20 Eylül 2013 Cuma

Onlar da bir tür melek!

            Arı taklidi yaparak kendisini     dokunulmaz kılan bir orkide türü

Belgesellere bayılıyorum...
Hayvanlar, bitkiler dünyası, tek kelimeyle muhteşem...
En bilinen tahminle 80 milyon yıldır bu gezegendeler ve binlerce de türleri olan bitkiler ve hayvanlar...

Hareket edemeyen, düşünemeyen bitkilerin üremesi, çeşitlenmesi...
Hayvanların aile, akraba ve topluluk içindeki değişmez kuralları, uymayanları safdışı edişleri...
Ya okyanus dipleri...

İnsan ya hayran bir kul olur Sana...
Ya da nankör nasipsiz bir budala!..

Belgesellerde gördüğüm her canlı, yaratılış amacına uygun bir tarzda bu dünyada arzıendam ettiği için, onların bu itaatkâr hallerini meleklere benzetiyorum. 

Bir tek insana bahşedilmiş bir lütuf var; amacına uygun yaşamayı başarırsa, meleklerden de üstün olmak...


17 Eylül 2013 Salı

Sosyal medya şarlatanlıklarından sadece biri !


Bu paylaşım epeydir birileri (!) tarafından sosyal medyada pişirilip, pişirilip servis ediliyor ve o ''birileri'' ismi cismi ve Türk bayraklı (!) bizden gözüken söylemleri ile aslında, bizden olmayanlar çetesinden..!

Bunu bazı eylemlerde de defalarca gördük.Kaşıdıkça kaşıdılar, kışkırttıkça kışkırtıp provoke ettiler/etmeye de devam ediyorlar.

Bu toprakları karıştırmak isteyen, huzurumuza ve birliğimize kastedenler her devirde olacaktır.

Ne demek : '' Yaptığım hiç bir şeyden pişman olmam...Yapmışsam göze almışımdır..!''
Bu bir Müslüman fikri, düşüncesi olabilir mi Allah aşkına ?
''Hiç bir şeyden''
İstisnası yok mu bunun kuzum ?
Başkaldırı, şeytani bir desise...
Bir de göze almış...!
Daha elindeki sigarayı bileğine dayayıp acısına katlanamazken, diş ağrısına dayanamazken...!
''Salak, salak'' derdik çocukken birini kızdırmak için...

İnsan ve kul olarak ne çok hatalarımız, günahlarımız var; bilerek bilmeyerek; isteyerek, istemeyerek...
Peygamberler bile ilahi koruma ile masum oldukları halde, ''zelle'' denilen Allah'a karşı bizlere ders sadedinde kusurları olmuş ve hemen secdeye/tevbeye kapanmışlardır.
Beriki ''Yaptığım hiç bir şeyden pişman olmam...Yapmışsam göze almışımdır..!'' diyebiliyor.
Ne cesaret..!
Cahil cesurdur diye boşa denmemiş.
Sorsan cehennemi bile göze alacak !
Oysa bizler kusurlu ve aciz kullarız.
Nasıl pişman olmayız, ki bu güzel dinimiz bize, ümitsizliğe ve yukarıdaki panodaki düşüncesizliğe düşmeyelim diye :  "Eğer siz hiç günah işlemeseydiniz, Allah Teâlâ sizi helak eder ve yerinize, günah işleyecek (fakat tevbeleri sebebiyle) mağfiret edeceği  kimseler yaratırdı." (Müslim, Tevbe, 9, Tirmizî) müjdeler sunmaktayken.

Yani günah, hata bizler için. Önemli olan hatada ısrar üzere olmamak ve pişmanlıkla vazgeçmek.
Bu satırları yazarken bir kanalda, adam ''adamı dinden imandan çıkarma'' diye tirip yaptığını, dehşetli gözüktüğünü sanıyor ! Oysa İslam'a göre bu tür sözlerin ciddi anlamda mutlak karşılığı var ve adam bu sözle okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkmış oluyor !

Kısacası kelimeler ve kullanımı çok önemli, gelişi güzel, şaka ya da asabiyet malzemesi olarak kullanmamaya özen göstermek, iman meseledir.

11 Eylül 2013 Çarşamba

Kendine iyi bak !

Allah'a emanet ol, Allah'a ısmarladık yerine, bye bye dedikleri gibi,
''Kendine iyi bak'' diyor herkes...
Oysa bunu demesek de herkes kendisine,menfaatine,çıkarına ve bedenine ''çok iyi'' bakıyor.
Obezite bir biçimde hem de..!
Marka delisi olarak !
En son ürünü en önce alma hastası olarak !
Bu yüzden ben özüne iyi bak demeyi tercih ederim.
''Özüne iyi bak'', işgal altındaki ruhuna iyi bak...
Özüne,çekirdeğine,aslına,asabene,asaletine iyi bak...
Onları ihmal etme, unutma !
İhmal ettiğimiz için ruh zayıf, cılız, fukara ve gıdasız...
Beden doymak bilmez nefsin arsası gibi, şişkin ve kanaatsiz.
Yirmi dört saat durmaksızın, değirmen gibi, yukarıdan gönderdiklerimizi öğütmekten canından bezmiş bir mide ve sair organlar...
Sonra yorgun ve çok doyamamaktan uykulara teslim oluş, salih rüyalar yerine kabus gibi geceler...

Özüne iyi bakmıyorsun artık insan!
Öz'ünü unutalı ne çok oldu.
Öz'ü kadim zamanlardan şu, adına modern zamanlar denilen günümüze gelirken yol'da unuttun.
Hoş sen, yol'u da unuttun, yolcu olduğunu da..!
Yol neydi ? 
Yolcu kimdi ?
Hancı gibi, hiç ölmeyecekmiş, hiç hesaba çekilmeyecekmiş gibi ipe un serdin ?
Misak'ı da unuttun, 
Kal-u Bela neydi sahi..?
Ne çok şey'i unuttun, unutturdular sana ve sen de hazırdın sanki unutmaya !
Ait olduğun koskoca bir dünya, sana küskün; ne görüyor ne duyuyorsun !
Salih rüyalar bile uğramaz oldu, o ihmal ettiğin ruhuna...
Öz'ün ağlıyor, öz'ün perişan, öz'ün mahrum, öz'ün mahkum, öz'ün garip !
Başını bir kez kaldır seni tutsak eden klavyelerden, aklını çelen akıllı telefonlardan, renkli camlardan...
En son ne zaman izledin gökyüzündeki bulutların san'atını, gece yıldızları ve ayı...
Toprağa uzaklığının ve bir çiçeğin başını okşamayışının üstünden kaç zaman geçti ?
Mekanik bir bilgisayar robotu olmazdan önce sen bunları yapardın ve bir çiçeğe konmuş kelebeği sessizce  ve hayranlıkla izlerken  ''vay be'' yerine ''Sübhanallah, sen bunları boş yere yaratmadın Rabbim'' diye hayranlıkla iç huzuru ile nefeslenirdin.

Öz'ünü kaybettirdiler, öz'üne kastettiler oysa.
Tarihi bir arıza oldu ve sen bir anda ceddin ile, asabenle bağlarını, bin yıllık iletişimini, gönül zenginliğini kaybediverdin!
Hafızanı (löshen) silip, sana başka bir hafıza kartı ve kimlik yüklediler, asla öz'üne ait olmayan!
Geldiğin medeniyet aşağılandı yok sayıldı, nankörce !

Bırak artık kendine iyi bakmayı..!
Bakmaya muktedirsen Öz'ün seni bekliyor ! 



8 Eylül 2013 Pazar

yeni...


''Her gün bir yerden göçmek ne iyi,
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan,donmadan akmak ne hoş,
Dünle beraber gitti cancağızım;
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.'' Hz.Mevlana (ks)






5 Eylül 2013 Perşembe

''Eylül'ü selamladı hüzünler...''



Çok değerli arkadaşım, yine nefis, derin ve çok duru bir yazı kaleme almış...

Benim iki mevsimim vardır, doğumumu ve öteye geçişimi temsil eder.

İlk ve sonbahar...

Yazısında sevdiğim mevsimlerden olan sonbaharı görünce tekrar tekrar okudum, zevk ve hüzünle.

Berrin Gök arkadaşım ''Eylül'ü selamladı hüzünler...'' başlıklı yazısında yeni girdiğimiz sonbaharı çok lezzetli kaleme almış.

''Hazan vurdu gök yüzümü,  sema/m yaşlı,
Toprağım yok, mevsimim deniz şimdi..'' diyerek bitirmiş şiirini...

Tamamı kopyalanmadığı için linki buraya alıyorum. Sayfamda saklamak istedim.
Kalemine bereket arkadaşım diyerek.

http://berringok.blogcu.com/eylul-u-selamladi-huzunler/14591601