27 Haziran 2021 Pazar

Kaç sabahımız kaldı daha Rüveyda?


Kaç sabahımız kaldı daha Rüveyda?
Muhtemeldir, 
Gözlerimizin ilişmesi,
Ruhlarımızın ilişmesi gibi kuvvetli olurdu..! 
Ellerimizde şiddeti artar, havsalamız şaşkın bakardı!
Kaç sabahımız kaldı, daha Rüveyda?
Kaç sabahımız, el ele  akşamlara yürümek için..!
Nefeslerimizde ömrümüzün gökkuşağı...
Dudaklarımızın ilişmesinden bahsetmiyorum daha..!
Saatlerin ya akrebi ya yelkovanı havlu atardı sen anla..!
Hayal ufkunda küreksiz  tekneler gibiyiz! 
Parasını kaybeden çocuklar,
Eve alınmayan kediler,
Yolda kalmış yol oğlu gibiyiz biraz da...
Yetim de biz öksüz de biz, mahrum da.
Meramımızın yeryüzü lisanlarında karşılığı yok Rüveyda!
Çektiğimiz kalpten içeri, kalpten öte, söyleme soranlara! 
Gün batımında ortak düşlerimizin ekmeğini yiyoruz Rüveyda! 
Yetmiyor!
Bu sancı böyle mesafelere yenik, dinmiyor!
Söyleyebilir misin, kaç sabahımız kaldı daha Rüveyda?
Bir kez bahara açabilseydik, solar mıydık bir daha...
Kaç kişi kaldı dünyada,
Hasret çiçeğini göz yaşlarıyla büyüten?
Sustum sustum, sen ağlama!




25 Haziran 2021 Cuma

ağlardım!


En çok da gün batımında kalbimdeki sancın çoğalır, ağlardım! 
Sensiz geçen günü ömürden saymaz, ağlardım!
Bir daha asla geri gelmeyecek günün kıyametine, ağlardım..!
Gücüme giderdi bu sensizlik, çaresiz, ağlardım..!
Haberini alamaz, merak eder, ağlardım..!

23 Haziran 2021 Çarşamba

22 Haziran 2021 Salı

Bazı kelimeler!


"Aşkım
Bir tanem
Yârim
Sevgilim
Sevdiğim
Kıymetlim
Gülüm
Gönlüm.." 

Bazı kelimeler koca koca şehirler, ülkeler hatta kıtalar gibidirler! 
Bazı kelimeleri olmaz yerde, olmaz şeylere heba edip eskitmemeli.
Bazı kelimeler kelimeden çok fazlasıdır, haklarını vermeli, onları ve muhataplarını üzmemeli.!
Bazı kelimeler bazı insanlar için yalnızca kelimedirler!

21 Haziran 2021 Pazartesi

olsaydın sol yanımda!


Senin şehrinde akşamın rengi nasıl bilmiyorum!
Senin de gecelerin ayaz mı?
Sen de üşür müsün benim gibi...?
Bilmiyorsun, yine sensizlik aşındırdı içimde bir yerleri...
Kanamayı durduramıyor, hiç bir şiir, hiç bir şarkı...
Şehirlerim tarumar, ülkem talan, aynı melodinin notalarında...
Hazan vurdu yine, hasret vurdu, gri geceler vurdu yine, sensizlik vurdu, duysana!
Olsaydın sol yanımda, türkülerini çığırsaydın, şiirlerimi duysaydın bir nefeslik sarhoşluktan...
Birlikte ağlasaydık, olanımıza, olmayanımıza...

Azalış..!


Sırrına, vasfına, künhüne erişemediğim günler çoğaldıkça, ben azalıyordum..!


18 Haziran 2021 Cuma

Gelsem sana!


Kayıp zamanları telafi etme telaşıyla, 
Sana gelsem... 
Gelsem sana..!
Gelsek birbirimize!
Bir daha hiç gitmesek!
Karışsak nehirlerin denizlere karıştığı gibi... 
Meçhulün ummanında,
Sır olsak,
S'aklansak birbirimizde!
Sana gelsem,
Gelsem sana!
Gelsek birbirimize..!
Sığınsak içimize...
Hiç gitmesek...


17 Haziran 2021 Perşembe

Okuyanların görsel eşliğinde yorumları mutlu ediyor!


"Sevgili sayfa arkadaşım Murat Mesut beyefendinin kitabı "Rüveyda'ya Mektuplar" uzun bir bekleme sonrası elime ulaştı.
Okumaya başladım ve hayaller kervanında  kalbimin seyahat ettiğine şahit oldum.

"Kırık dökük fukara halimle sana hitap etme curetimi lütfen mazur gör ve bağışla
Sevdim işte"...  diyordu 51.mektubunda, kadın olsun erkek olsun herkesin yüreğinde "Sevdim işte" diyerek  sakladığı bir sevgili vardı bu dizelerde nazik naif bir hitabetle adeta  kalbimden içimdeki Rüveydaya  akan hasretin özlemin  dile geldiğini gördükçe zevkle ve akışına kapılarak kitabı bitirdim.

Teşekkürler  #Murat Mesut  yüreğinize sağlık harikaydı."

_________

Haberim olsaydı size gönderirdim kıymetli Hocam. Doktor muayenesinden de geçebilmiş olmanın mutluluğu ile, ayırdığınız zaman ve emek için çok teşekkürler ediyorum. Saygılar, sevgiler, selamlar. 
Murat Mesut 

16 Haziran 2021 Çarşamba

Bazen öyle olur!

Bazen öyle olur!
Şiirler uğramaz semtinize!
Şarkılara esir, 
Asude zamanlara hasret,
Anılar defterinin sayfaları arasında,
Gönle inşirah verecek muştuyu gözlersiniz!
Bazen de bir dost cümlesinin sıcaklığı,
Yaranıza sürülen merhem gibi,
Bir yudum teselliniz olur..!





14 Haziran 2021 Pazartesi

yazgımsın yandığımsın!


Eski bir ağrımsın!
Ağrı'dan büyük!
Sina'dan ateşli!
Geçmesini istemediğim bir sancımsın!
Nil gibi hayat!
Yıldızların fısıldaşması gibi sırsın!
Eskimeyecek yazgımsın!
Sana ben, bana sen lazımsın...


Kitaplar üzerine...

 

Önceleri zengin sayılabilecek bir kütüphanem vardı! 
Altı çizilmiş cümleler, dip/kenar notu düşülmüş kitaplarımı özledikçe elime alır, çizip not düştüğüm yerleri tekrar okurdum. 
Kitaplar benim, ekseriya önünde diz çöktüğüm üstatlarım, hocalarımdılar. 
Okumalarım gerekli saygı ve hassasiyet atmosferinde olurdu. 
Kuvvetli bir sevgi bağı...
Sonra bir gün öleceğimi ve kitaplarımdan da ayrılacağımı düşündüm! 
Belki lâyık olmayacakları ellere düşeceklerdi! 
En iyisi dedim sağlığımda onları baş göz edeyim! 
Kitap sevdalısı insanlara denk geldikçe vedalaştım onlarla...
Belki artık içeri girdiğimde mis gibi kitap kokulu bir odam yok ama o kitaplara benden daha layık insanlar var. 
''Birilerine altı çizili kitaplarınızı vermek, 
yaralarınızı emanet etmektir bir bakıma'' demiş ya Nazan Bekiroğlu...
Bir bakıma da neye ne kadar önem verdiğinizin göstergesidir. 
Kitaplar bizi müelliflerine götüren davetiyelerdir. 
Kitaplar zaman makinesinde bizleri gezdiren, bu günü ve dünü kuşbakışı bir rakımdan görmemizi sağlayan ''iyisi'' en güzel en iyi dostlarımızdır. 
Sizler de kitap okurken bir işaret ekleyin, altını çizin, not düşün! Bu hem sizin kitabı daha bir rikkat ve dikkatle okumanıza, zihninizin uyanık kalmasına sebep hem de sizden sonra okuyacakların dikkatine ipuçları verir. 
Eskiden yakın dostlarım altını çizdiğim kitaplarımı benden sonra okumaya can atarlardı! 
Selam olsun onlara ve onlarla geçen güzel anılarımıza...

_____________

Not: 1981 basımı Necip Fazıl Kısakürek'in Çile şiir kitabını görsel olarak çektim. 
 


10 Haziran 2021 Perşembe

9 Haziran 2021 Çarşamba

hayaller!

Seninle biz 
hayaller kuracak, 
hayaller ıslatacak, 
hayaller asacağız..! 
Hiç bir zaman,
hayallerimizi yaşayamayacağız..!


7 Haziran 2021 Pazartesi

içimde biriktirdiğim uzaklarım var benim!



içimde biriktirdiğim uzaklarım var benim!
sürekli çalan aynı melodi gibi,
aralıksız
ve ıslak bir gri..!

göz yaşlarımdan inşa ettiğim hayallerim var sonra benim!
ne zaman fırsatını bulsam, 
onların seline bırakır, 
akarım,
dilimden bile gizlediğime...  

sebepsiz değil!
hüznün bunca zaman ruhuma sarmaşık gibi dolanması!
bir ben bilirim canıma yapışan kederleri..!
bir sen hissedersin kıyısından keşkelerimi!

içimde biriktirdiğim uzaklarım var benim!
uzaklarımı yakın eden bir de senim...
sürekli bilersin sana olan hasretimi,
paslanmak, yosun tutmak, kurumak yok bu yüzden...

nefesin dolanır sonra her gece boynuma,
utangaç bir eda ile girersin koynuma...
sevişmesiz, sevecen bir buse sadrıma,
olmasın sabah, uzanalım böylece sonsuza...

sevgili!
biliyoruz ikimiz de
vuslatın lügâtlerimize yazılmadığını!
firak odunda bir ömür yanacağımızı..!
hadi kahve içme vakti,
ha unutmazsın biliyorum;
yanında yine aynı şarkımızdan bir duble daha...






Sessizce!




Ne zaman kâfirler topluluğu biz mazlum Müslümanlara saldırıp kan döküp, zulm etseler; o gür imanımızla coşar mangalda kül bırakmaz, boykotlardan, kod numaralarından, listelerden girer çıkarız..!

Sonra vampirler kana doyup geçici mola verdikleri zaman, o ateşli halimiz kül olur ve tabi kimse bir malı almama çabasında (boykot) olmaz! Aslında insanlar bunu birey olarak çok da başaramazlar! Adamların iki ürünü olsa kolay! 
Boykot denen ambargoyu devletler sessizce uygulamalılar, sessizce! Duyurmadan, ilan etmeden sessizce!
Yoksa her defasında yapanın, kan dökenin, zulmedenin (bu dünya hayatında) yanına kâr kalmaya devam edecek zulümleri..!




6 Haziran 2021 Pazar

Mazur görün!

Yaşamak; 
İstek, kuvvet ve gayret ister!
Aşksa yaşamak..!
Mazur görün!
İkisinden de mahrumum!





5 Haziran 2021 Cumartesi

Eskisi gibi gitmiyor ayaklarım Kent parka..!


Kitabımda geçen Kent park ile kitabımın resimlerinin olmadığından yola çıktım bugün...
Eskisi gibi gitmiyor ayaklarım Kent parka..!
Umudum mu buruk Rüyeyda'dan yana?
Can mı çekişmedeyim sevdamdan..?

2 Haziran 2021 Çarşamba

Dosto'ya itirazım var!

 


Dostoyevski: "Sizin" diyor
"Ne düşündüğünüz" diyor!
Sonra da "umurumda değil!" diyor!

Farklı bir okuma yaparsak: ''Sizin, ne düşündüğünüz, umurumda..!''

Adamın biri varmış, sürekli dünyanın ve paranın önemsizliğinden söz edermiş! 
Bir gün arkadaşı dayanamamış: ''İnsan önemsemediği, umursamadığı şeyi değil diline, gönlüne bile almaz!'' 

Bir başkası alimliğine güvenerek tabela asmış: ''Burada Allah'ın varlığına bin delil sunulur!'' diye... Arifin biri kapıyı aralamış ve ona usulca: ''Demek bu kadar bedihi olan bir şeye senin bin şüphen var!'' 

İnsan psikolojik bir varlıktır, etkiler ve etkilenir; gördüğü ve görmediği her şeyi merak eder. 

İnsan sever ve sevilmek ister.




 
Unutulmak da istemez! 

Bunlar yapı taşlarımızda genlerimizde var, istesek de yok sayamayız. 

Birilerini umursamayan bu sözü de sarf edemezdi  vesselam! 

Paradoks!


Seni bulduğumda kaybederiz diye, kendi hayal dünyamın sınırlarını aşamadım..!
Bu korkaklık bana yakıştı belki ama kapıyı çalmadan gelmeyişine alışamadım!