23 Ağustos 2025 Cumartesi

Vay be!

Sen ve gözlerimle arama giren bu gözyaşlarımla mı başedeyim, yoksa ufuklara dalıp dalıp " Vay be! " tespihi çeken yüreğimle mi... 


21 Ağustos 2025 Perşembe

Yakıştıramazsın!

Bazen, istesen olacak gibidir ama kendini onun yanına yakıştıramazsın!.. 

   Teşekkür ediyorum. 

20 Ağustos 2025 Çarşamba

19 Ağustos 2025 Salı

Abi!

Kadınlara;
Bir erkeğin size yürümesini gerçekten istemiyorsanız ona sürekli abi diyerek hitap edin! 
Kullandığımız kelimelerin insan algısında, hafsalasında, hayalinde belli bir anlam kalıbı ve arka planı vardır. 
Siz kullandığınız kelime ve cümlelerle bu alanı besler ya da zayıflatırız. 

Erkeklere;
Karşınızdaki bir kadın size hitap ederken, sürekli abi diyorsa, artık ona yürümekten vazgeçin.Ötesi had bilmezlik, terbiyesizlik, densizlik olarak karakter hanenize yazılır! 
Insanların gözünde ısrarcı bir sapık olmak istemezsiniz!.. 


18 Ağustos 2025 Pazartesi

Kral üryan değil!

Ömür, 
Bir dilbere deli divane olacak kadar uzun değil! 
Şöyle pragmatik düşün;
İnsanlar da
Ömrümüzün bir katında diyelim asansöre binerler ve inerler... 
Kimi şiir olur kimi sosyolojik ders! 
Gidene ağıt için ömür hiç müsait değil! 
Ah bak başkaları bindi! 
İyi bak! 
Müebbet yastan çık da bak! 
Seç birini koluna tak... 
Ne  o Leyla ne sen Mecnun. 
Yeter ki gönüller bir olsun. 
Zamane aşkları lütfen kısa metrajlı olsun. 
Vatan sağolsun. 
Gidenin yeri hızlıca dolsun. 
Duygusal zehirlenmeye lânet olsun. 
Krala üryan kalmak yaraşmaz!
Kraliçe öldü yaşasın yeni kraliçe!.. 
 

16 Ağustos 2025 Cumartesi

Bil ki

Git bakma ardına! 
Ne bir sitem ne bir intizar... 
Boyadığın zamanlarımız kalan ömrüme yeter. 
Bil ki kül olmayacak, 
Bu aşkın ateşi... 

Git bak kendi hayatına! 
Dünüm bugünüm, 
Anılarımla, taptaze anlarım... 
Bilmez değilim, 
Ben sana artık maziyim... 



15 Ağustos 2025 Cuma

Bilmek denklemi

Bazen, bir şeye başlarken, 
yolun başında, sonunu, 
şahin keskinliğinde görüp bilmek, 
kişiye avantaj, 
bazen de derin bir keder sebebidir. 

Bu görsele de yazımı bitirip, geceye ayarladıktan sonra denk gelince burada saklamak istedim


14 Ağustos 2025 Perşembe

Havâs ve Gölge-i Anka

Sana varmak, hicretle yorulmuş bir nefesin seferi gibiydi,
gözlerin, ürkmüş bir muhabbet kervanının sükûtla göçü.
Yağmura benzerdi bakışların;
lâl kalsan dahi,
öyle ketum görünüp öyle sır ifşâ ederdi ki,
kirpiğinden düşen esanslı bir hatıra
mektupları mühürsüz bırakırdı.

Seni, kafeste ötüşe mahkûm bir bülbül sanmışlardı;
hâlbuki sen, yanık kanatlı Zümrüd-ü Anka idin.
Kanatlarının gölgesi kartallara bile düşmez,
dağların ardındaki sır dağlara konardın.
Bilmezlerdi ki,
ne Kafdağı’nı işitmişlerdi
ne Hira’nın nûruna ermişlerdi;
kendi yığınını “dağ” sananlar,
benlik taşını zirve zannederlerdi.

Senin kubben göğe değmişti,
minaren rüzgârın omzunda ezan okur,
avluna giren her yolcu
gözlerinde abdest alırdı.
Şadırvanın serinliğiyle
kalbinin avlusuna varan
her kim olursa
müezzin nefesinle çağrılırdı sevdaya.

Ama onlar,
ne taşında gizli duayı gördü
ne de minberine sinmiş hikmeti;
senin içindeki mabedi
yıktılar bilmeden...

Ve bir gün,
rüzgâr, kubbenden bir dua söküp
göğe taşıyacak;
o vakit anlarlar ki
suskunluğun,
en gür sesli ezanmış aslında...

O vakit,
Kafdağı’nın doruğunda bir gölge belirecek;
kanatları, ufku silecek kadar geniş,
bakışı, çağları delecek kadar keskin.
Simurg geri dönecek…
Fakat indiği yer,
ne onların tepeciği olacak
ne de aldanışla örülmüş avluları.

Yüksekten,
yargı dağıtır gibi değil,
bilenin vakarını taşıyarak bakacak aşağıya
ve yalnızca şöyle diyecek:

"Dağ, kendini bilmekle büyüktür;
siz, kendinizi bilmedikçe
benim inişim size vuslat değil,
sadece gölgedir."

Kanarya Banu Dağ

12 Ağustos 2025 Salı

Uzaklaşıyorum

Uzaklaşıyorum, 
Gökyüzünde gittikçe küçülen  bir yıldız gibi, 
Kelime fazlalıklarından, şiirimsi ayrıntılardan... 
Hayata dair detaylardan. 
Uzaklaşıyorum insanlardan, fazlalıklarımdan... 
Arada mazi ziyaretime gelir. 
Yaramı kanatmayı marifet bilir... 
Mecbur, üzerine bir duble efkâr şarkısı, 
Şişkinliğimi alır... 
Sonra sarılırım yanıma, 
Sitem ederim ahlarıma... 
Aldırmam yaralarıma... 




10 Ağustos 2025 Pazar

Cana eza mı sefa mı

Hayat, önce kanatlarımdan birini aldı... 
Sonra, merhamet etti, 
Böyle uçma çabası cana eza dedi 
ve diğerini de aldı... 

9 Ağustos 2025 Cumartesi

Devr-i sene-i tevellüdünüz ferrûh ola. Zâhir ve bâtınlarınız hayr ola.

- "Cism-i nâzenînizin âleme hûrşîd-âsâ teşrîf edişinin bu nev sene-i devriyyesini cân u dilden tebrîk ederim efendim. Bâkî ömrünüzün gam u telâştan ırak, sıhhat, huzûr ve saâdet içre geçmesini, fânî ve bâkî cümle murâdâtınıza nâil olmanızı Cenâb-ı Kibriyâ’dan niyâz eder, hürmet ve muhabbetlerimi arz ederim. Devr-i sene-i tevellüdünüz ferrûh ola. Zâhir ve bâtınlarınız hayr ola."

[ Teyzeme Rahmet ve duâ ile..]

 🤗

Kendimi Osmanlı saraylarında Osmanlı Sultanı zannettim 🤭 teşekkür ediyorum Allah razı olsun. Resim ayrı güzel. 

- Divan edebiyatından çalıntı teselli ederdi sizi ancak..
Sarayların sultanı olmak soydan geliyor 
Gönüllere girmek sultan olmaksa, işte o tamamen bireye bağlı... 
Gönüllere Sultan olmuşsunuz daha ne gerek... 

🙈🤭🤗

[Bu sabah ki whatsapp sohbetimizden]


Hepinize sonsuz teşekkürler

Bu Ağustos çok üşütüyor anne!.. 
İyi bir şeyler mi dedi 🤔 bilemedim... 

Bir Sessizlik Kaldı Ardında

"Bir Sessizlik Kaldı Ardında"
Armağan bir yürek için

Annen gitti...
Bir gül sustu dudağında,
Bir ezan yarım kaldı sanki içindeki bahçede.
Toprak şimdi,
En çok senin çocukluğunu saklıyor kucağında.

Bir yorgan gibi örttü seni hüzün,
Ama bil ki;
Anne dediğin, yalnızca bedenle gitmez,
O, dualar gibi siner zamana,
Gökyüzünün en sessiz köşesinde
Bir yıldız olur…
Ve hep seni izler.

Şimdi belki gözlerin dolu,
Şiirler sustu sanıyorsun,
Ama bil ki şair dostum,
En gerçek mısralar
Annesini kaybeden bir evladın kalbinde doğar.

O yok artık, evet…
Ama onun "iyi ki doğdun"u
Hâlâ kulaklarında.
Gül yüzü hep aklında. 
İçinden gelen her güzel sözde
Bir "anne" sesi var aslında…

~~~
 
İyi ki doğmuşsun mekanı cennet olsun anacığın senin gibi hayırlı bir evladı iyi ki doğurmuş kıymerli arkadaşım 🙏 💐

Arzu Denizyaran

8 Ağustos 2025 Cuma

İlk Ben Yazayım İstedim

Rabbim Öncelikle Ömrünü Sağlıkla Bereketlendirsin...
Tüm Ölmüşlerini Rahmetiyle Kuşatsın...

Yürüdüğün Hayat Yolunda; 
Hiç Eksilmeyen, 
Eskitilmeyen,
Bir Varmış,
Bir Yokmuş İle Başlayan Masallar Misali,
Gülümseyen Bakışlar,
Şefkat Dolu Dokunuşlar,
Bulamadığın, 
Tutamadığın, 
Ne Varsa,
Bu Yaşında Seni Bulsun...

Sağlıklı,
Huzurlu,
Bereketli Yaşların Olsun...

Yarındı Biliyorum... İlk Ben Yazayım İstedim...

Sevda Mutlu 

7 Ağustos 2025 Perşembe

Kimi insanlar

Kimi insanlar;
Kaliteleri, 
Kabiliyetleri, 
Kıymetleri, 
Keşfedilemeden, 
Kaybolup giderler ufkumuzdan... 



6 Ağustos 2025 Çarşamba

Sessizlik [29]

Zaman geçtikçe daha da sessizleşiyor insanın dili... 
Duruşu, kimliği, kimsesizliği, hali... 
Hayatın bir aldanmaca, bir oyun olduğunu çok sonra anlıyor insan, son dönemece yaklaşırken... 
Sessizce gitti annem, dudaklarında tebessümle... 
Ondan kalanları toplarken bir daha tekrarlanan koyu bir hüzün... 
Her yerden esmekte sessizlik, bir kamçı gibi. 
Ev sessiz, odası sessiz, hayat sessiz... 
Gitmek için geldiğimizi bilsek de bu gitmeler tarifsiz, bu harfler mecalsiz. 


4 Ağustos 2025 Pazartesi

Teşekkür

Annemin vefatı dolayısıyla taziyede bulunan, halimi merak eden herkese ne kadar teşekkür etsem azdır. Allah razı olsun. 

O kurtuldu dünya yükünden. İnşallah orada huzura erdiğine olan inancımız, ölürken tebessüm eden yüzüne son kez baktığımızda daha da çoğaldı. 

Bundan sonra  yeni tekrarlar yapar mıyım yazma konusunda bilmiyorum. 

Yorgunum... 


31 Temmuz 2025 Perşembe

Annem!

Gözlerimin önünde, beni doğuran, bebekliğimi, çocukluğumu...kişiliğimi mayalayıp, hayatımı yoğuran annem, şimdilerde benim bebeğim oldu!..[2023]

Yaşamayan bilmez de çok anlamaz da... Her geçen günü arıyoruz. Fizik sağlığı, demansla yarışıyor...
Sağlığın, aklın kıymetini annemle yaşayarak, bu imtihanı başarıyla verebilmek gayret ve duası içindeyim.[2024]

BENİ,İSRA SURESİ:23 YAŞLANDIRDI!

Bugün çocukluk arkadaşın için toplandık mahallede...Sanki bir acının ön provası gibi hep seni ve bizi düşündüm annem...
Helallik istendi  namazı kılındı  hoca dünya hayatının aldatıcılığı üzerine konuştu ve bizler arkadaşını cenaze arabasına atar atmaz, aldanmaya adanmış gibi dağıldık. [Şubat 2025]

Dün gece farklı bir şey oldu; sanki gizli bir el anlama/algılama şalterini kapattı! 2 saate yakın mücadele ile düşmenin kıyısından yatağına seni atarken ve gündüz seni ambulansa hazırlarken o masum yüzüne bakan sanki ölüme gidiyormuşsun gibi gözyaşlarını tutamadı.
Bu Nisan bize baharı getirmedi annem. Gözlerimizin önünde son yapraklarını döküyorsun. Gözlerin boşluğa, uzaklara bakıyor. Yüreğimizi yakıyor. Gündüz gelen giden,  gece sen ve ben.. Çok uzun ve kederli bir veda bu anneciğim.

Bugün 6.gün bitiyor, sen yoğun bakımdasın. [21.04.2025] Yüzün çok güzeldi ve gözlerimin önünden gitmiyor. Sana "anne ben geldim, anladıysan gözlerini açabilir misin?" derken açtın. İki saniyecik göz göze geldik sonra yine... Bugün doktorun aradı, enfeksiyonda sonunda azalma başlamış. 
Hepimiz seni çok özledik anneciğim.
Yokluğunda yapayalnız mahrum kaldım. Senin sevdiğin şeyleri alamıyor, yiyemiyorum.
[Nisan 2025]

Gün gelip de bu taslağa tek cümle eklemeye gücüm yetmeden, "yayınla" butonuna tıklamışsam, annemi ötelere uğurlamaya, son görevimize gitmişiz demektir. 

Ruhu için dua edersiniz değil mi..?



30 Temmuz 2025 Çarşamba

Hep

Artık ilkbaharı hissedemeden kayıp gidiyor günlerimin içinden... 
Hazana ayarladım kalbimin alarmını, 
Belki onu kaçırmam, kıştan önce... 
Nasılsın? 
Günlerinin huzurlu geçmesi dileğim. 
Ben aynı, bırakıp gittiğinden hallice... 
Yalnızlığıma sadık, hüzne sarılmışım... 
İyi ol... 
Hep... 

28 Temmuz 2025 Pazartesi

Öyle birini bulmuşsan!

Öyle birini canına yoldaş eyle ki; tartıştığınız, ters düştüğünüz hatta kavga ettiğiniz zamanlarda bile, içindeki bahara yeni tomurcuklar eklesin. 
Renklerin yine, yeni, yeniden canlansın. 
Onu belli etmeden kızdırırken için coşsun. Ruhuna sevinç olsun. 
Hatasını, yanlışını çabuk anlayıp, özür dilemesini çocuklar gibi yapıyorsa... 
"Bu kadınla her şey ayrı güzel, ayrı bir heyecan, ayrı bir lezzet." derken, gözbebeklerinin içinde haylaz bir çocuk gülücükler saçsın. 
Tartışmayı uzatmak istemezsen, konuşan dudaklara mührü dudaklarınla vurmasını da bilmelisin. 
Öyle bir kadını/adamı bulmuşsan sakın kaçırma!.. 


27 Temmuz 2025 Pazar

Bir videonun düşündürdükleri

Şimdi bir kısım insanlar fotoğraf çekip paylaşmak için yaşıyorlar/ yarışıyorlar sanki...

Ne yazık ki andan nasibimiz yok! 

Anı, salise, saniye, dakika ve saat bazında derinlemesine nüfus ederek, yani içselleştirerek yaşamak, anlamak, anlamlandırmak, kavramak, kuşanmak yerine, o anın yabancısı gibi, kalp yerine, kamera odaklı yaşamaya yaşamak denmez, olsa olsa hamallık. 

Gıdalarımız gibi, hayatımızı da GDO'lu yaşıyoruz, içinde bir çok lüzumsuz, gereksiz katkı maddesi ile zihinlerimizin duruluğuna kendi ellerimizle darbe vurduğumuzun farkında değiliz. 
Çoğumuz bir sokak kedisi kadar hayatı keyifli yaşamıyoruz. Sarıkız'ın güneşe karşı bir uzanışı, kaygısız uyuyuşu var ki görülmeye değer. 

Adam belki de ömründe bir kerecik nasip olmuş en kutsal beldede/ mabed de bile, o atmosferi doya doya yaşamak yerine, en iyi karelerin derdinde! 
Bırak telefonu, kalbin çeksin çekebilecek mecali kaldıysa, en güzel anları... 

Videodaki fotoğraf sanatçısının sözlerindeki derinlik, ders niteliğinde ve uzunca makaleleri iki cümle ile özetlemiş. Tekrar tekrar izlenesi. 



26 Temmuz 2025 Cumartesi

İçimde bir şeyler öldü Rüveyda!

İçimde bir şeyler öldü Rüveyda! 
Oysa ne çoktum ben varlığınla. 
Azaldım ve günlerin bir hükmü kalmadı. Geçen aylar da şu anlar gibi, 
Umurumda değil artık... 
İçimde bir şeyler öldü Rüveyda! 
Halimin ahvalini sen anla! 
Nefesimden geliyor rutubet kokuları...
Sessizce çürüyorum! 
Önce sen gittin, 
Şimdi sırada annem!.. 
İçimde bir şeyler öldü Rüveyda! 
Selası okunmadığı için, 
Kimseler duymadı!
İçimde bir şeyler öldü Rüveyda! 
Önce sen gittin, 
Şimdi sırada annem! 
Azala azala bu ıssızlıkta can çekişiyorum. 
İçim öldü Rüveyda! 
Selamı şiire benzer şeylere, 
Cesedimi de Kent parka gömdüm... 
Hiç gelmediğin parka, 
Yokluğumda belki uğrarsın Rüveyda... 

25 Temmuz 2025 Cuma

Artık dur!

“Hayat seni yormadı aslında…
Sen herkesi taşırken kendini unuttun.
Başkalarını düşünmekten,
kendi ihtiyaçlarını erteledin…
Herkesi korumaya çalışırken,
kendini savunmasız bıraktın…
Birilerine iyi gelmek isterken,
kendini göz ardı ettin.
Ama artık dur...
Biraz da senin zamanın olsun.
Kendini dinle…
Kendini duy…
Kendine iyi davran…
Çünkü sen de önemlisin.
Senin de yorgunluğun değerli,
senin de gözyaşın kıymetli,
senin de gülümsemen özel…
Kendine vereceğin değer,
hayatına dokunacak en şifalı dokunuştur.
Unutma…
Sen de hak ediyorsun:
Sevilmeyi, dinlenmeyi, görülmeyi...
ve en çok da…
kendin tarafından sarılmayı.”

Arzu Denizyaran


24 Temmuz 2025 Perşembe

Sen benim susuşlarımsın

Sen Benim Kayıp Zamanlarımın Eksikliğisin... 
Kendime Yutkunuşlarım,
Kendime Üşüyerek
Kendime Soğuyuşlarım... 
Zamanlarının Kapısını Kırarak,
Sana Giden Yolları,
Rotasız Adımlayışlarım...

Sen Benim Sevinçlerimsin..
Her Mutluluğu,
Ve Acıyı İçine Alan Gerçeğimsin...
Duraklama İle Yürümek Arasındaki Adımlarım...
Sarsılan Düşlerime, 
Boyun Eğişlerim... 

Sen Benim Susuşlarımsın... 
Sustuğum Kadar Sen Oluşlarım...
Telafisi Olmayan Zamanlarım... 
Bir Şarkıyı İç Çekerek Dinleyişlerim...
Dünlerin Acıları İle Yaşarken,
Yarınlara Korkusuzca Atılışlarım...

Sen Benim Ağlayışlarımsın…
Beni Ağlatanların Arkasındaki Bakışlarım...
Yaşamın Sessizliğindeki Tutkularım Sanadır
Acıların Üşüştüğü Serzenişlerim Sana...
İçimdeki Tek Kişilik Yolculuk Sanadır...
Farkında Olmadan Aldığım Nefesler Sana...
Gözlerimden Akan Hasret,
Kulaklarımda Duyulmamış Özlemlerin Sesi Sanadır...
İçimde Kopan Fırtınalar Sana...

Sevda

23 Temmuz 2025 Çarşamba

Çiçek sancısı

Çiçek sancısı diye bir şey var, 
İnsanlar bilmez bunu! 
Dalından koparılmışlara sor!
Düşlerken düşenler iyi bilir!..


22 Temmuz 2025 Salı

Vâris-i Hüzün

Doğrudur...
Kuyuya attık en güzelimizi.
Bir gömlek kaldı elimizde,
O da kanlıydı.

Ondandır...
İnananlar en çok sınanır,
Sırtını dönmeyenler en derin hançeri alır.
Ve Yusuf susunca,
Züleyha yandı sanılır.
Ondan...

Doğrudur...
Gök, bu gece sükûtla mühürlü.
İnsanın içi, en çok orda üşür.
Gün dönerken sırtımızı döndük,
Kervan gitti, biz yük kaldık.
Ahit bozuldu,
Sadakat kıyıya vurdu.

Ondandır...
Bir yudum su,
Bin yıllık yangına yetmedi...

Ama yine de 
Her şiir, bir suskunun aziz kardeşidir. 

Kanarya Banu Dağ

21 Temmuz 2025 Pazartesi

Nasıl mıyım?


Yeni şiir niye mi yok? 
Nasıl mıyım? 
Konuşup yazacak ne mecalim ne de eski gücüm var... 
Bir resimle anlatmış olayım, nasılım... 

20 Temmuz 2025 Pazar

Sesimde yalnızlık varsa da

Sesimde yalnızlık varsa da 
Yalnızlığımda bir yanlışlık yok. 
Kimse bulunduğu yerde sebepsiz değildir. 
Hatalarımla yüzleştim, unumu eledim, pişmanlıklarımı bildim, valizim kapı kenarında... 
Her an yolculuk başlayacakmış gibi. 
Gamdan uzak, hüznün merkezinde, 
Mutluluk değil, huzura talip olarak şükretmeyi, teslimiyeti öğreniyorum. 





18 Temmuz 2025 Cuma

Düzenimiz bozuldu anne, neredesin!

Her geçmeyen gün, söküğü dikiş tutmayacak düzenimiz artık yok anneciğim. 

Simitçilerin yanından bir suçlu gibi geçiyorum. 
Sıcak yazlarda karpuzu da çok severdin, almıyorum anne... 
Soğuk suyu, sana niyet edersem içiyorum; haftalardır yattığın yoğun bakım odasında, kurumuş dudaklarını hayal edip, ruhuna, damağına değsin  niyazıyla içiyorum. 
Akşamları çay sefalarını bıraktım. Çünkü karşımda sen yoksun. 

Erkence yatağıma kıvrılıyorum ve haftalardır sürekli kapalı bilinçle bebekler gibi uyuyan o masum yüzünü seyrederek dalıyorum. 

Nisan'dan beri düzenimiz alt üst oldu anne. 
Telefonunu şarj ediyorum. 
Dolabını odanı sık sık havalandırıyorum. Titiz kurallarını unutmasam da biraz tembel yaşadığımı saklamayacağım. 

Düzenli yemek yapmıyorum. 
Ablam ikinci annem oldu. Şefkat eli hep üstümde, yemek, kahve bahanesiyle sürekli yoklama...
Ama yokluğun dolmuyor anne. 
Dolmayacak da... 
İnsanlarla konuşmak gelmiyor içimden. 
Yaşamak... 

Seni çok özledik demek bile, hasretimizin acizi... 

Herkes herkesten bir an gelecek, gidecekti de sen arafta bizi kederler içinde çaresiz bırakmak istemezdin anne... 

Benim hüzün yılım böyle başlayacakmış. 
Meğer insan, ummadığı şeyler de yaşarmış... 

17 Temmuz 2025 Perşembe

Ömrümün En Kutsal Sevmesi


Ben çok özledim galiba seni
Bu yüzden bu kadar sitemdeyim...

Yazdıklarım uzatmalı dertlerden
Zulamda ki kederlerden...
Yalnız türkülere güftedir inleyişlerim...

Nedensiz gece hayıflanışları, 
Tam göbeğine sevdanın 
Metruk bir sensizlik olarak 
Düştüğümdendir...

Saymadım !
Sayısız derdinin altında
Kaldığım geceleri...
Hangi geceye sığındıysam 
Sabahını bana haram etti...
Öyle sessizce öldüm ki defalarca...

"Ömrümün en kutsal sevmesi..."

Ben çok özledim seni...
Ağıdım, dilim,hecem ayrı
Kahrım, üç beş nöbeti tutuyor her gece...
Hasretin en delisi, 
Acıların bin türlüsü volta atıp gezer
Yüreğimde...
İçimde bir mahşer kaynar ben üşürüm 
Tutsam güneşi soğuturum üşümüşlüğümle...
Bu yüzden bu kadar sitemdeyim 
Hırçın kahroluşlarımı görmezden gel...

#KalbiminAdıdırZüleyha 


İki nabız arası

Her tarafı kötüler sardı,
Ondan mı? 
Fazla güzelsin,
Gözlerin fazla derin,fazla ondan mı? 
Tüy hafifliğin nasıl da ağır;
Boğazımdasın…

Sana bakınca, bir gül dalı gibi kırılıyor içim.
İnsan seni severken kendinden eksiliyor biraz.
Saklı bir yıkım var bakışında,
Bir felaket nazlılığı.

Suskunluğunla konuşuyorsun,
Sesin kalbimin kıyısında dalga.
Ne zaman gelsen
Gitmelerin ürperiyor içimde.

Her tarafı bir suskunluk bastı.
Söz geçirmeyen bir karanlık gibi…
Ve sen;
Bir yerlerde fazla güzel kaldın.
Kendine bile ağır gelen bir hafiflik gibi
İnce, ince,
Boğazıma takıldın.

Sen kelime değilsin
Cümle değil
Nesir 
Şiir
Destan değil.
Yüzün,
tarihi unutulmuş bir efsanenin yankısı.
Bir gül değil 
Gülün tam açtığı ânın temâşâsı.

Kötüler çok, evet.
Ama sen;
Sana bakınca anlıyorum,
İyilik sadece bir güzellik değil,
Bir imtihan.

Senin yerin,
iki nabız atışı arası.
Bir "acaba" ile bir "keşke"nin ortası.

Her tarafı kötüler sardı
Ondan mı?
Boğazımdasın...

Kanarya Banu Dağ

16 Temmuz 2025 Çarşamba

Biraz düşününce

"Dilleriyle insanları kıranların ,
İbadetleri temizleyemez." 

İnsanda ümidi yok eden bir söz! 
Ortalıkta hadis diye paylaşılsa da kaynaklarda bulamadım. 
Harici mantığı...Tarihsel detaya girmeyeceğim. 

Mefhumu muhalifinden zerk edilene bir bakalım

Eh herkes, hepimiz bir şekilde, istemeden de olsa kalp kırabildiğimize göre... 
İş bu durumda ibadet etmeye gerek yok algısı çıkmış oluyor. 
Hani şu "Sen benim yapmadığıma bakma, benim kalbim temiz. Öyle hem namaz kılıp hem elin şusunda busunda gözüm yoktur. Bizim yandaki Fişmekan kılıyor, yapıyor da ne oluyor.... "

E arkadaş o zaman sen o yandaki komşunun fark ettiğin hatasına düşmeden kulluğunu yap. Ona da bu dünyada bile geçmeyen bin bahane, mazeret. 

Kalp kırmak kul haklarından olarak elbette çok günah, lâkin; gider helallaşır gönül alırsın. Tevbe eder, yapabildiğin ibadetlerini de yaparsın. Sanki öyle bir kural varmış ki, bir kez kalp kırdınsa, afaroz edildin gitti! Caminin yanından bile geçme algısı!.. 

Kadim bir kaidedir; "bir şeyin çoğunun yapılamaması hepsinin terkini gerekli kılmaz. "

Allah hakkı, kul (yaratılmış) hakkı... 
İlki ibadat, ikincisi muamelat... 
Muamelat da yine ibadetler zümresinden. 
Gücümüz nispetinde, azami gayretle kalp kırmamaya, kul hakkı yemeksizin, Allah'ın hakkına da özen göstermek borcundayız. 

"Her şey her şeye bağli, her şey bir şeye bağlı.."

Uzatmayayım; sanal medyada gördüğünüz her ünlü (!) sözü, düşünmeden, irdelemeden genel kabulünüz içine buyur etmemenizi tavsiye ederim. 

15 Temmuz 2025 Salı

Allah'ım!

Allah'ım! 
Maddi izleri ben silebildim.
Manevi olanları da... 

Sanki

Sanki kanatlanıp bir serçe gibi, Avuçlarımı dolduracaksın. 
Kötü şeylere inanma,  
Hepsi şakaydı diyeceksin... 
Ne veda ne de bitmiş bir şey var, 
Ben her an bizimleyim diyeceksin. 

Demedim mi bu hasret bitirir seni, 
Ay dolanır gider, yalnız kalırsın.
Her gün yeni baştan dağılır ufalırsın, 
Demedim mi yüreğim sevme.. 

Yavuz Bülent Bakiler

14 Temmuz 2025 Pazartesi

Zafer

Bakıp bakıp geçiyoruz
Görmek nedir, artık bilmiyoruz. 
Bir çoğumuz olduğumuz yeri hak etmiyoruz! 
Kelimelerce kırılıp, gülmek için gülümsüyoruz. 
Yalnızlığa yenilip yenilip, 
Zaferimizi ilan ediyoruz. 

13 Temmuz 2025 Pazar

Bedava!

Hikâyenin en başında,
Satın almıştım ben bu hüznü, gönüllüce... 
Çok mu pahalı diyorsunuz? 
Bedava! 
Bedava! 
Anlayana, 
Tadını alana, 
Bedava!... 


bir yudum teselli


İki yakası bir araya gelemeyen günler, 
Birbiri ardınca ömrümden geçip gitmekteler... 
Gözlerimde sancılı bir şiirden kalma yorgunluk!
Üzerimde üzeri örtülmüş bir hikâyeden kinaye umutsuzluk!

Eskiden de ben böyleydim belki,
Yaşamak biraz daha cilvesi çekilir bir şeydi sanki. 
Gönlümüzde hatırlı bir hüznün sehaveti,
Kelimeler arası "bir yudum teselli!"




12 Temmuz 2025 Cumartesi

Kelebek


Bu bahar, senin şehrinde, hatta sizin bahçede sana açmış bir kelebek (schmetterling) olsaydım...

Bahçeye, balkona her çıkışında omzuna, saçlarına konup seni koklasaydım...

Arılar misali ruhumun balını senin gibi enfes bir çiçekten yapsaydım ama hiç doyamasaydım...

Kelebek ömrümü hazan rüzgârları savururken yaprakları, son bir defa gözlerine b'akarak tamamlayıp, balkonundaki saksının kıyısında can verseydim!

Beni görseydin, pamuk ellerinle üzülerek alsaydın sıcacık avucuna... 
İlk kez dikkatlice bana bakıp iç çekseydin. Sonra o saksının içine gömseydin. Mezarım senin yaşadığın, kitap okuduğun, müzik dinlediğin, şarkı mırıldandığın balkonun olsaydı!
Ve sen bunu hiç bilmeseydin..!



11 Temmuz 2025 Cuma

Dersiniz!


Her canı aziz bilirdi, anasının safıydı, çabuk inanırdı dersiniz!
Öfkesi saman alevi, kin bilmez bir çocuktu dersiniz!
Mücrimlerdendi ama derinlerde bir kıvılcıma muhtaç çıra idi dersiniz!
Sevilecek ne varsa alemde, sevdi de gitti sevdiğine dersiniz!
Hep yarım, hasreti ruhunda yaşayıp da gitti dersiniz. 
Belki buna benzer "iyi şeyler"de dersiniz...

***

"Öncelikle latife olsun:
Aşk diye diye ne kadınlar tepti dersiniz! 🤭"
- Acımasız fena okurlarım var.  [MM]

Sor hele!

Gönlüne sor hele;
İşte, yâr gitti... 
İki kişilik masal bitti.
Sor hele;
Aşkına zeval gelmiş mi? 
Sevgisinde azalma, 
Düşlerinde değişiklik, 
Günlerinde belirsizlik olmuş mu? 
Sor sor;
Bir şarkıyı ıslatmadan 
Ve sonuna kadar dinleyebiliyor mu? 
Hele bir sor gönlüne;
Terasta günbatımları ne alemde! 
Oturmamış mı yüreğine bir evlat acısı... 
Dinmeyen bir kalp ağrısı, 
Olmazlara, olmamışlara, olmayacaklara sitem etmemiş mi..? 
Kesilmemiş mi hayatla irtibatı... 
Sor sor; 
Solmamış mı hayatın rengi... 
Kim demiş aşk iki kişilik yaşanır diye! 
Eşi ölenin, çocuğunu yalnız büyütmesi gibi. 
İşte, yâr gitti, 
İki kişilik masal bitti. 
Gitmek zorunda olanın, 
Yolu bahtı açık, 
Ömrü bereketli olsun.