Takip edenler hatırlayacaklardır. 19 Aralık 2016 tarih ve ''İlk kez Akdeniz'de idim.'' başlıklı yazımın sonunda : Alman Şark Enstitüsü Başkanı Dr. Franz Babinger, incelediği Eshab-ı Kehf Mağaraları ile ilgili 1957 yılında "Ben Eshab-ı Kehf’ in yeri olarak Dünyadaki şu yerleri inceledim: İspanya’ da, İtalya’ da, Yunanistan’ da, Kıbrıs’ ta, Efes’te, Tarsus’ ta ve son olarak Afşin’ e geldim. Afşin'deki Mağarayı günlerce inceledim. Çevresini, yörenin konumunu vs. her şeyi inceledim. Bir Astronomi Uzmanı, bir Arkeolog, bir Tarih Uzmanı, Dinler tarihini yazan araştıran bir yazar bu mevkii nasıl incelemesi gerekir ise o şekilde inceledim ve şu neticeye vardım : Benim bir araştırmacı olarak hıristiyan aleminden elde ettiğim bilgiler münasebetiyle dünyaya şunu iddia ediyorum : Eshab-ı Kehf, Efsus (Afşin) tadır.''
Elin Alman'ı ta oralardan kalkar gelir ve günlerce inceler de, bizim Murat ondan geri kalır mı değil mi efenim. Bendenize de nasip oldu ve Afşin'e gittim. Gerçekten üstteki ilk görseldeki gibi, rutubetsiz sanki dağ havası teneffüs eder gibi ve suyu buz gibi ve içimine doyum olmuyordu.
Orada yaşayanların tecrübesine göre, cuma gününden itibaren, ziyaretçiler çoğalarak, hafta sonu, herkes getirdiği bidonları dolduruyor. Suda ne azalma ne de taşma yaşanmıyor, seviye hep aynı işaretlenmiş gibi.
Mağaranın tavan kısmı sanki bir usta elinden çıkmış gibi, neredeyse evdeki tavanlarımız gibi dümdüz ve içerisi tertemiz. Güzel bir havası var. Daha önce gittiğim Tarsus'tan çok farklı bir atmosfer. En doğrusunu Allah bilir.
Daha sonraki yıllarda mağaraya bitişik yapılan caminin duvar kalınlığı bir metreye yakındı. Konuyla ilgili Kehf suresinden iktibas ve tefsirlerle yazıyı uzatmaya niyetim yok, ilgilisi nasılsa netten araştırıp okuyabilir.
Yine caminin kubbesi görüldüğü gibi, tam bir sanat eseri.Tuğlalardan kubbe, son derece güç ve marifet isteyen bir beceri.
Onca sıcağa rağmen caminin içi serindi. Serin ve tertemiz. Huzur dolu...
Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş, Debernuş, Şazenuş, Kefeştatayyuş ve köpekleri Kıtmir’dir.
Yazıma önemli bir bilgi nakli ile son vermek isterim :
''Ashâb-ı Kehf'in isimlerinin havâssı hususunda âlimler şunları söylemişlerdir (İmam Nisâbûrû rahmetullahi aleyh bunlardandır):
- Rızkın celbini isteyenler Ashâb-ı Kehf'in isimlerini yazıp üzerinde taşımalıdır. (Tabii usûlüne uygun ve hürmete halel gelmeyecek şekilde olmalıdır. Yoksa bu taşımaktan fayda yerine zarar görebilir.)
- Ziraatın verimli olması için kağıda yazıp bir dal ucuna takarak tarlaya gömülür.
- Yüksek bir makam-mevki talep eden kimse, yine Ashâb-ı Kehf'in isimlerini üzerinde taşımalı ve (aşağıda yazılı olan) Ashâb-ı Kehf duasına devam etmelidir.
- Bu duayı okuyup isimlerini üzerinde taşıyan kimse her türlü korkudan emin olur.
- Ashâb-ı Kehf’in isimleri yazılıp sebepsiz yere ağlayan bebeklerin yatağına asılırsa bi iznillah sükûnet bulurlar.
- Sıtma tutan kimseler yanlarında bu isimleri taşısalar şifa bulurlar.
- Suhulet-i haml için Ashab-ı Kehf'in isimleri yazılıp, doğum anında anne adayının üzerinde bulundurulursa, bi-inayetillâhi teâlâ doğum kolaylaşır. Sırasiyle isimleri: “Yemlîhâ, Mekselînâ, Mislînâ, Mernûş, Debernûş, Şâzenûş, Kefeştatayyûş, Kıtmîr'dir.
- Ümmü Sıbyan (çocuklara bir çeşit cinlerin musallat olması) hastalığı olanlar yanlarında taşımalıdırlar.
- Ayrıca bu isimler temiz bir suya okunup şifa için içilebilir.
- Evde asılı olsa bi iznillah o eve hırsız girmez, yangından emin olur. [Fevaid-i Osmaniyye]
Ashâb-ı Kehf’in adı bereket duası olan “Karınca duası” içinde de zikredilmektedir. Karınca duası çok müşterinin gelmesi için dükkanlara ve iş yerlerine asılmaktadır. Nitekim Kayseri Bedesteni’nin güney yan bölümünde açılan kapının üzerinde Ashâb-ı Kehf’in isimleri yazılıdır. Ashâb-ı Kehf’in uyudukları mağara halk tarafından evlenme, çocuk sahibi olma, bir hastalıktan kurtulma ve bazı dileklerin gerçekleşmesi veya sadece sevap kazanmak amacıyla Allah rızası için Ramazan ayında çokça ziyaret edilmektedir. Diğer zamanlarda da halk burayı sık sık ziyaret ederek Ashâb-ı Kehf’e olan saygısını ve sevgisini göstermektedir.
Ashâb-ı Kehf duası:
“Allâhümme innî es'elüke bi İslâmi Yemlîhâ ve rağbetihî
ve bi imani Mekselînâ ve kurbetihî
ve bi tevhıydi Mernûş ve hıdmetihî
ve bi ma'rifeti Debernûş ve uzletihî
ve bi şehâdeti Şâzenûş ve rivâyetihî
ve bi ihlâsı Mislînâ ve muvâfakatihî
ve bi iştiyâki Kefeştatayyûş ve ı'tikadihî
ve bi vefâi Kıtmîr ve himayetihî en takdıye hâcetî yâ Kaadıye’l-hâcâti ve yâ mücîbe’d-deavât. Ve sallellâhü alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmeıyn.”