11 Ekim 2021 Pazartesi

Dost mektubu!

Merhaba Murat,
Nasılsın?
Hala Kendini Çıkmaz Yolların Yokuşunda,
Başı Boş 
Bir Başına,
Sahipsiz,
Terk Edilmiş Bir Gemi Gibi mi Hissediyorsun ki;
Gözyaşlarının Tebessümü Hüzünlerini Hazan Rüzgarlarında Savuruyor...

Kalbinin Gökkuşağının, Gönlünde ki Dalgaların Rengi Hala Griye Çalıyor...

Yorulmadın mı Acılarla Koşuşturmaktan?

Yorulmadın mı Duygularının Kışından Boranında Yaşamaktan?

Ki Farkındayım,
Hala Taşıyamıyor Yüreğin Gözlerinin Yetim Bırakılmış Gözyaşlarını...
Yüreğinin Derinliklerine Gizlenmiş Girdap,
İçindeki Boşluğa Her Geçen Gün Bir Tuğla Daha Koydukça,
Kalbin, Issız, Sessiz Gecenin Karanlığını Sarıyor...

Sen Yitirilmiş Duygularına Kefen Biçtikçe,
Kalbin Kırık Kanatlarıyla Seni Ayakta Tutabilmek İçin Çırpınıp Duruyor...

İçindeki Boşluk Genişleyip
Bedenine Dar Gelmeden;

Kalbinle,
Ruhunla Sana Sunulan Derin Bir Sevgiye Dokunman,
Kalbinin Sıcaklığına Sığınmandır Sana Dair Dualarım...

Ki Sen Benim İçin Paha Biçilemeyecek Bir Değersin,
Ve Mutlu Olmandır Tek Dileğim...
___________

Hal sorana dua ve teşekkürü başa alarak derim ki:
Hissettiğin gibiyim Dost!
İyilikten yana, yalnızlıktan, mahrumluktan yana ne biliyorsan o bu fakirdir vesselam.

(Bloğumda paylaşıyorum bu edebi eser gibi mektubunu izninle...)

Murat Mesut