Öncelikle şunu bilmelisin:
Bu din Peygamberi devre dışı çıkararak asla anlaşılıp ve yaşanamadığı gibi, zaten Peygamberin mübarek hadislerini,sünneti (yani Peygamberin yolu,yaşamı,tasvibini) önemsemeyen Müslüman kalamaz.
''La ilahe illallah'' sözü tek başına zikredilse bile, içinde Muhammedür Rasulüllah'ı da barındırır.
Kur'anda Peygambere itaati emreden, selam O'na (sav) olsun, kendi hevasından dini ahkam beyan etmediğine,ilahi kontrol ve vahiy çeşitleri ile desteklendiğini beyan eden dair onlarca ayet vardır.
*
Bu kısa girişten sonra,
''Bekarın dini yarımdır.''anlamını ihtiva eden ayet ve hadisler (burada tek tek sıralamaksızın) bize dinimizi yaşamaya engel şeylerin başında şehevi duyguların baskısı olduğunu açıklar.Şehvetin de biricik enerjisi çok yemek ve uyumak tabi.
Şehveti teskin edilmemiş bir insanın,ruhu da huzursuzdur. ''İnsan evlenerek dininin yarısını tamamlar '' der bize bir hadis.''Diğer yarısının da Allah'tan korkarak,saygı duyarak (haşyet) adil ve takva bir yaşamı'' tavsiye eder.
Hz.Mevlana'mızın,(kütüphanemde olan mübarek Mesnevi-i şerifi 5. cilt;sh:178. MEB yay. çev.Veled İzbudak,gözden geçiren : Abdülbaki Gölpınarlı. ALLAH yerine TANRI şeklinde çeviri yapılması ilk eleştirdiğim şeydi.) yine çok ibretli bir kıssası ve o kıssaya muazzam tefsiri vardır.
Maalesef bazı çevrelerde Mesnevi'de haşa erotik sahneler ve benzeri çirkin karalamalara yer verilir diye çirkin propaganda vardır da, nedense kıssa ile birlikte açılan o muazzam tefsire yer verilmez.
Nasıl verilsin ki; zaten Hz.Pir (ks) tam da bundan söz etmiyor mu, ş
ehvet galip gelince,insanın akıl tutulması ile; eşeği bile Yusuf gibi göreceğinden bahsetmiyor mu..? Bu tür kıssaları okuyan hastalıklı insanların besili şehvetleri kabardığı için, kıssanın asıl gösterdiği pırıl pırıl hakikate kör kalıyoruz. Aşağıya kıssayı özet alıyorum,çünkü tamamını yazının en sonuna fotoğrafını çekerek sunacağım inşallah. Orada tefsirli halini okuyunuz,ki huyumdur çizerek üstünde düşünerek okurum,özellikle Mesnevi,bir cümlede gözlerimi kapatır,manasının derinliğine dalmaya bakarım.
*
Bir zahidin kıskanç bir karısı, bir de huri gibi güzel bir halayığı vardı. Kadın, kıskançlığından kocasını gözetir, halayıkla hiç yalnız bırakmazdı. Kadın, bir zaman onların ikisini de gözetti, yalnız kalmalarına fırsat vermedi.
Nihayet zaman geldi koruyucu akıl, şaşırdı gitti. Kadın, hamama gitmişti. Birden aklına geldi hamam tasını evde unutmuştu. Kuş gibi hemencecik koş. Evden o gümüş hamam tasını getir dedi.
Halayık bu sözü duyunca efendisiyle buluşabileceğini düşünüp adeta canlandı. Efendi şimdi evde yalnızdır deyip sevine, sevine hemen eve koştu. Halayık (hizmetçi) altı yıldır efendisini yalnız bulmayı gözlüyordu, bu sevdadaydı. Adeta uçarak eve geldi. Efendiyi evde yalnız buldu.
Şehvet, iki aşığı da öyle bürümüştü, ikisinin de gözleri öyle kararmıştı ki ihtiyatı akıllarına bile getirmediler. Evin kapısını kapamadılar.
İkisi de neşeyle kucaklaştılar, birleştiler. Adeta o anda iki can bir oldu. Bu sırada hamamda kadının aklına geldi nasıl oldu da dedi, ben bu kızı eve yolladım? Adeta kendi elimle ateşi pamuğun içine attım. Koçu koyuna saldım.
Başındaki kili hemen yıkadı, cansız bir halde halayığın ardına düştü. Hem koşuyor, hem çarşafını giyiyordu.
O halayık can sevgisiyle koşmuştu, bu korkusundan koşuyordu. Aşk nerede, korku nerede? Aralarında ne fark var?
Hasılı o kadın eve varıp kapıyı açtı. Kapının sesi kulaklarına gelince, halayıkcağız perişan bir halde sıçradı, adam da namaza durdu.
Kadın halayıkcağızı perişan, şaşkın ve somurtkan, kocasını da namaz da görünce bu halden şüphelendi. Derhal kocasının eteğini kaldırdı. Bir de ne görsün? Aletinden arta kalan meni damlamada, baldırı dizi pislik içinde.
Başına vurdu da dedi ki:
A adi herif, namaz kılan adamın hayaları böyle mi olur? Şu alet, bu çeşit pislik içinde bulunan but ve kasık, Tanrıyı anmaya layık mıdır?
*
Dediğim gibi,kıssayı aşağıda lütfen Hz.Pir'in derin ve muazzam tefsiri ile okuyup tefekkür ediniz. O zaman şehvet gözünüzü kör etmez,edemez! Aksine şehvet suyu yerine gözyaşının nurlu suyu akar kalbinize...
Bekarın dini yarımdır, hadisinden bahsetmiştim. Gerçekten bekar olanlarımız var, bir de
evli bekarlarımız var!
O nasıl oluyor diyenlere: Evliler ama hiç bir paylaşım yok! Hayatı birlikte paylaşmıyorlar,cinsel hayat da buna dahil elbette.Kim cinsellik de dahil eşini fiziken ve ruhen doyurmuyorsa vebaldedir, vebaldedir, vebaldedir! Günahkardır,günahkardır,günahkardır.Zalimdir,zalimdir,zalimdir!
Sen sevişmeyi salt bedenin bir işlevi mi sanıyorsun ey gafil ! Ruhu katmadıktan sonra,onu eşekler de yapıyor,köpekler de a akılsız! (Mesnevi okuyunca uslubum da değişiyor.)
Sen evliliği sadece evin ihtiyaçları,aşı-tuzu mu sanırsın? Bu zaten binanın demiri. Bir bina demirle mi tamamlanıyor,hani çimentosu,kumu,tuğlası,sıvası,boyası...?
Hele erkekler,cinsi münasebetten sonra iki tarafta orgazm olmuşsa, (ki bunu başaran erkek de azdır) adam başarılı olmanın onur ve gururuyla yıkanmaya gidiyor ya da arkasını dönüp uyuyor!
-Uyuma ! Senin doyumun tamam da, kadının henüz değil !
-Nasıl değil, o da orgazm oldu.
Evladım olan fiziki orgazm, aferin sana. Ama karşılıklı rahatladıktan sonra, kadın erkekten farklı olarak sarılmanı,koynunda güzel sözlerle (sevişmeye ilk başladığın gibi!) öpüp koklamanı bekler, o zaman kadın tam mutmain olur,tatmin tamamlanır.
Bu parantezden sonra; eşlerini aç evli oldukları halde aç bırakanlara yazıklar olsun!
Şehvet ateşi sönmemiş insan, nura ulaşamaz!
Namazları kıssada anlatıldığı gibi, necasetlidir. Namaz kılan bedendir de, ruh şehvetin hapsinden çıkıp, göklere havalanamamıştır.
İyi anla !
Senin bedeninden meni akmıyorsa da, ruhun sırılsıklam meniye(şehvete) bulanmış!
Senin bedeninden meni akmıyorsa da, şehvet suyu damlıyor haberin yok!
Kim eşini aç bırakıyorsa, zalimdir.
Doyuramıyorsan yol ver! Zulm ile vebal ile yaşama!
İşte dostlar, Hz. Pir (ks) bizim gerçeğimizi o kadar güzel tefsir etmiş ki, tefsirine de ehil biri tarafından tefsir gerekir. Böyle bendeniz gibi çalakalem değil...!
Dindar olmak isteyen,dinini yaşamak isteyen önce şehvetlerden kurtulmak zorunda ki, kalbi nurlansın.
Şehvet, kalbinin semasında kara bulutlardır, güneşi göremezsin!
İçin daralır, havan yani ruhun hep kapalıdır. Buhran ve bunalım içinde kalırsın. Ne Allah demende bir lezzet vardır, ne de örtün sana tesettür olur! Bunu iyi anla, örtünmek kolaydır, tesettürse istenendir!
Bekar evliler(!) ya eşinize iyilikle yol verin,vebalinizi atın, ya da evliliğin hakkını verin.
Bekar bekarlar,evlenemiyorsanız; bol oruç, bol kitap okuma ve sohbetlerle şehvetinizi törpüleyin. Az yemek yeyin ve az uyuyun.
Konu uzun ve derin.Anlamak ve yaşamak nasip olur inşallah. Sayfaların üzerine tıklarsanız büyür ve rahat okursunuz.