19 Mayıs 2020 Salı

Unutmak üzerine kısa bir deneme!


Tuhaf ama anlaşılabilir bir durumdur!

İnsanlar ölürler.

İman edenler için, beden elbiselerimizi koza gibi toprağa bırakıp, kelebek gibi Berzah'a uçar, hesap günü ve neticesi cenneti umar ve bekleriz.

İnançsızlar için yok oluşa gidiştir. (Yok oluş dedikleri de bir varlık!Bilgisayarımızda silip yokluğa gönderdiklerimiz orada durmaktadırlar! Ancak Allah yok eder. Onun dilemedikleri asla yok olamazlar. Bu onların dillerinde geveledikleri bahanelerine sahte bir sığınaktır!)

İnsanların büyük bir çoğunluğu unutulmak istemez.

İş bu bir çoğu, diğer insanları unutsa da bu böyledir.

Bendeniz öldükten sonra her insan gibi iyi anılmak isterdim. Bunun pek mümkün olmadığı yerlerde de kötü anılmak istemezdim.

Hatırlanmak mı?
Genlerimde vefa olduğu için ara-sıra bunu fatiha eşliğinde isterdim.

Lakin kesin olan bir şey vardır ki insan çabuk unutur ve birinin yokluğuna (ister-istemez) alışır!

Unutmak, bazı hadiselerde büyük nimet, bazılarında ise büyük nankörlüktür!  Örneklerle yazımı uzatmak istemiyorum (zaten bu aralar yazmaya üşeniyorum!)

Unutmak, bazı hadiselerde büyük hata, bazılarında ise büyük yanlış! Örnekleri dediğim gibi düşünen bulur. Şüphesiz unutmanın köşe taşları bu kadar değildir. Aslında kitaplık çapta bir mevzu. Siz benim tembelliğime ve kıt bilgime verin, azımı çok yapın.

*

Ölümün bizi ürperten bir çok cephesi, yüzü var!

Nasıl ölünecek, ölüm anında ne/neler görüp yaşayacağız!

Götürüldüğümüz yerde bizi ne bekliyor olacak!

''İyilerden'' isek, öteye geçenlerimizle ne derecede neleri konuşabiliyor olacağız.
Öyle ya, İmam Şarani (ks) hazretlerinin nakline göre, buradan öteye geçen birine, oradakiler sevip ilgilendikleri ile ilgili sorular soracaklarmış, hatta ''falancanın bir kedisi vardı, çok severdim yaşıyor mu?'' o derece yani.  Bu bağlamda ''ölüler unutmaz!'' diye havalı bir manşet atabiliriz.

İyi ve güzel olan şeyleri unutmamak lazım. Geçip gitmiş olsalar bile... (Durun finali şairane bağlayayım:)

Ben seni hiç unutmadım.