''Sizi biraz garipseyerek izliyorum, bir şiir, bir makale,bir dini, bir ladini! Tam bu adam dindar biri olmalı derken, şiirler yabancı şarkılar vs. Karar veremedim nerede duruyorsunuz ? ''
''Ladini'' kelimeniz oldukça maksadınızı aşmış olmalı. Laiklik tanımı yapılırken (din dışı anlamında) kullanılır. Bu kavramı en çok devlet sistemleri işlenirken kullanırsanız ''dinsiz devlet'' anlamına gelir,yani laiklik,dini kural tanımayan...Sanırım düşünülmeden şahsıma izafe edilmiş olmalı...Kalem sürçmesi diyelim.
Sevgili okur,
Garipsemek yerine çok renkli demeyi düşünmez miydiniz ?
Monoton, tek düze olmak ile, istikamet üzere olmak arasında ince bir çizgi olduğunu düşünüyorum.
İstikamet caddesi üzerinde, monotonlaşmadan ve hele ibadetleri alışkanlık haline getirmeden, yaşayanları gıpta ile izlemişimdir. Onlar gibi olamadım. (kendimi de ulu orta çok rahat kritize ederim, kompleksim yoktur.)
Zira, bizler nefs basamaklarını tırmanarak ''veli''lere has bir kimliğe erişmiş kullardan değiliz. Böyle olunca da, iş bu blog bendenizin, hayatının bir yansıması gibi, med-cezirlerden başka bir şey değil. Kaldı ki, hiç bir zaman, hiç bir yerde, çok makbul, dini bütün biri pozlarına bürünmedim. Hatalarımızla insanız ve onları samimi duygularla bizlere söyleyenlere de dua ederiz. Şu farkla ki, -uygulamada çok noksan olsam da- İslamı bilgi düzleminde iyi olduğum söylenir. Tabii bilmek ile anlamak arasında muazzam bir fark var. Gerçek bilenler, anlayanlar; anlayanlarsa uygulayanlar/yaşayanlardır...(Güzel bir cümle oldu, altını çizmeli.)
Bendeniz, her ahir zaman Müslümanı gibi işte, bazen iyi halleri, kötü ahlaklarına galebe çalan, bazen de kötü huyları, iyiliklerine galip, sıradan basit bir günahkâr...
Romantik dindar dediler, dinci, şeriatçı da, dindarlıkla alakası yok diyen dini bütün dostlarımız da çok oldu..! Son sözü ölüm anında gelenler söyleyecek !
Uzatmadan, hep şunu söylerim: Öncelikle itikat, inanç çok önemli. Sahih (dince kabul görmüş ) inanç, itikat şu zamanda büyük nimet. Buna beş vakit namazı da, tadili ile saygı ile, üşenmeden ekleyebiliyorsa bir insan, Yaratıcı ile bağı var demektir. Hayatı namaz eksenli yaşamayı başaranlara ne mutlu.
Müzik konusunda haram helal bahsinde; insanı azdırmayan, Hak'tan etmeyen bir şeye haramdır demek o kadar kolay değil. Bu noktada şehveti tahrik ve sözler önem arz eder. Oysa ben hangi müziği dinlersem dinleyeyim ''hüznümün ifadesi''nden başka bir anlamı yok.
Hep şiir olsa sıkar, makale de öyle...Zaten ''kendimden kendime kendimce'' deyişim de bundan.O andaki ruh halime göre harfler dökülüyor.
Monoton, tek düze olmak ile, istikamet üzere olmak arasında ince bir çizgi olduğunu düşünüyorum.
İstikamet caddesi üzerinde, monotonlaşmadan ve hele ibadetleri alışkanlık haline getirmeden, yaşayanları gıpta ile izlemişimdir. Onlar gibi olamadım. (kendimi de ulu orta çok rahat kritize ederim, kompleksim yoktur.)
Zira, bizler nefs basamaklarını tırmanarak ''veli''lere has bir kimliğe erişmiş kullardan değiliz. Böyle olunca da, iş bu blog bendenizin, hayatının bir yansıması gibi, med-cezirlerden başka bir şey değil. Kaldı ki, hiç bir zaman, hiç bir yerde, çok makbul, dini bütün biri pozlarına bürünmedim. Hatalarımızla insanız ve onları samimi duygularla bizlere söyleyenlere de dua ederiz. Şu farkla ki, -uygulamada çok noksan olsam da- İslamı bilgi düzleminde iyi olduğum söylenir. Tabii bilmek ile anlamak arasında muazzam bir fark var. Gerçek bilenler, anlayanlar; anlayanlarsa uygulayanlar/yaşayanlardır...(Güzel bir cümle oldu, altını çizmeli.)
Bendeniz, her ahir zaman Müslümanı gibi işte, bazen iyi halleri, kötü ahlaklarına galebe çalan, bazen de kötü huyları, iyiliklerine galip, sıradan basit bir günahkâr...
Romantik dindar dediler, dinci, şeriatçı da, dindarlıkla alakası yok diyen dini bütün dostlarımız da çok oldu..! Son sözü ölüm anında gelenler söyleyecek !
Uzatmadan, hep şunu söylerim: Öncelikle itikat, inanç çok önemli. Sahih (dince kabul görmüş ) inanç, itikat şu zamanda büyük nimet. Buna beş vakit namazı da, tadili ile saygı ile, üşenmeden ekleyebiliyorsa bir insan, Yaratıcı ile bağı var demektir. Hayatı namaz eksenli yaşamayı başaranlara ne mutlu.
Müzik konusunda haram helal bahsinde; insanı azdırmayan, Hak'tan etmeyen bir şeye haramdır demek o kadar kolay değil. Bu noktada şehveti tahrik ve sözler önem arz eder. Oysa ben hangi müziği dinlersem dinleyeyim ''hüznümün ifadesi''nden başka bir anlamı yok.
Hep şiir olsa sıkar, makale de öyle...Zaten ''kendimden kendime kendimce'' deyişim de bundan.O andaki ruh halime göre harfler dökülüyor.
Burada oluşum öncelikle kendim için, yazmayı seviyorum. Eh arada sürekli takip eden güzel dostların da varlığı beni onurlandırıyor. Hepsi bu, umarım yeterince ifade edebilmişimdir kendiceğizimi :)