''İçimde birikmiş şiirlerim vardı, ne zaman seni düşünsem baharlara açan goncalar misali dudaklarımdan saçılırlardı...
Apansız geri gelen kara-kışa yenildiler !''
Artık inanıyorum, şair değilsem bile, şair ruhluyum..!
Nereden mi bu kanıya vardım: Çünkü şairlerin hayatlarında, damarlarında kan yerine hüzün deveran eder.
Bu, şair olmanın kaderi,gereği belki de diyetidir.
Bu sebeple iyi bir şair olman da gerekmez, şairliği, şiirleri sevmen yeterli, hüzün solumak için...
Ayrılık alır, ayrılık satarsın. Her bakışın son bakıştır, her sözün veda ile mühürlü...
An'lar sana, az sonra gelecek o haşmetli hüznü muştular.
Tebessümlerinde, hatta kahkahalarının tonları arasında saklıdır hüzün...
Hece hece kelimeler arasında,bazen kuyulara,bazen de deryalara geçiş yaparsın...
Kâşif gibi, sürekli arayış...
Kelimeleri bu yüzden çok sever ve birçok insandan vefalı bulursun.
Kelimeler silahın, kelimeler bazen de başına onulmaz işler açan belan belki de cezan...
Sadeliği,samimi bir basitlik içinde kelimelerin gücü ve yardımı ile dizersin sanal kağıtlara, en azından ben öyleyim, basit ve sade...
Sanki misal alemindeki izdüşümü gibi, hayallerinin peşindeki bir Don Kişot gibi, kendi dünyanda, birilerinin ne düşündüğünü umursamak istemeden, çala-kalem kelimelerinle varsındır.
Az sonra ölecek olsan da, son cümleyi yazma derdindesindir.
Eksik, fazla, hatalı, doğru kime ne !
Ben yazmayı seviyorum.
[2015]