümümü yapmış olacağım:

Sevgili Kalbim!
Kimsenin kimseye derman olamadığı, olmadığı, kaotik zamanlara kaldık...
Buradan, oradaki mahşerin nasıl olacağını artık sen anla!..


Bu gece kendime acıyacağım!

I.

Bu gece kendime acıyacağım,
Önce geçmişimi tarayacağım,
Bir süre hatalarımla, günahlarımla hesaplaşacağım,
Zaaflarımın üzerini mazeretlerimle kapatacağım...
Bu gece de Allah'a yakaracağım...
Bu gece de kendime umut arayacağım...
Bu gece kendimi arayacağım...
Belki biraz da ağlayacağım,
Bu gece kendime acıyacağım...

II.

Bu gece de seni kendime anlatacağım...
Bu gece de seni rüyalarda arayacağım,
Sağdan sola dönerken adını sayıklayacağım,
Bazen sarılacak, bazen saçlarını koklayacağım...
Bu gece de seni kendime anlatacağım...
Bu gece de sana yanacağım...
Bu gece, seni,daha çok arayacağım...

III.

Bu gece sakın rüyama gelme!
Geldiğine pişman edip, 
Aramıza nefret zakkumları ekeceğim.
Seni tanımama izin verdiği için, 
Kendime lânet edeceğim!..
Gidişinin şerefine, adını kalbimle birlikte sökeceğim!
Bu gece sakın oralarda beni anma!
Bu gece seni, yokluğa göndereceğim...
Bu gece duygularımı geceye gömeceğim...

IV.

Gece, karanlıktır, gözler kapanır, gönüller daha net görsün diye...
İnsanı boş yere oyalayan detaylar gece görünmez olunca, büyük resim daha net gönüller önündedir. 
Gece, sakin bir limandır. Savaşlarını, kavgalarını bitirmiş dingin bir başlangıçtır, umuda ve yarına...

V.

Gece olmasaydı, belki çok az anardık seni Rabbim.
Her halde geceyi yaratma sebeplerinden biri de hususi nasiplilere ikram içindir. 
Rüyalar, yakazalar ve hâyâller geceye ekilir, gece nasiplilerine ihsan edilir...
Gece ve secde...
Gece ve vecd...
Gece sırlara aralanan perde...
Gece, aşıkların sabırsızlıkla beklediğı vuslat eşiği...
Gece, değişmek için büyük vesile...
Gece gökyüzüne merdiven...
Ve
Gece "bir yudum teselli"


3 Ekim 2023 Salı

ben seni

Sevdimseni derken seni en çok da yarınlar için sevmiştim...
Senli zamanlarda seni sevmemek zaten muhal bir şeydi...
Ben seni, en çok da senden sonrası için sevmiştim...
Biliyorduk, an gelecek ve aniden gidecektik!..
Ben seni, en çok da bugünlerim için biriktirmiştim...
Seni, seninle sevmemek zaten muhal bir şeydi...
Ben seni,  en çok da sensiz günlerim  için sevmiştim...
Ben seni, bu yarım bıraktığımız hikâyemizde sensiz günlerim için sevmiştim...
Ben seni, en çok da kalan ömrüm için sevmiştim...
Ben seni, ne güzel sevmişim...




2 Ekim 2023 Pazartesi

özleye özleye




* Gece 00:00 da yeni paylaşım şu an planlı yayında hazır oluyor. Kurulmuş saat gibi düşünün. Yani gece tam 24'ü beklemiyorum, yeni gün yayını için.
Mesela bu gece için ben seni  hazır.


1 Ekim 2023 Pazar

Ayrılık

Madem her gelecek yakındır...
Büyük ayrılık kapıda demektir!..
Sevdiklerimizden, herkesten ayrılacağız...
Çokluk, makamlar, ruhumuzda ve bedenimizde yaşadığımız hazlar...
Anne- baba evlatlar...
Arkadaşlar...
Herkes ve her şeyden ayrılış...
Dünyayı terk ediş.
Bir daha belki sonsuza dek görememek var...
Belki bazılarıyla hesap ve haklaşmada son bir kez...
Okumuştum, cennetlikler ve cehennemliklerin arafta vedalaşmaları 500 yıl sürecekmiş...
Kalbinde zerre iman olanlar eninde sonunda cennette kavuşacaklar...

Esprisi de yapılır edebiyatta; adam mahsus aşkına hakkını helal etmiyor ki, mahşerde bir daha görebilsin diye...

Şarkı diyor ya: "Ölünce sevemezsem seni..."
Sahi ölünce insan unutur mu? 

Hz. Ömer (ra) efendimiz bunu merak ederek Sevgilimize (sav) sorar der ki: "Ya Rasulallah, kabirde bu aklımla mı olacağım?" 
"Evet" cevabını alınca rahatlar. Mealen o zaman sorgu meleklerine cevapları verebileceğini söyler.

Sorgu iyi geçmişse, dünyadan öteye geçen kişi; aile, akraba, arkadaşlarıyla da (izin verilenlerle) görüşüp hasret gidermek mümkün olacak. 
İmam Şarani hz. (ks) "hatta"der "evin kedisini bile sorarlar yeni gelene..."

"Ölünce sevemezsem seni" şarkısı enfes bir hüzün dokur benim içimde.
Ölünce unutursam seni...
Ah büyük ayrılık!..

Bu gece öl, yarın en geç ikindide üzerine kürek kürek toprak atılacak. 
Adın bile Murat iken "cenaze" olacak!..
İlk günden unutulmaya namzetsin...
Artık yalnızlıklar evinde yapayalnızsın...

Anne karnında zişuur olsak ve bize bu dünya anlatılsa, aklımıza yatması için ikna edilmemiz gerekirdi. 

Düşünsenize iman ettiğimiz melekleri göreceğiz. Hep merak ederdik. Daha neler neler...

"Ayrılık, aman ayrılık,
Her bir dertten âlâ yaman ayrılık..."