18 Nisan 2014 Cuma

Hayata notlarım (4)

İnsanlar, kaygıları ve zaaflarıyla insan...

Kin tutmam, istesem de tutamam, hamurumda yok şükür.

Çok aşırı merhametliyim, bazen bu aleyhime de dönse, şikayetçi değilim.
Çünkü bana göre aşkta da, sevgide de, olmazsa olmazdır ''merhamet.''
Merhameti olmayana ben insan demem.

Ve insan ile fikrini (imani sınırlara girmiyorsa) her daim ayrı tutmuşumdur, hata ayrı, o hatayı yapan
insan ayrı...Kusurlar insandandır, ama insan kusur değildir. Kusur giderildiğinde, ortaya güzel insan çıkar. Bu yüzden kötü insan yoktur, kötü huyları olan insan vardır derim.

İnsan, hatası ile insandır ve fikrinin üstünü çizebilir, o fikre katılmayıp, hatta şiddetle karşı durup, saygı duymama hakkımı kullanabilirim ama, kolay kolay insan çizemem...

Özellikle kutsallar -hangi din inanç ideoloji olursa olsun- alay, tahkir, hakaret edilemezler. 

Örneğin Hindistan'daki bir mezhebin onbinlerce fareyi kutsal diye bir tapınakta beslemelerini içimden aşırı iptidai, saçma ve cahilce bulabilirim ama bunu onların topluca yüzüne söyleme hakkım yoktur, zaten linçle sonuçlanır!

Şimdi ben onlara insan oldukları için saygı duyarım, kutsal fare inançlarına asla...Saygı duyduğunuz şey, bir yerden sonra sizi itikaden parçalanmaya götürür, kendi inanç disiplininizi zedelersiniz. Yarın da bir kilise ayininde o tuhaf müzik eşliğindeki ilahilerden maazallah hoşlanmaya başlarsanız, kendi inancinızın temellerini oyuyorsunuz demektir. Derin ve uzun mevzu. Bu bakımdan güzel dinimiz, başka din ve ideolojilere benzemeyi, meyletmeyi kesin olarak yasaklamıştır.  
Bu konuda başka yazılarım olmalı, bu kadarla işaret etmiş olayım.


Bugün fikrini beğenmediğimiz insan, bir süre sonra bizden de daha ilerde hoş bir kişilik olarak karşımıza çıkıp bizi şaşırtabilir.

Canlıları seviyorsam bu hayat denen tek kullanımlık nefes sayılarının sırrına bir nebzecik vakıf olmuşluğumdandır...Çok yakında hiç birimiz bu alemde olmayacağız ne de olsa...

Sevmek derken, haberleri izliyorsunuzdur, korkunç asabi ve şiddet/dehşet bir millet olduk çıktık. Uzmanlarının ve hükümetlerin üstünde aciliyetle durup, neler yapılabilir, bunu düşünmeleri gerekiyor. Bu açıdan bakınca insanımızı sevmek zorlaşıyor, diye düşünüyorum.

Oldum olası kibirli insanları sevemedim (kim severki zaten). Geldikleri konumları bir çırpıda unutup, insanlara tepeden bakan, burun kıvıranlar yok mu..? 
Ne güzel buyurmuş o güzel önderimiz (sav) : ''Kibirli insana kibir, sadakadır.'' diye...
Yani size kibirli davranan biri ile karşılaşırsanız, sizde misliyle mukabele edeceksiniz.O ancak bu dilden anlar.
Sanırım bunu başarmam lazım.