söyleyemezdim...

..söyleyemedim,
söylesem,
gidemezdin...
söylesem,
gidemezdim...
söyleyemezdim..!

Kıssadan hisse.

"Bir gün ölüm adamın karşısına çıktı ve dedi:
- Bugün, senin son günün.
Adam dedi:
- Ama ben hazır değilim.
Ölüm dedi:
- Bugünkü listemde, senin ismin ilk sıradadır.
Adam dedi:
- Peki o zaman… gitmeden önce,gel oturalım beraber bir kahve içelim.
Ölüm dedi:
- Tabi ki.
Adam, ölüme kahve ikram etti. Ve onun kahvesine bir kaç uyku hapı attı...
Ölüm kahveyi içti ve derin bir uykuya daldı...
Adam, ölümün listesini aldı ve ismini ilk sıradan silip listenin sonuna koydu.
Ölüm uyandıktan sonra şöyle dedi:
- Sen, bugün bana çok şefkatli davrandın. Şefkatinin karşılığında işime listenin sonundan başlayacağım."

Bazen bazı şeyler kaderinde yazılıdır. Onları değiştirmek için ne kadar çabalarsan çabala, onlar hiç bir zaman değişmezler...

Karga ve papağanın her ikisi de çirkin yaratılmıştır. Papağan itiraz eder ve güzelleşir. Ama karga Yaradan'ın rızasından memnun kalır.Bugün papağan kafeste, karga ise özgür...

Her hadisenin arkasında öyle bir hikmet vardır ki belki sen hiç bir zaman anlayamazsın.

[iktibas]

Annem annem

Hayattaki en büyük kısmetim (şansım) annem oldu.

Her zaman, her olayda bizlere (kardeşlerime) şefkat kanatlarını geren, varlığı ve ilerlemiş yaşına rağmen hayat dolu, hayattan lezzet alan, zevkli bir insan annem...

Kederlerimize üzülen,sevinçlerimizde sevinen biricik anneciğim.

Bugün takvimler 23 Mart 2016'yı gösteriyor.

Bugün de yanımdasın,moralim, tesellim,sırdaşım,arkadaşım,yoldaşımsın.

Rabbim seni başımızdan eksik etmesin, sağlıkla seninle nice yıllara inşallah.

Gidersen bir gün, unutma tut ellerimden...

Annesine refakat eden yakınlarınızı, kardeşinizi mutlaka sık sık dinlendirin, nefeslendirin...

ne yazar...

Ruhu okşanmadıktan sonra bir insanın,
Karnı doysa,
Evinin damı deliksiz olsa,
Ne yazar !
Gönül evi damsız, açıkta ve buz tutmuşken.
Tir tir titrerken…

Buluşma noktamız

Nasıl bu kadar kolay ölümü,öldürmeyi seçebiliyorlar ?
Kuralları,prensipleri,vicdanları,merhametleri...kısaca insanlıkları hiç yok !

Ya da..!

Adına aşk denilen, akıl tutulmasına benzer bir başlangıç ile karşılıklı çekim gücü ve beğeni ile başlar; severek ve ''anlaştığını'' düşünerek de evlenirsin.

Bu durumun devamı; ya böyle saygı sevgi çerçevesinde huzurla devam eder, ya da :

Kadın artık, bir sevgili, sadakat ve sevgi ile bakan yoldaş olmak yerine;

Çamaşır makinen,

Ahçın,

Ütücün,

Temizlikçin olur da,

İçinde kaybolduğun bir dünya olamaz..!

Bir evde, iki ayrı dünyanın mezarlığının sessiz hicranı tütmeye başlar.

Kocam dediğin,

Mali müşavirin,

Tamir edilecekleri yapanın,

Özel şoförün,

Ekonomi bakanın olur da,

Gözbebeklerinin içine aşkla bakanın olamaz, olamaz !

vakt-i hüzün

..vakit akşam.
birazdan adam iş yerinden çıkacak,
çıkmadan eksik bir şey var mı diye telefon açıp soracak,
yoksa da eli boş gitmeyecek zaten.
çocuksu bir sevinçle zile bastığında,
eşinin, tatlı bir tebessümü,
sıcacık bakışlarıyla hoş geldin canım deyişi,
çocukların haylaz kahkahalarına karışacak.
vakit akşam,
bazı evlerde huzur 
bazılarındaysa hüzün çoğalır...

Hangi göz..?

Baş gözüyle bakarsan;cinsi ne olursa olsun
hepsinin adı köpek..!
Gönül gözü,her köpekte bir Kıtmir'in aşkına imrenmekte...
Baş gözüyle bakarsan; hepsinin adı kedi.
Gönül gözü,ikram olunan bir Müezza ile haşir neşir...

ağlardım...

..gülüşünü,sesini,bakışlarını,

 başkalarının gördüğünü düşünür,

 ağlardım...

çocuk...

12.Kural

Aşk bir seferdir...diye başlıyor.

Malum sefer yani yolculuk için, önce halis, samimi bir istek,niyet gerekir.

''Ameller (işler/ibadetler)niyetlere göredir.'' buyurdu Sevgili Peygamberimiz (sav).

Niyeti sağlam yapmak gerekir, maymun iştahlı,geçici hevesle yola çıkanı, çıkmamış say!

Niyet,bilgiyi de yanında ister. Bilinçsiz yola çıkanın niyeti de sahih,kararlı,kesin olmaz. 

Niyet ve bilgi, yanlarında iyi,salih bir rehber, arkadaş, topluluk görmek ister.

Ve o rehberden,topluluktan kopmamak ister,sadakat ister.

Bütün bunlar olursa, o seferde hayır yönünde ''değişim'' başlar,işte o zaman istese de istemese de,anlasa da, anlamasa da, değişir insan. 

Bu anlamda değişmek, güzele evrilmek demektir. Güzel nedir, İslam'dır...

''Allah (cc) güzeldir, güzeli sever.'' buyruldu.

Güzele,aşka ulaşmanın yolu da sadakatten,sadıklara sadık olmaktan geçer.

Ve seni bu yola sevk eden sebeplerin tümüne şükranı,minnettarlığı taktir etmeyi de unutmamalısın.

Yoluna sebepler halk eden, o sebeplere hakkıyla teşekkür edilmemesini, kendisine şükürsüzlük sayar.

Allah (CC) sevdiği ya da keremi ile günahlı bir yaşamdan;kendi yoluna çekmek için kuluna çeşitli fırsatlar verir, kıymet bilip anlayana ne mutlu !

Bereketli cum'alar.

kolay mı..?

sana seni yazmak için elimde kalem

ben kalem sen kağıt

sen kalem ben kağıt

belki de oluruz ağlatan bir ağıt

aynıyız aslında seninle

aşkı arayışımız, 

yalnızlığa karışıp gecelerimize avaz oluyor

gurbet içinde gurbeti yaşamak bu  

şarkılara dayayıp sırtımızı,

şiir şiir mecalsiz düşüyoruz gecelere

gözlerimizin nemiyle...

sana seni yazmak kolay mı?

aşka can adamış bir kadınsın,

şarkı gibisin 

dört mevsimime beşinci mevsimsin,

eskimezsin.

bak yine aciz düştüm senin yokuşlarında,

saçlarının dalgasına takıldım kaldım

sana seni yazamam,

yazarsam kalem isyan ile kırılır,

kağıt kendisini yakar..!

tekerrür...

Bilirsin işte..!

Bilirsin işte, sabah ezanlarını çok severim; başlayınca hemen pencereyi açıp, odamızı ezanla doldurdum. Ruhum yıkanıyor böyle olunca.

Namaz sonrası biraz kitap okudum, sen burada olsaydın kalan uykuna devam ederdin.

Güneş doğduktan sonra, biraz daha uyumaya zorladım kendimi radyo dinleye dinleye.

Bilirsin işte, sonra annemin çaldırmasıyla ona indim her zaman ki gibi şakacı bir neş'eyle karşıladı beni.

Sende ayda yılda bir olanı her sabah yokluğunda onunla yaşadım.

Şakalaşarak kahvaltımızı yaptık, belki arada birbirimize rol yaptık yine aldanışıma...

Sonra annemin pencereleri yağmurdan lekelenmiş, onları sildim. Olmuşken bir de tozları aldım, yüksek yerlere çıkamıyor bilirsin işte...

Yukarı çıkınca bilirsin işte, rutin işlerimden biri bilgisayarda gazete manşetleri, bir-iki yazar.

Sonra aklımda bir şey varsa yazmak için şu blog...

Bu arada çamaşırlar yıkanmış, onları astım.

Kaç gündür evi süpürmediğimi fark ettim, sanki süpürünce bütün kederleri de süpürmüş olurum gibi geldi bana,hamaratça bir özenle yapamadımsa da, görüntü iyiydi benim gibi...

Bu ara insanlara karışmıyorum, bazen müzikçaları yüksek volümde açıyorum,içimin avazını,pişmanlıklarını,keşkelerini örtsün diye...

Bilirsin işte, biraz şiir de yazarım;gerçi sen böyle şeylere önem vermezsin, neye önem verdiğini de inan ben de artık bilemez oldum.

Yokluğunda diyeceğim ama, var mıydın ki...

En iyisi sen yokken yani cismen diyeyim, iyiyim yani; merak etmezsin ama merak etme diyeyim.

Annesinin ''aptal''ilaveli safı rolünü sürdürmeye devam yani bilirsin işte...

Bilirsin işte...hayır hayır sen bilmezsin,bilemezsin, hiç bilmedin ki..!

Bilsen...

Neyse...!

Mavi Defterim'den