Yazın yaz gibi sıcak ve fiyakalı devam ettiği aydayız. Gri günlerin ardından insana yaşama sevinci ve yâr hasretini çoğaltan günler…
Sokaklar gecelere kadar hareketli. Kent Park ile eskisi gibi dertleşmenin pek imkânı yok. Her santiminden insan fışkırıyor! Ağaçlar gürbüz coşkulu, dere biraz zayıflamış, ama aheste akıyor. Yürüyüş yaparak içinden geçsem de, bu aralar oturmuyorum sırdaşım parkta.
Ağustos… Bu ayda doğmuşum, istemeden üzüp kırdığım insanlardan özür dilerim, ne çare ki doğmuşum işte…
....devamını kitabımdan okuyabilirsiniz.