jübile!

Çok azaldım! 

Yokluğunda,

Uçurumlarca yuvarlandım!

Orantısız, zamansız, hesapsız bu aşkta,

Rüya rüya seni aradım!

Yaşanamamış ne varsa, 

Ruhumun kursağında...

Kıyılarıma vurdun da 

Kavuşamadım!

Avuntularca sitem ettim!

İç çekip, kader dedim.

Çok azaldım, çoğalt beni..!

Çok yoktum!

Varlığı tattır hadi!

Yaşamaya jübilem ol!

Son dokunuşlarım!

Son sarılışlarım!

Sönmez yangınlarım!

Susturulmaz ıssız avazlarım!

Şifa niyetine dualarım!

Uykusuz sabahlarım!

Gece renginde zamanlarım!

Bir kez, son kez!

Kalan ömrüme açan güneşim ol!

Erit buzdan dağları!

Vedadan önceki son durağım!

Ve kokulu son busem!

İşte ıpıslak jübilem!

https://youtu.be/kxKLS0RPBho

lüzumsuz kaygılar!

Biz,

hep bu 

lüzumsuz kaygılar yüzünden

Yaşayamadık!

İstanbul gibiydi

İstanbul gibiydi yüreğin, Kalabalık ve gürültülü..!

Dört mevsimi bir arada yaşayan...

Ölenlerle ya da öldürdüklerinle dolu,

Bir yanı mezar yüreğin..!

Bense, kapının eşiğine kadar düşe kalka gelip, 

O eşikte boynu bükülen mahzun bir kedi...

Ne yana dönsem çarptığım insan kalabalığından, 

Kendime yer bulamadım o eşikten içeri...

Siyah Zambak 

Değiştim!

"Değiştim!"diyorum.

Üzgünüm, yorgunum!

Sondayım, sonbaharım diyorum!

Anlatamıyorum!

Dün itibariyle (İnstagram)

Dün itibariyle İnstagram'da 3 güzel dostun yönettiği adıma açılmış FAN sayfaları kapanmış oldu. 

Çok büyük fedakarlıkla, büyük emekler vererek çabaladınız! 

Bu fakirin kelimeleri ve kitabı için zamanınızdan harcadınız. 

En çok takıldığım nokta da bu oldu. Zaman...

Evet siz bunu kendiliğinizden bendeniz istemeden hatta aklıma bile getirmezken sürpriz olarak başlattınız. 

Hayat kısa ve ömür kuşu uçuyor. 

Çırptığı kanatları yorulmadan noktalansın istedim. 

Hesapları kapanmaya sizleri zorla ikna ettiğim için kırılmayın ne olur...

Onca emeğinize cidden değmezdim. 

Hele zamanınızdan çalmak, hakkım olmayan bir şeydi!

Hakkım demişken, hakkınızı helal edin lütfen. 

Ve kapatırken ekran resimleri ile üzülerek ''kapanmasın'' diye yorum yazan dostlar da... 

Borçluydum borçlu kaldım... 

Gönül dolusu teşekkürlerimi o naif kalpleriniz hisseder...

Kendi hesabımı sildiğim gece Üstat Haşmet Babaoğlu'na veda mesajı atmıştım ama sanırım hesabı silince ulaşmadı. 

Vefalı güzel adam binlerce takipçi arasında yokluğumu fark edip yukarıdaki mesajı FAN sayfasına yazmış. 

Ben de tekrar mesaj yazarak iletilmesini sağladım. 

Ömrüne kalemine bereket Sevgili Saygıdeğer Üstadım. 

Gazetedeki makalelerinizi düzenli olarak okumaya devam. 

Bazı konularda size danışmayı ayrıca özleyeceğim. 

Kediniz Temmuz hanımı benim için öpün. 

Bir gün özlemezsem! [Objektifimden]

Bir gün özlemezsem, 

Ölmüş bir kalbin hamallığını yapıyorum demektir!

kestirmeden!

Artık uzun cümlelerle yazmaya üşenir oldum.

Kalın roman okumayı  yıllar önce bıraktım. 

Hayatı daha kolayına ve kestirmeden geçiştiriyorum!

Böyle olunca kalbimdeki kesikler daha az acıtıyor sanki...

Güzel kareler yakalamışım! (Ayasofya Kebir Camii)

 21.Ekim İstanbul gezimin ilk durağı elbette uzun zamandır istediğim gibi Ayasofya Kebir Camii ziyareti idi. Gençlik yıllarımda defalarca gördüğüm, üst katları, dar koridorlarına kadar ''müze'' statüsünde gezdiğim Fatih Sultan Mehmed hanın vakfiyesini uzun esaretten sonra yeniden amacına uygun cami olarak ziyaret ve içinde özgürce secde etmenin kıymeti, yaşattığı ruh iklimi tarifsizdi... 

Sebep olanlardan Allah razı olsun. Minnetarız.

dudakların!

Dudakların, ardında yağmuru saklayan bulutlar gibi..!

O tebessüme kanacağımı sanma!

Hadi gel,  

Birlikte yağıp, birlikte ıslanalım..!

birikim!

 

 

Dün yine Sultanın eşiğini ziyaret ettim!

 

Bu kutlu yokuşu bu şekilde tenha yakalamak biraz nasip biraz da erkence yoluna düşmektir... Bu kez daha farklı kareler çektim.Şimdilik 4 kare yükleyebildim. Nasipse gün içinde bir kaç kare daha eklemek isterim. 

Yokuşlar nefse hoş gelmese de, düzlüğe varış kalbe şifadır. Ruh bunu biliyorsa, nefsin hayıflanmalarına itirazlarına aldırmaz.

Önemli olan doğru yol işaretlerine karşı agâh olabilmektir. Gerisi inayete teslim oluş... Farkındasınız artık, bu fakir için Üsküdar demek Hüdayi hazretleri demektir. Oraya gidip de  eşik öpemesem mutsuz ve eksik bir sefer yaptığıma kani olurum. 

Şairin '' Benimse alın yazım / Yokuşlarda susamak!'' dediği yokuştan kastı böylesi yokuşlar mıdır bahs-i diğer... Hayat yokuşunda belli yaşa kadar tırmanış ve düzlük sonrası yeniden inişe geçilen meşakkatli bir güzergâh malumunuz. Fotoğraflara yorum yaparken bahsettiğim yokuş, nefsin itiraz ettiği tasavvuf yolu... Hani bizim bal kavanozunu dışından yalayıp, balın rengini güneşte görerek onun şifasını tadını övmememiz gibi... Onlar ilmi halleri ile yaşadıkları için ''ballar balını bulup, kovanlarını yağmaya'' veren ereneler kafilesinden olarak mühürlerini asırlara vuran Hak dostları... Bize de ''kişi sevdiği iledir'' hadisinin müjde ve tesellisi...

Hüdayi hazretlerinin karşı komşusu Cennet Efendi hazretleri (ks)

Kitabım güzel dostlar kazandırıyor!

Kitabımı hediye gönderdiğim sevgili arkadaşım, "hediyeleşmek sünnettir"deyu ısrarla adres isteyince, böyle abartarak bendenizi mahcup etmiş oldu.

Ne diyeyim Allah, bu fakiri dost gönüllerin gördüğünden iyi eylesin. 

Rüveyda'ya Mektuplar'dan maddi bir beklentim, ihtiyacım zaten yoktu...

Şu gökkubbe altında güzel dostlar biriktirme sebebim oldu. Bundan âlâ kazanç mı olur.

Sonsuz teşekkürler, sevgiler,selamlar.

serçe kalbi

Bir serçe kalbi taşırım!

Ürkek ve zararsız...

Yalnız ve ıssız...

Bu kadarcığım...

bu saatten sonra..!

Kırgın bir şehrin, ıssız adamıyım ben...

Bu saatten sonra, Rüveyda da gelse, ruşen eyleyemez gönlümü!

k'estiik!

Monoton!

Monolog!

Yeknesak!

Rutin!

Tekdüze!

Renkleri umutsuzluktan s'olmuş!

Griye meftun!

Kendi halinde!

Sessiz s'edasız!

Risksiz!

Kalan günleri tamam etmek v'arken,

Ne gereği var aşk-meşk y'oluna sapıp, şarampole karambolden yuvarlanmaya..!

K'estiiik!

Aşk,

Zinhar yasak dedik!

seni biriktiriyorum!

Bugün de kayıp günlerimin içinde s'aklımda birikmiş hasretimsin..!

Sakın!

Sakın karşındakine eşin, dostun, sırdaşın, canın diye sonsuz bir güven ve sevgiyle yaslanma!

Muhatabın bu sıfatların öncesinde ve sonrasında yalnızca bir insan!

İnsan ise "kenud" yani Rabbine bile nankör olan, vefası az bir canlıdır!

İstemem!

Hazreti Fatih Sultan Mehmet Han'ın ''İstemem!'' 

https://youtu.be/aMCmSrnUEXk

Nurullah Genç'in ''Yağmur''u 

https://www.youtube.com/watch?v=rqXAcxxf9R0

Ve Dursun Ali Erzincanlı'nın ''Ben böyle olmamalıydım!'' şiir/naattlarının 

bu mücrimde çok ayrı yerleri vardır.

https://www.youtube.com/watch?v=HNhwYWyUfhg&t=8s

Mevlid Kandili 2021

• Allah'ın en çok sevdiği insanı ne kadar tanıyorum?

• Onunla ilgili Kur'anı Kerimde geçen ayetleri tefsiri ile okudum mu?

• Onun insanlık ve nefsim için tartışılmaz rehberliğinden önderliği ve örnekliğinden ne kadar malumat sahibiyim?

• Onun getirdiği son ve ekmel dinin hayatımdaki yeri nedir?

• Onun insanlığa düşkünlüğünden, merhamet ve şefkatinden ve dahi adaletinden, insanlığı hayran bırakan ahlakından ne kadar nasiptarım?

• Alemlerin övüncü Sevgili Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i anlatan kaç eser okudum? 

Doğumunu sevinçle kutladığımız bu güzel iklimde ilk fırsatta Onu anlatan sahih eserleri okuyarak başlayabiliriz diyerek herkesin Mevlid Kandilini tebrik ediyor, kutluyorum. 

İstanbul gibisin / Dost sesinden

https://youtu.be/e-6-EUS5MzY

Sonsuz teşekkürlerimle, sevgiler.

Teşekkür

Ne güzel, ne zarif dostlarım var! 

Sevdiklerine kitabımı hediye eden...

Sevgili arkadaşıma bu jesti için mahcup bir gönül ile

Sonsuz teşekkürler. ⚘

Bir uçmak tutkusu!

Geçemiyorum!

Bütün yollar çok uzun!

Ya sarp yamaçların gölgesinde dikine iniş!

Ya Ağrı'ya tırmanır gibi yokuş!

Gidemiyorum!

Ayaklarım yorgun,

Ruhum yaşlı

Kalbim yaslı...

Yokuşları, dik inişleri aşmak için kanatlarımın büyümesini bekliyorum!

O ân gelince,

Bütün hayıflanmalar son bulacak!

Sekiz rakamın arasındaki çizgiden sonsuzluğa süzüleceğim, süzüleceğim...

Dost mektubu!

Merhaba Murat,

Nasılsın?

Hala Kendini Çıkmaz Yolların Yokuşunda,

Başı Boş 

Bir Başına,

Sahipsiz,

Terk Edilmiş Bir Gemi Gibi mi Hissediyorsun ki;

Gözyaşlarının Tebessümü Hüzünlerini Hazan Rüzgarlarında Savuruyor...

Kalbinin Gökkuşağının, Gönlünde ki Dalgaların Rengi Hala Griye Çalıyor...

Yorulmadın mı Acılarla Koşuşturmaktan?

Yorulmadın mı Duygularının Kışından Boranında Yaşamaktan?

Ki Farkındayım,

Hala Taşıyamıyor Yüreğin Gözlerinin Yetim Bırakılmış Gözyaşlarını...

Yüreğinin Derinliklerine Gizlenmiş Girdap,

İçindeki Boşluğa Her Geçen Gün Bir Tuğla Daha Koydukça,

Kalbin, Issız, Sessiz Gecenin Karanlığını Sarıyor...

Sen Yitirilmiş Duygularına Kefen Biçtikçe,

Kalbin Kırık Kanatlarıyla Seni Ayakta Tutabilmek İçin Çırpınıp Duruyor...

İçindeki Boşluk Genişleyip

Bedenine Dar Gelmeden;

Kalbinle,

Ruhunla Sana Sunulan Derin Bir Sevgiye Dokunman,

Kalbinin Sıcaklığına Sığınmandır Sana Dair Dualarım...

Ki Sen Benim İçin Paha Biçilemeyecek Bir Değersin,

Ve Mutlu Olmandır Tek Dileğim...

___________

Hal sorana dua ve teşekkürü başa alarak derim ki:

Hissettiğin gibiyim Dost!

İyilikten yana, yalnızlıktan, mahrumluktan yana ne biliyorsan o bu fakirdir vesselam.

(Bloğumda paylaşıyorum bu edebi eser gibi mektubunu izninle...)

Murat Mesut 

Güneş

Eskiden, ben de güneş doğarken sizler gibi, umut ve yaşam sevinciyle seyrediyordum!

Nice zamandır ufkumda batan güneşlerden başka bir şey göremiyorum..!

https://youtu.be/jw3VAgEsICE