Bilirsiniz insanlarla dargın kalmak dinen haram ve sınırı 3 gün.
Peki bunun hiç istisnası yok mudur ?''
Güzel bir soru, iyi bir iltifat. Teşekkür ediyorum.
Önce dargınlık meselesinde sorunuzu tashih edelim. ''Bilirsiniz insanlarla'' değil, Müslümanlar ile küs kalmak...
Sevgili Peygamberimiz (sav) :
"Bir kişinin kardeşini üç günden fazla terk edip küs durması helal değildir. İki Müslüman karşılaşırlar biri bir tarafa, öteki öbür tarafa döner. Halbuki bu iki mü'minin hayırlısı önce selâm vermeye başlayandır."
“Her Pazartesi ve Perşembe günü ameller Allah’a arz olunur. Din kardeşi ile arasında düşmanlık bulunan kişi dışında, Allah’a şirk koşmayan her kulun günahları bağışlanır.'' (Buhâri, Müslim ) buyurmaktadır.
Bizim din anlayışımızda-ki bunu alim bildiğimiz hocalarımız da yapabiliyorlar- bir konu hakkında belli hadisler alınıyor ve halka sunuluyor. Oysa aynı konuda farklı versiyonları/fetvaları olan hadislerin de olduğu erbabından gizli değil. Bu,evliliği teşvikde de böyle, çocuklarla çoğalmada da böyle...
Güzel dinimiz, yere, kişiye ve zamana göre farklı hükümler vererek, dini hayatımızı bize kolaylaştırmıştır.
Evlenmeyi teşvik eden hadislerin yanında, şöyle bir hadise de rastlıyoruz.
''200 yılından sonra, sizin en iyiniz, hafîf-ül-hâz olandır.Denildi ki: “Ya Resulallah hafif-ül haz nedir? Buyurdu ki: Çoluk çocuğu az olanlardır.'' (Hadîs-i şerîf-Keşf-ül-Hafâ)
Hicretten (Resûlullah efendimizin Mekke'den Medîne'ye göç etmesinden) iki yüz sene sonra gelenler arasında bulunan; Bişr-i Hâfi, Bâyezîd-i Bistâmî ve Ebü'l-Hüseyn Nûrî gibi büyük âlimler hafîf-ül-hâz idiler. Yakın tarihimizde bunun sayısız örnekleri ile doludur.
Çünkü evlilik ve çocuklar demek başlı başına sorumluluk ve vebal demektir. Nefsine yenilip zinaya düşme endişesi olamayanlara açılmış bir kapı. Dileyen bundan faydalanabilir.
Bu kısa örnekten sonra sorunuzun cevabını tevafuken bir kaç hafta önce Kütüb-i Sitte c: 10 sh: 218'de (Prof.İbrahim Canan) okumuş hatta çizmiştim.
İbnu Abdilberr'in şu sözünü de bilmemiz faydalıdır: "Ulemâ üç günden fazla küs durmanın haram olduğunda icma eder. Ancak bir istisna vardır: Eğer bir kimseyle konuşmanın onun dînine bir fesad vereceği ihtimâli varsa veya bu yüzden nefsine veya dünyasına zarar verecek bir şeyin hâsıl olacağı husûsunda korkulursa, onunla konuşulmaması câiz olur.
Nice güzel küsme, eza verici kaynaşmadan hayırlıdır."
Bu fetvadan faydalanmak için gerçekten karşı tarafın size,dininize ya da dünyanıza zarar veren biri/leri olması şarttır. Keyfe keder, basit şeyleri buna getirmemelisiniz.
Ve bazı insanlarla, sürekli bir didişme, küsüp barışma hali vardır.
Her barışma yeni fitnelere kapı açmakta ve gönül barışıklığı sağlanamamaktadır. Başta su-i zan, gıybet,hased,kıskançlık,öfke gibi kötülüklerin canlanmasına sebep olmaktadır.
Daha kötüsü, kişi dine uzak ya da din cahili olarak,hem sizi, hem kendisini günaha ve vebale hatta küfre düşmeye sebep olabilmektedir. Ya da evinizde hırsızlık,büyü yapmasından endişeniz vardır....vs. Bunun gibi ciddi sebepler yoksa küs kalmak, gerçekten müthiş vebal ve büyük günahlardandır.
Sanırım yeterli cevabı sizin için nakletmiş oldum.Cum'anın bereketi üzerimize olsun inşallah.
Peki bunun hiç istisnası yok mudur ?''
Güzel bir soru, iyi bir iltifat. Teşekkür ediyorum.
Önce dargınlık meselesinde sorunuzu tashih edelim. ''Bilirsiniz insanlarla'' değil, Müslümanlar ile küs kalmak...
Sevgili Peygamberimiz (sav) :
"Bir kişinin kardeşini üç günden fazla terk edip küs durması helal değildir. İki Müslüman karşılaşırlar biri bir tarafa, öteki öbür tarafa döner. Halbuki bu iki mü'minin hayırlısı önce selâm vermeye başlayandır."
“Her Pazartesi ve Perşembe günü ameller Allah’a arz olunur. Din kardeşi ile arasında düşmanlık bulunan kişi dışında, Allah’a şirk koşmayan her kulun günahları bağışlanır.'' (Buhâri, Müslim ) buyurmaktadır.
Bizim din anlayışımızda-ki bunu alim bildiğimiz hocalarımız da yapabiliyorlar- bir konu hakkında belli hadisler alınıyor ve halka sunuluyor. Oysa aynı konuda farklı versiyonları/fetvaları olan hadislerin de olduğu erbabından gizli değil. Bu,evliliği teşvikde de böyle, çocuklarla çoğalmada da böyle...
Güzel dinimiz, yere, kişiye ve zamana göre farklı hükümler vererek, dini hayatımızı bize kolaylaştırmıştır.
Evlenmeyi teşvik eden hadislerin yanında, şöyle bir hadise de rastlıyoruz.
''200 yılından sonra, sizin en iyiniz, hafîf-ül-hâz olandır.Denildi ki: “Ya Resulallah hafif-ül haz nedir? Buyurdu ki: Çoluk çocuğu az olanlardır.'' (Hadîs-i şerîf-Keşf-ül-Hafâ)
Hicretten (Resûlullah efendimizin Mekke'den Medîne'ye göç etmesinden) iki yüz sene sonra gelenler arasında bulunan; Bişr-i Hâfi, Bâyezîd-i Bistâmî ve Ebü'l-Hüseyn Nûrî gibi büyük âlimler hafîf-ül-hâz idiler. Yakın tarihimizde bunun sayısız örnekleri ile doludur.
Çünkü evlilik ve çocuklar demek başlı başına sorumluluk ve vebal demektir. Nefsine yenilip zinaya düşme endişesi olamayanlara açılmış bir kapı. Dileyen bundan faydalanabilir.
Bu kısa örnekten sonra sorunuzun cevabını tevafuken bir kaç hafta önce Kütüb-i Sitte c: 10 sh: 218'de (Prof.İbrahim Canan) okumuş hatta çizmiştim.
İbnu Abdilberr'in şu sözünü de bilmemiz faydalıdır: "Ulemâ üç günden fazla küs durmanın haram olduğunda icma eder. Ancak bir istisna vardır: Eğer bir kimseyle konuşmanın onun dînine bir fesad vereceği ihtimâli varsa veya bu yüzden nefsine veya dünyasına zarar verecek bir şeyin hâsıl olacağı husûsunda korkulursa, onunla konuşulmaması câiz olur.
Nice güzel küsme, eza verici kaynaşmadan hayırlıdır."
Bu fetvadan faydalanmak için gerçekten karşı tarafın size,dininize ya da dünyanıza zarar veren biri/leri olması şarttır. Keyfe keder, basit şeyleri buna getirmemelisiniz.
Ve bazı insanlarla, sürekli bir didişme, küsüp barışma hali vardır.
Her barışma yeni fitnelere kapı açmakta ve gönül barışıklığı sağlanamamaktadır. Başta su-i zan, gıybet,hased,kıskançlık,öfke gibi kötülüklerin canlanmasına sebep olmaktadır.
Daha kötüsü, kişi dine uzak ya da din cahili olarak,hem sizi, hem kendisini günaha ve vebale hatta küfre düşmeye sebep olabilmektedir. Ya da evinizde hırsızlık,büyü yapmasından endişeniz vardır....vs. Bunun gibi ciddi sebepler yoksa küs kalmak, gerçekten müthiş vebal ve büyük günahlardandır.
Sanırım yeterli cevabı sizin için nakletmiş oldum.Cum'anın bereketi üzerimize olsun inşallah.