13 Eylül 2025 Cumartesi

Muamma

İsteyip de gidemediğim bir şehir gibiydi, 
Gözgöze gelmek yerine, 
Sözlerin özünde tek bir ruhtuk halbuki. 
İmkânsız mıydık, 
(Besbelli!) 
Yoksa biz mi imkânsız kılmıştık? 
Muamma!.. 
Belki de bir Pamuk Prenses masalı... 
Mazgalları pas tutmuş bir şiire evrilir gibi, 
Zamanın çarkında hızlıca akıp yittik... 
Sonra... 
Sonrası diye bir şey yok! 
O gitti, 
Ben hâyâlini anılarla harmanlayıp, 
Her günüme taze bir başlangıç yaptım, 
Onsuz bir güne uyanmadım. 
Gitmedi, gidemezdi! 
(Şizofreni!) 
Bu masal böyle saçma bitemezdi... 
(Bitmişti...) 
Ya da en olması gereken yerde, 
Tahammülü mümkün olmaz bir vadede, 
(Gitmişti!) 
Olması gerektiği gibi;
Tam vaktinde, 
Her canlı ölümü tadacaktı! 
Hayatın içinde yaşarken, 
Yudum yudum, 
Islak sancıların gölgesinde
Bu ölüm yaşanacaktı... 
Bu ölüm bizi yaşatacaktı. 


12 Eylül 2025 Cuma

Anlatmıyorum!

Belki de içten içe çürüyorum! 
Bu yıl zordan zor oldu... 
Aşamıyorum!
Anlatmıyorum!.. 


11 Eylül 2025 Perşembe

Çılgın

İnsanlar çıldırmanın eşiğinde, insan olmaktan çıkmaya başlamışken, 
Seninle biz, çocukça bir çılgınlığı yaşamak için çok müsaitken, ümitsizce dümeni kırdık... 

10 Eylül 2025 Çarşamba

Müzik ve ben

Epeydir kendime müzik dinlemeyi yasaklamak istiyorum... 
Malum, müzik benim için bir eğlence aracı değil; hüznümün ifadesi... 
İçimde var olan hüzne eşlik ediyor ve çoğu zaman da canlandırıyor... 
Peki müzik dinlememek çare mi? 
Hayır! 
Bu defa da sonbaharın melodisine, yaprakların ritmine, rüzgarın esintisine kapılır giderim... 
Gecenin sessizliğindeki violini dinlerim... 
Güneş doğmadan önceki saba makamında demlenirim... 
Bunlar olmasa, nefes alış verişlerimdeki dizili notalar girer devreye... 
Ya parmaklarım, onların tuttuğu tempoyu ne yapacağız... 
Ya ayaklarım, yürüyüş zamanı orkestra onların... 


9 Eylül 2025 Salı

Ceza mı

   Yalnızlıkla sırdaş, 
Kaybetmelerle arkadaş
          birine, 
            kim, 
hangi cezayı verebilir ki... 

Alışmak yok!

Alışmak yok! 
Alıştığım gün, öldüğüm gündür!.. 

Şiir değil bunlar! 
Zaten ona gücüm yetmez! 
Yazmaya mecalim yok, hayata da... 
Tek cümlemde anlamalısın beni.
Bir iç çekişimi, mesafeler ötesinden duymalısın... 

Alışmak yok! 
Alışırsam kalbim de benden gitmiş demektir... 


Sürükleniş

Gittim demekle gidilmiyor, 
Bitti demekle bitmiyor, 
Susmakla dinmiyor, 
Bazı sevdalar bir ömür sürüklüyor... 



8 Eylül 2025 Pazartesi

Boşuna yorulma

Kayboldum! 
Ben de bilmiyorum, 
Neredeyim!.. 
Boşuna yorulma, 
Sen de bulamazsın artık beni!..


Hatırlamıyor, bilmiyorum!

Okullar bir çok şey öğretti de
Düştükten sonra kalkmayı, 
Yeniden başlamayı 
Hatırlamıyorum!... 


7 Eylül 2025 Pazar

İki şiir

NAZLICAN'A MEKTUP

saat gecenin on ikisi,
ve ben hâlâ uyumadım Nazlıcan!..
senlik bir şey yok ama,
saat gecenin on ikisi olduğu için uyumadım,
saat gecenin on üçü olsa kesin uyurdum!..
sahi,
sen beni gece on ikiden sonra hiç görmedin değil mi?..
görme ama,
görsen çıldırırsın!..
gece bekçileri,
sarhoşlar,
fahişeler gördü de ne oldu?..
karakollar niye çoğaldı sanıyorsun,
tımarhaneler niye doldu?..
babaannem hep derdi;
bu buzdolabını kim icat etmişse cennetlik valla!..
babaanne derdim,
bunu icat eden bir gâvur...
olsun derdi,
gâvur mavur!..
ben de saymadım ama,
şu sigarayı icat edene,
en az on kere dua etmişimdir bu gece!..
bu mektubu alır almaz,
cevapla Nazlıcan!..
yıllardır,
adresime faturadan başka bir şey gelmiyor!..
yeter ki,
yaz sen...
ilensen,
küfretsen bile,
bir şiir gibi okurum ben!..
sitem eder,
öperim kara gözlerinden!..

Mahmut Turan


Mektubun geldi…
zarfı açmadım önce,
çünkü bazı kelimeler
kâğıttan çok sitem kokar.

Gece on ikiyi bilirim,
saatin gözbebeğinde büyüyen o siyah halka…
sen orada kayboluyorsun.
Benimse takvimim,
her yaprağına senin adını yazıp
yırtamadığım bir defterden ibaret.

Geometriyi severim;
çünkü üçgenler dua eder,
daireler secdeye varır,
pergellerse hep bir kalbe bağlıdır.
Seninle aramızdaki mesafe,
iki nokta arasındaki en kısa yol değil;
bir suskunluğun sonsuza açılan açısıdır.

Babaannen derdi ya:
“Bu buzdolabını kim icat ettiyse, cennetliktir.”
Oysa ben seni,
içinde hiç bozulmayan bir elma gibi saklıyorum.
Ve sigara dediğin,
küllerinden yeni bir harita çizer
ama ben bilirim:
her kül, aynı zamanda yıldız tozudur.

Hendese susuyor,
çünkü senin dumanın
cetvelleri yamultuyor.
Sigaranın külleriyle yazdığın mektuplar,
borçlu çıkarıyor adamı.

Yine de yaz,
yaz ki ben sana kızmayı öğreneyim.
Kızsam da yaz,
çünkü gözlerin
karakol duvarlarına sürülmüş en güzel kaçış planı.

Ve unutma:
imkânsızlığın dudak payı…
içilmez.

Kanarya Banu Dağ


Sessizlik (30)

Bazen gölgemle yer değiştirip, bedenimi ararken, gölgeye benzer başka bir şey görüyorum; ruhum... 
Bazı hallerimi tasvip ediyor, bazılarına şaşkın, bazılarına hüzünlü.  
Ah bu sessizlik ne oyunlar oynuyor insana... 

6 Eylül 2025 Cumartesi

Hissediyorum

Bazen Kalbini Susturmak İçin,
Yutkunur Acılarını, 
Aşklarını...
Sustukça,
Sahipsiz Gölgeler Yayılır Her Yanına...
Susmaz Fısıltıları Dalgalarının...
O Hiç Yaşanamayan,
Ama Hiç Unutulmayan, 
Hep Hatırlanan Bir Masal... 
Ne Çok Kırmış Kendini,
Ne Çok Yormuş İçini ki,
Dökülüyor Ruhu Boşluklara...
İnceden Bir Hüzün Yayılıyor Yüzüne...
Sonbahara Dönüştükçe,
Satır Satır Dökülüyor Ömür Sayfaları...
Maziye Dönüp Bakarken,
Bir Ölüm Yayılıyor Yüreğine...
Sanki Tüm Mutlulukları Tüketmiş,
Bir Ölüm Hayal Ediyor Gözleri...
Öyle Bir Ah! Ediyor ki Kalbinden,
Yaşlar Dökülüyor Yüreğinin Pencerelerinden...
Bazen Anlatamıyor,
Bazen Dinletemiyor,
Öylece Kalakalıyor...
Çıkartıp Kalbimi Göstereyim Diyor,
Ah! 
Gösteremiyor...

Kimse Yoktur Gözlerinde, 
Ne de Kalbinde...
Kimseler Kalmamış Mutluluk Ülkesinde...
O Sadece Birini İstemiş Hayattan...
Kalbini Birinin Kalbine Bağlamak...
O Güldüğünde Gülüp,
Ağladığında Ağlamak...
O da Sadece Hayalden...

O Kendini Kendine Saklamış,
Kendini Herkese Yasaklamış...
O Aklı, 
Kalbi,
Ruhuyla,
Sadece Kendine Ait...

O Şimdi Sahibini Yitirmiş Bir Gölge!
Ne Zaman Biter Mutsuzluğu,
Kaç Vakit Sürgünde Kalır Uykuları,
Bilinmez...

Sevda

İçinde Zincirleri Koparan,
Alev Alev Yanan Bir Gönül...
Anlatılamayan Duygular,
Yaşanmayan Tatlar...
Sonbaharda Dökülen Yapraklar Gibisin...
Gözyaşların Nisan Yağmuru...
Her Gecenin Sabahında,
Hüzün Doluyor Gözlerin...
Aldığın Nefesi Bile,
Suç Sayıyorsun Kendine...
Konuştukça Ağırlaşan Kelimelerin,
Susmalara Hapsettiğin Gözyaşlarınla,
Kendinle Olan Kavgaların,
Çok Yoruyor Seni..
Yüreğine Düşen Her Tını;
Ya Düşsüz Bir Uyku,
Ya da Renksiz Bir Düş...
Çünkü Sen,
Hüzünlerini,
Eylül Gibi Seviyorsun...
Sen Yine de Unutma;
Eylülün İçinde Yaz da Vardır,
Bahar da...

Sevda


5 Eylül 2025 Cuma

Son virajda

Çok koştum peşinden sevdamın, 
Yanlış şehirlerde, 
Yanlış gözlerde aradım.
Oysa nasibim dünyalık değilmiş! 
Son viraja girince anladım... 

4 Eylül 2025 Perşembe

Duymadın

Herkes duydu, 
Bir sen duymadın, 
İtiraz etme! 
Duysaydın, seslenmezdim! 
Duysaydın, inlemezdim! 
Herkes gitti, 
Bir sen hep benimlesin... 
Sevmeler para etmiyor diyorlar! 
Evet para etse değeri sınırlanmış olurdu... 
Herkes duydu, 
Bir sen duymadın, 
İtiraz etme! 
Duysaydın, seslemezdim! 
Ellerin avuçlarımda, 
Yüzün omuzlarımda olurdu... 
Duymadın sen dilimi kurutan şarkımı, 
Duymadın sen içimi yakan aşkımı... 

3 Eylül 2025 Çarşamba

Bir Mevlid Kandili'ne daha eriştik

Hz. Peygamber'in (SAV) amca oğlu İbn Abbas şöyle demiştir:

"Resûlullah pazartesi günü dünyaya geldi, ona pazartesi günü peygamberlik verildi, Mekke'den Medine'ye pazartesi günü hicret etti, Medine'ye girişi pazartesi günü oldu. Pazartesi günü de vefat etti."

(İbn Receb el-Hanbelî, Letâifü'l-Maârif)

Allah Resulü (SAV) bir hadis-i şerifinde pazartesi orucunun hikmetini soranlara şöyle buyurmuştu:

"O benim doğduğum ve peygamber olarak gönderildiğim gündür"

(Müslim, Sıyâm, 36)

Bu gece, Sevgili Peygamberimiz Hatemü’l-Enbiya Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.s.) dünyayı teşriflerinin 1500. yıldönümüdür. (Diyanet İşleri Başkanlığı) 

Allahümme salli ala seyyidina Muhammed... 


Hz Ömer (ra) Efendimizin, Sevgilimiz (sav) için söylediği bu sözün üzerine, bizlere de aşkın, hayranlığın, sadakatin yaşandığı o saadet asrını idrakten acziyet düşüyor. 

İyi ki Allah'ın "Habibi"ne ümmet olma ayrıcağına, bahtiyarlığına erişmek nasibimiz olmuş. Bunun şükründen mahcup olarak, bir Mevlid Kandiline daha eriştik. 

Kandilinizi tebrik ediyorum. Dualarda buluşalım. 

https://youtu.be/_S2nFR2ea4k?si=_u2DXyB2MUIJQ-9A

Ruhumuzun gölgesi


Güneşin altındaki cisimler misali manaları/anlamları uzar ve kısalır. 
Mevsimler gibi azalır ya da çoğalırlar. 
Gün gelir, yazdıkça yazarsın doymazsın. 
Gün gelir, tek cümleye koca bir anlam yükler ya da gizlersin... 
Ruhumuzdan üflediğimiz kelimelerimizin kıymetlimiz olarak hebaya gitmesine razı olmayız. Bunu fark edince de kısalır, azalmış görünürüz. 


2 Eylül 2025 Salı

Anlamıyorlar!

Ne yeni biri olsun hayatımda, ne birisi için yollara düşeyim. 
Bırakın! 
Kendi içimdeki mezarımda, kendi kendime can vereyim!..

Sana benzemediği gün

Gördüğüm kadınlar sana benzemediği gün;
Sanıyorsun ki yeniden başlayacağım yaşamaya... 
Gördüğüm kadınlar sana benzemediği gün, 
Kalbim de veda edecek bu zindana... 

1 Eylül 2025 Pazartesi

Bazı türkülerin güftesi bestesiyle doğar


Tanrıdan diledim bu kadar dilek aman aman
O yârin yüzünü bir daha görek aman aman
Bana kısmet değil dizinde yatmak aman aman
Dizinde yatıp da yüzüne bakmak aman aman
Gel aman aman yanıma
Kıyma bu yazık canıma
Bir kara kaşın bir kara gözün
Değer dünya malına
Ayrılık hasreti canıma yetti aman aman
Kalmadı gözümün yaşları dindi aman aman
Bahçesinizde lale sümbül gül bitti aman aman
Eridi yüreğim tükendi bitti aman aman
Gel aman aman yanıma
Kıyma bu yazık canıma
Bir kara kaşın bir kara gözün
Değer dünya malına. 

Haydar Telhüner


31 Ağustos 2025 Pazar

Atatürk'ü sevenler ve sevmeyenler!

Atatürk'ü sevmeyenler Atatürk'ü sevenleri anlayabiliyorlar da Atatürk'ü sevenler Atatürk'ü sevmeyenleri anlamak istemiyorlar! Niçin sevmediklerini duyup bilmek istemiyorlar. Sanki ezberlerinin bozulmasından endişeliler. 
Anlamak üzerinde bir konsensus sağlanmış olsa kimse karşısındakine bu kadar hoyrat aşağılayıcı davranmazdı. 
Sonuçta fikri hür vicdanı hür insanlarız! 


30 Ağustos 2025 Cumartesi

Sen, her kimsen!

Sen!
Her kimsen! 
Senin varlığınla yenilenen sevgim var ya... 
Benim en kıymetlim odur... 
Sana müteşekkir, sevgime minnettarım. 
Çünkü sevgimi çoğaltmak için bu dünyada varım... 


29 Ağustos 2025 Cuma

Mızıkmak

Çocukken hiç mızıkmazdım. Bütün oyunların kurallarına uyardım. 
Hayat, büyüme çağlarını geçtikten sonra mızıkmanın da bazen gerekli olduğunu öğretti. 
Seni vefasız, hatta karaktersiz, acımasız da bilseler mızıkmanın, şart ve çare olduğu durumlarda aldırmaz gözük. 
Sus ve duyma! 
Zaman nasılsa seni haklı çıkaracak... 


28 Ağustos 2025 Perşembe

Vefasız biri değilim!

Vefasız biri değilim! 
Peki bu okula devamsızlığı alışkanlık yapmış öğrencilere benzeyen insan ilişkilerim ne ara bende huy oldu! 
Arayıp sormasalar, kendimi kendimde saklayıp unutturduğum fildişi kulemin konforundan çıkasım yok. 
Bize "Gönülce lisanı"gerek.
Uzatmadan, yormadan, bunaltmadan, kararında bir ufuk turu ile gönlümüzü şen eylesin. Terslenmeden, kırılmadam, kınanmadan uzak, israfsız... 
Bir şeyler öğrenelim. 
Tefekküre yelken açalım. 
Sohbeti cana şifa... 

Bir dakika kendim! 
Bu dediğin iyi dostlar iyi kitaplarda be canım... 

26 Ağustos 2025 Salı

Hazan hüzün olmuş esiyor

Eylül rüzgarları nasıl da güzel esmeye başladı... 
Sarı, bütün tonlarıyla arzı endam etmeye hazırlanıyor... 
Yapraklar dallarıyla vedalaşmakta... 
Hazan hüzün olmuş esiyor...


     Video için çok teşekkür ediyorum. 🦋


Hayaller de ölür!

Gülmenin de zamanı var, sebep gerekir gülersin. Kimisi ucuz, kimisi pahalıya patlar. Kimi kalitelidir, olur olmaza dudak kımıldatmaz. 
Hayal gücü insana benzer, birlikte yaşlanır ve hayal gücünüzü kaybedersiniz. 
Kısa kış günlerine, ömrün sayfaları hızlıca çevrildiği için memnuniyet duyarsınız. 
Hayaller de ölür! 
Rüyalar sonsuz mu?
Sonsuzluğa uzandığı doğru da... 
Rüyalar da gündüzlerin doğurduğu çocuklardır... 
Gündüz ektiğini gece biçtirirler!.. 


25 Ağustos 2025 Pazartesi

Meğer

Yaz yağmuru gibiymiş meğer, bir ömür sürer sandığımız... 
 

23 Ağustos 2025 Cumartesi

Vay be!

Sen ve gözlerimle arama giren bu gözyaşlarımla mı başedeyim, yoksa ufuklara dalıp dalıp " Vay be! " tespihi çeken yüreğimle mi... 


21 Ağustos 2025 Perşembe

Yakıştıramazsın!

Bazen, istesen olacak gibidir ama kendini onun yanına yakıştıramazsın!.. 

   Teşekkür ediyorum. 

20 Ağustos 2025 Çarşamba

19 Ağustos 2025 Salı

Abi!

Kadınlara;
Bir erkeğin size yürümesini gerçekten istemiyorsanız ona sürekli abi diyerek hitap edin! 
Kullandığımız kelimelerin insan algısında, hafsalasında, hayalinde belli bir anlam kalıbı ve arka planı vardır. 
Siz kullandığınız kelime ve cümlelerle bu alanı besler ya da zayıflatırız. 

Erkeklere;
Karşınızdaki bir kadın size hitap ederken, sürekli abi diyorsa, artık ona yürümekten vazgeçin.Ötesi had bilmezlik, terbiyesizlik, densizlik olarak karakter hanenize yazılır! 
Insanların gözünde ısrarcı bir sapık olmak istemezsiniz!.. 


18 Ağustos 2025 Pazartesi

Kral üryan değil!

Ömür, 
Bir dilbere deli divane olacak kadar uzun değil! 
Şöyle pragmatik düşün;
İnsanlar da
Ömrümüzün bir katında diyelim asansöre binerler ve inerler... 
Kimi şiir olur kimi sosyolojik ders! 
Gidene ağıt için ömür hiç müsait değil! 
Ah bak başkaları bindi! 
İyi bak! 
Müebbet yastan çık da bak! 
Seç birini koluna tak... 
Ne  o Leyla ne sen Mecnun. 
Yeter ki gönüller bir olsun. 
Zamane aşkları lütfen kısa metrajlı olsun. 
Vatan sağolsun. 
Gidenin yeri hızlıca dolsun. 
Duygusal zehirlenmeye lânet olsun. 
Krala üryan kalmak yaraşmaz!
Kraliçe öldü yaşasın yeni kraliçe!.. 
 

16 Ağustos 2025 Cumartesi

Bil ki

Git bakma ardına! 
Ne bir sitem ne bir intizar... 
Boyadığın zamanlarımız kalan ömrüme yeter. 
Bil ki kül olmayacak, 
Bu aşkın ateşi... 

Git bak kendi hayatına! 
Dünüm bugünüm, 
Anılarımla, taptaze anlarım... 
Bilmez değilim, 
Ben sana artık maziyim... 



15 Ağustos 2025 Cuma

Bilmek denklemi

Bazen, bir şeye başlarken, 
yolun başında, sonunu, 
şahin keskinliğinde görüp bilmek, 
kişiye avantaj, 
bazen de derin bir keder sebebidir. 

Bu görsele de yazımı bitirip, geceye ayarladıktan sonra denk gelince burada saklamak istedim


14 Ağustos 2025 Perşembe

Havâs ve Gölge-i Anka

Sana varmak, hicretle yorulmuş bir nefesin seferi gibiydi,
gözlerin, ürkmüş bir muhabbet kervanının sükûtla göçü.
Yağmura benzerdi bakışların;
lâl kalsan dahi,
öyle ketum görünüp öyle sır ifşâ ederdi ki,
kirpiğinden düşen esanslı bir hatıra
mektupları mühürsüz bırakırdı.

Seni, kafeste ötüşe mahkûm bir bülbül sanmışlardı;
hâlbuki sen, yanık kanatlı Zümrüd-ü Anka idin.
Kanatlarının gölgesi kartallara bile düşmez,
dağların ardındaki sır dağlara konardın.
Bilmezlerdi ki,
ne Kafdağı’nı işitmişlerdi
ne Hira’nın nûruna ermişlerdi;
kendi yığınını “dağ” sananlar,
benlik taşını zirve zannederlerdi.

Senin kubben göğe değmişti,
minaren rüzgârın omzunda ezan okur,
avluna giren her yolcu
gözlerinde abdest alırdı.
Şadırvanın serinliğiyle
kalbinin avlusuna varan
her kim olursa
müezzin nefesinle çağrılırdı sevdaya.

Ama onlar,
ne taşında gizli duayı gördü
ne de minberine sinmiş hikmeti;
senin içindeki mabedi
yıktılar bilmeden...

Ve bir gün,
rüzgâr, kubbenden bir dua söküp
göğe taşıyacak;
o vakit anlarlar ki
suskunluğun,
en gür sesli ezanmış aslında...

O vakit,
Kafdağı’nın doruğunda bir gölge belirecek;
kanatları, ufku silecek kadar geniş,
bakışı, çağları delecek kadar keskin.
Simurg geri dönecek…
Fakat indiği yer,
ne onların tepeciği olacak
ne de aldanışla örülmüş avluları.

Yüksekten,
yargı dağıtır gibi değil,
bilenin vakarını taşıyarak bakacak aşağıya
ve yalnızca şöyle diyecek:

"Dağ, kendini bilmekle büyüktür;
siz, kendinizi bilmedikçe
benim inişim size vuslat değil,
sadece gölgedir."

Kanarya Banu Dağ

12 Ağustos 2025 Salı

Uzaklaşıyorum

Uzaklaşıyorum, 
Gökyüzünde gittikçe küçülen  bir yıldız gibi, 
Kelime fazlalıklarından, şiirimsi ayrıntılardan... 
Hayata dair detaylardan. 
Uzaklaşıyorum insanlardan, fazlalıklarımdan... 
Arada mazi ziyaretime gelir. 
Yaramı kanatmayı marifet bilir... 
Mecbur, üzerine bir duble efkâr şarkısı, 
Şişkinliğimi alır... 
Sonra sarılırım yanıma, 
Sitem ederim ahlarıma... 
Aldırmam yaralarıma... 




10 Ağustos 2025 Pazar

Cana eza mı sefa mı

Hayat, önce kanatlarımdan birini aldı... 
Sonra, merhamet etti, 
Böyle uçma çabası cana eza dedi 
ve diğerini de aldı... 

9 Ağustos 2025 Cumartesi

Devr-i sene-i tevellüdünüz ferrûh ola. Zâhir ve bâtınlarınız hayr ola.

- "Cism-i nâzenînizin âleme hûrşîd-âsâ teşrîf edişinin bu nev sene-i devriyyesini cân u dilden tebrîk ederim efendim. Bâkî ömrünüzün gam u telâştan ırak, sıhhat, huzûr ve saâdet içre geçmesini, fânî ve bâkî cümle murâdâtınıza nâil olmanızı Cenâb-ı Kibriyâ’dan niyâz eder, hürmet ve muhabbetlerimi arz ederim. Devr-i sene-i tevellüdünüz ferrûh ola. Zâhir ve bâtınlarınız hayr ola."

[ Teyzeme Rahmet ve duâ ile..]

 🤗

Kendimi Osmanlı saraylarında Osmanlı Sultanı zannettim 🤭 teşekkür ediyorum Allah razı olsun. Resim ayrı güzel. 

- Divan edebiyatından çalıntı teselli ederdi sizi ancak..
Sarayların sultanı olmak soydan geliyor 
Gönüllere girmek sultan olmaksa, işte o tamamen bireye bağlı... 
Gönüllere Sultan olmuşsunuz daha ne gerek... 

🙈🤭🤗

[Bu sabah ki whatsapp sohbetimizden]


Hepinize sonsuz teşekkürler

Bu Ağustos çok üşütüyor anne!.. 
İyi bir şeyler mi dedi 🤔 bilemedim... 

Bir Sessizlik Kaldı Ardında

"Bir Sessizlik Kaldı Ardında"
Armağan bir yürek için

Annen gitti...
Bir gül sustu dudağında,
Bir ezan yarım kaldı sanki içindeki bahçede.
Toprak şimdi,
En çok senin çocukluğunu saklıyor kucağında.

Bir yorgan gibi örttü seni hüzün,
Ama bil ki;
Anne dediğin, yalnızca bedenle gitmez,
O, dualar gibi siner zamana,
Gökyüzünün en sessiz köşesinde
Bir yıldız olur…
Ve hep seni izler.

Şimdi belki gözlerin dolu,
Şiirler sustu sanıyorsun,
Ama bil ki şair dostum,
En gerçek mısralar
Annesini kaybeden bir evladın kalbinde doğar.

O yok artık, evet…
Ama onun "iyi ki doğdun"u
Hâlâ kulaklarında.
Gül yüzü hep aklında. 
İçinden gelen her güzel sözde
Bir "anne" sesi var aslında…

~~~
 
İyi ki doğmuşsun mekanı cennet olsun anacığın senin gibi hayırlı bir evladı iyi ki doğurmuş kıymerli arkadaşım 🙏 💐

Arzu Denizyaran

8 Ağustos 2025 Cuma

İlk Ben Yazayım İstedim

Rabbim Öncelikle Ömrünü Sağlıkla Bereketlendirsin...
Tüm Ölmüşlerini Rahmetiyle Kuşatsın...

Yürüdüğün Hayat Yolunda; 
Hiç Eksilmeyen, 
Eskitilmeyen,
Bir Varmış,
Bir Yokmuş İle Başlayan Masallar Misali,
Gülümseyen Bakışlar,
Şefkat Dolu Dokunuşlar,
Bulamadığın, 
Tutamadığın, 
Ne Varsa,
Bu Yaşında Seni Bulsun...

Sağlıklı,
Huzurlu,
Bereketli Yaşların Olsun...

Yarındı Biliyorum... İlk Ben Yazayım İstedim...

Sevda Mutlu 

7 Ağustos 2025 Perşembe

Kimi insanlar

Kimi insanlar;
Kaliteleri, 
Kabiliyetleri, 
Kıymetleri, 
Keşfedilemeden, 
Kaybolup giderler ufkumuzdan... 



6 Ağustos 2025 Çarşamba

Sessizlik [29]

Zaman geçtikçe daha da sessizleşiyor insanın dili... 
Duruşu, kimliği, kimsesizliği, hali... 
Hayatın bir aldanmaca, bir oyun olduğunu çok sonra anlıyor insan, son dönemece yaklaşırken... 
Sessizce gitti annem, dudaklarında tebessümle... 
Ondan kalanları toplarken bir daha tekrarlanan koyu bir hüzün... 
Her yerden esmekte sessizlik, bir kamçı gibi. 
Ev sessiz, odası sessiz, hayat sessiz... 
Gitmek için geldiğimizi bilsek de bu gitmeler tarifsiz, bu harfler mecalsiz. 


4 Ağustos 2025 Pazartesi

Teşekkür

Annemin vefatı dolayısıyla taziyede bulunan, halimi merak eden herkese ne kadar teşekkür etsem azdır. Allah razı olsun. 

O kurtuldu dünya yükünden. İnşallah orada huzura erdiğine olan inancımız, ölürken tebessüm eden yüzüne son kez baktığımızda daha da çoğaldı. 

Bundan sonra  yeni tekrarlar yapar mıyım yazma konusunda bilmiyorum. 

Yorgunum...