*Cinselliği yalnızca bedenin işlevi sananlar ruhen aç kalmaya, aç bırakmaya mahkumdurlar..
Cinsellik hem ruh hem de bedenle yaşanan bir gerçekliktir ki; böyle yaşandığı zaman taraflar doygun ve mutmain olurlar..
* Ruhun gözünü bağlamadan, bedenin gözünü kapatmış olmazsınız..Rutine dönmüş bir cinsel yaşam, eninde sonunda taraflardan birine ya da taraflara yük ve zahmete dönüşecektir.Bu nokta gerçekte evliliğin bittiği andır..
* Evli zannettiklerimizin çoğu, aslında kimi zaman gönülde, kimi zaman da nikahta, kimi zaman da hepsinde boşanmış sureta evli gözükenlerdir..Küfür sözlerle nikahı zayi olanlar da cabası..!
* Aşk, ilişki ağacının mayası/tohumudur..Hiç kimse bir tohumla beslenemez..Bu tohum büyüyüp sevgi, saygı ve sadakat dallarından; anlaşabilme meyvelerini vermek içindir..Aşktan görevi/ömrü dışında var olmasını, devamlılığı beklemek insanı hayal kırıklığına götürür.Onun işi bir araya çekip getirmektir.Sonrası A=3S formülündedir.Yani (A) anlaşmak..3S dediğimiz de sevgi,saygı,sadakat..
* Ne kadar severseniz sevin, anlaşamadıktan sonra asla mutlu olamazsınız..
* Yüzde 90 tanıma, tanımada son sınırdır.Bir çatı ve bir yorgan altına girmedikçe kimse sevgilisini % 90 tanıyamaz..% 100 tanıma diye bir şey zaten yoktur.Her insanın içinde saklı gizleri, huyları, niyetleri vardır ve bunu bazen kendisine bile itiraf edemez, son nefesle götürür.
* Çok kadın için cinsel yaşam bir an önce bitmesini dilediği bir işkenceden ya da daha hafif tabiriyle yükten başka bir anlam ifade etmez..Eşinde yalnızca cinsel objeleri ön planda tutan ama onun ruhunu ''duygu'' planında ihmal eden bir adam, zaman içinde eşi ile bağlarının koptuğunu, eski parlak günlerin mazi olduğunu fark edemeden eskir ve eskitir.