Her defasında sevmeye korktu, aşka aşık yüreğim, bir kadını.
Sevmek için aslan, sevmeye başlarken bir tavşan ürkekliğiyle...
Ne zaman sevmeye kalksam, ''Merhaba sana, acı veren lezzet'' dedi içimden bir ses.
İrkildim..!
Sevdim de...
Uslanmaz yaramaz çocuk, korkularıyla sevecekti, sevdi de...
Ben sevdiğim kadar acı çektim, acı çektikçe sevdim,duramadım..!
Sevmelerimin faturası bir kadın tarafından üzülmekti, üzüldüm..!
Ne zaman bir aşktan, hüsran kaldırımlarının ıslaklığına eşlik etse gözyaşlarım, ''sabaha az kaldı !'' diye el eder, gönlüme yükseklerden uçuşan kelebekler...
Aldanırım ve bu aldanmaya meftun bir bağımlının, kangren olmuş sancısı ile, sıfırı tüketmişliğimi unutarak, sıfırdan çıkmaya başlarım, hayatın aşktan ibaren olan merdivenlerini...
Her sevişin, sevişmeler yerine, çekişmeler şeklinde dönüşmesi, bu sebeple kayıt altındadır; annesinin ''aptal'' ilaveli safı olan kimliğimin arka yüzünde...