İlkbahar ile birlikte, içine de yaşam cemresi düşer gibi olmuştu bir ara..
Hatta tabiatın sesi, içinin sesini bastırır diye, tomurcuklanmış çiçekler arasında kendisini kuş cıvıltılarına bırakmıştı..
Sonra aniden kararan gökyüzü ve şimşekler..!
***
Sevmelerde de öyle..
Tam birini sevmeye başlarken, bir çizik..
Bir çizik daha, bir çizik daha..
Yüksek dağa tırmanırken, yuvarlanan, tepetaklak olan bir dağcı gibi..
Sonunda adam, mübarek cum'a günü gönlünü, yücelere açtı ve hayırlı bir zamanda, hayırlı bir yerde, hayırlı bir şekilde .....
Yazmıyorsun eskisi gibi diyorsun, yazmalı mıyım sence..?