30 Eylül 2022 Cuma

sessizlik [14]


Bu sessizlik koca dünyada bir tek ben kalmışım gibi ürkütücü!

Sesini duyamamak, çölde aylarca yağmur bekleyen canlıların hasreti...

Senin sesin lazım ki, sessizlik şenlensin, ıssızlıktan kurtulsun...

Sesin yağmur olacak çölüme.
Işık olacak geceme...

Sesinle duyacak, sesinle görecek ve sesinle yeniden hislerim gonca misali yaşama uyanacak!

Bu sessizlik sanki yeryüzünün bütün acılarının toplamı...




29 Eylül 2022 Perşembe

yara

İyileşmeyen yaralar vardır!
Bir de iyileşmesini istemediğimiz yaramız..!
Şarkıları, şiirleri sargı bezi gibi üzerine sararız...
Kimseler görmesin, bilmesin diye...
İçimizde sessizce ölmesinler diye..!


An gelecek 9


Ve an gelecek birçok sayfasını okuyamadan, bitimine vardığım hikâyemizin son basamağında, çöküp ağlayacağım...



An gelecek 8

 
An gelecek, acı bir tebessümle
Bakıp resmine; 
- Ben bu kadını nasıl bu kadar çok sevmişim, diyeceğim...
Hayır! 
Ben bu kadının suretinde aşkı, aşık olmayı çok sevmişim...


mecburi


Sonra mecburiyetler girer koluna! 
Alıkoyarlar seni yolundan...
Çekip götürürler idam sehpasına!
Ölümlerden seçenekler atıverirler avuçlarına..!

Mecburi virajlarda patinaj yapsan da
Bir şeylere isyana benzer karşı koyuşlarla 
Direnip çaresizce haykırsan da
Acımaz mecburiyet denilen zabıta...

Oysa iki mecburiyet arası bir kaderi taşırsın 
Doğmak ve ölmek arasıdır sevmek, yaşarsın.
Vedalar, susuşlar da mecburidir, alışırsın...
Hazin bir hikâyede solarken, sebebini kendine bile açıklayamazsın..!


27 Eylül 2022 Salı

Not düşeyim dedim tarihime...

Bilmiyorum, bugüne kadar, yazmak istediklerimin ne kadarını yazabildim..!

Kesin olan tek şey; inanmadığım tek cümlem, kelimem olmadı...

Kırık dökük ne döküldüyse gönlümden parmaklarıma, hepsi samimiyetim, içtenliğimdir...

"Kalbime kilit vurduğum" doğrudur.  Yeniden ne aşkın yollarına düşecek gücüm var, ne de şehirler görüp gezecek o eski enerji.

Uzaktan seviyorum, sevilecek ne varsa.

Öfke ve kin içinse bu dünya hayatı çok kısa, değmez...

Ölmeden bunu da not düşeyim dedim tarihime...

🌹

Dibin notu: YouTube kanalıma short diye ayrılan bölüme telefonumda sakladığım kısa videoları yüklüyorum, hem telefonum hafifliyor hem de kalıcı hatıra. Bildirim alma durumu olmadığı için siz girdikçe görebilirsiniz. Gönderen dostlara ayrıca emekleri için çok teşekkür ediyorum. 

Sen olmasan başka olurdu!

Sen olmasan başka olurdu!
Ben ağlasam sen ellerinle,
Sen ağlasan, dudaklarımla ben silsek yaşlarımızı.
Sarılsak sımsıkı, kayıp yılları aradan çıkartsak...
Çeksem teninden kokunu, 
Şifa olsa yaralarıma...

Sen olmasan başka olurdu!
Sen olsan bambaşka olurdu..!

26 Eylül 2022 Pazartesi

Bir yerlerde okunmak!


Bir yerlerde okunmak...
Değer görmek...
Sevgiyi hissetmek...
Şu fani dünyanın güzelliklerinden olsa gerek...
Sonsuz teşekkürler, sevgiler.

Hocamın elindeki kitaba bakınca...


Hocamın elindeki kitaba bakınca...


..güzel bir sürprizle karşılaşıyor ve çok teşekkür ediyorum.  

*

Eh şahsım fuarlarda imza günü yapmasam da te böyle varlık göstermiş oluyorum. 
Günün önemine binaen burada saklamak istedim. 
Unutmayan vefalı dostlara selamlar, sevgiler.


Tarifi yok!

Tarifi yok!
Sorular cevapsız!
Soran da yok, ne, niçin!
Olmasın da!
Bir rüya gibi zamanda akalım!
Uzakların yangınlarıyla anlarımızda yanalım!
Üşümek seçilmişse,
Ateşli bir tende, 
Eriyen buz parçası gibi!
Ne ten mahcup olsun, 
Ne de eriyen buz..!

Günlerdir sokaklarda gezinen,
Aç bir adamın gözleridir g'özlerim..!
Kapanlarla susturulsa da dilim..! 
Yine de seni sevdiğimi,
Yine de seni delice istediğimi, 
Senli hayallerde erirken,
İçimde, için için
Haykıracağım! 



25 Eylül 2022 Pazar

yol!

Gidecek ayaklarım vardı!
Yol da...
Gidecek ayaklarım artık yok!
Yol orada..!
Gidecek ayaklarım yorgun!
Yol da beklemedi zaten..!

24 Eylül 2022 Cumartesi

gözlerim

Gözlerim gökyüzüdür.
Senin hayaline döker yağmurlarını...

23 Eylül 2022 Cuma

damla damla

Kendi kıyılarına çekilip küçülmüş bir denizim sanki.
Azalan, damla damla ...
Unutulmuşluk ülkesinin c'isimsiz bir zerresi belki...
Her nefes alışın, verişi veda..!


Oku!

İlmin başı haddini ve aczini bilerek "ikra" okumak!
"Yaratan Rabbinin adıyla!"
İlk basamak atlanır ve İslâm itikadı, ilmihali, fıkıh bahsinde cahil kalınırsa; işbu cehaletin üzerine hangi ilim, hangi kariyer bina edilirse edilsin, taşlar yerine oturmayacak, hayatın anlamı içindeki rolümüz, duruşumuz sahih bir netlik kazanamayacaktır.
"İkra!" 
Allah ile oku! 
Hayatı ve içinde ne varsa..!
O zaman bu dünyaya gönderiliş hikmetine uygun bir yaşamın olur.
Öyle olunca da huzurun...


22 Eylül 2022 Perşembe

"İyi eş nedir sizin için ?

"İyi eş nedir sizin için ?"

Aslında bu soruya geçmiş yazılarımda cevap verdiğimi sanıyorum. 

Yine de kısaca şunları söylemek mümkün:

İyi eş, iyi insandır. Bazen annemle yarışma programı izlerken, aynı kanaatle; bu ne temiz insan diye konuşuruz... 

Bazı insanlar cidden farklıdır, yüzlerinden seslerinden, tavır ve davranışlarından iyilik, saflık, temizlik akar. O insanlar daha ilk anda size asaleti hissettirirler.

Kırılır ama isteseler de kıramazlar. Kötü muameleye tabi olur, çoğunlukla haklarını aramazlar. Hatta yine bir çoğu tartışma bile bilmezler. Onlara ne zaman denk gelsem, imrenir, keşke ben de böyle olsaydım diye samimi iç çekerim. 

İyi eşi anladınız. İyi insan iyi eş, iyi yol arkadaşıdır. Sizi fani dünyanın gereksiz saçmalıkları ile oyalamaz, ömür sermayesini boşa harcatmaz. İyi,güzel ve doğru için teşvik eder, onunla huzur bulursunuz. 

Anlaşması ve anlaşılması kolay insanlardır. Bir hata yapsalar -ki insanız- hatalarına kızamazsınız. Onları gücendirmek istemezsiniz, çünkü hassas kalpleri vardır ve kendi hatalarına zaten çok üzüleceklerdir. 

Bu soru vesilesi ile, önceki yazılarıma ilave ve sanırım yeterli cevap oldu. 
Teşekkür ediyorum.

O uzaklar


O uzaklar hep yakındı.
Yalındı, tadımdı, adındı, sayıklamalarımdı...
O uzaklar hep yakındı.
Varamadığımdı, duvarlarımdı, kahrımdı...
O uzaklar hep yakındı.
Yutkunmamdı, ağlamamdı  ahlamamdı..!
O uzaklar hep yakındı.
Mısralarımdı, şarkılarımdı, akşamlarımdı...
O uzaklar hep yakındı.
Yakardı, yıkmazdı, bırakmazdı...
Sarardı, sormazdı, kaçardı...
O uzaklar bunca şeye rağmen,
İçimde büyüyen hasretti, kederdi, zehirdi, panzehirdi..
O uzaklar uzayan yıllar,
Yüzümde aklar, 
Vuslatı olmayan yollardı.
O uzaklar, ayrılıktan, hasretten yakındı durdu.
O uzaklar var ya o uzaklar, 
İyi ki oradalar...

21 Eylül 2022 Çarşamba

sessizlik [13]

Sessizlik, bazen bir tercih değil, mecburiyettir!

Sessizlik, bazen sadece sessizce sevmektir...

Sessizlik herkese sevdirmez kendisini...

Seçer ve çeker...

Sessizlik seslerin istilasına müptela olmadıkça kıymeti tam anlaşılamayandır...

Sen sessizlik ol, ben tüm seslerimi sende kaybedeyim...

Sessizlik, bazen de çaresizliktir...


Bir öneri!



"Esasında mail atmaya meyilli gibi görünmek istemezdim..
Fakat gözümü açtığımda bloğunuzda ne göreyim! Savaş senaryosu (ne kadar da haklı öngörülü bir yazı)olsa da...

Murat Bey

Bir arada Aşkın soğuk savaşını kaleme alsanız fena olmaz hatta çok da güzel olur..
Blog okurunuzdan bir öneri.."

***

"YouTube da yayınladığınız SHORTS videolarınıza bildirim gelmiyor..
Özelliği mi yok..?"

Evet onlar için bildirim özelliği maalesef yok diye biliyorum. 1dakikayı aşmayanları normal video olarak yüklesek de shorts oluyor. 





20 Eylül 2022 Salı

belli değil


Sokaklar istilada!
Kim insan, kim zombi belli değil!
İyi ile kötü bir arada!
Kim kârda kim zararda belli değil!

İnsanlık iflasta!
Kim sağlıklı, kim hasta belli değil!
Güzel ile çirkin bir arada!
Kim istikamette, kim fesatta belli değil!

Şarkı sözü yazdım [2]

Hitaplarıyla bi tuhaflar!
İnsancıklar bitaplar!
Herkesten kaçtım bu aralar!
Bazıları çok manyaklar!
Şiirden de sıkıldım!
Şarkı sözünde de hafakanlar!
Bazıları çok matraklar!
Birazı kafadarlar!
Aradan kaçıyor alıklar!
Nerede insanlıktan anlayanlar?
Şehirden de sıkıldım!
Dünya baydı, herkese darıldım!
Böyle matrak bir şarkıya sarıldım!
Bu kadar yeter canım!
Hadi ben kaçtım
🎶🎵🎶


19 Eylül 2022 Pazartesi

gidenler

Gidenleri göremiyoruz artık!
Sesleri, gözleri, gülüşleri nerede?
Sesimizi, hasretimizi işitiyorlar mı?
Gidenler gittikleri yerde çoğaldılar!
Azaldık burada, onlara kavuşacağımız günü beklerken...
Azaldı gülüşlerimiz, beklentilerimiz, sevinçlerimiz...
Bir fesleğen kokusu burnumda, 
Bir de ıhlamur...
Gidenlerin ardına döktük gül kokularını...
Gidenlerin ardınca döktük gözyaşlarını...
Akşamlar çabuk geliyor neyseki,
Seviniyorum bir sayfa daha çevriliyor diye...
Sevinmek istiyorum, gittiğimde...

sessizlik [12]

"Nehirler denize kavuşunca susar derler, insanlar anlayınca."
İbrahim Paşalı

İşte o anda başlar insanın sessizlik serüveni...

Anlarsın ki en iyi ev, en iyi araba, çok para bu hayatın hedefi olamaz. Az sonra bırakacağın geçici nimetler, dünya  metaı...

Bilirsin ki vefalı sadık bir yâr, dost bunlardan çok önce gelir. 

Ve anlarsın ki geldiğin noktada, ne kadar yaşarsan yaşa öleceksin..!

Sen de susmalar basamağında, sessizliğin huzur veren sükûnetinde, anlaşılması gereken şeyleri, ne kadar anladığını, yaşamında test ederek sorgularsın...

70 yıllık ömrün olsa, yarıya yakını uyku...15 senesi çocukluk... Belki de anlamak için gerekli olan sessizlik yılların hepitopu 10 yıl... 
En fazla 10 yıl yaşayacağın, fani dünya hayatından sonsuzluğa kanatlanmadan önce yapman ve yapmaman gerekenleri idrak için süren çok az ve doğru iz üzerinde yol alman için fırsatın yeterli lâkin bir kere gelip anlama/yaşama şansın var. Gittikten sonra bir daha gelemeyeceksin..!

Anlayıp sessizleştikten sonra burada nelere kıymet ve zaman vermen gerektiğini de bileceksin. 

Geçen gün haberlerde vardı. Twitterda tek kelime oyunu yayılmıştı. Koca koca insanlar da ona katılmış. Garip ve buruk tebessüm etmiştim.
İnternet sessizliğe geçemeyenlerin eline tutuşturulmuş bir oyuncak. (Faydalı alanda kullanımı istisna ederek.)

Bir yanıyla da sessizlik, yaralı gönüllerin kaçtıkları duru bir iklim.

Anlıyorsun ki onca fedakarlığın, çabaların hak ettiği değeri görmemiş..! 

İçinde kırgın bir sessizlik büyüyor ve bazen çığ olup seni alıp yuvarlıyor, altından kalkman için anlaman gerekiyor, insanın böyle vefasız bir şey olduğunu...

Şaşırmalarının asgariye indiği gün, sessizlik kapısından içeriye adım atmışsın demektir. Bitmedi, şaşırmadığın kimi olaylara tepkin, tepkisizlik yani sessizlik olacak...
O zaman zenginleşmeye başlayacak, ruhunu gereksiz şeylerle yıpratmamış olacaksın...

An gelecek 7


Gelecek kaygımı yitirdim, planlarımı da!
An gelecek ve şöyle diyeceğim:

- Senin gelmeyeceğin yere, gelecek de gelmesin!


18 Eylül 2022 Pazar

sorma!


Ne zaman diye sorma!
Zaman bitti!
En azından benim için...
Miadını doldurup, 
İstasyondan kopmuş bir yaprak gibi...
Dalına hasret tren gibi mi demeliydim?
Ne fark eder ki "zaman bitti!"diyorum...
Kelimelerin yeri değişse ne olur, 
Anlamlar yerli yerindeyken...
Bir biz ikimiz yerli yerinde değilken,
Ne zaman diye sormuyorum,
Seni şimdide yaşıyor
Ve bu uzak mesafeleri kısaltarak 
Seviyorum...


bu gece

Bu gece şiir uzak dursun benden,
Müzik kalkmasın düştüğüm yerden!
Çayın demince süzülsün anılar ötelerden,
Bu gece uzun olsun bütün gecelerden..!

Bu gece hüzün saldırmasın, mola versin!
Yastığım taş değil, pamuk olsun, incitmesin!
Güzel bir rüyaya uzansın ruhum, üzülmesin...
Bu gece hiç bir geceye benzemesin...

17 Eylül 2022 Cumartesi

sessizlik [11]

Ne çok gereksiz ya da lüzumundan fazla ses var, sessizliğin düşmanı! 

Klakson seslerini çoktan geçti, insan geçinenlerin vakitli-vakitsiz hoyrat böğürüşleri!

Bir şeyi ölçüsünde izah edecek sınırı bilmeksizin, habire kelime israfı yapanları da ekle sessizlik karşıtlarına...

Ne çok konuşuyoruz, içimiz dışımız kelime çöplüğü olmuş, boğuluyor, boğuyor görmüyoruz!

Sessizlik hıç'kırıklar içinde, duymuyoruz..! 

Sessizliğin o muhteşem iklimiyle tanışmayan, nereden bilsin günbegün zayi olduğunu ömrünün...

Doğal olan her sesin, kendine özgü bir rengi, karakteri, düzeni, ahengi, ölçüsü, sınırları ve vakti vardır.

Bitkiler, hayvanlar konuşur, gürültüsüz. 
Sessizliğin ahengine, akışına öyle güzel uyumludurlar ki, her bir ses, sessizliğe nota olarak eklemlenir... 
Nefis bir kainat korosu, sessizlikle içiçe, elele, en nadide besteleri, eserleri kainat kitabına not düşerler. 

Sesleri dinlersin, sessizlik sanırsın. Sessizliği dinlersin, ses sanırsın...

Enfes bir kuşatılmışlık, ruhunu sarhoş eder. Kalbin ötelere uzanır...Sonsuzluğa...İçinde bir cennet özlemi...

Ah şu gürültü, aşkın da düşmanı, kalemin de...

16 Eylül 2022 Cuma

Paraya kıymet verin!

Biliyorum başlık bazılarınızı şaşırttı!

İzah edeyim: Bir kere para her şey değildir ama çok şeydir. Bu kıymet hükmümüzün yanına hemen şunu da ilâve edelim:
Paraya kıymet vermeyin ama kıymet vermediğinizi çevrenize belli etmeyin, zira bu defa onlar da önce sizin paranıza sonra size kıymet vermezler! 

Sizden gideni umursamazlar, bu aynı zamanda sizi de umursamamak anlamına gelir!

Paraya, menfaatperest olmayacak ve olması gereken yeri bilip takdir edecek kadar değer verin. 

Sonuçta para, nimetin metâ şeklidir. Sizi insanlara muhtaç etmeyen ve kendisiyle insanlara faydalı olunabilinen sevap kazanma aracıdır. 

Borç vermek ve sadakalar.
Bu yönüyle çok kıymetlidir. 
Bunu başaranlar yani parayı gönüllerine değil, sadece cüzdanlarına koyanlar, ona tapmaktan da korunmuş olurlar. 

Para konusunda asla cimri olmayın ama ketum olun!
Mümkünse varlığınızı en yakınlarınız bile bilmesin! 
Bu, size paranız yüzünden çıkarcı yaklaşımı bir nebze engeller. 

Aklı başında ve görgülü hiç kimse kendisinin insan vasfından önce banknot olarak görülmesini istemez! 

Gerçi seha derecesine yakın cömertler, ekseri bu duruma düşmekten de maalesef kurtulamazlar! 
Hatta kullanıldıklarını bilseler de bilmezden gelirler, çünkü onların birinci hedefi rıza-i ilahidir ve sonra insanların sevinen yüzleri... Bu iki muhteşem amaç sebep ve hürmetine insana ait derekeleri umursamazlar. 

Varlıkta ve yoklukta ölçüyü ve kalplerini koruyabilenler huzur veren bir bereketin emanetçileridir.

15 Eylül 2022 Perşembe

Eylül aslında..!


Eylül aslında med-cezir bir mevsimdir. Bazen yazdan, bazen kıştan, biraz soğuk, biraz sıcak...
Eylül insanı renkler arasında gezdirir. Duyguları zenginleştirir.

Eylül belki de çeşit çeşit sarı elbiseler giymiş, gri bir mevsimdir.

Günün başlangıcında üşütür, derken yaz olup montunuzu çıkarttırır. 

Bu kararsız eylül yüzünden caddeler karnaval gibidir. 
Kısa kollu hanımlar, montu elinde kalmış beyler...Ne giyeceğine karar vermekte zorlanan insanlar...

Eylül bir yanıyla da şakacıdır. Güneşli havada aniden bastıran yağmurlarıyla mahir bir sihirbaz gibi sizi şaşırtır.

Eylül bir açıdan da hüzünlü bir vedadır. 
Hızla kısattığı günlerin rövanşını uzun gecelere bırakır. 

Bir çırpıda geçen yaz günlerinin hayali, artık erkence çekilen perdelerde canlanır...

Eylülle birlike yaprak dalında, yaprak rüzgârda ve yaprak kaldırım kenarında can çekişmekte..!

En iyi sahibi bilir eylüllerin ve şu kısacık dünya hayatının bize neler söylediğini...


14 Eylül 2022 Çarşamba

sessizlik [10]


Bazen, sessizlik diye yazılır, sensizlik diye okunur...

Belki de her sessizlik aşka açılan halvettir.

Bazen de sessizlik saklar en büyük hasret avazlarını...

Sessizliğin diliyle insan, sevdiğiyle uzun uzun dertleşir...

Sessizlik olmasa ben ne yapardım, kimin kapısında ağlardım..!



13 Eylül 2022 Salı

Haydi yatağa!

Sonra ne mi oluyor?
Bunca dünyalık çaba, koşuşturmacalar, yorgunluklar buhar oluyor ve ölüyoruz..!

Buradaki hikâyemizin kabaca görünen özeti bu canım kendim..!

Hadi yatağa!
Gaflet yorganı seni bekliyor!


Tekerrür


Dünya tarihim, atlasım, kasırgalarım, arasatım, arafatım, şaşkınlıklarım, yangınlarım, arayışlarım, ağlayışlarım, yakarışlarım, kızıl akşamlarım, hesapsız yarınlarım, hüzzam zamanlarım, kurtuluş savaşım, yenilgine doymadığım mağlubiyetim, düşüp düşüp kalbimi kanattığımda dokunuşlarını aradığım...

Tarih tekerrürden ibaret ise, 
benim dünya tarihim olan seni tekrarladıkça yenileniyorum...
Hergün bir başka makamda seviyor ve istiyorum. 

Sen, son nefesime kadar, tekerrürüm olur musun?


hasretimizi çoğaltsak diyorum

Bir münasip vakitte,
Buluş benimle...
Hasretimizi çoğaltalım..!

 

12 Eylül 2022 Pazartesi

sessizlik [9]

Sessizce yaşlanan bedenlerimizin aksine, içimiz haylaz bir çocuk parkı...

Bazı sessizlikler maratonlar gibi uzun solukludur. Bir nefes alırsın, verdiğinde yirmi yıl geçmiştir...

Yıllar alıştıra alıştıra muhteşem bir sessizlik içinde bizim kınımızı değiştirir. Sağlık sorunları çoğalmadıkça ve güçten düşmedikçe geçen yılların idrakine varamayız. 

Huyumuz, alışkanlıklarımız ruhumuzun yansıması olarak çok fazla değişime uğramaz... 

Sessizce değişiyor ve sessizce gidiyoruz. 

Rüveyda! Sen orada ben ortada!





Emek verişinize sonsuz teşekkürler.





9 Eylül 2022 Cuma

Menfaat!


Bazı insanlar, bazı insanları dünyevi menfaatleri için kullanır!

Bazı insanlar da bazı insanları uhrevi çıkarlarına (!) aracı kılar, kendilerini kullananlara (bunu bile bile yine de) yardım eder, para verir! 

Birincilerin hedefi dünyada diledikleri gibi yaşamak, ikincilerin hedefi Allah’ın rızasını aramak!

Birilerinin yatırımı dünya bankaları, diğerlerinin ahiret bankası...

*

Yukarıdaki fotoğraf dolaylı olarak konumuzla ilgili aslında. 
Masum çocuk, insanların kendisine kıymet vermediklerini çabuk anlamış ki muhatap olarak kediciğe veriyor dinletisini...
Kedicik ya sadık dostu, ne çalsa ne dese dinleyecek ya da konser sonrası bir yemek de verilir mi umudunu taşıyor olabilir. 😊

sessizlik [8]

pencereyi açıp, 
yeryüzünün 
bütün sessizliklerini 
ne kadar kaldıysa,
içeri doldursam 
ve kendi sessizliğimin tuvalini onlar boyayıp doldursa...

pencereyi açıp, 
içimin seslerini 
gökyüzündeki kuşların 
kanatlarına taksam, 
sonra kendime 
bir şarkı ısmarlayıp yatsam, 
gelir mi 
o beklenen sessizce rüyalarıma...


8 Eylül 2022 Perşembe

sessizlik [7]

Mezarlıklar sessiz görünse de en büyük çığlıklar, sesler, seslenişler, sevinçler ve pişmanlıklar oralarda saklıdır..! 

Dillerin lisanları, lehçeleri olduğu gibi aslında gözlerin de vardır ve her göz her anlamın dilini göremez..!

Dilce, gözce ve gönülce...

Veliler, makamlarına göre "kalp casusu!"olup huzurunda ve gıyabında kalbi edebe, kalbin lisanına çok dikkat edilmesi  elzem olan erenlerdir.

Onlar sessizliğin dilini konuşmayı elest bezminde öğrenenlerdir...

Cemalullaha aşık, Cemalullaha hayran olarak dilleri, sırlara kale kapısı ve tabi esrarlı bir tebessümle daim lâl...

Sessizliğin dilini öğrenmiş biri, değil insan, hayvanat, cemadatın da ahvalinden malumat sahibidir. 

Bu durumda sessizlik göreceli bir kavramdır ve her şey "küllü şey'i" yaratanın zikrindedir; bilerek bilmeyerek, isteyerek istemeyerek, şuurlu ya da şuursuz ama mutlaka esmalardan biri/bir kaçı ve belki bazen hepsinden nasiptar olarak "Hu!"...

Deniz ya da okyanuslarda güneş ışığının ulaşamadığı yerlere abis denilir. Orada yaşayan canlılar, bitkiler arasında pırıl pırıl ışıklar saçan En-Nur ismi şerifine ayinedarlık yapan mahluklar, bize ne çok şey söyler! O zulümata uygun yaratılmış (termal) gözler gibi...
Her yarattığına ihtiyaçlarını da ihsan edip, Er-Rezzak ismi şerifiyle de rızıklarını bir an bile unutmayan Allah’ın şanı pek yücedir. 

İnsanların da bir derunu (abisi) vardır, orası kendi kendimize konuştuklarımızın yankılandığı, 
iç sesimizi dinlediğimiz mahzenimiz, tavan aramızdır. Kiminde "minezzulamat" kiminde "ilen'nur" ...

Kalbi ölmeyenlerin, fitneden beri olanların derinlerine, abislerine habislik ve küfür uğramaz!
Onlar fani dünyanın basitliklerine, heveslerine aldanmadan, Bâki olanın vaat ettiği sonsuzluğu cennetlerde yaşamaya adanmış bir hasretle, bu dünyanın sessiz görünen sakinleri/zakirleridirler.

Bu ayetin muteber kaynaklarda tasavvufi tefsirlerini araştırmanızı tavsiye ederim.