Başlığı bilerek bu şekilde attım... Arama motorlarında belki o malum şeyi arayanın yolu buraya düşer de; bağımlısı olmadıysa belki bir an düşünür ve ''ben ne yapıyorum?'' der..
Dün listeme eklenen Deniz Zehra hanımın çok faydalı yazılar içeren
İçimize Yolculuk isimli bloğunda gözüme çarptı..
Yazı iyi hazırlanmış, araştırılıp emek verilmiş. Memleketimizin Müslüman ülkeler arasında porno izlemede 4. oluşunu ve bu pisliğe sandığımız gibi sadece erkeklerin değil, % 50 oranında kadınların da bulaştığı gerçeği ile karşılaşıyorsunuz.. Çarpıcı bir başka haber de şu:
''Top Ten Reviews adlı araştırma şirketinin hazırladığı rapora göre internet porno endüstrisinin kârı Microsoft, Google, Amazon, Ebay, Yahoo ve Apple gibi şirketlerin kârını geçiyor. İnternette saniyede 3.075,64 dolar porno için harcanıyor, her saniye 28.258 kişi porno sitelerinde sörf yapıyor, her saniye 372 kişi arama motorlarından "yetişkin" içerik bulabilmek için arama yapıyor, her 39 dakikada bir Amerika'da yeni 1 porno video kayıt ediliyor ve pornografik içerikli sayfa sayısı ise 420.000.000 civarında.''
Korkunç rakamlar! Dünyada 4-5 kalem yer var paranın oluk gibi aktığı... İlk başı silahlanma çekiyor... Bu harcamalardan porno ve silahlanmaya giden para dursaydı, ne Afrika'sı kalırdı ne Asya'sı ne de Orta Doğu'su... Açlık, susuzluk, fakirlik ve cehalet son bulurdu.
Lutiliğe giden yol
Artık aile içinde eşlerin birlikte ''fantazi'' uğruna izlediği porno gerçeğinden bahsediyoruz..! Ne acı!
Bir adam nasıl eşinin başka bir adamın edep yerini görmesini kıskanmaz, bundan rahatsız olmaz..! Bu ne büyük deyyusluktur..!
Bir kadın ''nasılsa ben eşime her istediği cinselliği yaşatamıyorum, ne hali varsa görsün izlesin bana ne'' nasıl der! Bu nasıl bir anlayıştır ve bize nereden bulaşmıştır? Ağır olduğunu düşünebilirsiniz ama konuyu tespit etmede ''cuk'' oturan kelimeler ancak bunlar..!
Çöküş dönemimiz ve cumhuriyetle birlikte batıdan bize sirayet eden hastalıkların başında modernizm, rasyonalizm, egzistansiyalizm...ve en nihayet liberalizm ile birlikte; mezhepleri inkar, sünnetleri inkar, tasavvufu inkar, bazı ahkamlara kendi aklını hevasını söyletme akımları geldi...
Giyim kuşam, yeme içme (sol el ile yemek yeme gibi) görgü (adab-ı muaşeret) kuralları, arabesk yaşamla karma fes-fut bir yaşam...
Ve tabi cinsellikte bundan nasibini aldı... Geçen gazetede bir haber okudum... Oral seks kanser yapıyor diye. Bu da erkekleri bekleyen tehlikeymiş... Ağız kanseri yapıyormuş..!
Bir TV programında Prof. Cevat Akşit hocaya soruluyordu. Hoca ''İslam'a göre cinsel hayat'' kitabının yazarı A.Rıza Demircan'ın aksini savunarak ve birazda boşta bulunup eliyle aşağıdan ağzını göstererek tüm sevimliliğiyle: ''Onun orada ne işi var'' demişti de çok gülmüştüm..(1)
Onun orada belki işi yoktu ama, batılı yaşam tarzında o da oraya alışıverdi! Çok erkek için bunu yapmayan eşi, aldatma ve yapacak kadını bulma sebebi sayıldı..! Bu yüzden yuva yıkanlar oldu. Kadın istekli-isteksiz, bazen mecburen erkeğinin gözü doysun, mutlu olsun diye bu fiille tanıştı..(Eşine bunu zoraki yaptıran zulm ediyor haberi olsun!)
Ama batıdan gelen ve temeli Darwin ve Freud'a dayanan ithal seks hayatı bununla kalmadı, bu defa lutilik sahnedeydi...
Bilmeyenler için yazıyorum; eşine homoseksüellere yaklaşılan yerden yaklaşmaya lutilik denilmiştir. (2)
Şeytan ve nefs boş durmuyordu... Bunu kabul etmeyen eşler de aldatılmayı hak ediyorlardı (!)
Görmek, benzemeyi de beraberinde getiriyordu...
''Onlar sokakta zina etse, siz de aynısını yapacaksınız'' peygamberi (sav) ihtarı günbegün yaşanır oldu.
Eskiden Avrupa'da ilkokula gidenlerin öpüştüğünü görünce üzülürdük, derken şimdi aynı kepazeliği sokak aralarında, parklarda, orta öğrenimde kendi ülkemizde, şehirlerimizde görmeye başladık ve yanlarından geçtiğinizde sizden zerre çekinmeyen pervasız/hayasız bir gençlik..!
Bahsettiğim yazı olayı sosyo-psikolojik açıdan da ele almış.
Evet bana göre en önemli tespit de şudur: Bunun sebebi dini değerlerin yaşanmıyor oluşudur. Dünkü erkek çıplak olmayan ama tiril tiril eteğine arkadan vuran ışığı ile beliren bacaklar karşısında coşan ve çok iyi performans sergileyen, arzulu bir eş idi...
Çıplaklık arttıkça erkeklerin gözleri/arzuları (burada olduğu gibi) kapandı. Cinsel isteksizlik/iştahsızlık hastalığına çare olarak bu ithal cinsel anlayışlar, sapık ilişkiler yayılmaya başladı..!
Evde cıbıl gezen eş yetmediği için, pornolardan, fantazilerden, haplardan medet umulmaya başlandı!
Ava giden avlanır.
Pornonun en büyük ve tek zararına değineceğim: Pornografik yayınlardan cinsel istek/enerji için yardım/ilham almayı uman, kendisinde var olan istek, şehvet ve kabiliyetini kaybetmeye mahkumdur!
Sağlam insanın bastona alışıp, bastonsuz yürüyememesi gibi bir durum. Zamanla cinsel iştahsızlık, işlevsizliği beraberinde getirir... Unutmayın porno önce katkı sağlar gibi gözüken uyuşturucuya benzer! Zamanla şehveti ve iktidarı dumura uğratır! Günümüzde 20'lik gençlerin cinsel güç hapları kullandığı sır değil! Yine mezkur blogtan bir paragraf:
''Amerika' da bu konuda, ciddi ve çok satan bir kitap yazan Pamela Paul ise, 'Konuştuğum erkeklerin çoğu kadınlara yakın olma yetilerini kaybettiklerini ve 'gerçek' bir kadınla birlikte olunca endişe yaşadıklarını itiraf ettiler' diyor.''
Ve Deniz Zehra hanım yazısında dizilerden de söz etmiş. Ben de bir cümle ile temas edeyim:
Kadınlar da acaba dizilerdeki yakışıklı ve sevgilisini ateşli öpen erkekleri görünce; o anda kahvehanede pinekleyen eşi için neler düşünüyor!?
Cinselliği sadece kendi tatmini sanan ve eşi rahatlamadan poposunu dönen bir erkeğin eşi; böyle dizileri hangi hislerle izler!
Uzun yazmayı istemiyorum, okur sıkılmamalı tamam kesiyorum. Ama çok acı bir replikle :
- Efendim?
- Zina mı?
- Hangisi ?
- Kalp zinası mı?
_________________________________________
(1) Bazı bilginler oral seks hakkında İslam'da bir hüküm bulunmadığını söylerler, onların Hakka isabet etmesini dileyelim, zira artık oral seks cinsel yaşamın realitelerinden biri. Mezheplerimiz içinde ''haram'' fetvası veren alim yok! Hanefide mekruh denilmiş, daha çok CevaT Akşit hoca gibi takva fetva benimsenmiş.
(2) Homoseksüel ilişki yapanlar, yaptıranlar, eşine dübüründen yaklaşanlar bu işi yapmaktan tevbe ile vazgeçemeden ölürlerse; ruhları öldükleri yerden taşınarak, Lut gölü gibi dünyanın deniz seviyesinden çok aşağıdaki eski lutilerin sapıklık yaparken helak edildikleri yerde azapla kıyamet kopasıya kadar hapis olacaklardır. Bilindiği gibi Lut gölünde hiç bir canlı balık vs yaşamamaktadır. Lanetli bir alandır.
Bu tip sapkın örgüt ve derneklere verenlerin kulakları çınlasın!