3 Ekim 2016 Pazartesi
aylarda ben...
eylül gibiydim bazı kadınlara,
gördükleri yalnızca
hüzün döken yapraklarımdı...
ocak'ta daha çok üşürdü insan,
ruhunun en tenhasına kadar...
mart, kapıdan da baktırırdı,
anıları da yaktırırdı...
oysa ben nisan nisan tomurcuklanmaya,
anılar biriktirmeye ne çok hazırdım,
bir kalpte açarken...
hazinay da hiç ayrılık koyulaşır mıydı ?
benim bütün haziranlarım aramakla,
aldanmak arasında geçti..!
insanlar sıcaklarda yanarken ben tam buz oluyordum,
hayata karşı temmuz girdabında
ve odalarımın pencerelerini daha bir kapatıyordum,
içimin sokaklarının seslerine karşı...
ağustos, böcekleri ile karınca hikayesiydi,
ve ben bir an bile ağustos böceğini taklit edemedim.
karıncalar gibi hüzün taşıdım yuvama...
ah eylül!
senin gelişin,
bir kadının ruhumu yaralayışı gibi,
işte yine bir lahza göründün,desem de
sen hiç gitmedin ki yüreğimden...