"Ölüm, ehl-i iman için bir terhistir. Ecel terhis tezkeresidir, bir tebdil-i mekândır, bir hayat-ı bâkiyenin mukaddimesi ve kapısıdır.
Zindan-ı dünyadan çıkmak ve bağıstan-ı cinâna bir uçmaktır. Hizmetinin ücretini almak için huzur-u Rahmân’a girmeye bir nöbettir ve dâr-ı saadete gitmeye bir davettir diye kat’î anladığımdan, ölümü ve mevti sevmeye başladım." (İkinci Şua, Birinci Makam, Üçüncü Meyve)
Kısaca günümüz Türkçesiyle tekrarlarsak; Ölüm inanan imanlı Müslüman için, bir askerin teskeresini aldıktan sonra,bulunduğu yeri değiştirmesi, sonsuz hayatın başlangıç kapısıdır.
Dünya zindanından çıkıp, cennet bahçelerine uçmaktır. Dünyada Hakka hizmetin ücretini, mükafatını almaktır; diyor Üstad...
Öyleyse bu ölüm korkumuz nedendir, denirse;korku iki şeyden dolayı olur. Sevenin sevgisini kaybetme korkusu (ki böyle olanlar zaten Allah'ın sınırlarına riayette gayretli olanlardır) bir de dünya hayatını iflas derecesinde- Allah cümlemizi korusun- heba ederek,hesaba çekilmeyi düşünmeden tüketmiş olanların korkusu...Sınava çekilmek ehliyet alırken bile sıkıcı/iticidir. Tabiatımız imtihandan korkar,çekinir.Nefs zorlanır.
Mübarek cum'a hürmetine Üstadın buyurduğu terhisimizi güzel eyle Allah'ım. Amin.