19 Kasım 2018 Pazartesi

19 Kasım 2018 / Rebiülevvel 1440


Rebi-ül-evvel ayı...
Rebi, bahar demek...
Önceki bahar...
O'nunla başlayan bahar...
Açan goncalar...
O'na açılan goncalar...
Aşkla...
Onsuz açmayı,açmaktan saymayan goncalar, güller...
Güller,kokusuzdular Ondan evvel...
Onunla kokularına büründüler...
O, sallallahü aleyhi vessellem doğunca,Onun pak tenlerinden aldılar kokularını.
Bülbül boş yere, yok yere figan eylemedi Gül için...
Gülde aradığı,Gül'ün kokusu, gülün kokusunda O'na duyulan hasretti, yangındı...
Nerelerdesin diye...
O geldi, O teşrif eyledi, O şereflendirdi dünyamızı, ''bir yolcu gibi...''
Ağaç altında az bir zaman gölgelenip,insana, ''insanlığın'' dersini,yolunu,nizamını,kısaca Hak Dini, tebliğ edip de daha 63'ünde yine bir baharda, Rebi-ül-evvel ayında bu kez, ahiret dediğimiz, beka aleminde, sonsuzlukta kendisini hasretle bekleyenlerin yanına irtihal etti...
''Kim Muhammed (sav) öldü derse, boynunu vururum!'' diyen Hz.Ömer (ra) ''ölüm'' kelimesini O'na yakıştıramamıştı. Fani idi her insan gibi ama bizim sandığımız gibi bir ölüm elbette O'na yaraşamaz, yaklaşamazdı. Zaten bu sebeple Hz. Cibril (as): ''Ey Allah'ın elçisi,kapının dışında Hz.Azrail (as) senden izin ister, seni götürmek için, iznin var mıdır?'' diye sormamış mıydı...
Getirdiği din; Kur'an ve Sünneti varken, O dini,sünnetiyle içimizde yaşarken, kim ölümden söz edebilirdi ki...Hem de ölümsüzlüğün,ölümsüz bir hayattın saadetine bizi çağırmışken...
Hz.Musa (as)'nın, Hz.İsa (as)'nın, O'na -sallallahü aleyhi vessellem- ümmet olmak yakardığı Şanlı Nebi,kendisinden sonra biz günahkârları kardeşleri olarak ilan etti.
Bu kutlu doğumda biz bayram yapmayacağız, biz çocuklardan çok sevinmeyeceğiz, biz güller gibi kokmayacağız,biz divanelr gibi şükürler etmeyeceğiz de, kim edecek?
Allah'ın ''sevgilim'' iltifatına mazhar olmuş güzeller güzeline, başımız önümüzde eğik,gönlümüz mahzun,gözlerimiz yaşlı ve utanarak selamların en güzeli olsun...
Hamd başta ve sonda Onu alemlere rahmet olarak gönderen, alemlerin Rabbine...