Bu kutlu yokuşu bu şekilde tenha yakalamak biraz nasip biraz da erkence yoluna düşmektir... Bu kez daha farklı kareler çektim.Şimdilik 4 kare yükleyebildim. Nasipse gün içinde bir kaç kare daha eklemek isterim.
Yokuşlar nefse hoş gelmese de, düzlüğe varış kalbe şifadır. Ruh bunu biliyorsa, nefsin hayıflanmalarına itirazlarına aldırmaz.
Önemli olan doğru yol işaretlerine karşı agâh olabilmektir. Gerisi inayete teslim oluş... Farkındasınız artık, bu fakir için Üsküdar demek Hüdayi hazretleri demektir. Oraya gidip de eşik öpemesem mutsuz ve eksik bir sefer yaptığıma kani olurum.
Şairin '' Benimse alın yazım / Yokuşlarda susamak!'' dediği yokuştan kastı böylesi yokuşlar mıdır bahs-i diğer... Hayat yokuşunda belli yaşa kadar tırmanış ve düzlük sonrası yeniden inişe geçilen meşakkatli bir güzergâh malumunuz. Fotoğraflara yorum yaparken bahsettiğim yokuş, nefsin itiraz ettiği tasavvuf yolu... Hani bizim bal kavanozunu dışından yalayıp, balın rengini güneşte görerek onun şifasını tadını övmememiz gibi... Onlar ilmi halleri ile yaşadıkları için ''ballar balını bulup, kovanlarını yağmaya'' veren ereneler kafilesinden olarak mühürlerini asırlara vuran Hak dostları... Bize de ''kişi sevdiği iledir'' hadisinin müjde ve tesellisi...